Bir devlet okulunda sınıf öğretmenliği yapıyorum - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Aralık 27, 2015

Bir devlet okulunda sınıf öğretmenliği yapıyorum

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
Bir devlet okulunda sınıf öğretmenliği yapıyorum

Veliler ve öğretmenler bunun henüz parmak kasları gelişmemiş küçük çocukları için çok zorlayıcı ve yorucu olduğunu belirtiyorlar. Çocukların okuldan soğuduğundan yakınıyorlar:

“Bir devlet okulunda sınıf öğretmenliği yapıyorum. 4+4+4′ün ilk mezunlarından olacak sınıfım. Bu yıl 4. sınıftayız. Bu çocuklar 1. sınıftayken normal yaşlarında olmadıkları için çok zorlandılar. El yazısın alışamadılar. Seneye, yani 5. sınıfta tekrar düz yazıya dönecekler, çünkü hiç bir okulda branş öğretmenleri el yazısı kullanmıyor. Bu çocukların ne günahı vardı da bu kadar sıkıntı çektiler ? Biz keza o kadar emek verdik… Bu soruların yanıtı yok.”

“İngiltere’de çocuklar düz yazı ile başlıyor. El yazısı ders içinde yavaş yavaş veriliyor. El yazısı ile yazacaksın baskısı yok. Çocuk tercih ediyor. Her ikisi de öğreniliyor. Zorlamak yok. Çocuğun kelimeleri doğru yazabilmesi öncelik.” 

Farklı görüşü savunanlar da var. Uygulamayı savunan bir veli şöyle söylüyor:

“Fransa, Belçika ve Hollanda’da da el yazısıyla başlıyor çocuklar. Ben motor kabiliyetlerini güçlendirdiğini düşünüyorum. Özellikle sakar; çizgi, yazı, resim kabiliyeti düşük çocuklar için güzel bir antrenman … Özellikle küçük oğlumda gözlemlediğim kadarıyla gerçekten çok işe yaradı… Başta acı çekti doğru, ama şimdi çok güzel bir yazısı var ve bundan gurur duyuyor.”

Bu veli yurtdışında yaşıyor. Bazı Avrupa ülkelerinde çocuklar sadece el yazısı eğitimi alıyorlar. Düz yazıya geçiş diye bir şey yok. Başka bir velinin görüşü de şöyle:

“Benim kızım da el yazısı kullanıyor. Ne onda ne de arkadaşlarında okulu sevme ya da okula alışma konusunda bizim jenerasyona göre daha fazla sorun olduğunu sanmıyorum. Ayrıca bir doktor olarak da çocukların el kasları tam gelişmedi, el yazısı yazmaları bu yüzden düz yazıya göre daha zor savını saçma buluyorum. Zaten herkes kendi yazı yazma karakterini geliştirirken, kısa süre içinde üzerinde düşünmeden otomatik olarak yazmaya başlıyor.” 

Farklı görüşler var, ama genel olarak bir şikayet söz konusu.

Tamamen el yazısı uygulaması bence de kalkmalı. Bir akademisyen olarak görüşüm bu yönde.

Nedenini açıklamak için, el yazısı uygulamasını savunan görüşlerin üzerinden tek tek geçeyim:

“El yazısı, güzel ve okunaklı yazı yazmayı öğretir.”

İlkokula yeni başlayan bir çocuk için temel endişe, yazısının güzelliği değil, okuma yazmayı ve okulu sevmesi olmalı.


Ben ilkokula başladığımda 7 yaşımdaydım. Güzel yazı diye ayrıca bir ders vardı. Onun dışındaki derslerde, normal düz yazı harflerini öğrendik.

Bugün ilkokula başlama yaşı çok daha küçük. Çocuklar neredeyse emziği atıp okula başlıyor! Parmakları minicik. El yazısı ise karmaşık ve zor.

Dolayısıyla “güzel el yazısı yazdırmak” şekilci bir yaklaşım. Çok güzel yazısı olan ama yazmaktan nefret eden çocuklar yetiştirmenin bir anlamı var mı?

Ayrıca bu amaca ne kadar ulaşılabiliyor? Çocuk ilkokul 5. sınıfına kadar el yazısı ile yazmayı öğreniyor. Sonra birdenbire düz yazıya geçmesi isteniyor. Neden? Sistem böyle olduğu için.

O güne dek çocuğun düz yazı yazma yetisi gelişmediğinden, kargacık burgacık bir yazı stili ortaya çıkabiliyor. Yine hedeflenen amaca ulaşılamamış oluyor.

Üstelik bugün etrafa baktığımızda el yazısını nerede görüyoruz? Artık çoğunlukla okuma ve yazma dijital ortamda yapılıyor. Bu oran giderek daha da artacak. Dijital ortamda yazılar düz yazı formatında. Çocuğun klavyede gördüğü harfler de öyle. Kitap harfleri yine düz yazı.

O zaman çocuk ben neden el yazısı öğreniyorum demez mi? Bununla birlikte, bu farklılıktan ötürü, çocuğun okuma hızı da yavaşlayabilir.


“El yazısı karakter kazandırır”

Bu argümanı da yetersiz buluyorum. Düz yazı yazan herkesin yazısı da tornadan çıkmış değildir ki; yine kendine has bir karakteri vardır. 10 kişiye normal harfle yazı yazdırın, 10’u da birbirinden ayrı olacaktır.

Ayrıca, çocuğa karakter kazandırmak el yazısına kaldıysa, vay halimize! Çocukların bir karakteri, bir kimliği olmasını istiyorsak, önce onlara birer birey gibi yaklaşmayı öğrenmemiz lazım.

Çocuğun birey olarak var oluşuna saygı duymadıkça, el yazısından medet ummak çok anlamlı ve samimi gelmiyor.

“El yazısı düz yazıya göre daha hızlı yazmayı sağlar. Çocuk yazma ödevini daha hızlı yapar.”

Teori böyle, ama pratikte böyle olmadığını görüyoruz. Birçok veli ve öğretmen, pratikte bunun tam tersinin geçerli olduğunu söylüyor. Bu teoriler çoğunlukla dijital çağ öncesine ait olduğu için böyle bir fark olabilir.

Artık çocuklar neredeyse klavye kullanma becerileriyle doğuyorlar. Yeni tabiriyle onlar dijital yerli, biz ise dijital göçmenleriz. Bırakın el yazısını, normal yazı bile onlar için zor. El yazısı arkaik kalıyor!

Burada konu harici bir parantez açmak istiyorum. El yazısı tartışmasının dışında, “kalem mi klavye mi” gibi bir yan tartışma var. O mu öbürü mü tarzı bir tartışmayı yanlış buluyorum. Çocuklar kalem tutmayı da öğrenmeli, klavye kullanmayı da öğrenmeli.

Çocukların el becerilerini geliştirmek son derece önemli, hatta dijital çağda çok daha önemli. Yazı yazmak, hamurla oynamak, çamurla oynamak, el işi yapmak, örgü örmek… Bunlar bugün dünyanın bilgisayar devlerinin çocuklarını gönderdiği okullarda klavye kullanmaktan daha öncelikli beceriler. Hatta akıllı tahta yerine tebeşir kullanıyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder