DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ!
17. ve 18. Yüzyılda Avrupa
17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa Devletleri’nde durum nasıldı? 17. ve 18. yüzyılda Avrupa’daki gelişmeler hakkında bilgi.
XVII. VE XVIII. YÜZYILLARDA BAŞLICA AVRUPA DEVLETLERİ
1 — İngiltere:
17. ve 18. Yüzyılda Avrupa |
XVI. yüzyılın ikinci yarısında Kraliçe I. Elizabeth devrinde (1557 -1603) başlamak üzere kuvvetlenen İngiltere, XVII. yüzyılda iş başına geçen Stuartlar soyu zamanında, 1648 ve 1688 tarihlerinde yapılan iki ihtilâlden sonra, Avrupa’da ilk kez meşrutiyet yönetimine kavuşmuştur. İngiltere bundan sonra Avrupa’nın en kuvvetli bir deniz devleti haline gelmiştir.
XVIII. yüzyılda İngiltere daha çok kuvvetlenmiş ve hemen hemen Avrupa’nın bütün siyasal sorunlarına karışmıştır. Gene bu yüzyılda Avrupa dışında büyük bir genişleme siyaseti izleyen İngiltere, başta Amerika ve Hindistan olmak üzere, dünyanın her yanında büyük sömürgeler elde etmiştir.
2 — Fransa:
XVI. yüzyılda mezhep anlaşmazlıkları ve mücadeleleri yüzünden karışık bir durumda bulunan Fransa, 1598 tarihinde Kral IV. Henri tarafından ilân edilen Nant Fermanı ile mezhep özgürlüğüne kavuşmuştur. XVII. yüzyılın ilk yarısından başlamak üzere kuvvetlenen Fransa, Kral XIII. Lui zamanında (161.0 – 1643) içte ve dışta kuvvetli bir devlet olmuştur. Fransa’nın kuvvetlenmesinde XIII. Lui devrinin ünlü başvekili Kardinal Rişliyö’nün büyük hizmetleri görülmüştür. Fransa’da kraldan çok sevilen Rişliyö’nün ve kral XIII. Lui’nin aynı yıl içinde ölümleri üzerine henüz beş yaşında bir çocuk olan XIV. Lui kral oldu (1643). Çocuk kralın ilk zamanlarında Fransa’yı Kardinal Mazarin yönetti. Bu başvekilde Kardinal Rişliyö’nün izlediği siyasetten ayrılmadı. Bu iki büyük devlet adamının amaçları Fransa’yı doğuda Ren ırmağına ve Alp dağlarına güneyde ise Pirene dağlarına ulaştırmaktı. Bu iki yer Fransa için birer doğal sınır olarak kabul edilmişti. Bu yüzden Fransa, XVII. yüzyılda birçok savaşlara girmiştir. XVIII. yüzyılda ise gene bu amaçla Avrupa’nın hemen bütün savaşlarına katılmıştır.
Fransa XVII. ve XVIII. yüzyıllarda mutlak krallık rejimi ile yönetilmiştir. Kendisine Güneş Kral sıfatını veren XIV. Lui «Devlet demek, ben demek» derdi. O, bu sözüyle mutlak kralların en iyi bir örneği olmuştur.
XIV. Lui’nin yerine geçen XV. Lui zamanında (1715 – 1774) Fransa’da mutlak krallık yönetimi daha çok kuvvetlenmiştir. Nihayet bu yönetime dayanamayan Fransızlar XVI. Lui zamanında (1774 – 1793) büyük bir ihtilâl yaparak krallık yönetimini yıkmışlar, Fransa’yı hürriyet ve demokrasiye kavuşturmuşlardır.
3 — İspanya:
XVI. yüzyılda Avrupa’nın en kuvvetli bir devleti olan ve dünyanın en büyük sömürge imparatorluğuna sahip bulunan İspanya, XVII. yüzyıldan başlamak üzere zayıflamıştır. Avrupa karaşındaki üstünlüğünü Fransa ve İngiltere’ye kaptıran ispanya, sömürgelerinin bir kısmını da bu iki devlete vermek zorunda kalmıştır.
İspanya XVIII. yüzyılda daha çok zayıflamış ve zamanla Avrupa’nın ikinci derecede devletleri sırasına geçmiştir.
4 — Almanya ve Avusturya:
XVI. yüzyılda Avrupa’nın en büyük imparatorluğu olan Almanya,. XVII. ve XVIII. yüzyıllarda dahi siyasal birlikten yoksun idi. Ortaçağdan beri Kutsal Roma Germen İmparatorluğu adını taşıyan bu devlet 843 dükalığa ve prensliğe ayrılmıştı. XVII. yüzyılda bu imparatorlukta mezhep birliği de yoktu. Alman devletlerinin en büyüğü olan Avusturya Arşidükalığı aynı zamanda imparatorluk tacını da elinde tutuyordu. Daha önceki derslerimizde gördüğümüz gibi, Avusturya XVII. ve XVIII. yüzyıllarda Osmanlı devleti ile yaptığı birçok savaşlardan sonra bazı ülkelerimizi alarak Balkanlara doğru yayılmaya başlamıştı. Bir yandan da Avrupa’nın bu yüzyıllardaki bütün siyasal olaylarına karışarak Orta Avrupa’nın en kuvvetli bir devleti haline gelmişti.
Almanya imparatorluğunu, aynı zamanda Avusturya’nın başında bulunan Habsburg soyundan gelen imparatorlar yönetmekte idiler.
5 — Rusya:
XVI. yüzyıldan itibaren kuvvetlenmeye başlayan Rusya, XVII, yüzyılda Bomanof soyunun işbaşına geçmesiyle daha ziyade güçlenmiştir. Önce doğu yönünde bir gelişme gösteren Rusya, Volga ve Ural boylarındaki Türk hanlıklarını kendisine bağladı. Çar Deli Petro zamanında (1685-1725) Osmanlıların Viyana bozgunluğundan yararlanarak Azak kalesini aldı (1696). Bundan sonra İsveç kralı Demirbaş Şarl’ı da yenerek Baltık denizine çıktı. Petro’dan sonra işbaşına geçenlerden Çariçe II. Katerina (1762 -1796) zamanında Rusya, Avrupa’nın en kuvvetli bir devleti haline geldi. Osmanlılardan Kırım’ı alarak Karadeniz’e çıktığı gibi, Lehistan’ı da Avusturya ve Prusya ile birlikte paylaşarak Orta Avrupa ve Balkanlara doğru genişlemeye başladı.
6 — Prusya:
Otuz yıl savaşlarının bitiminden sonra (1648) Avrupa’nın siyasal tarihinde rol oynamaya başlayan Prusya, bundan sonra yavaş yavaş gelişmeye başlamıştır. 1713 tarihinden sonra Prusya Krallığı adını aldı. Bununla birlikte Prusya’nın Avrupa’da birinci derecede sözü dinlenir bir devlet olması ancak Kral II. Frederik zamanında mümkün olmuştur. (1740 1786).
II. Frederik, Avrupa’nın birçok siyasal olaylarına karışarak ülkesini genişletti. 1740 tarihinde Avusturya’dan Silezya’nın bir kısmını aldı. Rusya ve Avusturya ile anlaşarak Lehistan’ı ortadan kaldırdı. Yedi yıl savaşları sırasında (1756 – 1763) Avrupa’nın tüm devletlerine Prusya’nın üstünlüğünü kabul ettirdi. Bu başarı daha sonraki yüzyılda Prusya’nın Alman İmparatorluğunu ve birliğini kurmasını sağlamıştır.
7 — Lehistan:
XVI. yüzyılda Avrupa’nın toprak bakımından en büyük devletlerinden biri olan Lehistan, XVII. yüzyılda iç işlerinin bozukluğundan dolayı zayıflamaya başlamıştır.
Lehistan öteden beri krallıkla yönetilmekte idi. Fakat krallar seçim golüyle iş başına geldiklerinden, kral seçimlerinde öteki Avrupa devletleri ve özellikle Lehistan’ın komşuları bulunan Avusturya, Rusya ve Prusya ile Fransa ve Osmanlı devleti Lehistan’ın iç işlerine karışırlar ve kendi adaylarının kral olması için çalışırlardı. Bu yüzden XVII. yüzyılda kimi Avrupa devletleri arasında Lehistan Veraset (Kalıtım) Savaşları (1733-1738) denilen büyük bir savaş çıkmıştır.
XVIII. yüzyılda Lehistan çok zayıflamıştır. Komşuları bulunan Rusya, Avusturya ve Prusya arasında arka arkaya üç defa paylaşıldıktan sonra (1772; 1793, 1795) Avrupa haritasından silinmiştir. Lehistan ancak Birinci Dünya savaşından sonra tekrar bağımsız bir devlet olmuştur (1918).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder