DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ!
Şiirde Yapı
YAPI: Her şiir bir metindir. Metin ise bir sistemdir; onun eksiği fazlası yoktur. Şiir tamamlanmış yapıdır. Bu yapıyı oluşturan birtakım birimler vardır. Bu birimler, hem yalnız başına bir değer taşır hem de öteki birimlerle birleşerek bütün şiirin yapısını oluşturur.
Şiirde anlam ve sesin kaynaşmasıyla oluşan birimler vardır. Anlam ve ses kaynaşmasından oluşan bu birimler önceden belirlenmiş bir düzene göre bir araya gelir. Şiirdeki bu birimlere nazım birimi denir. Başlıca nazım birimleri dize ( mısra ), beyit, kıt’a ve benttir. Şiirdeki birimler ( beyit, kıt’a ) bir tema etrafında birleşerek yapıyı oluşturur. Modern şiirde (günümüz şiirinde) nazım birimi dizedir.
a) Nazım birimleri:
-Beyit: iki dizeden oluşan nazım birimidir. Beyti oluşturan dizeler anlam bakımından birbirini tamamlar. Beyit kendi başına bir bütünlük oluşturur. Divan şiirinde nazım birimi olarak, genellikle beyit kullanılmıştır. Daha sonraki dönemlerde de bazı şairler, şiirlerinde nazım birimi olarak beyti kullanmışlardır.
Örnek:
Özenle soyduğum şu elma söyle şimdi kimindir
Özenle ne yapıyorsam bilirsin artık senindir. ( TURGUT UYAR )
-Kıt’a: dört mısradan oluşan nazım birimidir. Divan şiirinde, dört mısradan oluşan şiirlere kıt’a denmiştir. Dörtlüklerden oluşan şiirlerin her dörtlüğüne kıt’a denmektedir. Divan şiirinde dörtlük de nazım birimi olarak kullanılmıştır. Kıt’a (dörtlük) özellikle halk şiirinde nazım birimi olarak kullanılmıştır.
Örnek:
Kimse bilmez ne çiçeksin cana
Yasemen gerçi ki ismin hala
Gerdanın berg-i semendir amma
Ruhların lale-i hamra mı acep (ENDERUNLU FAZIL )
-Bent: bir şiiri oluşturan dörtlü, beşli, altılı… birimlerin her birine denir. Bendi oluşturan mısra sayısı şiirden şiire farklılık gösterebilir.
Örnek:
O ki ihtişamlı bir dünyaya
Ses ve tel kudretiyle hakimdi;
Adeta benziyor muammaya;
Ulemamız da bilmiyor kendi
O eserler bugün define midir?
Edebiyatta bir hazine midir?
Bir bilen var mı, nerdeler şimdi? ( YAHYA KEMAL BEYATLI )
Şiirdeki beyit dörtlük, bent gibi birimler bir tema etrafında birleşerek bir bütün halinde şiirdeki yapıyı oluşturur.
Tema: şiir üzerinde durulan duygu düşünce veya hayale tema denir. Şiirde düşünce değil, daha çok duygu ve hayaller vardır. Şiiri oluşturan birimler, bir tema etrafında birleşir, bütün birimler ortak bir temaya bağlanır. Her birim temanın belirginleşmesine katkı sağlayarak öteki birimlere bağlanır. Kullanılan vezin, kafiye düzeni, dize sayısı, dizelerin uzunluk- kısalığı gibi özellikler şiirin yapısını belirler.
b)Nazım şekilleri: İslamiyetten önceki Türk edebiyatından bu yana Türk şiirinde farklı biçimler, nazım şekilleri kullanılmıştır. Nazım şekillerinin çeşitlenmesi özellikle İslamiyet dönemi Türk edebiyatında gerçekleşmiştir. Nazım şekli (biçimi) bir şiirin dış yapısıdır. Şiirdeki dizelerin kümelenişi, ölçü, kafiye, bazen de tema nazım biçimini belirler. Klasik Türk şiiri olarak da bilinen divan şiirindeki başlıca nazım biçimleri gazel, kaside, mesnevi, müstezat, rubai, tuyuğ, şarkı, murabba, terkib- i bent ve terci- i bent’ tir.
-Gazel: Gazel divan şiirinin en çok kullanılan nazım şeklidir. Beyitlerle yazılır. Beyit sayısı 5 ile 15 arasında değişir. Gazelin ilk beyitindeki dizeler birbiriyle kafiyelidir. İkinci beyitten itibaren ilk dize serbesttir, ikinci dize ilk beyitle kafiyelidir. Yani; aa xa xa xa … şeklindedir.
Örnek:
Menüm tek hiç zar ü perişan olmasın ya Rab
Esir-i derd-i aşk u dağ-ı hicran olmasun ya Rab
Dem-a-dem cevrlerdür çekdüğüm bi-rahm bütlerden
Bu kafirler esiri bir müselman olmasun ya Rab
Görüp endişe-i katlümde ol mahı budur derdüm
Ki bu endişeden ol meh peşiman olmasun ya Rab
Fuzuli buldu genc-i afiyet meyhane küncinde
Mubarek mülkdür ol mülk viran olmasun ya Rab ( FUZULİ )
Gazelin son beyitinde şairin mahlası ( şiirde kullanılan takma ad ) yer alır. Gazelde aşk, şarap konuları işlenir. Gazeller, şairin şiir konusundaki hünerlerini sergilemek için yazdıkları şiirlerdir. Gazellerde konu bütünlüğü, genel olarak yoktur. Her beyit kendi içerisinde bir bütündür. Yukarıdaki gazelde olduğunu gibi konu bütünlüğü olan gazellere ‘ yek ahenk ‘ gazel denir.
-Kaside: Kasideler belli bir gaye bir amaç için yazılan uzun şiirlerdir. Beyit sayısı 31 ile 99 arasında değişir. Kasidelerde dini konular, övgü, yergi konuları işlenir. Kasideler devlet büyüklerine sunulmak için yazılır. Kaside bir nazım şeklidir. Kasideler şiirde işlenen konuya göre tevhid, münacat, naat, mersiye, hicviye, medhiye… gibi adlar alır. Kasidenin kafiye düzeni gazel gibidir. Gazele göre oldukça uzun şiirler olan kasidelerin kendi içinde birtakım bölümleri vardır.
Nesib : kasidenin giriş bölümüdür, teşbib olarak da adlandırılır. Oldukça uzun olan bu bölümde çeşitli tasvirler yer alır.
Tegazzül : kasidenin içine yerleştirilen gazele denir.
Girizgah : genellikle tek beyitten oluşur, asıl konuya geçiş beytidir.
Medhiye : kasidenin sunulacağı kişinin övgüsüyle ilgili bölümdür.
Fahriyye : şairin kendini ve kendi şiir sanatını övdüğü bölümdür.
Tac : kasideyi yazan şairin mahlasının geçtiği beyittir.
Dua : kasidenin sunulacağı kişi için dua edilen bölümdür.
Tam bir kasidede bu yedi bölüm de yer alır.
-Şarkı: Şarkı, murabba, rubai, tuyuğ nazım birimi dörtlük olan nazım şekilleridir. Şarkılar bestelenmek amacıyla aruz vezniyle yazılan divan şiiri nazım şekilleridir. Şarkının kafiye düzeni; aaaa bbba ccca biçimindedir. İlk dörtlük abab biçiminde de olabilir. Şarkılarda konu genellikle aşk, sevgili, tabiat ve eğlencedir. Şarkılardaki dörtlüklerin üçüncü dizelerine miyan ve miyanhane denir.
Divan şiirinde dört ve daha fazla dizeden oluşan nazım birimleri olan şiirlere musammatlar denir. Şarkı, murabba, muahmmes, tahmis, taştir, müseddes.. gibi türleri vardır.
Halk şiirinde nazım birimi olarak dörtlük kullanılır. Şiirler hece ölçüsüyle yazılır. Hecenin 11’ li, 8’ li ve 7’ li kalıpları en çok kullanılan kalıplardır. Bu şiirlerde ahengi oluşturmak için kalıpların durak yerlerinden, redif ve kafiyeden yararlanılır. Kafiyeler daha çok yarım kafiyedir.
Halk şiirinde söyleyeni bilinmeyen ( anonim ) şiirlerle ilgili nazım şekilleri olarak mani ve türkü öne çıkar. Halk şiirlerini söyleyen şairlere aşık veya saz şairi denir. Koşma, semai, varsağı ve destan şiirin kime ait olduğu bilinen nazım şekilleridir.
-Koşma: koşma, halk şiirinin en yaygın en çok kullanılan ve sevilen nazım biçimidir. Hak edebiyatı dışındaki edebi dönemlerde de pek çok şair, koşma nazım biçimiyle şiir yazmıştır. Koşma hece ölçüsünün 11’ li kalıbı ile yazılır. Dörtlüklerden oluşur, dörtlük sayısı 3 ile 6 arasında değişir. Kafiye düzeni genellikle abab cccb dddb şeklindedir. İlk dörtlük xaxa biçiminde de olabilir. Koşmanın son dörtlüğünde şairin mahlası yer alır. Koşmalarda genellikle içli, duygulu, konular işlenir. Aşk, özlem, sevgiliye kavuşma arzusu, ayrılıktan şikayet, doğayla ilgili duygular koşmalarda sık işlenen konulardır.
Koşmalar işlenen konuya göre güzelleme, koçaklama, taşlama gibi adlar alır. Semai ve varsağı 8 li hece ölçüsü ile yazılmalarının dışında kafiye düzeni, dörtlük sayısı ve işlenen konular bakımından koşmaya benzer.
Destanlar da koşma gibi 11 li hece ölçüsü ile yazılır. Dörtlüklerle oluşturulur, kafiye düzeni de koşma gibidir. Destan, halk şiirinin en uzun nazım biçimidir, dörtlük sayısı 100 ü geçen destanlar vardır. Destanlarda savaş, göç, büyük yangınlar, salgın hastalıklar gibi olaylar ünlü kişilerin serüvenleri ve mizahi konular işlenir.
Anonim edebiyata ait ürünlerin söyleyeni belli değildir. Mani, türkü, ağıt, ninni anonim halk şiirine ait ürünlerdir.
-Türkü: Türküler anonim halk şiirinin en yaygın ürünleridir. Türkü bir ezgiyle söylenir, kimin tarafından düzenlendiği bilinmez, derleyicisinin adıyla ve yöresiyle anılır. Türkülerde hece ölçüsünün 7 li, 8 li ve 11 li kalıpları kullanılır.
Türkünün sözleri ve türkünün yapısı iki bölümden oluşur. Birinci bölüme bent denir; bu bölümde türkünün asıl sözleri vardır. 2, 3 veya 4 dize olabilir. Aşağıdaki türküde bentler 3 dizeden oluşmuştur. İkinci bölüm her bendin sonunda tekrarlanan nakarattır. Bu bölüme kavuştak da denir. Nakarat, bazen bir bazen iki dize, kimi zaman üç veya dört dize de olabilir. Aşağıdaki türkünün nakaratları iki dizedir.
Türküde bentlerin dizeleri kendi arasında, kavuştak dizeleri kendi arasında kafiyelidir. Türkülerde çok farklı konular işlenebilir. Aşk duyguları, sıla özlemi (gurbet ), günlük olaylardan etkilenmeler, kahramanlıklar, haksızlıklardan şikayet türkülerde işlenen konular arasındadır. Türküler çeşitli yönlerden gruplandırılabilir.
Örnek:
Urfa’ nın etrafı dumanlı dağlar,
Ciğerim yanıyor aney gözlerim ağlar,
Benim zalim derdim cihanı dağlar.
Gezme ceylan bu dağlarda, seni avlarlar;
Anandan, babandan, yardan ayrı koyarlar.
Urfa dağlarında gezer bir ceylan,
Yavrusunu kaybetmiş ağlıyor yaman,
Yarimin derdine bulmadım derman. ( derleyen: MUZAFFER SARISÖZEN )
-Mani: anonim halk şiirinin çok ilgi gören bir başka nazım şeklidir. 7 li hece ölçüsü kullanılır. Maniler,tek dörtlükten oluşur. Manide kafiye düzeni, genellikle aaxa biçimindedir. Manilerde asıl konu son iki dizededir. İlk iki dize kafiye oluşturmak için doldurma sözlerle tamamlanır. Manilerde aşk duyguları, ayrılık, hasret gibi konular işlenir.
Örnek:
Dağlar başın kar aldı,
Gül etrafın har aldı,
Ecele borçlu kaldım,
Bir canım var yar aldı.
Türk şiirinde Batı edebiyatından alınan nazım biçimleri de kullanılmıştır. İlk olarak servet- i fünun döneminde Batı şiirinden alınan bazı nazım biçimleri Türk şiirinde kullanılmıştır. Bunların başlıcaları sone, terza- rima ve triyoledir. Bu nazım biçimleri servet-i fünun dan sonra fecr-i ati de ve cumhuriyet döneminde de kullanılmıştır.
-Sone: İtalyan edebiyatı kaynaklı bir nazım şekli olan sone, Türk edebiyatına Fransız edebiyatından geçmiştir. Sone 14 dizelik bir nazım biçimidir. İlk iki bendi dörder, son iki bendi üçer dizedir. Sonede daha çok lirik konular işlenmiş, bu nedenle bu nazım biçimi çok tutulmuştur. Sonenin kafiye düzeni ; abba abba ccd eed biçimindedir. Türk şairleri, kafiye düzenini değiştirerek, sone nazım biçimini sık sık kullanmışlardır.
Örnek:
Sebil Ve Güvercinler
Çözülen bir demetten indiler birer birer,
Bırak, yorgun başları bu taşlarda uyusun.
Tutuşmuş ruhlarına bir damla gözyaşı sun,
Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler…
Nihayetsiz çöllerin üstünden hep beraber
Geçerken bulmadılar ne bir ot ne bir yosun,
Ürkmeden su içsinler yavaşça, susun, susun!
Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler…
En son şarkılarını dağıtarak rüzgara,
Beyaz boyunlarını uzattılar taslara…
Bir damla suya hasret gideceklermiş meğer.
Şimdi bomboş sebilden selviler bir şey sorar
Hatırlatır uzayan dem çekişleri rüzgar
Mermer basamaklarda uçuşur beyaz tüyler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder