DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ!
LAGİNA HEKATE TAPINAĞI'NIN ALTYAPI VE STYLOBAT DÜZENLEMESİNDE UYGULANAN ORANLAR
Lagina Hekate Tapınağı, Anadolu’da pseudo-dipteros planda inşa edilen önemli yapılardan biridir. Tapınağın planlanmasında ve yapı elemanlarının stylobat üzerine yerleştirilmesinde Pytheos tarafından temelleri atılan, Hermogenes tarafından geliştirilen matematiksel sistemlere bağlı kalınmıştır. Yapı, derin bir pronaos ile naostan oluşmaktadır. Opisthodomos bölümü yoktur. Dar cephelerinde 8, uzun cephelerinde 11 sütun yer almaktadır. Bu yönü ile o döneme kadar uygulanan tüm yapılardan farklı olarak, uzunluğu ile genişliği arasındaki oran en aza indirgenmiştir.
Korinth düzenindeki tapınakta alt yapı ve stylobat düzenlemesindeki oranlar sütun alt çapı baz alınarak
belirlenmiştir. Tapınağın uzun kenarı ile kısa kenarı arasında elde edilen oran, aynı plan tipine sahip tapınaklar arasında şimdilik bilinen tek örneği teşkil etmektedir. Bu sıra dışı oran, yapının erken evresinde in-antis planlı olduğu, sonrasında etrafına peristasisin eklendiği düşüncesini pekiştirmektedir.
Antik dönem coğrafyasında Karia Bölgesi’nde yer alan Lagina Hekate Kutsal Alanı, iç Karia’nın önemli kentlerinden Stratonikeia’nın iki kutsal alanından biri olup Stratonikeia’ya 9 km’lik taş döşemeli bir yolla bağlanmaktadır. Günümüzde ise Muğla ili, Yatağan ilçesi, Turgut Beldesi sınırları
içinde, Kapıtaş Mevkii’ndedir.Lagina Hekate Tapınağı yaklaşık olarak kutsal alanın ortasına, kuzeybatı-güneydoğu doğrultuda inşa edilmiştir (Çiz. 1 - Res. 1). Dört tarafı Dor düzenindeki stoalar ile çevrilidir. Güneydoğusunda altar, güneybatısında propylon yer almaktadır.
Lagina, 18. yy’dan itibaren pek çok seyyah ve araştırmacının ilgisini çekmiştir. Özellikle tapınağa ait kabartmalı friz bloklarının bulunması, bu ilgiyi artırmıştır. Tapınakta ilk kazı çalışmaları 1891 - 1892 yıllarında Osman Hamdi Bey tarafından yapılmıştır. Yaklaşık 100 yıl aradan sonra, 1993 yılında A. A. Tırpan başkanlığında başlatılan kazı çalışmaları sistemli bir şekilde devam etmektedir.3 Bu çalışmalarda tapınağın büyük bir kısmı açılmış olup (Res. 2), bulunan mimari elemanlar ait oldukları yönlere göre tasnif edilmiştir. Hekate Tapınağı pseudo-dipteros planda inşa edilmiş olup, 8 x 11 sütunludur (Çiz. 2).4 Giriş kısmı güneybatı cephede yer alan tapınak, geniş bir pronaos ve naostan oluşmaktadır. Opisthodomos bölümü yoktur.5 Hellenistik Dönem’in başyapıtlarının aksine, ön cephede anteler arasında Anadolu-Ion (Efes) kaideli ve Ion başlıklı in-antis sütunlar bulunmaktadır. Peristasis sütünları ise Attik-Ion kaideli ve Korinth başlıklıdır. Tapınağın enbablatür kısmında dış cephesi üç fasciaya ayrılmış, bitimine taç profili işlenmemiş arşitrav blokları kullanılmıştır. Peristasis arşitravlarının iç cephesinde, naos duvar arşitravlarının ise dış cephesinde üst fasciaya anthemion işlenmiştir. Tapınağın frizleri, dört yönde farklı konuların işlendiği figürlü betimlere sahiptir.6 Entablatür kısmında ise alışılmış Korinth düzenindeki yapıların aksine konsollu geison yerine Ionik geison kullanılmış, Ionik geison diş sırası ile kombine edilmiştir. Pseudo-dipteros planda inşa edilen tapınağın kuzey ve güney cephe alınlığında, üst yapının yükünü hafifletmek amacıyla yapılmış kapı açıklıkları tespit edilmiştir (Çiz. 3).7 Hekate Tapınağı beş basamaklı bir podyum üzerinde yükselmektedir (Res. 3). Stylobat seviyesine kadar in situ durumda korunan yapının temel seviyesinin ne şekilde düzenlendiği bilinmemektedir.
Ancak tapınağın mevcut durumu podyumun inşası hakkında fikir vermektedir. 1999 - 2002 yıllarında naosta,2003 yılında tapınağın güneydoğu köşesinde yapılan kazı çalışmalarında, yapının doğal kaya üzerine oturtulduğu anlaşılmıştır.8 Kot seviyesini ayarlayabilmek için belirli bölümlerde doğal kayanın kesildiği, bazı bölümlerde ise düzgün kesilmiş konglomera bloklar ile desteklendiği görülmektedir (Res. 4). Depremin etkisi ile oluşan dalgalanmalar sonucu güneydoğu köşede açığa çıkan euthynteria blokları, yapının euthynteria seviyesinde de konglomera blokların kullanıldığını göstermektedir. Euthynteria bloklarının üstüne yerleştirilen krepisler mermerbloklardan oluşmaktadır. Yer yer tahrip olan bölümlerde bu mermer blokların peristasis sütunlarının oturduğu bölümlere kadar devam ettiği görülmüştür. Tapınağın pronaos ve pyteron boşluklarında özensiz işçiliğe sahip, çokgen kenarlı konglomera bloklar kullanılmasına karşın peristasis sütunlarının oturduğu bölümlerde alt yapının tamamen mermerden oluşması, yapının yükünü taşıyacak olan sütunlar için sağlam bir zemin oluşturma çabasının ürünüdür. Hekate Tapınağı’nın podyum yüksekliği 1,56 metredir. 5 krepisten oluşan podyumun inşasında antik dönem boyunca uygulanan tek basamak geleneğine bağlı kalınmıştır.9 Krepislerin inşasında kullanılan mermer blokların uzunlukları değişkendir. Köşelere gelen bölümlerde bloklar dikdörtgen ya da kare kesilerek köşelere uygun biçimde yerleştirilmiştir. Olası kaymaları önlemek amacıyla basamak bloklarının her biri yatayda kırlangıç kuyruğu şeklindeki demir kenetlerle, düşeyde ise dübellerle sabitlenmiştir. Kenetler ve dübeller bir üst basamağın altında kalacak şekilde yerleştirilmiştir. Krepisler, alt sıradan itibaren genişliği azalarak devam eden sistemde inşa edilmiştir. İlk krepis 0,45 m, ikinci ve üçüncü krepis 0,425 m, son krepis ise 0,40 m genişliğindedir. Vitruvius, tapınağı çevreleyen basamakların tümünün aynı boyutta yapılması gerektiğini aktarmaktadır.10 Hekate Tapınağı’nın basamaklarında uygulanan bu sistem, Vitruvius’un önerisine ters düşmektedir.
Basamak yükseklikleri de Vitruvius’un önerisi ile çelişmektedir. Basamak rıht yüksekliğinin 10 inçten fazla olmaması gerektiği düşüncesi Lagina’da uygulanmamış olup, ilk krepis 0,36 m, diğer krepisler 0,30 m yüksekliğinde yapılmıştır. Tapınağın stylobat döşemi dikdörtgen ve kare bloklardan oluşmaktadır (Res. 5). Stylobat blokları pteron açıklıklarına yerleştirilirken, peristasis sütunlarının oturduğu ilk sıra blokların dışında kalan alan enlemesine üç ana birime ayrılmıştır. Ön ve arka cephe pteronu, antaları karşılayan yan cephenin 3. sıra sütunların başladığı alana kadar iki farklı birim, pronaos ve naos duvarlarının her iki yanında kalan alanlar ise bir başka birim olarak belirlenmiştir. Bu ana birimler ise kendi aralarında ara birimlere ayrılmış ve stylobat bloklarının boyutları ve yerleştirilişi bu düzene göre uygulanmıştır. Peristasis sütunlarının oturduğu bölümlerde ise tüm blok ölçüleri eşit tutulmuştur Buna göre kaidelerin oturduğu bloklar 1,24 x 1,24 m, bu blokların arasında kalan stylobat blokları ise 1,08 x 1,24 m ölçülerindedir. 1,24 m’lik stylobat blokları üzerine 1,16 m genişliğinde plinthelere sahip Attik-Ion kaideler yerleştirildiğinde, kaideler arasında da yine bir plinthe genişliğine eşit mesafeler ortaya çıkmaktadır. Plinthe genişliği 1 ¼ alt çap, iki plinthe arasındaki mesafe de yine 1 ¼ alt çap olarak belirlenmiştir.
Anadolu’da Korinth düzeninde inşa edilen ikinci tapınak olması bakımından ayrı bir öneme sahip olan Hekate Tapınağı’nda sütun alt çapı modül olarak alınmış ve yapının ölçüleri bu modüle göre belirlenmiştir. Tapınak, alt yapı ve stylobat düzenlemesinde uygulanan oranlar açısından değerlendirildiğinde kendinden önce inşa edilen pseudo-dipteros planlı tapınaklar ile kendinden sonra inşa edilen pseudo-dipteros planlı tapınaklardan ayrılmaktadır. Özellikle yapının uzun kenarı ile kısa kenarı arasında elde edilen 1 : 1.4 oranı, aynı plan tipine sahip tapınaklar arasında şimdilik bilinen tek örneği teşkil etmektedir. Bu sıra dışı oran, aynı bölgede yer alan Ion düzenindeki, peripteros planlı Labraunda Zeus Tapınağı’nın 1 : 1.4 oranıyla benzeşmektedir.20 Labraunda Zeus Tapınağı’nın uzun kenarı ile kısa kenarı arasında elde edilen bu oranın, tapınağı M.Ö. 6. yy’ın sonuna tarihlenen in-antis planlı erken bir evresinin bulunmasından kaynaklandığı önerilmektedir.21 Lagina Hekate Kutsal Alanı’nda bulunan yazıtlar, 22 M.Ö. 4. yy’a ait peribolos duvarı23 ile naostaki sondaj çalışmasında ele geçen buluntular,24 daha erken tarihli bir tapınağın mevcudiyetine işaret etmektedir.25 Bu nedenle tapınağın eni ile boyu arasında ortaya çıkan bu oranın yapının iki evreli olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder