Cenap Şahabettin'in Şiir ve Sanat Anlayışı - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Mayıs 27, 2015

Cenap Şahabettin'in Şiir ve Sanat Anlayışı

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
Cenap Şahabettin'in Şiir ve Sanat Anlayışı


Cenap’ ın şiir estetiği , ilhamın sürüklediği bir yaratma süreci değildir. Cenap; ilhamın önemine inanmakla birlikte şiirin asıl yaratma zeminin, zihnin ve aklın rehberliğinden geçtikten sonra işçilikte olduğuna inanır. Şiirde zekanın ve düşünsel çabanın önemine işaret eden Cenap, kalbin ve duyguların ancak terbiye edildikten sonra şiire katkıda bulunabileceğini savunur.

Cenap’ ın şiir estetiğinin özünde kelimelerin taşıdığı ahenk ve ses gücü yatmaktadır. Bu bakımdan o, şiirde her şeyden önce bir “ ses” ve “ ahenk” sağlamanın peşindeydi. Çeşitli ve göze hoş gelen mücevherlerde bir gerdanlık yapmaya benzeyen bu şiir işçiliği, hareket yeteneğini şairin zekasından almaktadır.

Cenap’ ın şiir sanatının baş aktörlerinden biri de müzikalite’ dir.  Şiiri, nesir ve müziğin birlikteliği olarak gören şair; kelimelerin ahengine ve ses gücüne büyük önem verir.  O güne kadar Türk şiirinde kullanılmayan birtakım kelimeleri şiir diline sokmasının ardından bu düşünce vardır.

Tevfik Fikret’ in “ resim – şiir “ , “ tablo – şiir” , “ müzik – şiir “ hakkındaki görüşleri Cenap’ la örtüşür. Aralarındaki fark, Fikretin bir ilhama dayalı duygu ve heyecan şairi Cenap’ ın ise bir kurgu şairi olmasından kaynaklanmaktadır.

Cenap’ın  şiir sanatında Charles Baudelaire derin bir etkisi vardır. Baudelaire şiir sanatını oluşturan correspandances ( uyuşumlar) manzumesinde dile getirdiği renklerin, seslerin, kokuların bir büyük birlik altında birbirleriyle uyuşuma girmeleri kuralını cenap olduğu gibi alır ve manzumelerinde kullanır. O kadar tenkit edilen “ an- ı semenfam ( yasemin kokulu an) “ ifadesi aslında, “ renklerin seslerinin, seslerin ve renklerin kokularının, kokularının da renklerinin ve seslerinin olduğunu” ileri süren Baudelaire’ in sanat görüşünden sızan düşüncelerden başka bir şey değildir.

Aruza  en temel ahenk unsurlarından biri olarak kabul eden Cenap, halk şiirinin vazgeçilmez vezni olan heceyi ahenk bakımından yetersiz bulur. Halbuki birbirleriyle kafiyeli mısraların hece sayısının birbirine denk olmasının oluşturduğu simetri ve Türkçe’nin ünlü ses zenginliği birleştiğinde aruzdan daha pratik ve ses gücü yüksek bir ahengin varlığı her durumda hissedilebilmektedir.

Pitoresk yani zihinde resim gibi bir hayal uyandıran güzellik duygusu cenap Şahabettin‘in vazgeçemediği bir şiir tarzıdır. Şiirini, düşünceyi taşıyan bir araç olmaktan ziyade duygularının bir aynası olarak kabul eden cenap’ın buna rağmen bir heyecan şairi olduğunu söylemek  mümkün değildir. Fikret’in; “ Sis” , “ Tarih- i Kadim” gibi yüksek heyecanlı manzumeleri Cenap’ta yoktur.(cemalaksoy.org) Namık kemal ve Şinasi gibi sosyal ve siyasi düşüncelerini nazım yoluyla geniş kitlelere yayma ve şiiri bir iletişim aracı olarak görme düşüncesi de yoktur. Cenap’ta eşya ve doğa ile bütünleşen bir resim ya da tablo anlayışı vardır.

Cenap Şahabettin’in şiirlerinde tasvir üslubu önemli yer tutar. Bu tasvirler, “ alegoriler ( canlandırma), semboller, ev içi tasvirleri ve tabiat manzaraları” gibi yollarla ortaya konmuştur.

Müziğin, Cenap’ın şiirinin başlıca unsurlarından biri olduğunu belirtmiştik. Cenap’ın şiirlerindeki müzik; sembolist şiirde olduğu gibi daha çok, “ deruni (içsel) “dir. Bunun içindir ki Cenap, bütün ömrünce, müzikalite bakımından hece ölçüsüne göre çok daha zengin bulduğu aruzun sadık bir koruyucusu olarak kaldı.

Bütün Servetifünun şiiri ile sembolist şiir arasında yeni bir söz varlığı kurmakta kullanılan yöntem bakımından da bir benzerlik göze çarpar: sembolistler; Fransızcada artık kullanılmayan fakat müzikal değerleri olan birtakım eski kelimeleri sözlüklerden çıkarıp yeniden şiir diline sokmuşlar ve bazen onlara eski anlamlarından ayrı, yeni anlamlar da yüklemişlerdir. Servetifünun şairleri de aynı işlemi tekrarlamışlar, sözlüklerden bulup çıkardıkları Arapça ve farsça eski kelimeleri şiir diline doldurmuşlardır.