DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ!
Kariye Meslek Sınavları Mülakat Soru ve Cevapları
AÇIK ARTAN ORANLILIK
Vergi matrahındaki artma karşısında, matrahın tabi olduğu vergi oranlarının da artmasıdır. Vergi ödeme gücüne ulaşabilmek bakımından, günümüzde yararlanılan arıan oranlı vergi tarifeleri esas itibariyle matraha göre belirlenmekle birlikte, vergi konusunun veya mükellefin özellikleri dikkate alınmak suretiyle de uygulanabilmektedir.
ADAM SMIT’İN VERGİLEME İLKELERİ
Tüm vatandaşlar ödeme güçlerine göre devlet harcamalarına katılmalıdır. (Adalet)
Kariye Meslek Sınavları Mülakat Soru ve Cevapları |
Verginin belli olması yani, her vergi mükellefin Ödemek zorunda bulunmadığı verginin, ödeme zamanının, tutarının açık-, ça ve herkes tarafından bilinebilecek şekilde düzenlenmesi gerekir. (Kesinlik) a Verginin uygun olarak alınması, yani her verginin mükellefe ; en uygun zamanda ve şekilde alınması gerekir. (Uygunluk)
Mükellefin vergi olarak ödediği tutar ile hâzineye giren tutar arasında mümkün olduğunca az fark olmalıdır. (İktisadilik)
ADVOIAREM VERGÎ
(Bkz: Matrah çeşitleri)
AMME ALACAKLARI TAHSİLİ USULU KANUNU
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun-, devlete, 11 özel idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer’i kamu alacakları ve aynı idarelerin sözleşmeden, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşmeden doğanlar
* Vergi Hukuku ile İlgili temel kavramlar ve açıklamalar Kamu Mâliyesi bölümünün İçerisinde sunulmuştur. dışında kalan ve kamu hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları İle bunların takip masraflarını kapsamaktadır.
Kanun Kapsamındaki Alacaklar
Asi)Alacaklar Fer’iAlacaklar Amme Hizmetinin Tatbikinden Doğan Alacaklar TaldpMasrafındanrvığan A laı’nİri nt-
Vergi GecikmeZammı Öm:l-Paralı Hastane Hiz. IIan
Resim FaizAlacakları 2-MezbalıaneBorçlan Haciz
Harç DiğerFer’iAlacaklar 3-Itfaye Hizmeti Alacağı Nakil
Ceza Tahkik ve Takiplerine Ait Mahkeme Masrafları Vergi Cezası Para Cezası Muhafaza
Akitten doğan alacaklar, haksız fiilden doğan alacaklar ve sebepsiz zenginleşmeden doğan alacaklar 6183 sayılı kanun kapsamına girmemektedir.
ARACI MÜKELLEF
Vergiyi kendi nam ve hesabına Ödedikten sonra başkalarına yansımaya çaba gösteren kişidir. Aracı mükellef, kanuni mükellef durumunda bulunan bir kişinin ödemiş olduğu bir vergiyi başkasına aktarması sonucu karşılaştığı durumdur. Bu suretle vergiyi yansıtan kişi, aracı mükellef durumuna girmekte, vergi sonucu mal varlığında azalma olan kişi ise yüklenici olmaktadır.
ARROW ÇIKMAZI
Bireylerin tercihleri toplamıyla toplumsal ön sıralamaya geçişi mümkün kılacak bir yöntemin var olmadığı yönündeki görüştür. Aı- row’a göre çoğunluk kuralının uygulanması halinde bireysel tercihlerle toplumsal tercihler arasında bir tutarsızlık ortaya çıkmaktadır.
ARTAN ORANLI VERGİ TARİFESİ .
Vergi matrahındaki artma veya azalmaya bağlı olarak, yergi orcı- nının da aynı doğrultuda artması veya azalmasını öngören tarife sistemidir. Vergi matrahı yükseldiğinde toplan) matrah üzerindeki hesaplanan vergi de yükseliyorsa vergi artan oranlı demektir. Şu durumda, artan oranlı vergi uygulaması dolayısıyla vergi oranı, vergi matrahının artış oranından daha hızlı yükselecektir. Zira geliri 500.-YTL olana kıyasla. 5000.-YTL olanın vergi ödeme gücü on katın daha üzerindedir. Artan oranlı tarife çeşitleri şunlardır:
Sınıf Usulü Artan Oranhhk
Vergi oranı, matrah diliminin değişmesine bağlı olarak azal makta veya yükselmektedir. Her oran, yalnızca karşısındaki
matrah dilimine ya da kısmına değil, dilimin kapsamına girecek büyüklükteki tüm matraha uygulanmaktadır. :
MATRAH ORAN %
10.000 YIL ye kadar 10
25-000 YTL ye kadar 15
50.000 YTL ye kadar 20
100.000 YU. ye kadar 25
Örneğimizde, bir mükellefin yıllık geliri 10.000.-YTL ise %10 vergi ödeyecektir. Mükellefin geliri 10.000-YTL’yi aştığı ve 25 OOO.-YTL’Iik sınırı aşmadığı taktirde bu gelirin tamamına %15 vergi oranı uygulanacaktır. Mükellefin geliri 15.000.-YTL olduğu taktirde, gelirin tamamına 15.000.-YTL x %15 uygulanacak ve ödemesi gereken vergi 2.250.-YTL olarak hesaplanacaktır.
Dilim Usulü Artan Orankhk
Belirli matrah dilimleri için o dilime özgü vergi oranlarının uygulanmasını gerektirmektedir. Günümüzde geniş bir uygulama alanı vardır. Dilim usulü artan oranlılıkta, matrah, tarifenin öngördüğü dilimlere bölünmekte her dilim için ayrı bir vergi oranının uygulanması yoluna gidilmektedir. MATBâü,.
000. YTL için
000 YTL için
000 YTL için
000 YTL için Veya;
YTL’ye kadar
YTL’nin 7.000 YTL’si için 1.050 YTL fazlası
YTL’nin 18.000 YTL’si için 3.250 YTL fazlası
YTL’den fazlasının 40.000 YTL’si için 9190 YTL fazlası
<3> AYIRMA KURAMI
Emekten kaynaklanan gelirin sermaye gelirlerine kıyasla korunmaya ihtiyaç gösterdiği varsayımından harekede emek gelirlerinden, servet ve sermaye gelirlerine göre daha düşük oranda vergi alınmasını destekleyen teoriye “aytrma kuramt”denir.
BASİT USUL
Bir kısım ticari kazanç elde eden mükelleflerin veya ticaret erbabının, gerçek usulde vergilenme için gerekli vergi ve muhasebe bilgisine sahip bulunmadığı gibi nedenlerle ortaya çıkan bir vergilenme biçimidir.
BELEŞ YOLCU PROBLEMİ
Kamu mallarının faydasından yoksun bırakmama nedeniyle faydalanma yaklaşımının katı biçimde benimsenmesi halinde bazı bireylerin tercihlerini açıklamamak suretiyle kamu hizmetinden “karşılıksız” olarak yararlanabilmesidir.
BEYAN YÖNTEMİ .
Mükellef veya vergi sorumlusunun, vergi matrahını kanunda belirtiien esaslara dayanarak saptayarak vergi idaresine yazılı olarak bildirilmesine. “beyan” denir. Bu yöntemde tarh ve tahakkuk aşamaları birleşmekte, tebliğ aşaması da ortadan kalkmaktadır.
Bir ilkenin belli bir dönemdeki dış boıç ödemelerinin aynıdönemdeki toplam döviz gelirlerine oranıdır.
BORDRO VERGİSİ ;
Devletin, iş yerince tahakkuk ettirilen ticret giderleri üzerinden almış olduğu bir vergi türüdür. Bıı yergi sayesinde, yerginin sanayileşmiş ülkelerde üretim faaliyetlerinde sermaye yoğunluğunun artmasını, emeğin daha etkin kullanılmasını ve aşırı işçi çalıştırılmasını önleyeceği savunulmuştur.
CANARD VERGİ KURALI
Canaıd adlı bir bilim adamı tarafından önerilen ve her eski verginin “iyi”, her yeni verginin de “kötü ” olduğunu kabul eden verginin yansımasına ilişki kuraldır. Söz konusu teori daha sonra Seligman tarafından geliştirilerek “iyimser yayılma teorisine” temel olarak alınmıştır.
CEZADA İNDİRİM
Cezada indirim, Vergi Usul Kanıınu’nun 376’ncı maddesine ifade edilmektedir. Mükellefin İndirim imkanından yararlanabilmesi İçin, kendisine bildirilen cezayı dava konusu yapmaması gereklidir. İndirimin yapılabilmesi için, yükümlünün veya sorumlunun, ihbarnamenin tebliği tarihinden itibaren 30 gün içinde başvurması ve re’sen, ikmalen veya idarece tarh edilen vergi veya farkını ve indirimden arta kalan vergi cezalannı vadesinde Ödeyeceğini bildirmesi gereklidir. Mükellefin teminat göstermesi durumunda, ödeme süresi vadeden itibaren 3 ay daha uzatılabilmektedir. Bu durumda İndirim şöyledir:
Vergi ziyaı cezasının ilk seferdi 1/2’si, müteakiben kesilenlerde 1/3’ü
Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezasının 1/3’ü
Mükellif veya vergi sorumlusu ödeyeceğini bildirdiği vergi veya vergi cezasını yukandaki yazılı süre içinde ödemez veya dava konusu yaparsa cezada indirimden faydalanamaz.
CEZADA TEKERRÜR
Tekerrür, daha önce suç işleyip ceza alan bir kimsenin, belli bir süre içinde yeniden suç işlemesi halinde dalıa ağır ceza almasını gerektiren bir uygulamadır. Buna göre cezanın kesinleştiği tarilıi takip eden yılın başından başlamak üzere; vergi ziyaı suçlannda 5 yıl, usulsüzlük suçlannda 2 yıl içinde tekrar ceza kesilmesi halinde cezalar ait- tınlarak uygulanır. Bu artış vergi ziyaı cezasının % 50’si, usulsüzlük cezasının %25’i nispetinde öngörülmüştür,
Kamu Maliyeti
ÇİFTE ARTAN ORANLILIK
Vergileme sisteminde artan oranlılık genel olarak, verginin konusunun değeri ya da miktarına göre düzenlenmektedir. Zaman zaman değer ya da miktarın yanında diğer bazı ölçütlerden de yararlanmak suretiyle vergi tarifesi düzenlenebilmektedir. Vergi oranlan bir taraftan değer ya da miktara, diğer taraftan akrabalık derecesi, vergi konu- sıınun yaş ve özelliklerine göre de düzenlenebilir. Çifte artan oranlılık sistemine en iyi örnek veraset ye intikal vergisi verilebilir. Veraset ve intikal yergisinde, vergi tarifesi bir taraftan matrahın büyüklüğüne, diger taraftan lehine mal intikal.eden kişilerin murise yakınlığına göre artan oranlı bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır,
ÇİFTE VERGİLEME
Aynı vergi konusu üzerinde birden faz la vergileme yetkisinin çatışması sonucunda aynı gelir unsurundan birden fazla vergi alınmasına “çifte vergileme” denk. Bu durum yaşa koyucunun bilerek veya bilmeyerek yapabileceği bir uygulama olabileceği gibi uluslararası ekonomik ye mali ilişkilerin anması dolayısıyla farkında olunmadan da gerçekleşebilmektedir
DALGALI BORÇLAR
Devletin gelir ve giderleri arasındaki uyumsuzlukları gidermek amacıyla başvurduğu kısa vadeli borçlanmadır. Kısa vadeli uyumsuzlukların giderilmesi için başvurulduğundan miktan sürekli değişmekte olan dalgalı borçlar, merkez bankasından sağlanmaktadır
DAR MÜKELLEFİYET
Kurumlar vergisi açısından; Kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye bulunmayan kununlann sadece Türkiye’de elde etmiş oldukları kazançları üzerinden vergilendirilmeleri esasına “dar mükellefiyet” denir. Bir kurumun dar mükellefiyet esasında vergiye tabi tutulabilmesi için;
Dar mükellef kunımun, kuaımlar vergisi kanununun 1. maddesinde sayılan kurumlardan olması(sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, demek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler, iş ortaklıkları)
Kanuni ve iş merkezinin Türkiye’de bulunmaması,
Kurumun Türkiye’deki faaliyetleri nedeniyle kazanç veya irat elde etmesi,
Koşullarının bir arada bulunması gerekir.
Gelir vergisi açısından; Türkiye’de yerleşmiş sayılmayan gerçek kişilerin sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlan üzerinden vergilendirilmeleri esasına “dar mükellefiyet” denir. Kanuna göre Türkiye’de ikametgahı bulunmayanlar ve bir takvim yılı içerisinde Türkiye’de devamlı olarak 6 aydan fazla oturmayanlar, Türkiye’de yerleşmiş sayılmazlar. Bununla birlikte, belli bir geçici görev ve iş için Türkiye’ye gelen iş, ilim, ve fen adamlan, uzmanlar, memurlar, basın ve yayın muhabirleri ve durumları bunlara benzeyen diğer kimselerle tahsil veya tedavi veya istiralıat veya seyahat maksadıyla gelenler veya tutukluluk, hükümlülük yahut hastalık gibi elde olmayan sebeplerle Türkiye’de alıkonulmuş olanlar 6 aydan fazla Türkiye’de kalsalar dahi yerleşmiş sayılmazlar.
DEGRESSiF VERGİ
Gizli artan oranhhk olarak da ifade edilen degresslf vergide uygulanan vergi tek oranlı olmakla birlikte, matrahın düzeyi ne olursa olsun, vergi matrahının belli bir kısmı vergi dışı bırakılmaktadır. Bu durumun akabinde, indirim sonrası hesaplanan vergi indirimden önceki matraha oranlandığında, matrah yükseldikçe reel vergi oranının da yükseldiği görülmektedir. Reel vergideki gizli artış teorîsyenler tarafından “degresslf vergi” olarak ifade edilmektedir. Bir örnek ile ifade
etmek gerekirse:
Gelir İndirim Kalan iLOam V.Tutan Reel V.Oram
30,000 10,000 20,000 %10 2,000 2,000/30,000 – %6
50,000 10,000 40,000 %10 4,000 4,000/50,000 – m
100,000 10,000 90,000 %10 9,000 9,000/100,000 – w
DEKOT SİSTEMİ
Vergiden indirim sistemi adı verilmektedir. Bu sistemde önce, mükellefin vergilendirilmesi söz konusu geliri vergi tarifesine göre vergilendirilmekte; daha soın a en az geçim indiriminin tarifeye göre bulunan vergisi toplam vergiden düşülmektedir. Matrahtan indirim sistemine benzemekle birlikte, vergiden indirim sisteminde en az geçim indirimi vergisinin, tarifenin ilk dilimlerine göre düşük Oranlar üzerinden hesaplanması, matrahtan indirime göre .daha düşük bir tutarda indirim gerçekleşmesini sağlamaktadır.
DEVLETİN BORÇLANMA NEDENLERİ
: Özellikle gelişmekte olan ekonomiler açısından ekonominin daha ileriye götürülmesi ve kalkınmanın başarılmasında temel kaynak iç çabalar olmakla birlikte, çözüm bekleyen problemlerin giderilmesinde sahip olunan öz kaynaklar yeterli olmaktan , uzaktır. Bu bağlamda . dış yardımın (borçlanmanın) nedenleri siyasi ve ekonomik açıdan belirtilebilir. Kalkınmasını hızlı bir tempoda gerçekleştirmek isteyen ülkelere, gelişmiş ülkelerin bu ülkeleri kendi yanlanna çekmek istemeleri sebebiyle bu ülkeler tarafından çeşitli şekillerde yardım uygulaması yapılabilmektedir. Ayrıca yeni pazar bulma çabası ve girdi temininde artan ihtiyaç, dış yardım konusundaki ilişkileri artırmıştır. Bu yardımlar sermaye birikiminde ve dış alım gücünde artış yaratmak suretiyle özellikte gelişmekte olan ülkelerde ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmaktadır. Tüm bu nedenler göz önünde bulundurarak borçlanma nedenlerini genel olarak şu şekilde sıralayabiliriz:
Bütçe açıklarının giderilmesi
Savunma giderleri için finansman sağlanması
Ekonomik dengeyi sağlayıcı ve koruyucu etkiler yaratılması
Büyük yatırımlann finansmanı
Vadesi geçmiş borçlara finansman sağlanması
Olağanüstü harcamaların (doğal afet,savaş vb) karşılanması
. DIŞ BORÇ
Alındığında bir ülkenin mevcut kaynaklanın artıran, anapara ve faiz ödemeleriyle birlikte ödendiğinde ise reel kaynaklarını azaltan borçlardır. Dış borçlanma yoluna başvuran bir ülke, İki bakımdan yarar sağlamayı düşünmüş olabilir. Birincisi iç tasarruflann yetersiz kalması nedeniyle yatınm projelerinin finansmanına kaynak sağlamak istenmesidir. İkincisi ise döviz darboğazı nedeniyle karşılaşılan dış ödeme güçlüğünün hafifletilmek istenmesidir. Dış borçlar şu şekilde sağlanabilmektedir
Hükümetten hükümete yöntemiyle dış borçlanma
Birden fazla devletin bir araya gelmesiyle oluşan konsorsiyumdan borçlanma
Uluslar arası kuruluşlardan borçlanma
DIŞSALLIK
Bir ekonomik birimin faaliyeti dolayısıyla diğer ekonomik birim veya birimler üzerinde dolaylı olarak görülen olumlu veya olumsuz etkilerdir.
DİPLOMAT MUAFLIĞI
Gelir vergisi kanununda tanınan muaflıklardan birisi olup, yabancı devletlerin Türkiye’de bulunan elçi, maslahatgüzar ve konsolosluklarına bağlı ve Ülke uyruğunda bulunan memuriann, gelir vergisinden muaf olmalarını ifade eder. Ancak bunun için ilgili ülkenin aynı muaflığı Türk diplomatlanna uygulaması yani karşılıklılık şartı aranmaktadır.
DOTASYON
Bir kamu ekonomisi tarafından diğer bir kamu ekonomisi yaran- na belirli bir tutarın harcanmasıdır, örneğin genel bütçeden katma bütçeli idarelere hazine yardımı yapılması “dotasyon” olarak ifade edilir.
<î> DÖNER SERMAYELİ KURULUŞLAR
Genel ya dalarntfr bütçelerden tahsii edilen bir başlangıç ödeneğini sermaye olarak kullanmak suretiyle her yıl elde ettiği kânn bir bölümünü sermayesine ekleyerek iktisadi işletme mantığıyla çalışan ku- aı kışlardır. En yaygın olanları üniversite hastanelerinin döner sermayeleridir. .
ECRİMİSİL
.Devlet mülkiyetinde ya da tasarrufunda bıılunan yerlerin, kişi ya da kurumlarca işgali nedeniyle ortaya çıkan devlet alacaklarına “eçrimişt!” denir.
EFEKTİF VERGİ ORANI
Ortalama vergi oranını ifade etmektedir.
EDİNBURG KURALI
Vergilemenin mükelleflerin, nispi gelir ve servet durumlarında hiçbir değişiklik yapmaması gerektiğini ifade eden liberal maliye anlayışının hakim olduğu görüştür.
EK ORAN USULÜ
Emekten doğan gelir ve servet ile sermayeden doğan gelirin kaynağına göre farklı oranlarda vergilendirilmesi düşüncesinin bir sonucu olarak emek ve sermaye unsurlarının vergilendirilmesinden sonra servet ve sermeye unsurlarından aynca bir kez daha artan oranlı bir tarifeye göre vergi alınmasını ifade eden usuldür.
EN AZ GEÇİM İNDİRİMİ
Kişinin kendisinin ve ailesinin yaşamını asgari düzeyde sürdürebilmek için gerekli gelirin vergilendirilmemesini ifade etmektedir. Bu indirimle kişilerin vergi ödeyebilme güçlerine ulaşabilmek amaçlanmaktadır.
ERDEMLİ MAL VE HİZMETLER
Ya doğrudan bedelsiz olarak topluma sunulan ve finansmanı ver, gilerle sağlanan ya da piyasa fiyatının altında pazarlanmak suretiyle topluma sunulan ve kişi veya kişi gruplanmn sahip oldukları ekonomik durumun iyileştirilmesi amacını güden mal ve hizmetlerdir. Huzurevi, kamu sağlık hizmetleri erdemli mal ve hizmetlere örnek olarak gösterilmektedir.
FAYDA. MALİYET ANALİZLERİ
Maliyet fayda analizleri, belirli kamu harcamalarının yapılmasına karar vermeden önce, sosyal faydanın sosyal maliyetle dengelenmesine ağırlık veren bir uygulamadır. Bu analiz ile kantitatif usullerin kamu hizmetlerine uygulanması amaçlanmaktadır. Ancak kamu kesiminin tümü için fayda maliyet analizinin geçerliliği mümkün değildir. Çünkü kamu kesiminin içinde yer alan birçok girişimde faydanın parasal değerlerle tamlanması mümkün değildir.
FON
Bir kanunla veya kanunla verilmiş bir yetkiye dayanılarak kurulmuş bulunan, belirli bir amacın gerçekleştirilmesi için ayrılan ve gerektiğinde kullanılmak üzere hesapta hazır bulundurulan ve yeni yıl bütçeleri ile bir önceki yıl harcama sonuçlan TBMM’nin denetimine tabi tutulan para ve benzeri kaynaklardır. Fon uygulaması daha çok 1980’li yılların başında ortaya çıkmış ve bütçe denetimi dışında kaynak oluşmasını sağlamıştır. Yasalanmızda en son yapılan, yapısal değişikliklerle de uygulamaya büyük ölçüde son verilmiştir. Fonlar şu niteliklere sahiptir:
Yasal dayanağının bulunması
Belirli bir kaynağın olması
Belirli bir amaca tahsis edilmiş olması
Paranın, amaca yönelik olarak kolayca kullanılması
Bütçe ve hesap sonuçlannın TBMM denetimine tabi olması
<$> GECİKME FAİZİ
Mükellefe, verginin zamanında tahakkuk ettirilmesinden kaynaklanarak uygulanan cezai müeyyidedir. Gecikme faizi oranı aylık % 2,5’tir.
<$> GECİKME FAİZÎ-GECİKME ZAMMI FAIIKI
Gecikme Zammı Gecikme Faizi
6183 sayılı karam ile; düzenlenmiştir. VUK. ile düzenlenmiştir.
Ttim kîiııuı alacaktanım uygulanır . VJJK kapsamına giren vergi, resim ve : harçlara uygulanır. ‘ ‘ ,
Tahakkuk elmiş kaınıı alacağının vadesinin geçmesi lıalindc uygulanıl1. Tarhiyatrn gecikmesi nedeniyle ödemenin gecikmesi halinde uygulanır.
Vade tarilıi İle ödeme tarihi arasında .; uygulanır. …………… Vade tarihi ile tahakkuk tarihi arasında uygulanır.
Ay kesirleri gilnlilk olarak dikkate alınır.: Ay kesirleri dikkate alınmaz. :
Vergi ziyaı suçunda uygulanır. Cezalarda uygulanma?. ■
Asgari imar vardıKl-Vfl) Asgari tular yoktur.
Gecikme tanımını durduran haller dfl£erıİCT»nişiir.(tecll iflasın açılması, aciz hali.) Gecikme faizini durduran haller yoktur. ‘
Ölüm halinde düşme, mirasçılara geçer. Ölüm halinde düşme)!, mirasçılara geçer.
Ceza niteliğinde değildir. Ceza niteliğinde değildir.
Bilecik oran uygulanmaz. Bileşik oran uygulanmaz.
GECİKME ZAMMI
Mükellef hakkında, verginin zamanında ödenmemesinden kaynaklanarak hesaplanan cezai müeyyidedir. Gecikme zammı oranı her ay için ayrı %2,5’dıır.
GENEL TEBLİĞ
Vergi kanunlarını açıklayan, yorumlayan metinlere “genel tebliğ” denir. Bakanlar Kurulu KararJarı, tüzükler ve yönetmeliklerde olduğu gibi gene! tebliğler de Danıştay’ın denetimine tabidir.
GİDER PUSULASI
Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazana basit usulde tespit edilenler ve defter tutmak mecburiyetinde olan seıbest meslek erbabının ve çiftçilerin, vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıktan emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri belgeye “gider pusulası” denmektedir. Gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir.
GİNİ KATSAYISI
Kişisel gelir dağılımında eşitsizliği ölçmeye yarayan istatistik ölçütlerden birisidir. Gini katsayısı l’e yaklaştıkça gelir dağılımı adaletsizliği artmakta, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımı adaletsizliği azalmaktadır. Eğer gini katsayısı sıfırsa mutlak eşitlik vardır. Gini katsayısı, gelir dağılımı adaletinin yanı sıra, sanayide yoğunlaşmanın ölçüsü olarak . da kullanılmaktadır. Sanayide yoğunlaşma arttıkça gini katsayısı sıfıra a yaklaşmakta, tersine eğer endüstride tek bir monopolcü firma varsa gini katsayısı 1 olmaktadır.
GÖLGE FİYAT
Kamunun ürettiği mal ve hizmetlerde, gerçek bedelin hesaplanmamasından dolayı benzer mal ve hizmetlerin bedellerinden yararlanarak ortaya çıkarılan bedele “gölgefiyat” denir.
<3> GÖTÜRÜ GİDER USULÜ
Mükelleflerin (hakları kiraya verenler hariç) kendi isteklerine bağlı olarak gerçekleştirilen ve hasılatlannın % 25’ini gider olarak indirtebildikleri usuldür.
<$> HAKİKİ KAMU TÜKETİMİ
Devletin yapmış olduğu kamu harcamaları toplamından yine devletçe yapılan transfer harcamalarının düşülmesiyle elde edilen büyüklüktür.
^ HARÇ
. Kamusal nitelikteki hizmetlerden özel fayda sağlayan kişilerden cebren alınan iktisadi değerlere -/.W£”denir. Vergiden farkı belli bir hizmete karşılık alınmasıdır.
4 HİZMET MAIİYETİNE GÖRE VERGİLEME
. Vergilerin, sağlanan hizmetin devlete maliyetine göre tarh edü- mesi ilkesidir. Bu kuralın uygulanması çok güç hatta imkansız gibidir. Bu ilkenin uygulanabildiği alanlar olarak posta, elektrik, su ve havagazı örnek olarak verilebilir.
İÇ BORÇ – DIŞ BORÇ AYRIMI
Literatürde borçlanmanın iç kaynaklardan ou yoksa dış kaynaklardan mı olduğunu anlamak için bir takım kriterler ön plana çıkmaktadır. Bunlar; borcun sağlandığı piyasanın uyruğu, borcun sağlandığı kişilerin uyruğu vc borç olarak alınan paranın niteliği şeklinde ifade edilmektedir.
Borcun sağlandtğt piyasanın uyruğu kriterinde; borç iç piyasadan sağlanmış ise iç borç, dış piyasadan sağlanmış ise dış borç olarak kabul edilmektedir. Bu ayrımda önemli olan ülke sınırlan içinden veya dışından borçlanılmış olmasıdır, ödemenin milli ya da yabancı para ile gerçekleştirilmesinin önemi yoktur. Borcun sağlandığı piyasanın uynığu kriterinde, o ülke sınırları içinden ister o ülke vatandaşından isterse başka bir ülke vatandaşından borç alınsın bu borç iç borç sayılmakta; yıırt dışından isteı o iilke vatandaşından isterse yabancı olsun sağlanan borç, dış borç olarak kabul edilmektedir.
Borcun sağlandığı kişilerin uyruğu kriterinde ise; Türkler- den alınan borçlar iç borç, yabancılardan alınan borçlar dış borç olarak kabul edilmektedir.
Borç olarak aknan paranın nÜeUğinde ise; YTL şeklinde alınan borçlar iç borç, YTL harici alman borçlar dış borçtur.
İHTİYATİ TAHAKKUK
Vergi idaresi tarafından kamu alacağının güvenceye alınması bakımından henüz tahakkuk etmemiş vergi alacağının derhal tahakkuk ettirilmesine dayalı işlemdir. Vergi dairesi müdürünün yazılı isteği Üzerine, defterdarın vereceği kararla uygulamaya gidilir. Ancak ihtiyati tahakkuka gidilmesi, bu uygulamaya konu olan vergi, resimler ve bunlann zam ve cezalarının ödeme zamanlan gelmeden tahsil edilmesi İmkanını vermez. Şu durumlann varlığı halinde ihtiyati tahakkuk uygulamasına gidilir:
Teminat istenmesini gerektiren hallerin varlığı
Borçlunun belli bir ikametgahının bulunmaması ‘
Borçlu kaçmışsa veya kaçması, mallarım kaçırması, İlileli yollara başvurması ihtimali varsa
Mal bildiriminde bulunulmamış veya eksik bulunulmuş olması
Mükellefin haczi sonuçsuz bırakmak için mallannı kaçırmaya yöneiik bazı davranışlar içine girmesi
Teşebbüsün muvazaalı olduğu ve gerçekte başkasına ait olduğu hakkında deliller elde edilmişse.
Bayındırlık işleri dolayısıyla bu.hizmetten fayda sağlayan kişilerden işin maliyetine katılmak üzere aldığı paralara “şerefiye” denir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder