Kızım kreşin yıl sonu gösterisine gitmek istemiyor - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Aralık 27, 2015

Kızım kreşin yıl sonu gösterisine gitmek istemiyor

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
Kızım kreşin yıl sonu gösterisine gitmek istemiyor

Kızım kreşin yıl sonu gösterisine gitmek istemiyor, nedenini yıl sonu gösterisini izlerken anlıyorum. Gösterinin beden eğitimi olarak tasarlanan bölümünde ortaya konulan denge çubuğunda arkadaşı gayet güzel yürürken kızım zorlanıyor. Psikomotor becerisi yeterli olmadığı için yapamadığı bu hareket onda yetersizlik duygusu yaratıyor. Gelişimsel düzeyi yeterli omadığı için yapamadığı hareketleri kendi başarısızlığı olarak görüyor hatta kendini yeteneksiz olmakla suçluyor. Bu duygu ile baş etmesi için mücadele etsem de yaşadıkları başarısızım duygusunu kanıksamasına yol açıyor. Acaba kaç çocuk ne kadar ve nasıl da örseleniyor bu gösterilerde…

Gösterilerden uzak durun! Okuma bayramı, yıl sonu gösterisi, kreşlerin bahar gösterisi, okul müsameresi, adı nasıl değişirse değişsin bu gösterilerin arka planını görmekte yarar var. Çocuğunuz, kendi duygusal dünyasını biraz da olsa koruyana kadar, sahne arkasını göremeyeceğiniz, nasıl bir süreçte ortaya çıktığını bilemediğiniz gösterilerde, çocuğunuzun örselenmesine izin vermeyin. Çocuklar oynamayı ve oynadıklarını sergilemeyi çok severler. Bu açıdan bakıldığında çocuklarca hazırlanan ve kurgulanan bir gösteriyi izlemekte hiçbir sakınca göremeyebilirsiniz. Oysa okulların ticari kaygılarını, kendi aralarındaki iç yarışlarını, yönetimin öğretmenler üstündeki baskısını düşündüğünüzde, ortaya çıkan gösterilerin sadece çocuk oyun süreçlerinin yansıtılması olmadığını, bu etkinliklerin sonuç odaklı ve performansa dayalı bir yarış olduğunu farkedersiniz.

Anaokullarında branş dersleri genelde yarı zamanlı öğretmenlerce yürütülür. Haftanın bir günü okula gelen drama, müzik, dans, beden eğitimi öğretmenleriyle. Bu öğretmenler de yazılı olmayan kurallar gereği eğitim dönemi sonunda çocukların sahneye çıkacağını bilirler. Branş öğretmenleri bunu istemese de, birçok kurum, bu öğretmenlerden yıl sonunda gösteri beklediğini açık açık dile getirir. Bu durum yarı zamanlı branş öğretmenlerinin de yıl sonu gösterisini çok önemsemesine neden olur. Bilirler ki, eğitim-öğretim süreci çocuğun sahnede duracağı üç beş dakikaya indirgenmiştir. Ne yazık ki bu sarmalın içinde ticaret de vardır: İyi bir gösterinin sonunda, gelecek yıl aynı okulda çalışma garantisi olacaktır.

Özellikle okul öncesinde ay farkı bile çocuklar arasında inanılmaz gelişim farklılığı gösterirken, çocuklardan eş zamanlı ve birlikte hareket edecekleri bir performans beklemek ne kadar anlamlıdır? Yıl sonu gösterisine hazırlanırken, yapamayan öğrenciyi zorlamak, yapabileni iyi örnek olarak göstermek, sadece gelişimsel özelliğinden dolayı yapabileni ödüllendirirken aslında otomatik olarak yapamayanı cezalandırıyor olmaktır. Siz gösteriyi izlemeye gittiğinizde nerede duracağı çekiştirilerek gösterilen çocuklara, sessizce beklemeleri gerektiği perdenin arkasında sinirli bir biçimde anlatılmaktadır. Kıpırdama, yapma, sus… Siz sahne dekorunu incelerken (el becerisi gelişmiş öğretmenlerce hazırlanmış, çocuk ürünü olmayan) ve kameranızın bataryasını kontrol ederken çocuğunuz arka planda örselenmeye devam etmektedir. Perde açılacak, kendi çocukları çıkınca sahne önüne kadar gelip, cep telefonuna sarılacak, dönüp bakılmayacak yüzlerce fotoğraflar çekilecek ve gösteri bitince çılgınca alkışlanacaktır. Bu toplamda bir saatlik gösterinin öncesindeki bir yılda çocukların ne kadar örselendiğini kimse düşünmeyecektir. Yaş seviyesinden dolayı sade olması beklenen bu gösteriler, broadway müzikali ciddiyetinde önemsenecek, aynı şarkılar çocuklara yüzlerce kez dinletilecek, aynı hareketler yüzlerce kez tekrar ettirilecektir. Çıkan bir saatlik ürünün alkış arkasında kalan kaybının hesabını kimse tutmayacaktır.

Şimdi siz, izlemiş olduğunuz harika yıl sonu gösterilerini örnek vererek, “Biz çok güzel gösteriler izlemiştik” diyebilirsiniz. Sorun da tam burada başlıyor: İzleyenin iyi olarak nitelendirdiği bir gösterinin ortaya çıkışında çocukların yaşadıkları süreç önemlidir. Sahnede sergilenene iyi diyebilmenin yolu, sahne arkası sürecinin çocuk merkezli yapılandırılmasıdır. Nedir çocuk merkezli yapılandırma? Eğitim öğretim yaşantısındaki sürecin sahneye yansıtılmasıdır. Sonuçta ortaya çıkacak performansın önemsenmediği, çocukların neyi sahnelemek ya da göstermek istediklerine karar verdiği, yetişkin öğretmenlerin ise sadece yol gösterdiği ortamlardır önemli olan. Her çocuktan aynı performası beklemek yerine çocukların bireysel farklılıklarını zenginlik olarak yansıtabilmektir asıl olan. Seçilen gösteriye çocukların karar verdiği, rollerin çocuklar tarafından seçildiği, kurgunun çocuklar tarafından yapılandırıldığı, sahnedeki her dekorun buram buram çocuk ürünü koktuğu gösteridir önemli olan. Böyle bir gösteri elbette brodway müzikali kalitesinde olmayacaktır ama belki de brodway müzikalinde oynayacak örselenmemiş çocukların yetişmesine olanak sağlayacak sürecin önünü açacaktır. Böyle bir gösteri izlemek mümkün müdür?

Böyle bir gösteri izlemenin birinci yolu okul yönetiminin tutumudur. Okul yönetimi, beklentisinin eğitim öğretim süreci olduğunu vurgulamalı ve branş-sınıf öğretmenlerini gösteriye zorlamamalıdır. Ancak çocuklardan gelecek önerilerle, okul yönetiminden bağımsız olarak, sınıf-branş öğretmenleri öğrencilerinin öğrenme yaşantılarını sergileyebilecekleri bir gösterinin oluşmasına destek olabilerler. Bu aşamada süreci yapılandırırken demokratik tutum sergilemek, öğrencileri dinlemek, seyirlik oyun çıkarırken öğrencilere yol göstermek birinci öncelik olmalıdır. Ne sergileyeceklerine karar veren öğrencilerin çalışmasına her aşamada destek verilmelidir. Gösterinin içeriği, dekoru, kostümü, ışığı, rejisi, kurgusu, sahnenin hazırlanması her adım çocuklar tarafından yapılandırılmadır. En önemlisi de bu süreç gönüllülük esasına dayanmalı ve süreç istekli öğrencilerle yürütülmelidir. Bu tür bir yaklaşım, okulların ve ailelerin kendi aralarındaki anlamsız yarışın ve işin ticari etik olmayan boyutunun da yok olmasına neden olacaktır. İlkokuldaki ya da anaokulundaki çocukların bu işin altından kalkamayacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. İyi bir planlama ve rehberlikle, öğrencilere sağlanacak çalışma ortamıyla iyi bir seyirlik oyun izlemek mümkündür. Sizin çocuğunuzun okulunda bunun olamayacağını düşünüyorsanız ilk adımı atmaya siz başlamalısınız. Çocuğunuzun okulunun sistemini bu açıdan sorgulamaya başlayın. Randevu alarak yönetime gidin ve okul gösterilerinin nasıl oluşturulduğunu öğrenin, varsa kaygılarınızı paylaşın. Unutmayın ki sorgulayan aileler okullarını iyi yönde şekillendirirler.

Ve okulların emekçileri öğretmenler… Bu aşılması güç duran sorunun en önemli çözümü de çocuklarına inanan öğretmenlerden geçiyor. Öğrencileriyle bağ kuran, öğrencilerini dinleyen, öğrencilerinin denemesine olanak veren öğretmenler süreci doğru yapılandıracaktır. Geriye sadece iyi bir yöntem geliştirerek, doğru soruları öğrencilere yöneltmek kalıyor. “Bu öğrenme sürecinde yaşadıklarımızı ailelerinizle paylaşmak ister misiniz?” Yanıt kesinlikle “evet” olacaktır, “Peki, ne yapalım da ailelerimize bu yaşantımızı sergileyelim?”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder