DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ!
OKUMA GÜÇLÜĞÜ OLAN ÖĞRENCİLERİN OKUMA DÜZEYLERİNİN
GELİŞTİRİLMESİNE YÖNELİK BİR UYGULAMA
Bu çalışmada okuma güçlüğü olan ilköğretim 3. sınıf öğrencilerinin okuma düzeylerinin geliştirilmesine
yönelik uygulanan birlikte okuma ve tekrarlayıcı okuma yöntemlerinin etkisi incelenmiştir. Araştırma,
2007-2008 öğretim yılının güz döneminde Ankara ili Mamak ilçesi Piyalepaşa İlköğretim Okulu 3. sını-
fında öğrenim gören ve okuma güçlüğü olduğu belirlenen bir öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Öğ-
rencinin uygulama öncesi sesli okuma beceri düzeyini belirlemek için kendi sınıf düzeyine ait ön uygulama
metni okutulmuştur. Bu ön uygulama sonucunda öğrencinin okuma düzeyi bakımından endişe dü-
zeyinde olduğu tespit edilmiştir. Öğrencinin okuma becerisini iyileştirmek amacıyla öğrencinin yaşadığı
problemler de dikkate alınarak, belirlenen süre boyunca tekrarlayıcı okuma ve birlikte okuma stratejilerinin
temel alındığı uygulamalar gerçekleştirilmiştir. Uygulamalar sonucunda öğrencinin okuma düzeyinin
endişe basamağından öğretim düzeyine yükseldiği görülmüştür.
Okuma bir yönüyle bireysel diğer bir yönüyle
ise sosyal bir etkinliktir. Okuma becerisi geliş-
miş bir birey akademik yönden de kendisini
geliştirecektir. Nitekim Özsoy’a (1987) göre
iyi okuyan bir bireyin dinleme, konuşma ve
yazılı anlatım becerileri de gelişecektir.
Okuma kişinin günlük hayatını düzenlemesi
ve toplumla sağlıklı ilişkiler kurabilmesi
için de gerekli bir eylemdir. Eğitim süreci devam
ederken öğrencinin bilgi edinebilme ve
özgürce öğrenme yeteneğini kazanabilmesi
için okuma gittikçe daha büyük önem kazanmaktadır.
Ayrıca gazete ve dergi okuma,
adres okumak, toplu ulaşım araçlarının gittiği yerlerin ve durduğu durakların isimlerini,
alışveriş merkezlerindeki fiyatları okumak ta
okuma becerisindeki başarı ile doğrudan ilişkilidir.
Okuma etkinliğinin, işlevsellik kazanması ve
diğer akademik becerileri olumlu yönde etki leyebilmesi için bireyin okumada temel olan
bilgi, beceri ve alışkanlıkları kazanması gerektiği
söylenebilir.
Okuma Nedir?
Günümüzde okuma yazılı ve yazısız kaynaklar,
okuyucu ve çevresel unsurların etkileşimi
sonucu anlam kurma süreci olarak tanımlanmaktadır
(Akyol, 2003). Okuma, sözcüklerin,
duyu organları yoluyla algılanıp anlamlandırılması,
kavranması ve yorumlanmasına
dayanan zihinsel bir etkinliktir (Sever, 1997).
Moyle’a (1978) göre okuma; görsel algılama,
işitsel algılama, dil gelişimi, kavram gelişimi,
sözcük tanımlama, anlama becerilerini içermektedir
(Akt:Girgin, 1997).
Okuma, yazılı veya basılı işaretleri, belli kurallara
uyarak seslendirmektir. Okumasını bilmek,
yazılı bir parçanın gizlediği fikir, duygu
ve düşünceleri kavramaktır. Şu halde okumak,
basit bir çözümleme tekniği değil, tüm
organizmayı harekete geçiren bir öğrenme
çabasıdır. Okuma sırasında görme, işitme
fonksiyonlarıyla zihinsel yeteneklerin faaliyete
geçmesi, okumanın ne kadar karma-
şık bir süreç olduğunu göstermektedir (Razon,
1982).
Okuma ve yazmayı öğrenme sürecinde pek
çok sorunla karşılaşılabilir. Bunların başında
okuma yazma bozukluğu gelmektedir. Okuma
bozukluğu çocuğun zeka düzeyi ve aldığı
eğitim göz önüne alındığında, çocuğun ondan
beklenen seviyenin altında okuma becerisi
göstermesidir.
Okumada Karşılaşılan Güçlükler
Okumanın sesli ve sessiz olmak üzere iki çe-şidi vardır. Okuma bozukluğu olan çocukların
yaptıkları hatalar sesli okuma yoluyla tespit
edilebilir. Yapılan okuma hataları, öğrencilerin
okumadan zevk almalarını kısıtlamakta
ve okunan metnin tam ve doğru olarak anlaşılmasını
etkilemektedir. Kılıç’a (2000) göre
doğru okuma alışkanlığını engelleyen telaffuz
bozuklukları, akıcı okuyamama, kelime
ve hece atlama, satır atlama, hece yutma,
heceleme, hece ekleme, noktalama işaretleri
vb. gibi okuma hatalarıdır. Ayrıca okuma
güçlüğü olan çocuklar; sesli okumada çarpıklık,
yanlış sözcük kullanma, sık tekrar, geri
dönme, ekleme ve ters çevirme gibi hatalar
yaparlar.
Rayner ve Pollatsek, (1989)’e göre okuma
güçlüğüne sahip çocuklar üç grupta sınıflandırılabilir:
Zayıf Okuyucular: Normal zeka seviyesine
sahip olup beklenen düzeyden
1-2 yıl düşük olanlar,
Disleksili Okuyucular: Normal zeka
seviyesine sahip olup beklenen dü-
zeyden 2 veya daha fazla yıl düşük
olanlar,
Geri Kalmış Okuyucular: Zeka seviyesi
80 veya altında olup beklenen
okuma düzeyinin gerisinde olanlar
(Akt; Bernal and Others, 2000; 12)
Okuma güçlükleri, problemin ciddiyetine göre de sınıflandırılabilir:
Genel Okuma Gecikmesi: Bu çocuklar
diğerleri ile karşılaştırıldığında
önemli ölçüde diğerlerinden geride
kalmıştır. Okumalarında yanlışlık
yoktur fakat tam olarak olgunlaşmamıştır.
Özel Okuma Gecikmesi: Okuma modellerinde
belirli sınırlar olanlar için
kullanılan bir sınıflamadır. Temel
okuma becerilerinde yetenekli iken
bir veya birkaç okuma çeşidinde olgunlaşamamıştır.
Sınırlı Okuma Güçlükleri: Temel okuma
becerilerinin eksikliğidir, bu beceri
eksiklikleri okumanın olgunlaşmasını engeller.
Karma Okuma Güçlükleri: En ciddi
okuma güçlüğüdür. Temel okuma
becerilerinin eksikliğinden dolayı
okumaları gelişemez (Band, Tinker,
Wasson ve Wasson, 1989; 43-45).
Okuma başarısızlığını kontrol altına almak
ancak okuma başarısında rol oynayan özelliklerin
tanınması ve söz konusu özelliklerin,
çocuklarda bulunup bulunmadığının belirlenmesiyle
mümkündür. İlköğretimin gerek
ilk yılında ilkokuma yazma çalışmalarında
gerekse daha sonraki yıllarda temel okuma
ve yazma becerilerini kazanamayan öğrencilerin,
bu problemleri ortadan kaldırılmadan
sağlıklı öğretim iletişimi kurmaları beklenemez.
Özellikle öğretmenlerin bu öğrencilerle
özel olarak ilgilenmesi gerekmektedir.
Öğrencilerin problemlerinin ne olduğu konusunda
tespitler yapmalı ona göre çözümler
üretilmelidir Bu çalışmada; okuma konusunda beklenen
düzeyin altında okuma düzeyine sahip olan
bir öğrencinin okuma seviyesinin belirlenmesi
ve bu okuma seviyesinin daha üst düzeye çıkarılması amaçlanmıştır.
Ön uygulamada öğrencinin kendisine
verilen 160 kelimelik 3. sınıf metninde
(bulunduğu sınıf düzeyi) 81 hata yaptı-
ğı, anlama açısından ise % 22 oranında
bir başarı gösterdiği görülmüştür. Bu veriler
ışığında öğrencinin bulunduğu sınıf itibariyle kelime tanıma ve okuduğunu
anlama açısından kendisinden beklenenden
düşük başarı gösterdiği (endişe
düzeyi) ve bu konularda eğitime gereksinim
duyduğu söylenebilir.
son uygulamada öğrencinin yine kendi
sınıf düzeyinde verilen 100 kelimelik
3. sınıf metninde yalnızca 4 okuma hatası
yaptığı ve kelime tanıma açısından
% 96 oranında bir başarıya sahip olduğu görülmektedir. Yine okuduğunu anlama
açısından öğrencinin ilgili metinle
hazırlanan sorulara verdiği cevaplardan
% 88 oranında bir başarı gösterdiği
anlaşılmaktadır. Verilen eğitim sonrasında
öğrencinin kelime tanıma ve anlama
açısından öğretim düzeyine çıktığı görülmektedir.
Ön uygulama ve son uygulama verileri
karşılaştırıldığında, araştırmada yer verilen
çalışmaların öğrencinin okuma güçlüklerini azalttığı ve bu uygulamaların
bu tür problemi olan çocuklar üzerinde
olumlu etkisinin olduğu söylenebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder