DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ!
Artuklu Dönemi yapılarından Diyarbakır Mesudiye Medresesi'nin 620 H./1223 M. tarihli kitabesinde "el-benna Mes'ud tersim el-üstad Cafer ibn Mahmud el-Halebi,,22 ile Ambarçayı Köprü kitabesinde": "üstad Halep'li Mahmud oğlu Cafer'in gulamı (kölesi) el-benna Tabak oğlu Osman'a yaptırılmıştır" ibarelerinin bulunması, buna karşın "amel-i" ününün kullanılmayarak doğrudan meslek ünvanıarının belirtilmesiyle etinilmesi dikkat çekicidir. Artuklu devri kitabelerinde genellikle doğrudan meslek ünü olan "benna" kelimesinin kullanıldığı görülür.
Diyarbakır Mesudiye Medresesirnin kitabesinde, resim çizme anlamında kullanılan "tersim" ününün yapı uygulayıcısı "benna" ünüyle birlikte görülmesi, inşaatlarda bir ekip çalışmasının varlığını ve ressamların yapıların projelerinin" çiziminde rol aldıklarını göstermesi'" bakımından . önemli bir kanıt oluşturur. Biri Mesudiye Medresesi'nden, diğeri Ambarçayı Köprüsü'nden gelen "el-benna "ününün kullanıldığı bu iki Artuklu kitabesinin dışında, çağdaşı Selçuklu kitabelerine bakıldığında, "benna" ününün sadece Malatya Ulu Camii'nin kitabelerinde kullanıldığı görülür. Bu yapının sanatkarlarından Ebubekir oğlu Yakub'un kitabelerinden birinde sadece "amel-i" ününü kullanırken, diğerinde neden "amel-i" ve "el-benna" ününü birlikte kullanmayı tercih ettiği sorusuna, Bayburtluoğlu'nun belirttiği gibi kitabelerdeki yer darlığı" sebep gösterilebilirse de, oldukça geniş yüzeylere yazılan kitabelerde bile aynı uygulamaya rastlanması yer darlığı savını geçersiz kılmaktadır.
Sanatçıların sadece işi yapan kişi olarak anılmakla yetinmeleri, zaten bu işi yapmakla görevli meslek grubuna dahil olduklarına bağlanabilir. "Ameli" ünüyle birlikte meslek ünü kullanıldığında, inşa safhasının sanatçılarından ayrılarak farkedilme istekleri roloynamış olmalıdır.