Mezuniyet Töreni öğrenci Konuşması Örneği - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Haziran 01, 2014

Mezuniyet Töreni öğrenci Konuşması Örneği

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 

MEZUNİYET KONUŞMASI – ÖĞRENCİ KONUŞMASI

Sayın rektörüm, Sayın hocalarım, Sevgili arkadaşlarım ve Değerli ailelerim. Bu gün burada ortak bir sevinci paylaşmak için toplanmış bulunmaktayız. 2012-2013 öğretim yılı Boğaziçi Üniversitesi mezunları diploma törenine hoş geldiniz. Özellikle bir Boğaziçili olarak sizlerle gurur duyuyor ve size hitap etmekten büyük bir sevinç yaşamaktayım.


Boğaziçi’li olmanın ayrıcalıklı olduğu söylenir hep. Boğaziçi’yi Boğaziçi yapan akademik özgürlüğü korumayı, eleştirel bilgi üretmeyi, demokratik ve çoğulcu değerlerle şekillenen özgür tartışma ortamları yaratmaya yönelik sürekli çabalar diye düşünüyorum. Bunlar olmaksızın Boğaziçi’nin farkı anlaşılamaz. Boğaziçi’ne ilk geldiğimizde, ÖSS’ ye endeksli eğitim sisteminin tek tipleştirici ve ezberci mantığının birer eseri olarak karşınızda duruyorduk. Burada ilk ve orta öğretimin bizi içine soktuğu kalıptan biraz olsun kurtulduysak, artık sorgulayabiliyorsak ve kendimizi dönüştürmek için çaba harcıyorsak bunu siz olmadan yapamazdık. Çok teşekkür ediyoruz size sayın hocalarım.

Mezun olduk bitti işte, gidiyoruz. Bir yanda, zorlu sınavların, paperlerin, projelerin ve sabahlayıp yetiştirilmesi gereken her şeyin artık bitmiş olmasının dayanılmaz hafifliği; bir yanda Boğaziçi’nden ayrılıyor olmanın vermiş olduğu hüznü, diğer yandan Boğaziçi’ni kazandığım zamandaki sevinç çığlıklarımın mezun olduğum bu günde, acabalara cevap aramaya başladığım bu tezat karmaşık duygular içinde yarattığımız stres ve panikle elimiz ayağımız birbirine dolaşmış durumda.

Değerli hocalarım;
Her daim ülkemizde üniversitelerin özgürlüğünden ve özerkliğinden bahsedilirken, sessizliğini sürekli korumaları karşısında kendimi ne kadar özgürce ifade edebiliyorum tartışmam gerekir. Ama yinede teşekkür ediyorum ki bu kürsüden arkadaşlarım adına fikirlerimi sizlere aktarabiliyorum. Geleceğin aydınlık yüzleri olarak rol biçilen bizleri yetiştirdiğiniz için teşekkür ediyorum size. İdealist olma adına sizlerin hangi koşullarda görev yaptığınızı da gayet iyi biliyoruz.

Değerli ailelerimiz;
Karamsar değiliz, bilakis çok iyimseriz. Sizin sayenizde Atatürk Türkiye’sinin parlak geleceğine inancımız tamdır. Bizleri dünyaya getirdiğiniz andan itibaren, üzerimize titrediniz, emek verdiniz, gözbebeğiniz olduk. Zaman zaman bize hiç hissettirmeden üzüldünüz, kaygılar duydunuz. Artık bizim geleceğimiz konusunda lütfen korku ve kaygılar yaşamayınız. Hiç şüpheniz olmasın ki kolumuza taktırdığınız Boğaziçi bileziği sayesinde ülkemize yararlı bir yurttaş, size layık birer evlat olmak için var gücümüzle çalışacağımıza söz veriyoruz. Ülkemizin sanayinde, bürokrasisinde, her yerde bizleri gördüğünüzde, yaptıklarımızla gurur duyacaksınız, bizi güler yüzlerle izleyeceksiniz.

Değerli arkadaşlarım;
Ülkemizde ekonomik ve siyasi alanda ciddi sıkıntılar var, krizler yaşıyoruz. Üniversite mezunu işsizler ordusunu anlatmaya gerek yoktur. Bunca yıl bilim için emek verdikten sonra, bize layık görülen istihdam şartları ülkemizde eğitime, bilim insanına emeğe verilen değerin ifadesidir. TÜBİTAK Türkiye’de araştırmacı sayısı artıyor diye sevineceğine, neden yüksek lisans ve doktora ya yöneldiğimizi sorgulasın. Binlercemiz araştırmacı adayı olmak için çabalıyoruz. Acaba neyi, nerede araştıracağız, bilen var mı ?

Değerli devletimin büyükleri;
İşsiz üniversite mezunlarının sayısı her yıl yüz binlerce artar iken, bize yeni iş olanakları değil de yeni üniversiteler, yeni kontenjanlar sağlayarak moral veremezsiniz. Ancak daha fazla üzersiniz. Geleceğiniz olarak gördüğünüz bizler, karşınızda heba oluyoruz, hem de göz göre göre. Çünkü soruna hep bireysel çözüm aradınız, toplumsal sorun olarak görmediniz. Biliniz ki sorunu toplumsal sorun olarak görmemek, konunun tartışılmasını engeller. Çözüm mekanizmalarının sorumluluk almamasını teşvik eder. Sabra dayalı geçici çözümlerle debelleşip dururuz. Hâlbuki bir iş sahibi olmak, her bireyin doğal bir hakkı değil midir? İstediği eğitimi almak her bireyin hakkı değil midir? Neden bütün çözümler bireyler üzerinden sağlanmaya çalışılıyor? Neden soruna toplumsal çözümler üretilmek istenmiyor?

Değerli arkadaşlarım;
İnançlarını, sözde ilkelerini ve hukuk kurallarını kendi ikbal ve istiklalleri uğrunda araç olarak kullananların sayısı maalesef son zamanlarda ve her kademede yoğun bir şekilde artmaktadır. Ancak bizler kendi tarihimizi ve öz benliğimizi iyi bilen ülke ve dünya olaylarına karşı duyarlı yaklaşmayı becerebilen Yüce Atatürk ilke ve devrimlerini n aydınlattığı yolda ilerlediğimiz sürece bireysel ve toplumsal mutluluk ipini göğüsleyeceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Hedeflerimizi iyi koyacağız. Rüzgar doğudan da ,batıdan da, güneyden de kuzeyden de esebilir; geminin rotasını yelken ve yelkeni ayarlayan belirler .Yelkenleri biz ayarlayacağız, rüzgarın esiri olmayacağız. İşin iyisini değil, en iyisini yapacağız.En iyi iş en çok katma değer yaratan iştir. Değer yaratacağız. Sözlerime son verirken, beni dinlediğiniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Hoşça kal Boğaziçi, hoşça kalın bütün dostlarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder