Tarih – 6. Ünite Türkiye Tarihi Ders notları - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Haziran 01, 2014

Tarih – 6. Ünite Türkiye Tarihi Ders notları

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
Tarih – 6. Ünite Türkiye Tarihi Ders notları


  TÜRKİYE TARİHİ ( 11.-14.Yüzyıl )

 A.ANADOLU’UNUN FETHİ
Anadolu’ya İlk Türk Akınları:
Anadolu'ya ilk Türk akınları, Avrupa Hunları (Batı Hunları)tarafından yapılmıştır. Kafkaslar üzerinden Anadolu'ya giren Basık ve Kursık adlı iki Hun Başbuğu,Erzurum,Malatya,Çukurova üzerinden Kudüs'e kadar akınlarda bulundular ve aynı yoldan geri döndüler (398).
Anadolu’ya ikinci akın,Sabar (Sabir,Sibir) Türkleri tarafından gerçekleştirilmiştir.Hükümdarları Balak öncülüğünde Doğu Anadolu'ya girerek Kayseri,Konya ve Ankara'ya kadar akınlar düzenleyip pek çok ganimet ele geçirip geri döndüler (516).
Anadolu'ya üçüncü akınlar Abbasi Devleti'nin hizmetine giren ilk Müslüman Türk komutanları tarafından (Afşin,Haris,Buğra v.b.) gerçekleştirilmiştir.Tarsus-Malatya-Erzurum hattı boyunca Avasım (Sugur) adı verilen  bölgelerde Türk komutanlar,Abbasilerle birlikte Anadolu'yu elinde tutan Bizans'a karşı mücadele etmişlerdir.(8-9.yy)
Anadolu'ya dördüncü akınlar,Büyük Selçuklu liderlerinden Çağrı Bey (1015-1021) gerçekleştirmiştir.
Ä    11.Yüzyıldan önce Anadolu’ya yapılan akınlar keşif amaçlı ve giren devletlerin o günkü ihtiyaçlarına göre yapılmıştır.Oysa 11.Yüzyılda Selçukluların yaptığı Anadolu akınları ise;Anadolu’yu yurt edinmek amacıyla keşif ve yıpratmaya yöneliktir.
Çağrı Bey Döneminde;Azerbaycan,Van,Kars,Nahçivan,Gürcistan,yörelerinde bir kaç yıl akınlar devam etti.
Tuğrul Bey Döneminde;Anadolu'ya ilk sistemli Türk akınları başlatıldı.Malazgirt Savaşı'nın kazanılmasına kadar geçen bu sürede yapılan akın­lar,tamamen Bizans'ı yıpratma ve yıldırmaya yöneliktir.1048 yılında Selçukluları pusuya düşüren Bizans ve Gürcü kuvvatlerine karşı Pasinler (Erzurum) ovasında yapılan savaşta Bizans-Gürcü-Ermeni kuvvetler yenilmiş,Bizans vergi vermeyi,İstanbul’da yıkılan camiyi onarmayı kabul etmiştir.”Anadolu’da Bizansla yapılan ilk önemli savaş”Tuğrul Bey zamanında,Erciş,Bayburt,Kemah,Şebinkarahisar,Erzincan,Muradiye feth edilmiştir.
Ä    XI.Yüzyıl akınlarına baktığımızda ilk dönemlerde planlı bir fetih politikası boy beyleri eşliğinde kalabalık Türkmen toplulukları tarafından gerçekleştirilmiştir.Bu fetihler daha sonraki dönemlerdeki fetihlere de zemin hazırlamıştır.
XI.Yüzyıllarda Doğu Anadolu’da yer alan Ermeni ve Süryani toplulukları (Bizansın aşırı baskısı) Türk akınları karşısında Bizansa yardımcı olmuyorlardı.Ekonomik,Dini,Siyasi yönden her geçen gün kötüye giden Ermeniler,Adaleti ile ün salan Türkleri,Bizansa tercih etmişlerdir.Anadolu’nun güneyinde Çukurova ve Toroslarda 1080 yıllarında Ruben başkanlığında Kilikya Ermeni Prensliği kuruldu.1375 yılında Memlükler tarafından yıkılmışlardır.
Malazgirt Savaşı ve Sonrası (26 Ağustos 1071):
            Büyük Selçukluların Anadolu’da ilerleyişini (Alparslan döneminde;Gürcistan,Ani,Kars,Van feth edilmiş. Alparslan’ın komutanları Orta ve Güney Anadolu’dabir çok yerleri feth etmişlerdir)durdurmak ve Anadolu’dan atmak
isteyen Bizans (iç karışıklıklar,taht kavgaları vb olaylarla uğraşmakta) ile yapılan savaştır.
            Romanos Diogenes komutasındaki 200 bin kişilik Bizans Kuvvetleri (Ermeni,Gürcü,Frank,Norman,Rus,Uz, Peçenek) ile Alparaslan komutasında Büyük Selçuklu ordusu Muş-Malazgirt Ovasında 1071 yılında karşı karşıya gelmişlerdir.Selçukluların uyguladığı Turan Taktiği,Bizans’la birlikte mücadele eden Uz ve Peçenek Türk kuvvetlerinin Selçukluların tarafına geçmesiyle;
ü    Bizans yenilgiye uğradı.
ü    İmparator Romanos Diogenes esir edilmiş,kendisiyle bir antlaşma yapılarak,fidye vermesi,müslüman esirleri serbest bırakması,Bizansın Büyük Selçuklulara vergi ödemesi ve Selçukluların siyasi üstünlüğünü kabul etmesi gibi, şartları kabul etmişse de ant­laşma yürürlüğe konamamış. Çünkü,Romanos Dioge­nes İstanbul'a döndüğünde İmparatorluktan men edilmiş ve gözlerine mil çekilerek manastıra kapatılmıştır.
ü    Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı.
ü    Keşif amaçlı olarak yapılan Türk akınları,yerini yurt edinmeye yönelik akınlara bıraktı.
ü    Anadolu'da ilk Türk beyliklerinin, Anadolu Selçuklularının ve ileriki süreçte de Osmanlı Devleti'nin kuruluşuna zemin hazırlandı.
ü    Türklerin Anadolu'ya yerleşmeye başlamasıyla, Arap-İslam dünyası üzerindeki Bizans baskısı da ortadan kalktı.
ü    Bizans,Türklerle tek başına mücadele edemeyeceğini anlayarak, Batı Hristiyan dünyasından yardım istedi. Bu da Ortaçağın en önemli olaylarından biri olarak kabul edilen,Haçlı Seferleri'nin başlamasına neden oldu.
ü    Anadolu'da günümüze kadar süren ve günümüzde de devam etmekte olan Türkiye Tarihi'nin başlangıcı olarak kabul edilmiştir.


B.ANADOLU’NUN TÜRKLEŞMESİ:
XI. yüzyılda Malazgirt Savaşı’ndan sonra başlayan ve günümüzde de devam eden "Türkiye Tarihi" süreci beş bölüme ayrılmıştır.
v    I.Beylikler Dönemi (XI.yy)
v    Anadolu Selçuklu Devleti (1075 -1308)
v    II. Beylikler Dönemi (13.yy)
v    Osmanlı Devleti (1299 – 1 Kasım 1922)
v    Türkiye Cumhuriyeti (23 Nisan 1920…)
Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’da irili ufaklı bir çok Türk Devleti ortaya çıkmıştır.Türkmen göçleri,Moğol baskısıyla göçlerin artmasıyla Anadolu’daTürk nüfusu artmıştır.
Bizans;ağır vegiler,Ortodoks mezhebinden olmayanlara karşı baskılar,dış baskılar nedeniyle halkın batıya göç etmeleri,salgın hastalıklar,savaşların kaybedilmesi,nüfusun azalması gibi olumsuzluklarla zayıf duruma düşmüştür.
TÜRKİYE’DE KURULAN İLK TÜRK DEVLETLERİ:
(I. BEYLİKLER DÖNEMİ)
Malazgirt Zaferi'nden sonra yapılan antlaşmaya,Bizans'ın yeni yönetimi uymayınca,Sultan Alparslan komutanlarına Anadolu'nun tamamen fethedilmesi emrini vermişti.Melikşah zamanında da fetih hareketleri devam ettirildi.Kutalmışoğlu Süleymanşah ve kardeşi Mansur gibi hanedan üyeleri ile Artuk Bey,Danişment Gazi,Ebul Kasım ve Mengücek gibi komutanlar,Anadolu içlerine kadar akınlar düzenlediler.
Anadolu'nun fethine katılan bu beyler fethettikleri bölgelerde,Büyük Selçuklu Devleti'ne bağlı kalmak şartıyla bazı beylik ve devletler kurdular.Bahsedilen bu beylik ve devletler, Melikşah'ın ölümüyle başlayan taht kavgalarından yararlanarak (1092 – 1116) bağımsızlıklarını kazandılar.
DANİŞMENTLİLER (1080-1178):
Melikşah'ın komutanlarından Danişmentoğlu Ahmet Gazi tarafından Sivas merkez olmak üzere Tokat,Niksar, Amasya,Kayseri dolaylarında (İç Anadolu Bölgesinde) 1080 yılında  kuruldu.
Ankara,Kastamonu,Çankırı alındı.Haçlılara (I.Kılıçarslan’la beraber karşı koymuş,Antakya Haçlı Prensi Bohemond esir edilerek Malatya alınmış.I.Mesut desteklenerek,Konya Haçlılardan alınmış.) ve Bizanslılara (iç işlerine karışılmış) karşı mücadele ettiler.
Anadolu'daki ilk Türk beyliklerinin en güçlüsü haline geldiler.Anadolu Selçuklu Devleti’ni en çok uğraştıran devlet oldular.1142 Mehmet Beyin ölümüyle taht kavgaları başlamış.Bu durumdan yararlanan Anadolu Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan 1178 yılında bu devlete son verdi.
SALTUKLULAR (1072 – 1202):
Alparslan'ın komutanlarından Ebul Kasım Saltuk ta­rafından Erzurum başkent olmak üzere Doğu Anadolu’da 1072 yılında kuruldu.
Bayburt,Tercan,Oltu gibi yerler alınarak sınırlar genişletildi.Haçlılarla savaştılar. (Danişmentlilerle işbirliği yaparak)Gürcülerle mücadele ettiler.
Ebul Kasım’dan sonra Ali Bey ve daha sonra Saltuk bey geçmiştir.Saltuk Bey dönemi en parlak dönemdir (1132-1174)Bu dönemde;Bayburt,Kars,Oltu,İspir,Tercan,Trabzon alınmış.Gürcülerle,Trabzon Rumlarıyla mücadeleye devam edilmiştir.
Anadolu Selçuklu hükümdarı Rükneddin Süleyman Şah tarafından bu beyliğe 1202 yılında son verildi.
MENGÜCEKLER (1072-1228):
Alparslan'ın komutanlarından Mengücek Gazi tara­fından Erzincan ve Kemah dolaylarında 1072 yılında kuruldular.
İshak Bey’le (1118-1142) devletin gerçek tarihi başlar.Ölümüyle devlet iki kola ayrılmıştır. Erzincan-Kemah Kolu (Şebinkarahisar taraflarında faaliyet göstermiş,1228 yılında Alaeddin Keykubad tarafından yıkılmış),Divriği Kolu (Sivas dolaylarında faaliyet göstermiş,1250’li yıllarda Selçuklu egemenliğine girmişlerdir.)
Gürcüler ve Rumlara karşı başarılı savaşlar yaptılar.Haçlıların (Trabzon Rum Devleti) güneye inme çabalarını sonuçsuz bıraktılar.Kültürel ve ticari başarılar sağladılar.I. Alaeddin Keykubad tarafından 1228 yılında ortadan kaldırıldılar.
ARTUKLULAR (1102-1409):
Artuk Bey tarafından 1102 yılında  Mardin,Diyarbakır,Elazığ merkez olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Bölgesinde kuruldu. Üç kol halinde varlığını sürdürmüştür.
a-Hasankeyf (Diyarbakır) Artuklu Kolu (1102-1231):Artuk Beyin oğlu Sökmen Bey tarafından 1102 yılında Hasankeyf’te kurulmuştur. Diyarbakır alınarak merkez yapılmıştır.Haçlılarla (Urfa Haçlı Kontu esir edilmiş) mücadele ettiler. Eyyübiler tarafından 1231 yılında yıkılmıştır.
b-Mardin Artuklu Kolu (1108-1409):Artuk Beyin oğlu İlgazi tarafından 1108 yılında Mardin başkent olmak üzere kurulmuştur.Halep’i alıp,Haçlılarla mücadele etmişler.(Urfa’yı Haçlılardan almışlardır)Eyyübi,Selçuklu,Moğol egemenliğinden sonra bu devlete Karakoyunlular 1409 yılında son vermişlerdir.
c-Harput Artuklu Kolu (1185-1234):İmadeddin Ebubekir tarafından 1185 yılında Harput merkez olmak üzere kurulmuştur.Alaeddin Keykubad tarafından 1234 yılında bu devlete son verilmiştir.

ÇAKA BEYLİĞİ (1081-1093):
Çaka Bey tarafından,İzmir merkez olmak üzere 1081 yılında kurulmuştur.İzmir Beyliği olarakta bilinir. Tarihte bilinen ilk Türk denizcisi Çaka Bey,devleti ise Çaka Beyliğidir. (Türk Deniz kuvvetlerinin kuruluş yıl dönümü)
Çaka Bey,kurduğu donanma ile Bizans tahtını ele geçirmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştır ancak Midilli, Sakız,Susam,Rodos adaları ele geçirilmiştir.Bizans entrikaları sonucu damadı Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarı I.Kılıçarslan tarafından zehirlenerek öldürülmüştür.
Haçlı orduları İzmir’i ele geçirerek Bizans’a geri vermişlerdir.
Sökmenliler (Ahlatşahlar) (1100-1207):Sökmen El Kutbi tarafından 1100 yılında Van Gölü çevresinde kurulmuş, Ahlat alınarak merkez yapılmıştır.Artuklular,Mengücekliler,Saltuklular,Gürcüler,Haçlılarla mücadele etmişler,sınırları Kars’a kadar genişlemiştir.1207 yılında Eyyübiler tarafından ortadan kaldırılmıştır.
Togan-Arslanoğulları (Dilmaçoğulları)(1085-1394):Dilmaçoğlu Mehmet Bey tarafından Bitlis-Erzen dolaylarında 1085 yılında kurulmuştur.Togan Arslan ünlü hükümdar olup,bu hükümdarın soyundan gelen Erzen beyleri Togan-Arslanoğulları olarak bilinmektedir.Gürcü ve Haçlılarla mücadele etmişler.Selçuklular,Harzemşahlar,İlhanlılar egemenliğine girmişler ve Akkoyunlular tarafından 1394 yılında yıkılmışlardır.
İnaloğulları (1098-1183):İnal Bey tarafından Diyarbakır (Amid) ve çevresinde 1098 yılında kurulmuştur.Kültürel açıdan Diyarbakır zenginleştirilmiş.(40 bin ciltlik kütüphane kurulmuş)Eyyübi Sultanı Selahaddin Eyyübi tarafından 1183 yılında inaloğullarına son verilmiştir.
Çubukoğulları (1085-1213):Emir Çubuk tarafından Harput merkez olmak üzere 1085 yılında kurulmuştur.Palu, Arapkir,Çemişgezek,Yemen,Aden alınmıştır.Artuklu Belek Gazi 1213 yılında devlete son vermiştir.
İnançoğulları (1261-1368):Mehmet Bey tarafından 1261 yılında Ladik-Denizli tarafında kurulmuş.Kurulduğu bölgenin ismiyle de anılır.1368 yılında Germiyanoğullarına katılmıştır.
Tanrıvermişoğulları (1081-1093):Tanrıvermiş Bey tarafından 1081 yılında Efes ve çevresinde kurulmuş.Bizans tarafından 1093 yılında yıkılmıştır.
ANADOLU’DA KURULAN İLK TÜRK DEVLETLERİNİN ORTAK ÖZELLİKLERİ:
  • Malazgirt Savaşı’ndan sonra,1071 yılından sonra (XI.yüzyılda) kurulmuştur.
  • Kurucusunun isimleri ile anılırlar.
  • Kuruldukları bölgenin Türkleşmesini sağladılar.
  • Anadolu’ya Türkiye denmesini sağladılar.
  • Türk Tarihinin devamını sağladılar.
  • Türk-İslam kültürünü Anadolu’ya taşımışlar
  • Kuruldukları bölgeleri imar edip,kültürel-ekonomik açıdan canlandırdılar.
  • Bizans,Gürcü,Ermeni,Rum,Haçlı kuvvetlerine karşı bulundukları yurtlarını korudular.
  • Türk nüfusu artmış,yaşanan yerler,alınan yerlere Türk ismi verilmiş.
SONUÇ OLARAK;Anadolu'da kurulan I.Beylikler;Anadolu'nun hızlı bir şekilde fethini,Türkleşmesini ve İslamlaşmasını sağladılar. Haçlılara karşı başarılı savaşlar yaptılar. Anadolu'da kültür ve sanat eserleri bıraktılar.
TÜRKİYE SELÇUKLULARI DEVLETİ:
ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ (1075 – 1308)
Süleyman Şah (1075-1086): Sultan Alparslan'ın Malazgirt Savaşı sonrasında verdiği emir gereğince,Anadolu'nun fethine katılan Süley­man Şah ve kardeşi Mansur Bey,Bizans'tan Konya ve çevresini,Afyon'u ve Kütahya'yı aldılar. Fetihlere devam ederek İznik'i ele geçirdiler.
Selcuk Bey'in torunu Kutalmış'ın oğullarından Süleyman Şah tarafından 1075 yılında İznik merkez olmak üzere Anadolu (Türkiye) Selçuklu Devleti kurulmuştur.
Bizans taht kavgalarına (Botaniates’i destekledi) karışarak İznik’te gücünü pekiştirdi ve yaptığı akınlarla Üsküdar-Kadıköy’e kadar sınırları genişletti.Boğaz'ın Anadolu yakasını kontrol altına aldı.Ayrıca Boğaz'dan geçen gemilerden  vergi almaya başladı,Türk ilerleyişini durdurmak Aleksi Komnen ile Süleyman Şah arasında 1081 yılında Dragos Antlaşması yapılmıştır.(Selçuklular İstanbul boğazını terk edecek,Bizans vergi verecek,Dragos çayı sınır olacak)
1084 yılında Antakya ve ardından Çukurova alındı.Halep Emiri Şerifüddevle ile savaş yapılmış  (Halep Emiri Antakya için vergi alıyordu) Emir Şerifüddevle ölmüştür.
Süleyman Şah'ın Halep'i kuşatması ve Suriye'yi ele geçirmek istemesi,Büyük Selçukluları rahatsız etti.Suriye Selçukluları hükümdarı Tutuş Bey,Artukoğullarıyla işbirliği yaparak,Halep yakınlarında Süleyman Şah'ı mağlup etti.
Süleyman Şah yenilgiye dayanamıyarak ölmüştür. (1086).
            Süleyman Şah’ın türbesi,Halep’tedir.Caber Kalesi yada Türk Mezarı olarakta bilinir.Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sınırları dışında kalan,Türk askerinin koruduğu toprak parçasıdır.
Büyük Selçuklu Sultanı MelikŞah,vasalların birbirleriyle mücadele etmelerini engellemek için Suriye'ye geldi. Antakya,Halep ve Urfa'yı merkeze bağladı.Süleyman Şah'ın oğulları Kılıç Arslan ve Kulan Arslan'ı yanına alarak Isfahan'a geri döndü. Melik Şah ölünceye kadar bu şehzadeleri yanında tuttu (1092).
Ä    1086 – 1092 yılları arasında Anadolu Selçuklu Devleti altı yıl hükümdarsız kalarak Fetret Dönemi yaşamıştır. Bu fetret döneminde ülkeyi Vezir Ebul Kasım ve onun kardeşi Ebul Gazi yönettiler.
I,Kılıç Arslan Dönemi (1092-1107):Melikşah'ın ölümüyle (1092) serbest kalan I. Kılıç Arslan ve kardeşi Kulan Arslan Anadolu'ya döndüler.I.Kılıç Arslan Sultan ünvanını alarak İznik'te tahta çıktı.
Bozulan otoriteyi sağlamaya çalıştı.İzmir'de güçlü birbeylik kuran Çaka Bey'in kızıyla evlenerek desteğini sağladı.Bizans'ın kışkırtmaları sonucu 1093 yılında Çaka Bey'i ortadan kaldırdı.
Doğuya yönelen I.Kılıç Arslan Malatya'yı kuşattı.Ancak I.Haçlı Seferi'nin başlaması üzerine kuşatmayı kaldırarak geri döndü.Fakat İznik'e ulaştığında başkentin Haçlı kuşatması altında olduğunu gördü.Haçlılara karşı başarılı savaşlar yapmasına rağmen İznik'i boşaltmak zo­runda kaldı.Konya'yı başkent yaptı.Ayrıca Batı Anadolu'da elden çıktı.
I.Kılıç Arslan,Anadolu Türk Birliğini sağlamak için doğuya sefer düzenledi.Danişmentoğullarından Elbistan, Maraş ve Malatya'yı aldı.Hakimiyet sahasını Musul'a kadar genişletti.Telaşa kapılan Irak ve Suriye Selçukluları Emir Çavlı idaresinde birleşerek I.Kılıç Arslan üzerine yürüdüler.Habur Nehri kenarında yapılan savaşta I.Kılıç Arslan kahramanca savaştı.Ancak yenileceğini anlayınca Habur Nehrini geçerek kurtulmak istedi. Fakat kendisinin ve atının zırh ağırlığından dolayı boğularak öldü (1107).
Ä    Oğulları arasında 1107-1116 tarihleri arası taht mücadelesi yaşandı.Mesud,Danişmend Gazi'nin desteğiyle bu mücadeleyi kazandı ve tahta çıktı.Anadolu Selçuklu Devleti'nde ikinci kez Fetret Devri yaşandı.
HAÇLI SEFERLERİ (1096-1270):
            1096 -1270 yılları arasında yaklaşık iki Yüzyıl .süren Avrupa Devletlerinin Türk-İslam Dünyasına yaptıkları seferlere denir.Kısaca Haç ile Hilal arasındaki mücadeledir.Avrupalıların elbiselerinde,kullandıkları araç-gereçlerde haç işareti olduğu için seferi düzenleyenlerin hristiyan olduğu için bu seferlere Haçlı Seferleri denmiştir.
SEBEPLERİ: Seferlerin amacı şöyle özetlenebilir:Doğu'nun zenginliklerini ele geçirmek,Türk-İslam ilerleyişini durdurmak ve Kudüs'ü almaktır.
Ekonomik Nedenler:Ekonomik çöküntü içindeki Avrupalıların,Doğu'nun zenginliklerini ele geçirme düşüncesi (temel nedendir)Avrupanın fakir olması,Doğunun zengin olması,ticaret yollarının Türk-İslam dünyasının elinde olması.
Siyasi Nedenler:Bizans'ın,Türk ilerleyişine karşı yardım istemesi;,Avrupalıların maceracı ruhu,yeni yerler elde etmek, ün ve şöhret kazanmak
Dini Nedenler:Din adamlarının,Ortodoks ve İslam ülkelerinde etkin olabilme düşünceleri,Kluni Tarikatı'nın halkı kışkırtması ve kutsal kabul edilen Kudüs'ü almakla günahların affedileceği düşüncesi.Halkın katılımını artırmıştır
(Başta Kudüs olmak üzere kutsal yerleri geri almak,Din adamlarının ve kurumlarının çalışmaları.)
Sosyal Nedenler:Yoksul köylüler ve miras hakkından mahrum soyluların (miras,senyörün büyük oğlunun hakkıdır), toprak ve güç arzuları,Kralların ve feodal beylerin siyasi güçlerini artırabilme planları.
GELİŞİM: Seferler sırasında İslam dünyasında mezhep ve siyasi çekişmelerin yaşanıyor olması Haçlıların işini kolaylaştırmıştır.Seferlere karşı İslam dünyasını (Anadolu Selçukluları,Eyyübiler,Musul Atabeyliği,Danişmentliler, Artuklular, Memlükler gibi) Türk devletleri korumuştur.
1096-1270 yılları arasında toplam sekiz sefer düzenlenmişse de ilk dördü büyük önem taşır.
I.HAÇLI SEFERİ (1096-1099): Bizans İmparatoru Aleksi Komnen,Türk ilerleyişini durdurmak için Avrupa’dan Papa Urban’dan yardım istemiştir.Haçlılar Bizans'ın yardımıyla 1096 yılında Anaolu‘ya geçtiler.İlk Haçlı kuvvetleri Kılıçarslan’ın kardeşi Davut tarafından yok edilmiştir.
100 bini aşkın asıl Haçlı ordusu,Anadolu Selçuklu ordularını,Eskişehir yakınlarındaki Dorileon'da yenilgiye uğratmış (I.Kılıçarslan,Haçlılarla yıpratma savaşı yapmıştır çünkü sayıları çok fazladır.) ve Anadolu Selçuklularının başkenti İznik’i ele geçirilmiştir.Başkent İznik’ten Konya'ya taşınmıştır.
Haçlılar;1099 yılında Urfa,Antakya, Şam,Sur ve Yafa'da Kontluklar,Kudüs'te de Latin Krallığı kurarak amaçlarına ulaştılar.I.Kılıç Arslan ve Danişmentliler I.Haçlı Seferine karşı koymaya çalıştılar.
II.HAÇLI SEFERİ (1147-1149):Musul Atabeyi İmadeddin Zengi'nin 1144 yılında Urfa Haçlı Kontluğuna son vererek Urfa’yı alması,diğer krallık ve kontlukların tehlikeye girmesi sonucu 1147 yılında II.Haçlı Seferi düzenlenmiştir.
Alman İmparatoru III.Konrad,Fransa Kralı VII.Lui’nin katıldığı seferde,Anadolu Selçukluları Haçlıların İç Anadolu'dan geçmelerini engellemişlerdir.(Konya yakınlarında Alman imparatorunun yönettiği haçlılar bozguna uğratılmıştır.) VII.Lui komutasındaki Haçlılar,Ege Bölgesi'nden Antalya'ya,buradan da deniz yoluyla Suriye'ye geçmişler ancak başarılı olamamışlardır.İki kral az bir kuvvetle ülkelerine geri dönmüşlerdir.
III.HAÇLI SEFERİ (1189-1192):Selahaddin Eyyübi komutasındaki Eyyübi ordusu,1187 yılında Kudüs Krallığı ile yaptığı Hittin Savaşı'nı kazanarak Kudüs'deki Latin Krallığı'nı yıkıp,Kudüs’ü (Haçlıların siyasi ve askeri üssü) ele geçirince III.Haçlı seferi 1189 yılında Alman İmparatoru Frederik Barbaros,Fransa Kralı Filip Ogüst,İngiltere Kralı Arslan Yürekli Rişar komutasında düzenlenmiştir.Alman İmparatoru karadan,diğerleri denizden önce İstanbul’dan Anadolu’ya geçtiler.
II.Kılıçarslan’ı yenerek Konya’yı ele geçirmişlerdir.II.Kılıçarslan vur-kaç taktiği ile Haçlıları durdurmaya çalıştı. Alman İmparatoru Silifke çayını geçerken boğulmasıyla Haçlı ordusu dağılmış çok az sayıda Haçlı ordusu, Fransa,İngiltere Kralları deniz yoluyla Filistin’e varmayı başarmışlar,Akka’yı ele geçirmişler ve Selahaddin Eyyübi ile yapılan savaşta yenilince Kudüs’ü alamamış,amaçlarına ulaşamamışlardır.
Selahadin Eyyübi,yapılan anlaşmaya göre;Hristiyanlara silahsız olarak Kudüs'ü ziyaret hakkı tanımıştır.Deniz yoluyla düzenlenmiş bir sefer.
IV.HAÇLI SEFERİ (1200-1204): Eyyübilerin (Selahaddin Eyyübi yerine geçen,Melik Adil Seyfeddin)Suriye kıyılarını ele geçirip Yafa Kontluğu'na son vermeleri üzerine düzenlenmiştir.
Bizans'taki taht kavgaları içinde yer alan Aleksios'un çağrısı üzerine Haçlılar 1204 yılında İstanbul'a gelmişler  İstanbul'u alarak burada Latin Krallığı kurmuşlar,
Laskaris İznik’i başkent yapmak zorunda kalmış.Diğer Bizans soyu ise Trabzon'da Rum Krallığını kurmuşlar.
1204 yılında yapılan ve amacı dışına çıkan seferdir.Bizans soyuna son verirler,İstanbul’u yağmalarlar,
İznik Rum Krallığı 1260'da Bizans'ı yeniden Haçlılardan kurtarmıştır.
V.Haçlı Seferi (1217): Macar Kralı yönetiminde düzenlendi.Kudüs'e,
VI.Haçlı Seferi (1228): Alman İmparatoru yönetiminde Kudüs'e düzenlendi başarılı olunamadı.
VII.Haçlı Seferi (1248): Fransa Kralı yönetiminde Kudüs ve Mısır'a düzenlendi başarılı olunamadı.
VIII.Haçlı Seferi (1270): Fransa Kralı yönetiminde düzenlendi.Tunus'a düzenlenmişse de başarılı olamamıştır. Ortadoğu'daki son Haçlı kalıntılarını Memlükler temizlemiştir.
SONUÇLAR: Genel olarak:Avrupalılar Türk-İslam dünyası ile tanıştılar,burada bir çok yenilikler gördüler,gördükleri bu yenilikleri ülkelerinde uygulayarak batı medeniyetinin temellerini attılar.
Ekonomik Sonuçlar: Doğu-Batı ticareti hızlanmış,Akdeniz limanları canlılık kazanmış ve bu ekonomik canlılıktan en çok İtalyanlar yararlanmıştır.Akdeniz ticareti,bu limanlardaki şehirler önem kazandı.(Coğrafi keşiflere zemin hazırlandı) Haçlıların geçtiği yerler yakılıp yıkıldığı için ekonomik zarar oldu.Can ve mal kaybı oldu.
Dini Sonuçlar:Haçlılar Kutsal yerleri alamadılar,Kilise ve din adamlarına olan güven azaldı,reformun temelleri atıldı.
Kilise uygulamaları sorgulanmaya başlanmış ve skolastik düşünce zayıflarken özgür düşünce ve bilimsel gelişme başlamıştır.
Sosyal Sonuçlar:Vassallar üzerindeki baskılar azalmış,köylülerin durumu düzelmiş ve burjuvazi güçlenmeye başlamıştır. Bu durum,sınıflararası dengelerin oluşmasına zemin hazırla­mıştır.
Siyasal Sonuçlar:Alınan yerlerde Haçlı devletleri kurulmuş.(Urfa Kontluğu,Antakya Prensliği,Kudüs Krallığı,Şam-Trablus Prensliği gibi)Feodalite zayıflamaya başlamış,merkezi krallıklar güçlenmeye başlamıştır.Selçuklular büyük darbe görmüş,Batı Anadolu ve Marmara elden çıkmış.Selçuklular iç bölgeler çekilmek zorunda kalmış.
Türk-İslam Dünyasına Etkileri:Anadolu,Suriye ve Filistin büyük tahribata uğradı.Türklerin batıya ilerleyişi gecikti. Türklerin İslam dünyasındaki önemi arttı.           
I.Mesud Dönemi (1116-1155):Taht mücadelesi sonucu (Şehinşah ile mücadele) bozulan düzeni yeniden sağladı.
Danişment Gazi’nin ölümü ile Ankara,Çankırı,Kastamonu Danişmentlilerden geri alınmıştır.
Bizans,Gürcü ve Ermeni müşterek kuvvetlerine karşı başarıyla karşı koydu.1146 yılında Manuel Kamnen komutasındakiBizans'ı Konya yakınlarında ağır bir yenilgiye uğrattı.
Fransız ve Almanlardan oluşan Haçlıları (II.Haçlı:1147-1149) yenilgiye uğrattı,Anadolu'dan geçmelerine izin vermedi.Haçlılar Batı Anadolu sahıllerini takip edip,Antalya'ya ulaştılar ve yollarına denizden devam ettiler.
Çukurova'ya giren Sultan Mesud Maraş'ı da aldı.Anadolu'da siyasi birliği sağlamış oldu.
İlk kurumlaşma ve bayındırlık hareketlerini başlattıvekendi adına para bastırdı.
II.Kılıçarslan Dönemi (1155-1192):Tahta çıkar çıkmaz kardeşleriyle mücadele etmiş ve tahta çıkmıştır.
Musul-Halep Atabeyliği ile mücadele etmiş,1157 yılında Antep’i almış ve böylece Selçuklu sınırlarını tehdit etmeleri engellenmiştir.
Maraş'ı ele geçiren Ermeniler'i buradan çıkardı.Güneydoğu Anadolu'daki Hristiyan derebeylere ve Kilikya Ermenilerine karşıi başarılı mücadeleler verdi.
Danişmentlilerin şehirlerini (Malatya-Sivas) ele geçirmiş ve bu devlete 1178 yılında son vermiştir. Mengücekoğulları Beyliği'ni de itaat altına alarak Anadolu'da siyasi birliği büyük ölçüde sağladı.
Silifke’yi alan II.Kılıçarslan,Selahaddin Eyyübi ile 1180 yılına kadar mücadele edilmiştir.
Miryokefalon (Kumdanlı) Savaşı  (1176):Anadolu Selçukluları'nın siyasi birliği sağlaması ve gittikçe güçlenmesinden rahatsız olan Bizans,Anadolu'ya tekrar egemen olmak ve Türkleri tamamen Anadolu'dan atmak için Manuel Komnen komutasında 100 bin kişilik orduyla harekete geçti.Bizans ordusu Sandıklı-Dinar arasındaki Miryokefalon vadisinde 1176 yılında tuzağa düşürülüp ağır bir yenilgiye uğratılarak yok edilmiştir. Savaş sonucunda;
  • Bizans'ın Anadolu'yu Türklerden geri alma ümidi ta­mamen yok oldu.
  • Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti.Anadolu’nun tapusu alındı.
  • Haçlı Seferleri'yle Bizans'a geçen üstünlük,yeniden Türklere geçti.
  • Bizans savunmaya geçerken, taarruz sırası Türklere geldi.
II.Kılıçarslan son yıllarında,Türk hakimiyet anlayışı gereği ülkeyi 11 oğlu arasında paylaştırdı.Küçük oğlu Gıyasettin Keyhüsrev'i veliaht tayin etti.Bu sebeple oğulları arasında taht mücadeleleri çıktı.Tam bu esnada III.Haçlı Seferi başladı.Alman İmparatoru Frederik Barbarossa Anadolu'ya girmişti.Alman İmparatoru Anadolu'daki taht mücadelesinden dolayı fazla bir direnişle karşılaşmadan Anadolu'dan geçti.Ancak Silifke (Göksu) Suyu'nda boğulunca ordusu dağıldı.Böylece Selçuklular yeni bir haçlı tehlikesini de atlatmış oldular.
II.Kılıçarslan dönemi yükselmenin başlangıcı kabul edilirse de döneminin sonlarında meydana gelen taht kavgalarından dolayı,tam bir yükselme dönemi kabul edilmez.
I.Gıyasettin Keyhüsrev (I.Saltanatı) (1192-1196):Batıda Bizans ile mücadele ettiği sıralarda Tokat meliki olan ağabeyi Rüknettin Süleymanşah,Konya üzerine yürüyerek tahtı ele geçirdi.
Keyhüsrev,tahtı bırakarak Bizans'a sığınmak zoruda kaldı ve 9 yıl İstanbul'da kaldı.
Rüknettin Süleyman Şah Dönemi “II.Süleyman” (1196-1204):Kardeşlerini itaat altına alarak,Malatya’yı alıp Anadolu Selçuklu birliğini yeniden sağlamaya çalıştı.
Menderes Havzasını ele geçirerek Bizans İmparatorluğu'nu yıllık vergiye bağladı.
Harput (Elazığ) Artuklu koluna hakimiyetini kabul ettirdi.
1202 yılında Erzurum'u alarak Saltuklulara son verdi.
Gürcistan'a bir sefer düzenledi başarılı olamadı.1204 te ikinci kez Gürcistan üzerine sefere çıktı yolda öldü.
III.Kılıçarslan Dönemi (1204-1205):Rüknettin Süleyman Şah'ın ölümü üzerine yerine çocuk yaştaki oğlu III.Kılıç Arslan geçti ancak sekiz ay  tahtta kalabildi.Devlet adamlarının çağrısıyla I.Gıyasettin Keyhüsrev tekrar Konya'ya gelerek tahtı ele geçirmiştir.
I.Gıyasettin Keyhüsrev (II.Saltanatı) (1205-1211):Türkmenlerin desteği ve devlet adamlarının çağrısı üzerine ikinci kez tahta geçmiştir.Dönemi yükselmenin tam olarak başlangıcıdır.
İznik Rum Devleti ile antlaşma yapıldı.(Ticari amaçlı)
Trabzon Rum İmparatorluğu'nu mağlup edip,Karadeniz Ticaret yolunu açmış ve güvenliğini sağlamış.
Samsun ve çevresini aldı.
1207'de Antalya'yı Latinlerden almayı başardı,ticaret merkezi yaptı.(Selçuklular Akdeniz’e inmeyi başardı.)
Uluslararası ticareti teşvik ve himaye amacıyla Kıbrıs'taki Haçlılarla (Venedikliler) bir ticari antlaşma yaptı.
Donanma kurarak denizcilik faaliyetlerine önem verdi.(Kara devleti yanında denizci devlet olmaya başladı.)
                İznik Rum Devleti,Selçukluların topraklarını genişletmesi üzerine Anadolu Selçuklularıyla yaptığı ittifakı bozdu.Yıllık vergi ödemeyi kesti.Alaşehir’de,Laskaris komutasındaki Bizans ordusu mağlup edilmiştir ancak 1211 de yapılan bu savaşta I.Gıyasettin Keyhüsrev ölmüştür.
I.İzzettin Keykavus Dönemi (1211 – 1220):Kardeşleriyle taht kavgası yapmış,devlet adamlarının desteğiyle tahta çıkmıştır. (Alaeddin Keykubat Ankara’ya çekilmiş,yakalanarak Minşar Kalesine haps edilmiş 1212)
Babası I.Gıyasettin Keyhüsrev'in başlattığı Anadolu'yu ticari yönden kalkındırma siyasetine devam etti,Önce Kıbrıs Kralı sonra da Venedikliler ile bir ticaret antlaşması imzalanarak tüccarlar için ticaret kolaylıkları sağlandı.           
Karadeniz ticaretini güvenlik altına almak için,Sinop kuşatıldı,şehir fethedildi (1214).Sinop'a Anadolu'dan getirilen zengin Türkler yerleştirilerek,ticari hayata Türklerin katılması sağlandı.
1218 yılında Ermeniler üzerine seferler yapıldı,Kral Leon Selçuklu egemenliğini tanımıştır.
Eyyübiler ve Artuklularla mücadele yapılmış.I.İzzeddin Keykavus,Eyyübiler üzerine yapılan sefer sırasında Malatya’da hastalanarak ölmüştür.(1220)
Bayındırlık alanında da önemli çalışmalar yapmış,ticaret yolları üzerinde birçok kervansaray inşa ettirmiştir.
Ä    Ekonomi,ticaret ve bayındırlık alanındaki çalışmalarla Anadolu'yu denizlere ve dünyaya açılan uluslararası bir ticaret merkezi haline getirmiştir.
I.Alaeddinn Keykubat Dönemi (1220-1237):1220 yılında kendi aleyhinde olan devlet adamlarıyla antlaşma yaparak tahta çıktı.
Tahta çıktığı ilk yıllarda Kafkasya,Kırım ve Doğu Avrupa'yı yakıp yıkan Moğol tehlikesi baş gösterdi.Bu tehlike üzerine Konya,Sivas ve Kayseri gibi şehirleri surlarla çevirdi.Anadolu'nun doğusundaki kaleleri onarttı ve yenilerini yaptırdı.
Askeri ve ticari bakımdan büyük öneme sahip olan Alanya (Kandelor) 1223 yılında fethedildi.Sultanın adından dolayı buraya Alaiye denildi.Burası kışlık merkez oldu.Burada bir tersane kuruldu.Tersanede yapılan gemilerle hem ticari,hem de askeri faaliyetler hız kazanmıştır.(Akdeniz ve Karadeniz ticaretinde etkili olunmaya çalışılmıştır.)
Suğdak (Kırım) 1224 yılında fethedildi.Selçukluların ilk deniz aşırı seferi olan bu fetih sonrasında bu şehre,tüccarlar ve din adamları gönderildi.Rus knezlikleri itaat altına alınmıştır.
1226 yılında zarar veren Ermenilere karşı seferler yapılmış,İçel ve çevresi alınmış,buralara Türkmenler yerleştirilmiştir.
1226 yılında Eyyübi-Artuklu orduları yenilerek,Artuklular tekrar Selçuklulara bağlandı.
Bir taraftan Moğollara karşı dostça ve yumuşak bir siyaset izleyerek oyalamaya çalışan Alaeddin Keykubad, diğer taraftan Eyyubilerle ve Harzemşahlarla dostluk ve ittifak kurmaya çalıştı.(Esir Eyyübi komutanlarını serbest bırakmış, Eyyübi hükümdarının kızıyla evlenmiş,Erzincan alınarak,Mengücekoğulları'na 1228 yılında son verilmiş.)Böylece Moğollara karşı alınacak tedbirler tamamlanmış
Yassıçemen Savaşı (1230):Harzemşah hükümdarı Celalettin Harzemşah'ın,Anadolu Selçukluların müttefiki olan Eyyübi Emirlerinin elinde olan Ahlat'ı alıp yakıp yıkması üze­rine Erzincan yakınlarında Yassı Çemen mevkinde Harzemşahlarla Anadolu Selçuklu Devleti arasında 1230 yılında Yassıçemen Savaşı yapılmış.
Yapılan savaşta Harzemşahlar yenilmiş,Celaleddin Harzemşah Trabzon Rum Devleti’ne sığınmış ve bir yıl sonra ölmüştür.Erzurum alınmış,Ahlat tekrar Eyyübi Emirine geri verilmiş.
Moğollara karşı kurulması düşünülen ittifak fikri suya düştü.Selçuklular ve Moğollar komşu olmuşlardır.
Doğu Anadolu’da bazı yerler alınmış,Eyyübilerden Ahlat alınmış buda iki devletin arasını açmış.Yapılan savaş sonunda Eyyübilere ait olan Urfa,Harran,Harput gibi yerler 1235 yılında alınmıştır.
Yassıçemen Savaşı'ndan sonra Alaettin Keykubat,Osmanlıların mensup olduğu Kayı boyuna,Ankara'nın Karacadağ bölgesini yurtluk olarak vermiştir.
Alaettin Keykubat,1237'de oğlu II.Gıyasettin Keyhüsrev tarafından zehirlenerek öldürüldü.
Ä    Anadolu Selçuklu Devleti bu dönemde her açıdan en parlak dönemi yaşamış,Anadolu'da Türk siyasi birliği tamamen gerçekleşmiş ve devlet en geniş sınırlarına ulaşmıştır.
II.Gıyasettin Keyhüsrev Dönemi (1237-1246):Zayıf karakterli bir sultan olup,eğlenceye düşkündü.Vezirliğe getirdiği Saadettin Köpek'in tutarsız davranışları ve kişisel hırsı sonucu ikiyüz kadar değerli devlet adamını öldürtmesi,ülkede iç karışıklıklara ve ayaklanmalara neden oldu.(Harzemşah beylerinden Kayır Han’ın öldürülmesi askerlerin isyan edip Doğu Anadolu’nun büyük bir kısmının yakılıp yıkılmasına neden olmuştur.)1239 yılında hatasını anlayan hükümdar vezirini öldürtmüş yerine Celaleddin Karatay’ı getirmiştir.
            Dönemin iki önemli olayı vardır.Babailer İsyanı ve Kösedağ Savaşı’dır.
Baba İshak (Babailer) İsyanı (1240):Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da toplanan Türkmenler,ekonomik ve iktisadi sıkıntılardan ve kendilerine karşı uygulanan tedbirlerden dolayı,derviş Baba İshak (yarı şaman yarı Müslüman) önderliğinde Amasya dağlarında büyük bir ayaklanma çıkardılar.Üzerlerine gönderilen orduları yenen Türkmenler Adıyaman,Maraş,Tokat ve Amasya'ya kadar ilerlediler. Nihayet bir yıl süren isyan Kırşehir dolaylarında Selçuklu ordusunun Baba İshak'ı yenip öldürmesiyle 1240 yılında güçlükle bastırılabildi.
Ä    Bu ayaklanma,Türkiye tarihinin ilk dini karakterli isyanı olup;Anadolu Selçuklu Devleti'nin eski gücünde olmadığının anlaşılmasına neden oldu.Moğolları Anadolu'yu istila konusunda cesaretlendirdi.
Kösedağ Savaşı (1243):Babailer isyanı sonucu Selçukluların eski gücünde olmadığını anlayan Moğollar Erzurum’u kuşatarak yağmalamışlardır.
            Baycu Noyan komutasındaki 30 bin Moğol ordusuyla II.Gıyasettin Keyhüsrev komutasındaki 80 bin Anadolu Selçuklu ordusu 1243 yılında Sivas-Erzincan arasında Kösedağ mevkinde karşı karşıya gelmişlerdir.
Selçuklu öncülerinin Moğollara yenildiği haberi gelince,Sultan dahil,komutanların çoğu orduyu bırakıp kaçtılar. Moğollar bu kaçışı anlayamamışlar ve bunu bir savaş taktiği sanmışlardı.Daha sonra durumu anlayan Moğollar,Selçuklu ordugahından büyük ganimet elde etmişlerdir.Ayrıca bu savaşın sonucunda;
  • Anadolu Selçukluları,Moğollara vergi veren bağımlı bir devlet haline geldi.
  • Anadolu Türk siyasi birliği bozuldu.Anadolu'daçoksayıda bağımsız beylik kuruldu.
  • Moğollar,Anadolu'da yağma ve katliamlara giriştiler.Şehirler (Sivas,Erzincan,Kayseri) tahrip oldu,tarım ve ticaret hayatı durgunlaştı.
  • Anadolu Selçukluları yıkılma sürecine girdi.
Çöküş Dönemi (1243-1308):II.Gıyasettin Keyhüsrev ve vezir Celaleddin Karatay’ın ölümü,taht kavgaları gibi olaylar devam ederken;Moğollar,Selçuklu topraklarını Kızılırmak sınır olmak üzere ikiye bölmüşlerdir.Batıya II.İzzeddin Keykavus’a,doğusu IV.Kılıçarslan’a verilmiştir.Yönetim ise Muiniddin Süleyman Pervane adlı vezire bırakılmıştır.
Selçuklular,Moğollara vergi verecek idi.Bu şartı kabul etmeyen II.Keykavus,Moğolları Anadolu’dan atmak için Memlük Sultanından yardım istedi.Bu durum karşısında Moğollar Anadolu’ya gelmiş ve Selçukluların tek yöneticisiIV.Rükneddin Kılıçarslan olmuş ancak yetki yine vezir Muiniddin Süleyman Pervane idi.
1262-1277 yılları Anadolu Selçuklu Devleti’nde Vezir Muiniddin Süleyman Pervane dönemi olarak geçer.Artan Moğol baskısı nedeniyle bir taraftan Moğolların Anadolu’ya girmesini önlerken,diğer taraftan Memlük Sultanı Baybars'dan yardım istemiştir çünkü Moğolları ilk kez yenmeyi başaran kişi idi.Yapılan antlaşma gereği Baybars Anadolu'ya geldi,1277 yılında Elbistan'da Moğol ordusunu ağır bir yenilgiye uğratarak Kayseri'ye kadar ilerledi ve Selçuklu tahtına oturdu.Ancak devlet adamlarından gereken ilgiyi göremeyince ülkesine geri döndü.Bunun üzerine Anadolu'ya giren İlhanlı Mo­ğol hükümdarı Abaka Han,,başta Vezir Süleyman Pervane ve adamları olmak üzere 200 bin Türkü kılıçtan geçirterek Elbistan yenilgisinin öcünü aldı.
Çöküş döneminin bir diğer önemli olayı ise; Karamanoğlu Mehmet Bey'in,Eşref ve Menteşe beyliklerinin de desteğiyle 1277 yılında Konya'yı ele geçirip,küçük yaştaki Selçuklu şehzadesi Alaeddin Siyavuş'u tahta çıkartıp,sultan ilan etmesi ve kendisinin de vezir olarak devleti yönetmeye başlamasıdır.Aynca "Bundan sonra divanda,sarayda,resmi toplantılarda ve meydandaTürkçeden başka dil kullanılmayacaktır" şeklinde bir ferman ilan eder (Bugün dil bayramı olarak kutlanmaktadır).Böylece kısa süreli de olsa,Türkçe resmi dil olarak kullanılmıştır.
Moğol ve Selçuklu müşterek kuvvetleri,Mehmet Bey'i ve Alaeddin Siyavuş'u yakalayıp öldürdüler.Son Anadolu Selçuklu Sultanı II.Gıyasettin Mesut,İIhanlı Moğollarının bir memurundan farksız değildi.Nihayet onun da Moğollar tarafından tutuklanıp İran'a götürülüp öldürülmesinden sonra,Anadolu Selçuklu sülalesi ortadan kalktı,böylece devlet yıkıldı (1308).
Anadolu Selçuklularının Genel Özelllkleri:
ü    Haçlı Seferlerine karşı Türk-İslam dünyasının koruyuculuğunu yaptılar.
ü    Anadolu'nun Türkleşme ve İslamlaşmasında etkili oldular.
ü    Anadolu'nun Türk yurdu olmasını kesinleştirdiler.
ü    Anadolu'yu ticaret ve kültür merkezi haline getirdiler.

C.UÇLARDA YAŞAM VE BEYLİKLER:
II.BEYLİKLER DÖNEMİ
Türkiye Selçuklularında Sinop,Kastamonu,Bafra,Samsun,Eskişehir,Kütahya,Afyonkarahisar,Kütahya,Denizli, Antalya gibi bölgeler Uç (Sınır) bölgesi olarak kabul edilmiştir.Bu uçlara yerleştirilen  Türkmenler,Bizansla,Haçlılarla mücadele etmişler.Zaman zaman Selçukluyu zor durumda da bırakmışlardır.
Anadolu Selçuklu Devleti'nin Kösedağ Savaşı'nda uğradığı yenilgiden sonra,İlhanlı Moğollarına tabi olması ve hızlı bir çöküş dönemine girmesi üzerine,göçebe Türkmenler Batı,Kuzey ve Güney Anadolu'ya yığıldılar. XIII. yüzyıl sonlarına doğru Anadolu'da Moğol baskısı zayıflayınca,sınırlarda yerleşmiş bulunan Türkmen beyleri,yavaş yavaş Selçuklular ile olan ilişkilerini kestiler.Osmanlı Devleti,Bizansla mücadele ederek saygınlığını artırmış genişleme imkanı bulmuşken diğer beylikler o kadar şanslı olmamaışlardır.
XIV. yüzyıl başlarında ise Anadolu'da irili ufaklı birçok beylik kuruluşunu tamamladı.Bu döneme Beylikler Dönemi adı verilmektedir.
Osmanoğulları (1299-1922/1924):Oğuzların Bozok Kolunun Gün Han Soyunun Kayı boyuna mensup olup,liderleri Ertuğrul Gazidir.Osmanoğuları,Anadolu'ya geldikten sonra I.Alaettin Keykubat döneminde Ankara Karacadağ bölgesine yerleştiler.Daha sonra Söğüt ve Domaniç'e Uç beyi olarak görevlendirildiler.Devleti 1299 yılında kuran  adını veren Osman Gazidir.Bizans'a karşı mücadeleye başlamış,XV.Yüzyılda Anadolu’da Türk birliğini sağlamış,gün geçtikçe güçlenerek dünyanın en büyük devletlerinden biri olmuş.
Karamanoğulları (1256-1487):Oğuzların Avşar boyuna mensuplar.Ermenek dolaylarında 1256 yılında  kuruldular. Kerimüddin Karaman Bey,beyliğe adını vermiştir.Karamanoğlu Mehmet Bey en ünlü hükümdardır.Moğollara ve Selçuklulara (Selçuklulardan Konya’yı alarak Cimri (Siyavuş) tahta çıkartmış) karşı mücadeleler yapılmıştır.
Karamanoğlu Mehmet Bey,Farsça konuşan Selçuklu devlet adamlarına ve Moğgollara tepkisini göstermek için Türkçeyi resmi dil ilan etti(1277).
Osmanlılar'ın Anadolu Türk birliğini sağlama çalışmalarına karşı en çok direnen beyliktir.Çünkü kendilerini Anadolu Selçuklu Devleti’nin mirasçı sayıyorlardı.
I.Murat zamanında 1361 yılında başlayan Osmanlı-Karamanoğlu mücadelesi,Yıldırım Bayezit döneminde Karaman topraklarının Osmanlı hakimiyetine girmesiyle sonuçlandı.Ankara Savaşı'ndan sonra tekrar kurulan beyliğe Fatih döneminde büyük ölçüde son verilmiş,II.Bayezid döneminde de tamamen ortadan kaldırılmıştır 1487.
Germiyanoğulları(1299-1429):Malatya’dan Kütahya’ya gelen aşiret,I.Yakup döneminde Kütahya merkez olmak üzere Kula,Simav,Denizli çevresinde 1299 yılında kurulmuştur.
Sınırlar Ege’ye doğru genişletilmiş,Bizans vergiye bağlanmıştır.
I.Murad döneminde,Şehzade Yıldırım'ın Germiyan Beyi Süleyman Şah'ın kızı Devletşah Hatun ile evlendirilmesi sonucu,topraklarının bir kısmını (Simav-Emet-Tavşanlı)Osmanlılara çeyiz olarak bıraktılar.
Yıldırım Bayezit döneminde topraklarının tamamı Osmanlı Devleti'ne katıldı 1390.Ankara Savaşı'ndan sonra beylik tekrar kuruldu 1402.II.Yakup Bey'in oğlu olmadığı için,vasiyeti üzerine beyliğin Osmanlı’ya katılmasını istemiş.
Karesioğulları (1304-1360):Karesi Bey tarafından Balıkesir'de 1304 yılında kuruldu.Danişmentoğulları soyundan gelmektedirler.Sınırlarını Çanakkale Boğazına kadar (Bergama-Edremit-Susurluk) genişlettiler.Denizciliğe önem verilerek güçlü bir donanma oluşturdular.Kısa bir ömür süren bu beyliğe Orhan Bey son verdi.
Bu beyliğin ileri gelenleri (Evranos,Hacı İlbey)Osmanlılara katılarak büyük hizmetlerde bulundular.Karesi donanması ise Osmanlı donanmasının çekirdeği olmuştur.
Hamitoğulları (1300-1423):Isparta ve Antalya yörelerinde Dündar Bey tarafından dedesinin ismiyle 1300 yılında kuruldu.
Antalya ve Eğirdir olmak üzere iki kola ayrılmış.Eğirdir kolu İlhanlı egemenliğini tanımış ve I.Murat zamanında topraklarını 80.000 altın karşılığında Osmanlılara 1374 yılında satmışlardır.Tekeoğulları olarak bilinen Antalya koluna Yıldırım Bayezit 1391 de son vermiş.Ankara Savaşı'ndan sonra yeniden kurulan beyliğe II.Murat kesin olarak son verdi.
Eşrefoğulları (1284-1326):Beyşehir ve Seydişehir dolaylarında Eşrefoğlu Süleyman Bey tarafından 1284 yılında kurulmuştur.Akşehir,Bolvadin gibi yerler alınmış.1326 yılında İlhanlıların Anadolu valisi Timurtaş tarafından yıkılmıştır.
Alaiye Beyleri:Alanya'da kurulmuş.1293 te Karamanoğullarının eline geçmiş.Burdaki Karaman beyleri Memlüklere bağlı olup onlar adına para bastırmışlar.1471 yılında Gedik Ahmet Paşa tarafından Alaiye Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Menteşoğulları (1261-1424):Muğla (Kayra),Denizli,Aydın dolaylarında Menteşe Bey tarafından 1261 yılında kurulmuştur.Denizci beylik olan Menteşeoğulları Milas,Fethiye,Denizli bölgelerini ele geçirerek Mesut Bey zamanında sınırlarını genişlettiler. Yıldırım döneminde ortadan kaldırıldı.Ankara Savaşı'ndan sonra yeniden kuruldu.İlyas Beyin ölümü ile 1424 yılında Osmanlı’ya bağlanmış ve Fatih tarafından kesin olarak 1451 yılında ortadan kaldırıldı.
Sahib Ataoğulları (1275-1342):Afyon ve çevresinde Anadolu Selçuklu Devleti veziri Sahib Ata’nın oğulları tarafından 1275 yılında kurulmuştur.1342 yılında Germiyanoğulları ile birleşmişlerdir.
Aydınoğulları (1308-1426):İzmir ve Aydın dolaylarında merkez Birgi olmak üzere  Germiyanoğlu komutanlarından Aydın oğlu Mehmet Bey tarafından 1308 yılında kurulmuş olan denizci bir beyliktir.
En ünlü yöneticileri olan Gazi Umur Bey,Ege'de Haçlılarla mücadele etti.
Bu beyliğe ilk olarak Yıldırım Bayezit son verdi.Ankara Savaşı'ndan sonraki dönemde tekrar kuruldu.Cüneyt Bey döneminde Osmanlı içişlerine müdahale etmişlerdir.II. Murat tarafından bu beyliğe son verilmiştir.
Saruhanoğulları (1313-1410):Manisa ve çevresinde Germiyanoğulları komutanlarından Saruhan Bey tarafından 1313 yılında kurulmuş.Denizci bir beylik olan,Menemen,Foça,Kemalpaşa (Nif)’ya sahip olan beyliğe Yıldırım Bayezit son vermiş ve Şehzade sancağı olmuştur.Anka­ra Savaşı'ndan sonra tekrar kurulmuş olan beyliğe 1410 yılında Çelebi Mehmet tarafından kesin olarak son verilmiştir.
Canik Beylikleri:Samsun,Giresun,Ordu,Niksar gibi yerleşim alanlarının bulunduğu Orta Karadeniz’e Canik adı verilmektedir.Canik bölgesinde Oğuzların Çepni boyu yerleştirilmişti.Buralarda kurulan beyliklere (Bayram,Kubad, Taşan,Taceddin vb) hepsine birden Canik Beylikleri denmiştir.II.Murat zamanında Osmanlılara katılmıştır 1428.
Taceddinoğulları (1348-1428): Niksar merkez olmak üzere,Taceddin bey tarafından 1348 yılında kurulmuş.Kadı Burhanettin ile mücadele edip yenilmişler,Osmanlı yanında yer alan beyliğe Osmanlı Devleti 1428 yılında son verildi.
Candaroğulları (İsfendiyaroğulları) (1292-1461):Kastamonu ve Sinop çevresinde Şemseddin Yaman Candar tarafından 1292 yılında kuruldu.Kastamonu ve Sinop kollarına ayrılan beyliğin Sinop kolunda İsfendiyar Bey bulunmaktaydı.Topraklarının büyük bir bölümü Yıldırım Bayezit tarafından ele geçirilen beylik,Ankara Savaşı'nın ardından tekrar güçlendi.Fatih Sultan Mehmet,Trabzon seferi sırasında beyliğe 1461 yılında son verdi.
Ç.TÜRKİYE’DE KURULAN DİĞER DEVLETLER:
Eretna Beyliği (1335-1381):Aslen bir UygurTürkü olan Eretna Bey tarafından,Sivas (sonra Kayseri) merkez olmak üzere 1335 yılında kuruldu.
Kadı Burhanettin Devleti (1381-1398):Eretna Beyliğinde önce kadılık,ardından vezirlik yapan,Oğuzların Salur boyundan olan Ka­dı Burhanettin Ahmet,beyliğin içinde bulunduğu güç durumdan yararlanarak Sivas'ı ele geçirdi. Beyliğe kendi adını vererek bir devlet haline getirdi 1381.
Kısa zamanda,Niğde,Erzincan,Canik bölgelerini ele geçirmiş,Osmanlı Devleti'ne karşı mücadele etmiş olan Kadı Burhanettin ölünce devleti dağıldı.Yıldırım tara­fından toprakları Osmanlı'ya katıldı 1398.
Dulkadiroğulları (1337-1515): Maraş ve Elbistan çevresinde Oğuzların Bozok kolundan olan Dulkadiroğlu Zeyneddin Karaca tarafından 1337 yılında kuruldu.
            Halil Bey zamanında,Maraş,Malatya,Harput alınarak sınırlar genişletilmiştir.Varlığını sürdürmek için Osmanlı ve Memlük Devletleri arasında ince bir siyaset izliyordu.Akkoyunlulardan Diyarbakır’ı aldılar,Şah İsmail’e yenildiler ve 1521 yılında Osmanlı Devleti’ne bağlandılar.
Ramazanoğulları (1353-1608):Adana merkez olmak üzere Çukurova’da 1353 yılında Ramazan Bey tarafından kurulmuştur.Oğuzların Bozok kolunun Yüreğir boyuna mensupturlar.
            Memlükler tarafından Gazze-Antakya çevresine yerleştirilmiş iken Ermenilerden Adana ve çevresini almışlar. Memlük ve Dulkadiroğulları arasında siyaset izlemişler.1608 yılında Osmanlı’ya bağlanmışlardır.
Karakoyunlular (1365-1469):Yıva-Yazır-Döğer-Avşar boylarından oluşan devleti 1365 yılında Bayram Hoca tarafından önce Erciş daha sonra Tebriz merkez olmak üzere kurulmuştur.
Bayram Hoca’dan sonra,Kara Mehmet,Kara Yusuf,Cihan Şah tahta geçmiştir.1409 yılında Mardin Artuklularına son verdiler.Azerbaycan’ı aldılar.Ayrıca Ahmet Celayiri yenerek bağdat’ı aldılar.(Azeri Türklerinin İran bölgesine bugünkü şekliyle yerleşmelerini sağlamışlardır.)Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan tarafından 1469 yılında yıkılmıştır.
Akkoyunlular (1350-1502):Bayındır-Döğer-Bayat-Çepni boylarından meydana gelmiş,İnallu-Hacılu-Bayramlu-Musullu  oymaklarının katılmasıyla güçlenen bu devleti,Diyarbakır merkez olmak üzere,Kara Yülük Osman Bey tarafından 1398 yılında kurulmuştur.
Trabzon Rum Devleti baskı altına alınmış,Kadı Burhaneddin ortadan kaldırılmış,Timur’un desteğiyle güçlendi.Urfa,Malatya,Harput,Erzincan,Erzurum ele geçirilmiş.
Uzun Hasan döneminde,Karakoyunlular ve Eyyübiler ortadan kaldırılmış.Doğu Anadolu,Azerbaycan alınmış, başkent Tebriz’e taşınmıştır.
Osmanlılar'a karşı Venedik,Karamanoğulları ve Pontus Rum Devleti'yle ittifaklar yapmış.1473 yılında Otlukbeli Savaşı yapılmış.Uzun Hasan,Fatih Sultan Mehmet Han’a yenilmiştir.Akkoyunlular yıkılma sürecine girmiştir.1478 de Uzun Hasan ölünce devlet ikiye bölünmüş,taht kavgaları başlamış bundan da Şah İsmail yararlanarak Tebriz’i alıp 1502 yılında Safevi Devletini kurmuştur.
Akkoyunlular ilk kez,Dede Korkut Hikayelerini yazılı hale getirmişler ve ilk kez Kur'an-ı Kerim'i de Türkçeye çevirmişlerdir.
Ladik Beyliği (İnançoğulları): Denizli ve çevresinde kuruldu.
Pervaneoğulları: Sinop'ta kuruldu.
Çobanoğulları: Kastamonu ve çevresinde kuruldu.
Ahiler: Ankara civarında yaşamakta idiler.
Bayramoğulları-Kubadoğulları-Taşanoğulları:Orta Karadeniz'de Giresun,Ordu ve Niksar bölgesinde yaşamaktaydılar.

v    Beyliklerle;Anadolu Türk Tarihi kesintisiz devam etmiş,Anadolu’da Türk nüfusu artmış,halk iç ve dış tehlikelere karşı korunmuş,İslamiyet yayılmış,Türk-İslam Kültür ve Medeniyeti yayılmış ve korunmuş,Türkçe resmi dil haline getirilmiş,Anadolu bayındır ve yaşanacak hale getirilmiştir.

D.KÜLTÜR VE UYGARLIK
ANADOLU SELÇUKLULARI VE BEYLİKLER DÖNEMi KÜLTÜR VE MEDENİYET:

DEVLET YÖNETİMİ
            Devlet yönetimi,Büyük Selçuklu Devleti’nin yönetim yapısı ile aynı olup daha gelişmiştir.Beyliklerin yönetim yapısına örnek olmuştur.
Büyük Selçuklularda görülen,Meliklerin (Sultan oğullarının) kendi adlarına para bastırma,ordu kurma ve savaş açma gibi yetkileri Anadolu Selçukluları'nda kısıtlanmıştır.
Hükümdar:Hakimiyet hükümdar ailesinin (Hanedanın)ortak malıdır.Bu durum hükümdar öldüğünde Taht kavgalarına, devletin zayıf düşmasine ayrıca güçlü olan kişinin devletin başına geçmesine neden olmaktaydı.(Bu uygulama daha sonra terk edilerek devlet hanedan üyeleri arasında paylaşma yoluna gidilmiştir.)
Hükümdar adayı Şehzadeler,Melik ünvanı ile belli yerlere yönetici olarak atanırlar.Başlarında bunları eğiten Atabey (Osmanlı’da Lala) adı verilen eğitmenler bulunurdu.Tahta geçecek Şehzadeye babasının naşı gösterilir,Cülüs töreni ile tahta oturtulur.Ardından biat (Hükümdara bağlılık töreni) düzenlenir.Atalara saygı gösterilir,ziyafetler verilir,yoksullar gözetilir,önemli devlet adamlarına özel elbiseler (Hilat) giydirilir.Abbasi halifelerinin verdiği ünvan, armağan ve onay ile hükümdarlık görevi tamamen alınmış olur.
Anadolu Selçuklularında hükümdarların yetkileri sınırsız değildi.
Hükümdarın Ünvan ve Lakapları:Anadolu Selçuklularında Sultanlar,güçlerinin büyüklüğünü yansıtması için KeykubadKeyhüsrev,Keykavus gibi eski İran hükümdarlarının adlarını lakap olarak kullanırlardı.Genelde Sultan denilirdi.Bunların yanında Beyliklerde;Alp,Kutluk,İnanç,Tegin,Ulu Bey gibi Türkçe ünvanlar kullanılmıştır.
Hükümdarlık Sembolleri:Ünvan ve lakaplar,para (sikke),tuğra,sancak,nevbet (bando),otağ,saray,taht,taç,hutbe vs
Ayrıca manen bağlı oldukları Abbasi halifesi,hükümdara ünvan,hükümdarlığını tasdik eden ferman ile beraber hil'at (elbise) sarık,asa gibi hediyeler göndererek sultanlığını onaylardı.
Hükümdarın Görev ve Yetkileri:Günümüzdeki,Yasama,Yürütme,Yargı görevlerini üstlenmekte idi.Tek yetkili kişi olmasına rağmen yetkileri sınırsız değildi.Tevki adı verilen ferman-hüküm-berat gibi belgeler kanun sayılmaktadır. Divanın doğal başkanıdır.her türlü iç ve dış ilişkilerden,atamalardan,yargıdan sorumludur.
            Halkı adaletle yönetmek,huzur ve mutluluklarını sağlamak,korumak,ihtiyaçlarını karşılamaktır.
Devlet Teşkilatı:
Merkez Teşkilatı:
Saray:Hükümdarlık sembollerindendir.Hükümdar ve ailesinin yaşadığı yer olup devlet işlerinin yürütüldüğü alandır. Anadolu Selçukluları ve beyliklerin kendilerine has sarayları bulunmaktaydı.(Göller yöresindeki Kubadabad Sarayı) Akkoyunlu ve Karakoyunlularda,saray yerine aynı görevde dergah,devlethane denilen sistem vardı.
            Saray Teşkilatında Büyük Selçuklu Devleti örnek alınmıştır.Sarayda Türk kökenli ağırlıklı olmak üzere yetiştirilmiş esşr,köle ve diğer gruplarda yer almaktadır.Sarayda en önemli görevli Hacibül Hüccap olup,bunun yanında yüzlerce Hacip yer alırdı.
Hükümet:Devlet işleri Büyük Divan'da (Divan-i Ali) görülür,başkanı sultandır.Çoğunlukla Sahib-i Divan adı verilen vezir başkanlık ederdi.
Ayrıca hükümdar merkezden ayrıldığında,devlet işlerini yürüten vezir,komutan ve ünlü devlet adamlarından oluşan "Niyabet-i Saltanat" adı verilen bir divan vardı.Büyük Divan'a bağlı olarak çalışan çeşitli küçük divanlar (Bakanlıklar) da vardı.
Önemli divanlar;
Ä    Divan-ı Arız: Savunma ile ilgili kararları alıp uygulardı.Ordunun maaş ve ihtiyaçlarına bakar.
Ä    Divan-ı Tuğra (Münşi): Sultan ve hükümete ait yazışmaları düzenler.Divanı İnşa olarakta bilinir.
Ä    Divan-ı İstivfa: Mali işleri yürütür,tapu ve kadastro işlemlerini düzenlerdi.
Ä    Divan-ı İşraf: Yönetimle ilgili işleri denetlerdi.
Büyük Divan’ın üyeleri:
  • Vezir:Hükümdarlardan sonra gelen en yetkili kişiydi.
  • Naib:Hükümdar başkentte olmadığı zamanlarda devlet işlerine vekalet ederdi.
  • Pervaneci:Arazi defterlerini tutar. Has ve İktaların dağıtımını yapardı.
  • Müstevfi:Mali işlerden sorumludur.Devletin gelir ve giderlerinin kayıtlarını tutardı.
  • Tuğracı-Münşi:Yazışmaları yürütür,sultanın emir ve fermanlarına tuğra çekerdi.
  • Müşrif:İdari ve mali teftiş yapardı.
  • Emir-i Dad:Adalet işlerinden sorumludur.Soruşturma ve tutuklamalara bakardı.
  • Ariz:Ordunun maaş ve ihtiyaçlarına bakardı.
                       Yukardaki görevlilerden başka,Beylerbeyi ve Atabeyler Büyük Divana katılır.Büyük Divanın yanında
Meşveret (Danışma) Meclisi bulunur.Bu meclis,hükümdarın seçilmesi,iç ve dış ilişkilerin belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır.Bu meclis,eski Türk geleneğindeki Toy yada Kurultay yaşatılmaktadır.

Ülke (Memleket) Yönetimi:Ülke birtakım idari bölümlere ayrılmıştı.
Ä    Meliklerin yönettiği eyaletler:Doğrudan hükümdara bağlı,Melikler ve Atabeylerin yönettiği yerlerdir. Atabey:Meliklerin yetiştirilmesinden sorumlu,bilgi ve tecrübesine güvenilen devlet adamlarıdır.
Ä    Divan'a bağlı eyaletler:Divan tarafından görevlendirilen yüksek rütbeli komutanlar tarafından yönetilirlerdi. Buralarda Hanedan üyeleri yerine Emir-i Sipahsalar denilen hem komutan hem vali yetkisinde kişiler yer almaktaydı.
Ä    Uç Eyaletleri:Bizans sınırında bulunan bu eyaletleri,merkeze bağlı kalmak şartıyla Türkmen beyleri yönetirdi. Uç Beyleri merkezden gönderilen Uç Emirinin(Beylerbeyinin) emri altında idilier.Sağ kol (Ankara-Eskişehir’in kuzeyi) ve sol kol (Ankara-Eskişehir’in güneyi) olarak ikiye ayrılmışlardır.
Kentlerin başında Subaşı adı verilen komutan ve vali yetkisine sahip kişiler yer almaktaydı.(Güvenlik işlerinden sorumlu askeri yöneticilere,Subaşı denilirdi.)Önemli kentlerde ise merkezden atanmış Şıhne adı verilen valiler atanırdı. Şehirlerin adalet işlerine ise Kadılar bakardı.Kıyı şehirlerinin vali ve komutanlarına Emirül Sevahil denilmektedir.
Toprak İdaresi:Toprak,devletin malı olup,tasarrufu (kullanma hakkı,kiracı) halka aittir.Kullanış amacına göre toprak,üç kısma ayrılmıştır.
Ä    Dirlik (İkta) Arazi:Ordu mensupları ve devlet memurlarına hizmet ve maaş karşılığı bırakılan arazilerdir. Geliri hükümdara ait olan topraklara Has (miri),devlet adamlarına,komutan ve askerlere hizmetleri karşılığı verilen topraklara İkta adı verilmektedir.İkta toprakları sayesinde;üretim artmakta,ürün çeşitli olmakta,toprak boş kalmamakta,para harcanmadan asker beslenmekte,düzen sağlanmakta.
Osmanlı’da İkta sisteminin yerini Tımar Sistemi almıştır.Savaşta yararlılık gösterenlere ve hizmet karşılığı verilen araziler olup,geliri 3000 ile 20.000 akçe arasında olanlardı.Tımar sahibi tımar karşılığı asker beslemek zorundadır.(3000 akçeye bir asker “cebelü”beslemek zorundadır.)
Ä    Mülk Arazi:Üstün hizmetleri görülen devlet adamlarına verilirdi.Bu toprağa sahip olanlar tam bir tasarruf hakkına sahipti.İsterse devreder,satar veya ailesine miras olarak bırakabilirdi.
Ä    Vakıf Arazi:Geliri hayır hizmetleri ve ilmi kuruluşların masraflarına tahsis edilmiş arazilerdi.Alınıp satılamazlardı.
Bunların dışında;Metruk yani ortak kullanılan yerler “mera-pazar yeri” ve Mevat yani ölü topraklar yer alır.
Askeri Teşkilat:Askeri bir devlet yapısına sahiptir Ordunun başkomutanı sultandır.O olmadığı zamanlarda başkomutanlığı beylerbeyi (Emirü'l-Ümera) üstlenirdi.Diğer ordu komutanlarına subaşı (sipehsalar,serleşker) denirdi.
Ordunun Bölümleri; Kara ve Deniz olarak başlıca iki gruba ayrılmıştır.
Kara Ordusu:
Ä    Guleman-ı Saray (Hassa Ordusu):”Devşirme” usulüne göre oluşturulan merkez ordusudur.Özel bir eğitimle yetiştirilirlerdi.Devletten üç ayda bir maaş alırlardı.
Ä    İkta Askerleri (Tımarlı Sipahiler):Ordunun en kalabalık bölümünü oluştururlardı.Tamamen Türkler'den oluşan bu askerlerin hepsi süvariydi.Devletten maaş almazlar,bütün ihtiyaçları ikta sahiplerince karşılanırdı.
Ä    Türkmenler: Uç bölgelerinde (sınırlarda) daima savaşa hazır durumda olan Türkmen aşiretleri, beylerinin liderliğinde savaşa katılırlardı.           
Ä    Yardımcı Birlikler: Bağlı beylik ve devletlerden de,gerektiğinde asker alınırdı.Ayrıca savaş zamanlarında ihtiyaç olursa, geçici olarak ücretli asker de (Fecr-i Has) toplanırdı.
Bütün bunların dışında lağımcı,koçibaşıcılar,neftçiler ve mancınıkçılar gibi yardımcı teknik sınıflar da vardı.
Donanma (Deniz Ordusu):Antalya,Alanya ve Sinop'da donanmalar kurulmuştur.Kıyı bölgelerin yönetimi ve donanma, Emir-ül Sevahilin  (Sahillerin Emiri) denetimindeydi.Doğrudan donanmayı idare eden komutana, "Reis-ül Bahr" denilirdi.Çaka Bey ilk Türk denizcisidir.Akdeniz,Ege,Karadeniz de tersaneler kurularak güçlü donanma meydana getirilmiştir.
Ordu Düzeni:Ordu savaş sırasında;sağ kol (meymene),sol kol (meysere) ve merkez (kalb) olmak üzere üç ana bölüme ayrılmıştır.Akkoyunlu ve Karakoyunlu Devletlerin de İlhanlı (Moğol) etkisi görülür.Ordu Sağ kol (barangar),sol kol (Cuvangar), merkez (Uluğ Kol) olmak üzere bölümlere ayrılmış ve isimler almıştır.
Adalet Örgütü ve Hukuk:Hukuk,örfi ve şer’i olarak ikiye ayrılmıştır.Halkla ilgili hukuk işlerine Kadılar,Şer’i Hukuk çerçevesinde bakarlardı.Tüm kadıların bağlı olduğu kadıların başına Kadı-el Kudat denilmektedir.
            Huzur ve düzeni bozanlar,Örfi Hukuk çerçevesinde Emiri Dad (Dad Beyi) tarafından cezalar verilirdi. Askeri davalara ve miras işlerine Kadıleşker denilen askeri kadılar bakarlardı.Osmanlı ve Memlüklerdeki Kadıaskerlerle benzerlik gösterirler.
DİN VE İNANIŞ:
            Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’da,müslüman Türkler çoğalmış.Anadolu Türk-İslam yurdu haline gelmişti. Anadolu’nun bu duruma gelmesinde,şeyhler,dervişler,bilginlerin rolü çok büyük olmuştur.
            Anadolu Selçuklularının ve Beyliklerinin adaletli ve hoşgörülü yönetimi sayesinde diğer bölgelerde yaşayan, zulüm gören din alimleri Anadolu’ya göç etmişlerdir.Muhyiddin Arabi bunlardan biri olup Konya’ya yerleşmiş,ahlakçı tasavvuf geliştirmiştir.Necmeddin Kübra,Horosan kaynaklı estetikçi tasavvuf geliştirmş.Ahlakçı ve estetikçi ahlak Anadolu’da yeni sentezler meydana getirmiş.Bu yeni sentezleri benimseyen Sadreddin Konevi,Mevlana Celaleddin Rumi,Yunus Emre,Hacı Bektaş gibi önemli şahsiyetler ortaya çıkmıştır.
            Anadolu’da kurulan Tarikatlar,tekke ve zaviyeler Anadolu’nun İslamlaşmasında,göçebe Türkmenlerin yerleşik hayata geçmesinde,Osmanlı Devleti gibi önemli devletlerin kuruluşunda,Anadolu’nun dış tehlikelere karşı korunmasında önemli rol oynamışlardır.(Abdal Musa,Kumral Abdal,Şeyh Edebali önemli şahsiyetlerden olup aynı zamanda Alperen olarak gayri Müslimlerle mücadelelerde yer almışlardır.
            Anadolu’daki dini inanışın temeli Horosan’dan getirilen inanışlardır.
Kentlerde,esnaf ve tüccarlar arasında Mevlevilik,Nakşibendilik,Ahilik,Bektaşilik en çok rağbet gören inançlar arasında yer almaktadır.Özellikle MevlevilikSelçuklular tarafından desteklenmişler.Ahiler ise Osmanoğullarının kuruluşunda önemli rol oynamışlardır.14.yüzyıldan sonra Bektaşilik,Türkmen babaları ve abdallarını da bünyesine almış, Yeniçeri Ocağı’nın resmi görüşü olmuştur.
Türkmenler ve kır kesiminde yaygın olan görüş Yesevilik olup,Abdalan-ı Rum (Anadolu Abdalları) adı verilen dervişler,Türkmen babaları büyük taraftarlara sahip olmuşlardır.Kalenderi,Haydari,Babai gibi görüşlerin etkisiyle tekke ve zaviyeler kurmuşlardır.
Konargöçerler ile kentliler arasında inanç konusunda bazı farklılıklar vardır.Bunun nedenide yaşam koşullarıdır. Bu gelenekler günümüzde de devam etmektedir.Surlara kabartma,paralara resim yapma,yağmur duasında yada taşı kullanma,türbelere bez bağlama,ölü aşı vs.
SOSYAL VE EKONOMİK YAŞAM:
Sosyal Yaşam:Halk;kentli,köylü ve konargöçer olmak üzere üç gruba ayrılmışlardı.Anadolu’da Türkler çoğunlukta olmakla birlikte Rum,Ermeni,Süryani gibi gayri Müslim topluluklar yer almaktadır.
            Konargöçerler hayvancılık,köylüler tarım,kentliler ise zanaat ve ticaret ile uğraşmakta idiler.
            Konargöçerler ve köylüler,Türkmen aşiretleri olup;yaylak-kışlak arasında hayvancılık ve tarımla                 uğraşmaktaydılar.Konargöçerlerin boy beyleri,köylülerin ise köy kethüdası bulunurdu.Tımarlı sipahiler köylünün güvenliğini sağlamakta idiler.Köylüler öşür adı verilen onda bir oranındaki ürün vergisini ödemekte idiler.
Kentlerde yaşayan önemli insanlar,askeri ve sivil memurlar,din ve bilim adamları,ayanlar,Ahiler idi.
            Ahilik;esnaf ve zanaatkarların mesleki kuruluşu olup,yiğitlik,kardeşlik,cömertlik anlamlarına gelip dini özelliklere sahip,kurucusu Ahi Evran (Nasuriddin Mahmut) idi.Usta çırak ilişkisi içerisinde varlığını sürdürür.Ahiler içinde hükümetteki halk temsilcileri olan İğdişler ve tüccarlar yer almaktadır.Her esnaf kuruluşunun bir şeyhi, yiğitbaşısı,çavuşu,kethüdası vardır.
            Selçuklular döneminde Konya başta olmak üzere birçok kent (Kayseri,Sivas,Kırşehir,Tokat,Amasya…) bilim ve ticaret merkezi haline getirilmiştir.Beyliklerin merkezleride aynı gelişmeleri göstermiştir.
Gayrimüslimler (Rum,Ermeni,Gürcü,Süryani) hukuk kuralları çerçevesinde,adil bir yönetimle,barış ve hoşgörü içinde yaşamaktaydılar.Kentlerde bulunan gayrimüslimler askere gitmez,ticaret ve zanaat ile uğraşmaktaydılar.Dini inanç ve yaşam konusunda herhangi bir baskı söz konusu değildi.Vergilerini ödedikçe rahat bir yaşam sürmüşlerdir.
Ekonomik Yaşam:Ekonominin temelini ticaret oluşturuyordu.Anadolu uluslararası bir alışveriş merkezi durumuna gelmişti.
Liman şehirlerinin (Antalya,Alaiye,Sinop) fethedilmesi,Avrupalı tüccarlara düşük gümrük tarifesi uygulanmasıticaret yolları üzerinde kervansarayların yapılması ve zarara uğrayan tüccarları zararlarının devlet tarafından karşılanması,ticareti büyük ölçüde geliştirmiş,Anadolu'nun refahını oldukça yükseltmiştir.
Devletin diğer gelirleri ise tahıl,ipek,pamuk,halı,kilim,kumaş,deri,koyun,at,demir,bakır ve gümüş gibi ihraç maddeleridir.Ayrıca Müslüman çiftçilerden alınan öşür,Hiristiyan çiftçilerden alınan haraç,tuzla ve orman gelirleri de devletin önemli ekonomik kaynakları arasındaydı.
DİL VE EDEBİYAT:
Dil:Anadolu Selçukluları resmi devlet dili ve edebiyat dili olarak Farsçayı,bilim dili olarak da medreselerde Arapçayı kullanmışlardı.Saray ve orduda ise Türkçe konuşulmaktaydı.
Beyliklerde ve Türkmenler arasında her alanda Türkçe kullanılmıştır.(Resmi dil ve edebiyat dili) Özellikle Karamanoğlu Mehmet Bey 13 Mayıs 1277'de yayınladığı fermanla "Bugünden sonra divanda dergahda,bargahda ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmaya" diyerek herkesi Türkçe konuşmaya davet etmiştir.Bunun yanında Arapça ve Farsça yazanlara tepkiyi Aşık Paşa,Garibname adlı eseriyle vermiştir.
Anadolu’da konuşma ve yazı dili Oğuz Lehçesi denilen Batı Türkçesi idi.Beylikler ve Osmanlılar Türkçeyi resmi dil olarak kabul etmişlerdir.
Edebiyat:XIII.yüzyıldan itibaren özellikle Tasavvuf ve Halk edebiyatı alanında büyük bir gelişme sağlanmıştır.
Türk Tasavvuf Edebiyatı başlangıçta Farsçanın etkisinde kalmıştır.(Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin Mesnevisi ve Divan-ı Kebir’i buna örnek gösterilebilir.Azda olsa Türkçe şiirlere de rastlanmaktadır.)
XIII.Yüzyılın ikinci yarısından sonra Türk Tasavvufi Halk Edebiyatında Türkçe ağırlık kazanmıştır.(Sultan Veled,Seyyid Hamza,Nesimi,Hoca Dehhani “ilk divan şairi”Türkçe eserlerle tasavvufu işlemişlerdir.)
XII ve XIII. yüzyıl Anadolu düşünce hayatının önemli isimleri Aşık Paşa,Yunus Emre,Sadrettin Konevi ve Nesimi gibi şahsiyetler her alan­da Türkçeyi kullanmışlardı.Bu nedenle özellikle beylikler ve Türkmenler Türk dili ve edebiyatının yerleşip,yayılmasında çok önemli katkılarda bulunmuşlardı.
Dönemin önemli şahsiyetlerinden biri hiç kuşkusuz 13.yüzyılın ikinci yarısında yaşamış,Türkmen Dervişi, Tasavvufi Halk Edebiyatının önemli şairlerinden ve düşünürlerinden olan Yunus Emre’dir.Sonsuz Allah ve insan sevgisini akıcı,sade Türkçeyle yazdığı şiirlerle aktarmaya çalışmıştır.Bunda da büyük bir  başarı göstererek günümüze kadar gelmeyi başarmıştır.Risaletü’n-Nushiye(Ölüm Risalesi-573 beyitlik),300 den fazla şiirden oluşan Divan önemli eseridir.
XIV.Yüzyıldan itibaren Farsça ve Arapça eserler Türkçeye çevrilmiştir.(Felekname’yi yazan Gülşehri İranlı tasavvuf şairi Attar’ın Mantık-ut Tayr adlı eserini,Hoca Mesud Kelile ve Dimne’yi Türkçeye çevirmişler.Ahmedi İskendername adlı eser yazmıştır.)
Dönemin hükümdarları şairleri,din ve bilim adamlarını korumuşlar,teşvik etmişler,sohbetlerine katılmışlar kendileri bu alanlarla ilgilenerek eserler vermişlerdir.(Cihanşah Hakiki,I.Selim Selimi,Fatih Avni lakaplarıyla şiirler yazan hükümdarlardan ilk akla gelenlerdir.)
Türk Halk Edebiyatının en güzel örnekleri Destanlar olarak karşımıza çıkmaktadır.(Hamzanameler,Ebu Müslim Horasani Menkıbeleri,Seyyid Battal Gazi “Emeviler döneminde Bizansla mücadele konu edilmekte”,Danişment Gazi “Danişmentlilerin tarihi hakkında bilgi veren aynı zamanda Bizansla olan mücadele anlatılmakta” önemli örneklerdendir.)
            Türk destanları içinde önemli bir yere sahip olan önemli eser ise Dede Korkut Destanıdır.Bu destanla Türk dil, kültür,tarih birliğini çok güzel işlemektedir.Destanda Mete Han’dan Osmanlı’ya uzanan süreçte 12 hikayeden oluşan Oğuzların kahramanlıklarını ifade eden eserdir.Akkoyunluların izlerini taşır,15-16.yüzyıllarda yazıya aktarılmıştır.
            Dönemin dikkat çeken şahsiyetlerinden biride 13.yüzyılda yaşadığı tahmin edilen ünlü Türk hiciv ve mizah ustası Nasreddin Hoca’dır.Yaşamı,sözleri ile insanları güldürürken önemli dersler veren kişidir.
BİLİM VE SANAT:
            Haçlı Seferlerinin bitmesi,Bizansın etkisinin azaltılmasından sonra bilim ve sanata daha çok önem verilmiştir. Dönemin hükümdarları,gördükleri eğitimin yanında bilime ve sanata önem vermişler,bilim ve din adamlarına destekler verip,sohbetlerine katılmışlardır.Medreseler,kütüphaneler kurulmuş,diğer bölgelerdeki önemli bilim ve din adamları büyük teşviklerle Anadolu’ya getirtilmiştir.
Fikir Yaşamı:Tasavvuf felsefesi Anadolu’da gelişme göstermişti.Özellikle Muhyiddin Arabi,tasavvufun gelişmesinde, Sadreddin Konevi ise Vahdeti Vücud (varlık birliği) fikrinin gelişmesinde etkili olmuştur.
            Horosan’ın Belh şehrinde doğan,Alaeddin Keykubad’ın daveti ile Konya’ya gelen,Türk edebiyatı ve düşünce yaşamının önemli siması olan Mevlana Celaleddin Rumi (1207-1273),Mevlevilik fikrini yaymış,Allah’a ulaşmanın sırlarını işlemiş,hoşgörüye geniş yer vermiş,Farsça yazdığı eserlerde kentli aydın zümrelere hitap etmiş.Yunus Emre’de Türkçe şiirlerle tasavvufi düşünceleri geniş kitlelere yaymayı başarmıştır.
Bilim:Konya,Kayseri,Kırşehir,Sivas,Kütahya,Kastamonu,Erzincan,Amasya,Tokat gibi iller 14. ve 15.yüzyıllarda bilim ve kültür merkezi haline getirilmiştir.Buralarda Medreseler,Kütüphaneler,Darüşşifalar kurulmuştur.Bizzat hükümdarlar bilim ve din adamlarının sohbetlerine katılıp,teşvik etmişler,korumuşlardır.
Tasavvuf ve felsefe alanında devlet büyüklerine ithaf edilmiş bir çok eserler verilmiştir.(Şeyhoğlu’nun siyaset ve ahlaka dair Kenzul Kübera,Hurşitname eserleri örnek verilebilir.)
Beylikler döneminde tıp alanında önemli gelişmeler meydana gelmiştir.(Aydınoğullarında;Hacı Paşa-hastalıkların nedeni ve ilaçlar,Eretnalılarda;Cemaleddin Aksarayi,GermiyanoğullarındaAhmedi,Şeyhi Sinan, Menteşeoğullarında;Şirvanlı Mehmed bu alandaki önemli isimlerdir.)
Akkoyunlularda Uzun Hasan döneminde 58 kişi kütüphanede,98 kişi sarayda musiki işlerine bakmaktaydılar. Devvani ve Ali Kuşçu Saraya alınmıştır.
Tarih Yazıcılığı:Genelde Arapça ve Farsça yazılan tarih eserleri 13.yüzyıl ve sonrasını aydınlatmış,hanedanlar ve bölgeler hakkında bilgiler vermiştir.Hükümdarlar tarihe önem vermişlerdir.(İbnül Erzak-Tarihi Meyyafarikin (Silvan) eseri ile Ahlatşahlar ve Artuklular hakkında bilgi vermekte.Yazıcızade Ali-Tevarihi Ali Selçuk eserinde Selçuklulardan bahs etmekte.İbni Bibi,Aksarayi,Eflaki,Kadı Burhaneddin,Kadı Ahmed önemli tarihçiler arasında yer alır.)
Mimari:Mimaride ilk yapılan eserler camilerdir.Bunun yanı sıra mescidler,medreseler,kümbetler (türbeler),külliyelerkervansaraylar,köprüler ve darüşşifalar da yapılmıştı.Mimari ihtiyaçlar çerçevesinde gelişmiştir.(İbadet,Ticaret, Sağlık,Eğitim vb.)Mimari eserler vakıflar yoluyla oluşturulmuştur.
Mimari eserlerde Orta Asya Türk özelliklerini de görmek mümkündür.Süsleme sanatı oldukça gelişmişti. Ayrıca halı dokuma sanatı,tezhip,minyatür,hat,ciltçilik,heykel ve kabartma sanatları da gelişmişti.
Anadolu Selçukluları ve beylikler,Anadolu'yu sayısız mimari eserle donatarak (Konya İnce Minareli Cami, Divriği Ulu Cami,Beyşehir Eşrefoğlu Camisi,Mengücek gazi,Hüdavend Hatun Türbeleri vs.),Osmanlı'ya iyi bir miras bırakmışlardı.Bu nedenle de Osmanlı Devleti,Anadolu'ya fazla mimari eser yapmamış,daha çok İstanbul ve Balkanlara ağırlık vermiştir.
Medreseler: Medreseler,Ortaçağ Türk İslam dünyasının üniversiteleri konumundaydılar.Medreselerde eğitim-öğretim 5 yıl olup,İslami ve dini bilimler okutulmaktaydı.Öğrenciler,belirli ücret alıp,beslenme ve barınma devlet tarafından karşılanmaktaydı.
Medreseler,XIII.Yüzyılda yaygınlaşmıştır.Anadolu'da ilk medreseyi Danişmentliler 1151 yılında Niksar’da kurulmuştur.1154 te Artuklular Mardin ve Koçhisar’da Medreseler açmışlardır.
Türkiye Selçuklularında 1193 yılında Kayseri Koca Hasan Medresesi ilk kurulan medresedir.13.yüzyılın sonunda Sivas’ta Selçukiye Medresesi açılmıştır.Ayrıca Konya Karatay,Kayseri Hunad Hatun,Amasya Halifetgazi,Sivas Gök,Kırşehir Cacabey,Erzurum Çifte minare medresleri ve daha bir çok medreseler Selçuklu sultanları tarafından açılmıştır.Ayrıca şeyhlerin önderliğinde açılan tekke ve zaviyelerde Türkmen halkın çocukları eğitilirdi.

Darüşşifalar (Hastaneler):Tıp öğreniminin yapıldığı,yetim ve fakir hastaların bakıldığı kurumlar olup ilk hastaneler Atabeylikler döneminde açılmıştır.Artukluların 12.yy.da Mardin’de açtıkları hastane ilk örneklerdendir.1205 yılında Kayseri’de Gevher Nesibe Hatun Darüşşifası Türkiye Selçuklularının en eski hastanesidir.Ayrıca Sivas,Aksaray, Divriği,Kastamonu,Tokat,Amasya’da yaptırılan hastaneler önemli bir yere sahip olmuştur.
Kervansaraylar ve Hanlar:Ticaretin gelişmesi,kervanların konaklaması,ihtiyaçlarını karşılamaları için yapılan günümüzün dinlenme tesisleridir.Anadolu’da,30 km.de bir yapılan han ve kervansaraylarla ticaret hayatı canlandırılmıştır.(Konya Aksaray,Kayseri Sivas üzerinde Alaeddin Keykubad Sultan Hanı adıyla kurmuş.Celaleddin Karatay’ın 1241 tarihli Kayseri Elbistan arasındaki Karatay Kervansarayı önemli örneklerdendir.) 
Diğer Sanatlar:Taş,Mermer,Tahta oymacılığı,kabartma sanatı gelişmiş.Bu sanatlar,cami,medrese,kervansaraylarda uygulanmıştır.Mimari eserlerde,geometrik şekiller,bitki-hayvan motifleri ağırlıklı kullanılmış.İnsan kabartmaları ve heykellere yer verilmiştir.(Çift başlı kartal Selçukluların simgesi haline gelmiştir.)Çinicilik,hat (yazı) sanatı gelişmiştir.
            Musiki ve raks özellikle tasavvuf müsikisi gelişme olanağı bulmuş.Çevgan oyunu (atlı polonun ilk şekli) önemli sarayın gözde sporlarındandır.

VII.ÜNİTE :
TÜRKİYE TARİHİ (11.-14.Yüzyıl)
KLASİK SORULAR:

¶    Anadolu,Türkiye Tarihi,Pasinler,Malazgirt,Beylik,Hasankeyf,Amid,Harput,İznik,Caber Kalesi,Fetret Dönemi,Haçlı Seferi,Endülüjans,Kluni Tarikatı,Papa,Kontluk,Kumdanlı,Alaiye,Suğdak,Babailer,Kösedağ,Uç, Kayı,Kınık,Avşar,Salur,Oğuz,Hilat,Tevki,Meşveret Meclisi,Tuğracı,Pervaneci,Melik,Atabey,Subaşı,İkta, Devşirme,Tasavvuf,Tarikat,Mevlevilik,Bektaşilik,Ahilik,Han,Kervansaray,Zanaat,Darüşşifa,Medrese,Vakıf, Çevgan,Dede Korkut,Kümbet kavramları hakkında bilgi veriniz.
¶    Anadolu’ya ilk Türk akınları ne zaman kimler tarafından yapılmıştır?
¶    XI.Yüzyıldan önce ve sonra yapılan Anadolu akınlarını (sebep-sonuç bakımından) karşılaştırınız.
¶    Çağrı ve Tuğrul Beylerin Anadolu akınları hakkında bilgi veriniz.
¶    Pasinler Savaşı,ne zaman,nerede,kimler arasında olmuş,sonuçları ve önemini açıklayınız.
¶    Malazgirt Savaşı,ne zaman,nerede,kimler arasında olmuş,sonuçları ve önemini açıklayınız.
¶    Anadolu’da ilk kurulan beylikler hangileridir?
¶    Anadolu’da ilk kurulan beyliklerin ortak özellikleri nelerdir?
¶    Danişmentliler ne zaman,nerede,kim tarafından kurulmuş,faaliyetleri,ne zaman nasıl yıkılmıştır?
¶    Saltuklular ne zaman,nerede,kim tarafından kurulmuş,faaliyetleri,ne zaman nasıl yıkılmıştır?
¶    Mengücekliler ne zaman,nerede,kim tarafından kurulmuş,faaliyetleri,ne zaman nasıl yıkılmıştır?
¶    Artuklular ne zaman,nerede,kim tarafından kurulmuş,faaliyetleri,ne zaman nasıl yıkılmıştır?
¶    Çaka Beyliği ne zaman,nerede,kim tarafından kurulmuş,faaliyetleri,ne zaman nasıl yıkılmıştır?
¶    Sökmenler,Dilmaçoğulları,İnaloğulları,Çubukoğulları,İnançoğulları,Tanrıvermişoğulları hakkında bilgi veriniz.( ne zaman,nerede,kim tarafından kurulmuş,faaliyetleri,ne zaman nasıl yıkılmıştır)
¶    Anadolu Selçuklu Devleti,ne zaman nerede kim tarafından kurulmuştur?
¶    Süleyman Şah ve faaliyetleri hakkında bilgi veriniz.
¶    I.Kılıçarslan ve faaliyetleri hakkında bilgi veriniz.
¶    Haçlı Seferlerinin nedenleri,gelişimi ve sonuçları hakkında bilgi veriniz.
¶    İlk 8 Haçlı Seferlerini açıklayınız.(Nedenleri,gelişimi,sonuçları,özellikleri gibi)
¶    I.Mesut ve faaliyetleri hakkında bilgi veriniz.
¶    II.Kılıçarslan ve faaliyetleri hakkında bilgi veriniz.
¶    Miryokefalon Savaşı,ne zaman,nerede,kimler arasında olmuş,sonuçları ve önemini açıklayınız.
¶    I.Gıyasettin Keyhüsrev ve faaliyetleri hakkında bilgi veriniz.
¶    Rüknettin Süleymanşah (II.Süleyman Şah) ve faaliyetleri hakkında bilgi veriniz.
¶    III.Kılıçarslan ve faaliyetleri hakkında bilgi veriniz.
¶    I.İzzeddin Keykavus ve faaliyetleri hakkında bilgi veriniz.
¶    I.Alaeddin Keykubad ve faaliyetleri hakkında bilgi veriniz.
¶    Yassıçemen Savaşı,ne zaman,nerede,kimler arasında olmuş,sonuçları ve önemini açıklayınız.
¶    II.Gıyasettin Keyhüsrev ve faaliyetleri hakkında bilgi veriniz.
¶    Baba İshak isyanının nedenleri,gelişimi ve sonuçları nelerdir?
¶    Kösedağ Savaşı,ne zaman,nerede,kimler arasında olmuş,sonuçları ve önemini açıklayınız.
¶    Anadolu Selçuklu Devleti,ne zaman,nasıl çöküş sürecine girmiş ve kimler tarafından nasıl yıkılmıştır?
¶    Anadolu Selçuklu Devleti’nin genel özellikleri nelerdir?
¶    Anadolu’da II.Dönem kurulan beylikler hangileridir?
¶    Anadolu’da XI.yy ve XIII.yy.da kurulan beyliklerin karşılaştırmasını yapınız.(Kuruldukları bölgeler, faaliyetleri,günümüze etkileri gibi.)
¶    Osmanoğulları,Karamanoğulları,Germiyanoğulları,Karesioğulları,Hamitoğulları,Eşrefoğulları,Alaiye beyleri,Menteşeoğulları,Sahib Ataoğulları,Aydınoğulları,Saruhanoğulları,Canikoğulları,Taceddinoğulları, Candaroğulları hakkında ayrı ayrı ve karşılaştırmalı olarak bilgi veriniz.( Ne zaman,nerede,kim tarafından kurulmuş,faaliyetleri,önemleri,ne zaman,kim tarafından nasıl yıkılmış gibi)


¶    Türkiye’de kurulan diğer devletler hakkında bilgi veriniz.(Eretna Beyliği,Kadı Burhaneddin Devleti, Dulkadiroğulları,Ramazanoğulları,Karakoyunlular,Akkoyunlular,Ahiler,Pervaneoğulları,Çobanoğulları gibi)
¶    XIII.yy.da kurulan beyliklerin genel olarak tarihsel önemleri ve günümüze katkıları neler olmuştur?
¶    Andolu Selçuklu Devleti ve Beylikler Döneminde Devlet Yönetimi hakkında bilgi veriniz.
¶    Hükümdarlar hangi ünvanları kullanmışlardır?
¶    Hükümdarlığın sembolleri nelerdir?
¶    Hükümdarın görevleri nelerdir?
¶    Saray hakkında bilgi veriniz.
¶    Büyük Divan ve diğer divanlar hakkında bilgi veriniz.(Görevleri,üyeleri,işleyişi vb.)
¶    Andolu Selçuklu Devleti ve Beylikler Döneminde Ülke  Yönetimi hakkında bilgi veriniz.
¶    Andolu Selçuklu Devleti ve Beylikler Döneminde Toprak Yönetimi hakkında bilgi veriniz.
¶    Andolu Selçuklu Devleti ve Beylikler Döneminde Ordu Teşkilatı hakkında bilgi veriniz.
¶    Andolu Selçuklu Devleti ve Beylikler Döneminde Adalet Teşkilatı hakkında bilgi veriniz.
¶    Andolu Selçuklu Devleti ve Beylikler Döneminde Din ve İnanış hakkında bilgi veriniz.
¶    Andolu Selçuklu Devleti ve Beylikler Döneminde Sosyal Yaşam hakkında bilgi veriniz.
¶    Ahiliğin,Sosyal Yaşamdaki yerini ve günümüze etkilerini açıklayınız.
¶    Andolu Selçuklu Devleti ve Beylikler Döneminde Ekonomik Yaşam hakkında bilgi veriniz.
¶    Ekonomiyi canlandırmak için ne tür faaliyetler yapılmıştır.
¶    Andolu Selçuklu Devleti ve Beylikler Döneminde Dil ve Edebiyat hakkında bilgi veriniz.
¶    Arapça,Farsça ve Türkçe dillerinin bir arada kullanılmasının olumlu ve olumsuz yönelerini belirtiniz.
¶    Dil konusunda,Karamanoğlu Mehmed Bey’in önemini açıklayınız.
¶    Dönemin Tarihçileri ve eserleri hakkında bilgi veriniz.
¶    Dönemin Edebiyatçıları ve eserleri hakkında bilgi veriniz.
¶    Andolu Selçuklu Devleti ve Beylikler Döneminde Bilim ve Sanat hakkında bilgi veriniz.
¶    Bilimin gelişmesi için yapılan faaliyetleri belirtiniz.
¶    Önemli Bilim adamları ve eserleri hakkında bilgi veriniz.

VII.ÜNİTE
TÜRKİYE TARİHİ (11. – 14. YÜZYIL)
ÖRNEK ÖSS SORULARI

1.  I. Göktürk Devleti
    II. Kutluk Devleti
  III. Eyyübi Devleti
   IV. Memlükler Devleti
   V. Osmanlı Devleti
Yukarıda verilen Türk Devletlerinden hangileri belirli bir süre de olsa aynı dönemde yaşamıştır?
A) IV. ve V                   B) III. ve IV.                C) III. ve V                  D) I. ve II.                   E) I. ve III.
(1983-ÖYS)

2.Anadolu’daki “Kervansaraylar” en çok hangi amaca hizmet için yapılmıştır?
A) Anadolu’da iç düzeni sağlamak
B) Dıştan gelecek tehlikelere karşı korunma
C) Ticareti geliştirme
D) Türk konukseverliğini tanıtma
E) Yoksul kişilere yardım etme
(1983-ÖYS)

3. "Anadolu Selçuklu Devleti zamanında ve Osmanlı İmparatorluğu'nun yükselme döneminde,Anadolu'daki zanaatkarlar "lonca" denilen zanaat gruplarına ayrılarak yöneticilerini kendileri seçmişlerdir.
Bu durum,aşağıdakilerden hangisini gösteren bir kanıt olabilir?
A) Loncaların ticari alanda başarılı olduklarını
B) Devletin zanaatkarlan desteklediğini
C) Halkın çoğunluğunun zanaatkar olduğunu
D) Zanaatkarlar arasında dayanışma olduğunu
E) El sanatlarının,Anadolu'da başlıca gelir kaynağı olduğunu
(1985 – ÖSS)

4.Aşağıdakilerin hangisinin Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılması ile doğrudan ilişkisi yoktur?
A) Babailer İsyanı’nın çıkması
B) Osmanlı Devleti’nin kurulması
C) Anadolu’nun Moğol hakimiyetine geçmesi
D) Haçlı Savaşları’nın sona ermesi
E) Anadolu’da bağımsız beyliklerin kurulması
(1986-ÖYS)

5.Anadolu Selçuklu Devleti döneminde İtalyan,Fransız,İranlı,Suriyeli ve Yahudilerden bazı gruplar An­talya,Konya, Kayseri ve Sivas gibi şehirlere,bazı Türkler ise Kıbrıs,Suriye ve Kırım'a yerleşmişlerdi.
Bu durumun başlıca nedeni aşağıdaki alanlardan hangisinde görülen gelişmelerdir?
A) Ticaret                     B) Savunma                               C) Eğitim                       D) Mimari          E) Tarım
(1988 – ÖSS)

6.Anadolu Selçuklu Devleti zamanında yapılan,
I. Kösedağ
II. Yassı Çemen
III. Miryokefalon
savaşlarının kronolojik sırası aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
A) I, III, II                 B) III, II, I                             C) II, III, I                  D) II, I, III            E) III, I. II
(1990 – ÖYS)







7.Anadolu Selçukluları Antalya,Alanya ve Sinop gibi limanları ele geçirdikten sonra bu limanlarda Avru­palı tüccarlara düşük gümrük tarifesi uygulamışlardır.
Anadolu Selçuklularındaki bu uygulamanin amaci asagidakilerden hangisidir?
A) Ticari ilişkileri geliştirmek
B) Avrupa'nın Türklere karşı birleşmesini önlemek
C) Avrupa'da nüfuz bölgeleri kurmak
D) Denizlerde üstünlük sağlamak
E) Anadolu'da siyasal birliği sağlamak
(1991 – ÖSS)

8.Anadolu Selçuklu Devleti'nde,kendilerine bir bölgenin yönetimi verilen hanedan üyelerine "melik" deniyordu.Kendi bölgelerinin yönetiminde söz sahibi olan meliklerin para bastırma,savaş açma ve siyasi görüşme yapma yetkileri yoktu, Meliklerin yetkilerinin sınırlı tutulması,aşağıdakilerden hangisine önem verildiğini gösterir?
A) Sınırların güvenliğinin artırılmasına
B) Ekonomik durumun düzeltilmesine
C) Ülke bütünlüğünün korunmasına
D) Yerleşik hayatın yaygınlaştırılmasına
E) Dış ilişkilerin artırılmasına
(1992 – ÖSS)

9.XIII. yüzyıl sonlarına doğru Anadolu'da Moğol baskısının zayıflaması üzerine,sınırlara yerleştirilmiş Türkmen beyleri ve halk üzerindeki Selçuklu otoritesi de zayıflamıştır.
Bu durum,aşağıdakilerden hangisine hız kazandırmıştır?
A) Anadolu'da ticaretin gelişmesine
B) Bizans'ta entrikaların başlamasına
C) Anadolu'da nüfusun artmasına
D) Anadolu'daki karışıklıkların ortadan kalkmasına
E) Beyliklerin ortaya çıkmasına
(1992-ÖSS)


10.Anadolu Selçukluları döneminde ülkede Müslüman Türklerle birlikte yaşayan Hristiyan ve Musevi topluluklar genelde şehirlerde oturur,zanaat ve ticaretle uğraşır,iboadet ve dini törenlerini serbestçe yerine getirirlerdi.Bunlar,askerlik yapmazlar,ancak vergi verirlerdi.
Bu durum,Anadolu Selçuklularıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisinin bir göstergesidir?
A) Hoşgörüye dayanan bir siyasetin uygulandığının
B) Ticaretin ülke ekonomisindeki payının az olduğunun
C) Anadolu'da İslamiyetin giderek yaygınlaştığının
D) Yabancılardan alınan vergilerin giderek azaltıldığının
E) Devlet yönetiminde yabancılara da görev verildiğinin
(1993- ÖSS)
11.Anadolu Selçukluları ticaret yollarının ele geçirilmesine önem vermişlerdir.
Aşağıdakilerden hangisi Anadolu Selçukluların bu yaklaşımının sonuçlarından biri değildir?
A) Kervan ticaretinin yaygınlaşması
B) Kervansaraylara ihtiyaç duyulması
C) İkta sisteminin kurulması
D) Şehirciliğin önem kazanması
E) Ülkenin stratejik önem kazanması
(1995-ÖSS)
12.   XIII.yüzyılın ilk yarısında Anadolu'da,
- Selçuklu şehzadeleri arasında taht kavgaları olması
- Beyliklerin ortaya çıkması
Aşağıdakilerden hangisinin sonuçları arasındadır?
A) Katvan Savaşı                                    B) Yassı Çemen Savaşı
C) Kösedağ Savaşı                                  D) Miryokefalon Savaşı                           E) Dorileon Savaşı
(1997-ÖYS)



13. Anadolu Selçukluları döneminde çiftçilere işleyebilecekleri kadar toprak verilir, topraklar ekilip biçildikleri sürece babadan oğula kalırdı.
Bu durumun aşağıdakilerden hangisine karşı bir önlem niteliği taşıdığı savunulabilir?
A) Toprakların devletin denetimi dışında el değiştirmesine
B) Ayaklanmaların baş göstermesine
C) El sanatlarının önemini kaybetmesine
D) Başka ülkelerden kaçak olarak gelenlerin yerleşmesine
E) Yöneticilerin aynı aileden seçilmesine  
(1997-ÖYS)

14.Anadolu ve Mezopotamya arasında Eski Çağ’da var olan ticeret ilişkilerinin Orta Çağ’da Anadolu Selçukluları döneminde de devam etmesi ve önemini korumasında,
I. İki bölge arasında ulaşım kolaylıklarının olması
II. İki bölgenin üretimlerinin birbirinin gereksinimlerini karşılayacak nitelikte olması
III. İki bölge arasında siyasi sorunların bulunması
Durumlarından hangilerinin etkili olduğu savunulabilir?
A) Yalnız I                    B) Yalnız II                   C) I ve II                     D) II ve III                 E) I,II ve III
(2003-ÖSS)

15.Anadolu Selçukluları,XI.yüzyıl sonlarından XII.yüzyıl sonlarına kadar Bizanslılar ve Haçlılarla savaşlar yapmışlardır. Bu savaşların,
I. Anadolu'da üretimin ve vergi gelirlerinin azalması,
II. Anadolu'da yerleşim alanlarının boşalması,
III. Anadolu'dan geçen dünya ticaret yollarının önem kazanması
durumlarının hangilerinde etkili olduğu savunulabilir?
A) Yalnız I                    B) Yalnız II                   C) Yalnız III                 D) I ve II                     E) I, II  ve III
(2004-ÖSS)

16.Anadolu Selçukluları döneminde,Anadolu'da vilayetlerin ve yerel askeri güçlerin başında bulunan sübaşılar,bu vilayetlerdeki iktaların sahibi değil yöneticisi ve askerlerin amiriydiler.
Bu bilgiye dayanarak Anadolu Selçukluları dönemiyle ilgili:
I. Toprağın mülkiyeti işleyene aittir.
II. Yönetim ve askerlik hizmetleri birlikte yürütülmüştür.
III. Sübaşılar sultana bağlı değildir.
Yorumlarından hangileri yapılabilir?
A) Yalnız I                    B) Yalnız II                   C) I ve III                   D) IIve III                E) I, II ve III

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder