RECAİZADE MAHMUT EKREM’İN DİVAN EDEBİYATI, HALK EDEBİYATI, DİN VE KÜLTÜR HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Temmuz 01, 2015

RECAİZADE MAHMUT EKREM’İN DİVAN EDEBİYATI, HALK EDEBİYATI, DİN VE KÜLTÜR HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
RECAİZADE MAHMUT EKREM’İN DİVAN EDEBİYATI, HALK EDEBİYATI, DİN VE KÜLTÜR HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ 

Tanzimat döneminin önemli aydınlarından biri olan Recaizade Mahmut Ekrem, batılılaşma süreci içinde önemli bir isimdir. Dönemin birçok aydınından farklı olarak siyasetle ilgilenmeyerek kendisini tamamen sanat ve edebiyata verir. Tanzimat’ın ikinci nesli sanatçıları arasında yer alan Ekrem’in ilk edebi denemeleri eski edebiyat anlayışı içinde olmakla birlikte, daha sonraki dönemlerde kaleme aldığı eserler, onu Batı edebiyatı anlayışının önemli isimleri arasına sokar. İlk yazılarını Ahmet Mithat Efendi'nin çıkardığı Dağarcık dergisinde yayımlamaya başlayan Ekrem’in Batı edebiyatından yaptığı çevirilerle, bu edebiyatla ilgili birikime sahip olur. Başta Servet-i Fünûn anlayışı olmak üzeri, dönemin birçok edebiyatçının örnek aldığı Ekrem, çeşitli konulardaki görüşleriyle de dikkat çeker. Bu görüşlerini genellikle, Talim-i Edebiyat (1879), III. Zemzeme (önsözünde), Takdir-i Elhan (1886), Pejmürde (1895) ve Takrizat (1898) adlı eserlerinde dile getirir. Ekrem’in “Divan Edebiyatı”, “Halk Edebiyatı”, “Din” ve “Kültür”le ilgili görüşleri, onun yenilikçi ve arayış içerisinde bir sanatçı olduğunu ortaya koyar. Eski edebiyat anlayışına tam anlamıyla karşı çıkmamakla birlikte, bu anlayışın kendini yenilemesi ve geliştirmesi gerektiğini ifade eden Ekrem’in tenkitle birlikte tekliflerde bulunduğu da görülür. Ekrem’in halk edebiyatı hakkındaki tespitleri oldukça yetersiz, hatta yok denecek kadar zayıftır. Din ve dine ait görüşlerinde daha gelenekçi bir yaklaşım içerisinde olan Ekrem’in dine ait değerler konusunda çok hassas davrandığı görülür. Kültürel kavramlar konusunda batı yanlısı bir sanatçı olmakla birlikte, körü körüne batılılaşmaya karşı çıkarak, kültürel yozlaşmayı eleştirir. 

Genel olarak bakıldığında, edebiyatta kendine önemli bir yer edinmiş olan Recai-zade’nin daha ziyade edebiyata dair görüşlerinin fazlalığı dikkat çeker. Onun dine ait görüşlerini ise, yazmış olduğu şiirlerinden hareketle anlıyoruz. Diğer taraftan, halk edebiyatı ve kültür kavramları ile ilgili olarak da açık ve belli bir görüşüne rastlamak mümkün olmadı. Bu konularla ilgili olarak, eserlerinden hareketle bazı şeyler söylenebilir. Tanzimat’ın ikinci kuşak sanatçıları içinde yer alan Ekrem, yabancı dili ve batıyı memuriyeti esnasında tanımış, edebi yeniliklerle ilgili ilk bilgileri de bu esnada edinmiştir. En önemli özelliği, Tanzimat’ın birinci dönemi ile ikinci dönemi edebiyatı arasında birleştirici bir çizgiye sahip olmasıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder