Şiir Dili - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Ağustos 28, 2014

Şiir Dili

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
Şiir Dili

Şiir Dili: Şiirde kullanılan kelimeler elbette doğal dilden, hatta gündelik dilden alınır. Şiir dili, doğal dilin üstünde bir ‘ üst dil ‘ durumundadır. Doğal dilin kelimeleri, şiir dili haline gelirken söz öbeklerinde, tamlamalarda, cümlelerde değişime uğrar. Doğal dildeki kelimeler şiir dilinde yeni anlamlar kazanır. Doğal dilde bir veya iki anlamda kullanılan bir kelime, şiir dilinde belki onlarca anlam kazanır.

Doğal dil, şairin şiirde vermek istediği duyguları aktarmakla kimi zaman yetersiz kalabilir. Böyle durumlarda şiir diline ihtiyaç vardır. Şiirde dilin canlı, etkili, sanatlı, alışılmışlıktan farklı biçimde kullanımı önemlidir. Şair, günlük dildeki kelimelere, şiirde anlatmak istediklerine uygun biçimde yeni anlamlar yükler, kelimeleri bir ahenk oluşturacak şekilde kullanmaya çalışır.
Şiir dilinin oluşmasında, gücünü duygu ve heyacandan alan söyleyiş tarzı etkilidir.
‘ Ölüm asüde bahar ülkesidir bir rinde ‘ bu dize Yahya Kemal’ in bir şiirinden alınmıştır. Bu dizelerde anlatılmak istenen günlük dilde aşağı yukarı şöyle söylenebilirdi: ‘ Rint için ölüm, sakin bir bahar bahçesinde olmak gibidir.’ Anlamları aynı olduğu halde bu iki cümle arasında dağlar kadar fark vardır. Asude, bahar ülkesi gibi ifadeler şiire daha doğrusu şaire özgüdür. Cümlenin bu şekilde düzenlenmesi de şiir dili ile ilgili bir özelliktir. Şair ‘ bir rinde ‘ diyor, ‘ bir rint için ‘ deme ihtiyacı duymuyor. Eğer ‘ için ‘ kelimesi eklenecek olursa dize özelliğini kaybedecektir. Şiir dili, şairlerin doğal, günlük dilden yararlanarak kendi söyleyişlerine göre oluşturdukları yeni bir yapıdır.
-İmge: Dil göstergeleri olan kelimeler sayılı ve sınırlıdır; insanın duygu ve düşünceleri, hayal gücü ise sınırsızdır. Hayatın içindeki her durumun, her kavramın, insanın hissettiği her duygunun dilde kelime olarak karşılığı yoktur. Dildeki kelimeler sınırlı olduğu halde insanın duygu ve düşünceleri sınırsızdır, bitimsizdir. Dildeki sınırlı kelimelerle sınırsızı anlatma, ifade etme zorunluluğu vardır. Şiirdeki imgeler bu ihtiyaçtan doğmuştur. İnsan, farklı duygu, düşünce ve hayaller, karşılaştığı yeni durumlarla ilgili zihninde hayali tasarı ve görüntüler oluşturur; bunların mecazlarla ve söz sanatları ile ifadesi birer imgedir. İmge; sanatçıların yeni duygu, düşünce ve hayallerle ilgili düş gücüyle yarattıkları simgesel nitelik taşıyan zihinsel görüntülerdir. Sanatçılar, özellikle şairler, yazdıkları dili en iyi kullanan insanlardır. Şiirde yeni imgeler ortaya koyma işini şairler gerçekleştirir.
‘ Sen geldin benim deli köşemde durdun. ‘ Deli köşe sözü zihinsel bir tasarıdır, gerçekte böyle bir şey olmaz, bu söz bir imgedir.
‘ Merhametin ta kendisiydi gözlerin. ‘ Gözlerin merhamet olması da bir imgedir.
İmgelerin ve söz sanatlarının ortaya çıkışının tek sebebi, dil göstergelerinin insanın duygu ve düşüncelerini ifadede yetersiz kalması değildir. İnsan, duygularını, hayal ettiklerini içinde bulunduğu duruma göre daha farklı, daha etkili ve güzel biçimde ifade etmek ister. Bu istek ve arzu mecazlı anlatımın gerekçelerindendir. İnsanın her zaman aynı tonda aynı kalıplarla konuşup yazması düşünülemez, böyle bir şey olsa bu çok sıkıcı olur, insanın konuşan bir robottan farkı kalmazdı. İnsan ; bildiği, tanıdığı, alışkın olduğu bir yeri tarif ederken, birini anlatırken, bir yemeği anlatırken hiç zorluk çekmez. Ancak daha önce hiç görmediği yaşamadığı yeni bir durumla bunu bildiği bazı kavramlara farklı nitelikler yükleyerek ifade etmeye çalışır. İlk kez karşılaştığı bir durumu, görünümü alışılmışlıktan farklı yeni bir söyleyişle dile getirmek isteyen şair imgeye başvurur.
‘ Belki rüyalarındır bu taze açmış güller, bu yumuşak aydınlık dalların tepesinde ‘ Şair yeni (taze ) açmış gülleri görünce duygulanıyor, onları sevgilisinin rüyalarına benzeterek yeni bir söyleyiş geliştiriyor.
Divan şiirinde kullanılan mazmunlar ( kalıplaşmış sözler ) birer imgedir; servi boy, hançer kaş, yan bakış okları, inci diş, zülf-i perişan…
Şair, yeni imgeler oluştururken dilin imkanlarından yararlanır. Geçmişteki şairlerin kullandığı mazmunları kavradıktan sonra yeni söyleyişler geliştirir. Bir şair edebi sanatları bilmeden yeni imgeler geliştiremez. İstiareli söyleyişler imgeye en yakın ifadelerdir. Günümüz şiirinin özgün imgeleri, divan şiirindeki mazmunların devamı niteliğindedir. Divan şiirinin mazmunlarını bilmeyen bir şair, yeni imgeler ortaya koyamaz. Divan şiirinin bazı mazmunları günümüz şiiri için bile özgün nitelik taşımaktadır.
Şiirde soyut bir anlatım vardır. Şiir, dış dünyayı olduğu gibi aktarmaz. Şair, imge oluştururken elbette dış dünyadan yararlanır, dış dünyayı gözlemler. Dış dünyada gözlemledikleri arasından bazılarına yoğunlaşır. Dış dünyadan seçtiği bir objeyi (nesneyi, varlığı) zihnindeki kelimelerle birleştirerek ortaya hayali bir görüntü çıkarır ve bu görüntüyü kelimelerle ifade eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder