DEDE KORKUT’TA İKİ YAZIM YANLIŞI İLE İLGİLİ İKİ TAMİR TEKLİFİ - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Temmuz 01, 2015

DEDE KORKUT’TA İKİ YAZIM YANLIŞI İLE İLGİLİ İKİ TAMİR TEKLİFİ

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
DEDE KORKUT’TA İKİ YAZIM YANLIŞI İLE İLGİLİ İKİ TAMİR TEKLİFİ

Filoloji ile uğraşan araştırmacının işi, metnin diline ait bilinmezlerini satır aralarından anlayarak çözmek ve ortaya çıkarmaktır. Çünkü dil zamanın akışıyla birlikte kullandığı bir takım kelimeleri, deyimleri, söz kalıplarını geçmişte bırakır ve bunların yerine yenilerini kullanarak yoluna devam eder. Böylece dilin belli bir dönemde kullandığı kelimeler, deyimler, söz kalıpları, yazılı metinlerde kalır. Ancak bir tarihî metnin sorunu bununla sınırlı değildir. Metindeki yazım yanlışları araştırmacının yanlış okumasına sebep olabilir. Bu nedenle araştırmacının metnin neresinde hangi konuların anlatıldığını, yani bağlamı iyi bilmesi gerekir. Bir diğer önemli nokta ise araştırmacının hangi kelimelerin metnin neresinde ve hangi anlamda kullanılmış olduğunu bilmesi, yani eserin diline hâkim olmasıdır



Şimdiye kadar Dede Korkut ile ilgili olarak yazdığım makalelerde genel anlamda Dresden Nüshası’nın okunması, anlamlandırılması üzerine teklifler ve yorumlar sundum. Bazı durumlarda Vatikan Nüshası’ndan yararlanarak tekliflerimi güçlendirdim veya Vatikan Nüshası ile ilgili olarak gördüğüm sorunlara dolayısıyla da olsa değindim. Ancak çalışmalarım ilerledikçe gerek Dresden gerekse Vatikan Nüshası’nda gördüğüm yazım yanlışlarının sayısı hızla arttı. Geldiğim son noktada eldeki iki nüshanın aslında Dede Korkut’un iki ayrı nüshası  değil, iki varyantı olduğunu gördüm. Çünkü iki nüshadaki yazım yanlışlarını bazen diğer nüshaya bakarak düzeltmek mümkün oluyordu. Ancak bazı durumlarda diğer nüshada kullanılan kelimelerin, ibarelerin, söz diziminin farklı olması veya aradığımız ilgili kısmın diğer nüshada bulunmaması nedeniyle karşılaştırma yaparak teklif sunmak mümkün olmuyordu. Yazma eserlerin okunması sırasında metindeki yazım yanlışları filolojik alanda araştırma yapan kişiyi birinci derecede ilgilendirir. Yanlış yazım sorunları bazen elimizde kör düğüme döner. Sonunda ya pes eder vazgeçeriz ya da düğümü çözünceye kadar uğraşırız. Biz araştırmacılar açısından vazgeçmek de bir tür geçici çözümdür. Ancak vazgeçmek araştırmacıyı tatmin etmez. 

Çünkü araştırmacının bilimsel açlığını sadece çözüme ulaşmak tatmin eder. Çözüm sonrasında ise basit bir yazım yanlışlığı için harcadığımız zamanı ve emeği düşünür neden daha kısa sürede sonuç alamadığımıza hayret ederiz. Bir yazmadaki yazım yanlışlarının sınırını belirlemek çok zor ve karmaşıktır. Metinde araştırmacıyı bekleyen veya belirlenmesi, görülmesi gereken birçok farklı yanlışlığın bulunması ihtimali söz konusudur. Metinde yazılmamış kısımlar, fazladan yazılmış kısımlar, birbiri yerine yanlış yazımlar, göz takılması yanlışları, bitişik veya ayrı yazılmış kelimeler vb. birçok sorun araştırmacıyı bekler. İşte bu makalede Vatikan Nüshası ile ilgili olarak iki yazım yanlışının yapıldığı kısımlar için iki düzeltme teklifi yapılacaktır. Düzeltme tekliflerinden birincisi Vat. 86b.7’de göz takılması nedeniyle fazladan yazılmış olan bir kelimenin metinden çıkarılması, ikincisi ise yine göz takılması nedeniyle Vat.99a.6’da önce yanlış yazılmış, sonu eksik kalmış bir cümlecik ile ilgilidir. 

Birinci teklifle ilgili olarak öncelikle bir özet yapmak gerekiyor: Bamsı Beyrek Boyı’nda, Bay Bora Beg, büyük bir ziyafet düzenler ve bir erkek çocuğu olması için Oğuz beylerinden dua ister. Oğuz beyleri dua eder ve Allah, Bay Bora Beg’e bir erkek çocuk verir. Ozan, Bay Bora Beg’in on beş yaşına giren oğlunu metinde şöyle tanıtır: “Bay Bora Begüŋ oġlı on beş yaşına girdi, begler içinde çalımlu, çal ķara ķuş erdemlü, bir yaħşı <ķılıc> yigit olmışıdı.” (Vat.68b.6-7) S. TEZCAN, yukarıdaki son dizede geçen ve metindeki yazılışı gösterilmiş olan ķılıc kelimesini ķılınc[lu] şeklinde tamir etmiş, ancak yaptığı tamir için bir gerekçe yazmamıştır.

M. S. KAÇALİN ise kelimeyi ķılıç[lu] şeklinde tamir etmiş, yaptığı tamirin gerekçesini belirtmemiş; fakat buradaki ibareyle ilgili olarak “ķılıç yėgit: ķılıç yėgidi olması gerekirken ķoç yėgit etkisiyle ķılıç yėgit olmuş olmalı” (Kaçalin 2006: 195, 21.07) açıklamasını yazmıştır. Araştırmacılar, söz konusu tamirleri, muhtemelen önceki iki dizenin sonunda geçen çalımlu ve erdemlü kelimelerini ve dolayısıyla redif veya aliterasyonu dikkate alarak yapmış olmalı. Kanaatimce bu dizede yapılmış olan söz konusu tamirler gereksizdir. Çünkü Vatikan yazıcısının gözü beşinci satırda geçen (bir yaħşı ķılıc) ibaresindeki ķılıc kelimesine takılmış ve bu kelimeyi yedinci satırın başında fazladan yazmıştır. Nitekim ķılıc kelimesinin metinden çıkarılması anlamı bozmuyor. Ayrıca söz konusu kelimenin Dresden Nüshası’nda geçmemiş olması da düşüncemizi destekler.

 Yukarıda da açıkça görüldüğü gibi ķılıc kelimesi Vatikan Nüshası’na göz takılması sonucu yanlışlıkla girmiş bir fazlalıktır; kelime metinden çıkarılmalıdır. Şimdi de Vat.99a.6’da ikinci tamir teklifi için bir özet yapalım: Uruz Tutsak Olduğu Boy’un sonunda Ozan, Oğuz beylerinin Kazan’a yardım etmek ve savaşmak üzere yetiştiklerini anlatırken beyleri birer birer tanıtarak tasvir eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder