Duygusal Zeka Düzeyi ile Problem Çözme Becerileri Arasındaki İlişki - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Haziran 09, 2015

Duygusal Zeka Düzeyi ile Problem Çözme Becerileri Arasındaki İlişki

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
Duygusal Zeka Düzeyi ile Problem Çözme Becerileri Arasındaki İlişki


Duygu bir his ve bu hisse özgü belirli düşünceler, psikolojik ve biyolojik haller ve bir dizi hareket eğilimidir. Duygular insanı anlamada, düşünce ve davranışlarını anlamlandırmada çok önemli bir role sahiptir. Duygularla ilgili çok çeşitli çalışmalar yapılmış ve farklı görüşler ileri sürülmüş olmasına karşın “duygusal zeka” kavramı ilk olarak 1990 yılında Ma yer ve Salovey tarafından ortaya konmuştur. Kavram bu bilim adamları tarafından “kendinin ve başkalarının duygularını izleme,

bunlar arasında ayırım yapma ve buradan elde ettiği bilgileri düşünce ve davranışlarına yön vermede kullanabilme yeteneği” olarak tanımlanmıştır.Daniel Goleman, 1995 yılında duygusal zekayı; kendini harekete geçirebilme, aksiliklere rağmen yoluna devam edebilme, dürtüleri kontrol ederek tatmini erteleyebilme, ruh halini düzenleyebilme, sıkıntıların düşünmeyi engellemesine izin vermeme, kendini başkasının yerine koyabilme ve umut besleme yetenekleri olarak tanımlamıştır. Duygusal zeka genel olarak iki farklı modelle açıklanmıştır. Bunlardan birincisi olan “yetenek modeli”ne göre duygusal zeka “kendinin ve diğerlerinin his ve duygularını izleme, bunları ayırt edebilme ve bu bilgiyi kullanarak düşünce  areketlerini yönlendirebilme becerisi” olarak ifade edilmiştir. İkincisi olan “özellik modeli”ne göre duygusal zeka “bireyin yaşantısındaki değişik durumların başarılı bir biçimde üstesinden gelmesini sağlayan, bilişsel olmayan tüm özellikler” olarak tanımlanmıştır.

Duygularını iyi bilen, onları kontrol edebilen, başkaları ın duygularını anlayan ve bunları ustalıkla idare edebilenlerin, diğer bir deyişle, duygusal zekası yüksek olanların hayatlarının gerek özel gerekse mesleki alanlarında daha avantajlı, hayatta daha mutlu ve üretken oldukları belirtilmektedir. Buna karşın duygularını kontrol edemeyen kişilerin ise net düşünebilme ve işlerine konsantre olabilme yeteneklerini engelleyen içsel bir mücadeleye girdikleri bildirilmiştir. Duygusal zekası yüksek olan kişilerin, kendilerinin ve diğerlerinin duygusal durumlarını anlayarak ve bu duygusal verileri kullanarak zorlu durumlara daha iyi uyum sağlayabildikleri ve problemleri daha iyi çözebildikleri ileri sürülmüştür.

Hemşirelik için duygusal zeka çok önemli bir kavramdır. Duygusal zekanın geliştirilmesinin hemşirelerin iş yaşamında daha başarılı olabilmesi için gerekli olduğu ve kendi duygu ve düşüncelerinin farkında olan -duygusal zekası yüksek olan- hemşirelerin uyum içinde çalıştıkları bildirilmiştir.

[8,9] Bazı çalışmalar duygusal zekası yüksek olan hemşirelerin hasta ve hastanın ailesi ile terapötik iletişimi geliştirebildiği ve daha iyi stres yönetimi sağladığını göstermiştir. Hem şirelerde duygusal zeka ile ilgili yapılan diğer çalışmalarda da, duygusal zeka becerilerinin hasta bakımı ve çalışanın iyilik durumunu olumlu etkilediği, hemşirelerin iş doyumunu arttırdığı stresle daha iyi baş edebildikleri belirtilmektedir Hemşirenin hastayı anlayabilme, onların duygularını yö netebilme yeteneğinin bakım vermede önemli olduğu vurgulanmaktadır.

Hemşirelerin hastalarla iyi bir ilişki kurabilmesi için duygusal zekası gelişmiş -yani kendi duyguları nın farkında olan, duygularını yönetebilen, empati yapabilen, kendi kendini motive edebilen ve etkili iletişim kuran- bireyler olması gerekmektedir. Hemşirelik öğrencilerinin duygusal zeka ve ilişkili faktörlerinin araştırıldığı bir çalışmada duygusal zekası yüksek öğrencilerin duygusal sorunların tedavisinde daha yetenekli ve sosyal ilişkilerde daha deneyimli ldukları bildirilmiştir.

Problem çözme becerisi, kişiyi çözüme götürecek bilgilerin kazanılması ve kullanıma hazır olacak şekilde birleştirilerek, bir sorunun çözümünü uygulayabilme düzeyidir. Problem çözme hemşirelik uygulamalarının odağıdır. Dünya Sağlık Örgütü “uygun bakımı vermek için önlemler alma, problem çözme yaklaşımı uygulamasının, hemşirenin yapması zorunlu yeterliliklerden biri” olarak kabul etmiştir. Hemşirelerin problem çözme becerilerini geliştirmeleri hasta bakım kalitesinin yükseltilmesi açısından büyük önem taşıaktadır. Problem çözmenin kendi rolü olduğunun farkında olmayan ya da bu becerisini bilimsel olarak kullanmayan bir hemşirenin verdiği bakımın kalitesinin yüksek olması beklenemez.Bu nedenle hemşirelik öğrencilerinin problemleri görebilme, problemin çözümüne yönelik yaratıcı düşünme, olaylar ve kavramlar arasında bağlantı kurma becerilerini kazanmaları gerekmektedir.

Duygusal zeka, bireyin kendisinin ve diğerlerinin duygularını değerlendirmesi, duyguların düzenlenmesi ve problem çözümünde kullanılması gibi uyum sağlayıcı üç yetenek kategorisinden oluşmaktadır. Mayer ve Salovey duygusal zeka avramının, duygular ve duygular arasındaki ilişkilerin anlamını tanıyabilme ve bunların temelinde yargılama ve problem çözme yeteneğini temsil ettiğini belirtmiştir. duygusal zeka problemlerin çözümünde yadsınamayacak bir bileşendir. Bu araştırma, hemşirelik öğrencilerinin duygusal zeka düeyleri ve problem çözme becerilerini belirlemek ve öğrencilerin duygusal zeka düzeylerinin problem çözme becerilerine etkisini incelemek amacıyla yapıldı.Araştırma sonucunda hemşirelik öğrencilerinin toplam duygusal zeka düzeyi puan ortalamalarının ortalamanın biraz üzerinde olduğu ve problem çözme becerilerinin orta dü zeyde olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca öğrencilerin duygusal zeka seviyesi arttıkça problem çözme becerilerinin de arttı
ğı belirlenmiştir. Duygusal zekâ öğrenilebilir ve geliştirilebilir yetkinlikleri içeren bir kavramdır. Duygusal zekâ yetkinlikleri geliştikçe problem çözme becerisi de gelişecektir. Bu nedenle eğitimleri süresince öğrencilere, kendi duygularını fark etmeleri, olaylar karşısındaki duygusal tepkilerini değerlendirmeleri ve duygularını kontrol etme becerilerinin kazandırılması için destek verilmelidir. Öğrencilerin bu alandaki becerilerini hayatın her alanında olduğu gibi hasta bakımında da kullanmaları öğretilebilir.

Ayrıca öğrencilerin problem çözmeye yönelik eğitimlerine daha fazla önem verilmesi önerilmektedir.