Düşünme Eğitimi Ders Notları
Düşünme Eğitimi Konu Özeti
7. Sınıf Düşünme Eğitimi Ders Notları, 7. Sınıf Düşünme Eğitimi Konu Özeti
Düşünme Eğitimi Dökümanları, Düşünme Eğitimi Yazılı Soruları
8. Sınıf Düşünme Eğitimi Ders Notları, 8. Sınıf Düşünme Eğitimi Konu Özeti
DÜŞÜNME EĞİTİMİ DERSİNİN
AMACI
Bu ders,bu dersi seven,konuları
yaşayarak anlatan öğretmenlere sahip olursa,öğrencilerin:
-Düşünme
eylemi üzerinde düşünmelerini,
-Kendi düşünme yollarının farkına
varmalarını,
-Düşünmenin geliştirilebilen bir
beceri olduğunu öğrenmelerini,
-Farklı
düşüncelere karşı saygı duymalarını,
-Düşünürken
ulusal ve manevi,evrensel değerleri gözetmelerini,
-Kuşku,güven,ısrar,merak,dikkat
ve sabırı düşünme süresinde bir değer olarak kabullenmelerini,
-Ne bildiğinin ve ne bilmediğinin
farkında olmalarını,
-Düşüncelerini anlatırken anadilini
doğru ve özenli biçimde kullanmalarını,
-Kendisini,dünyayı
ve bilgiyi sorgulayarak sağlıklı değerlendirmeler yapmalarını,
-Tartışma,kültürlerini
geliştirmelerini, AMAÇLAMAKTADIR.
MUTLULUK NEDİR?
Mutluluk kendimizi sevmek, kendimize
değer vermektir…
Mutluluk Bir telefon açmaktır,
karşınızdakiyle gülümseyerek konuşmaktır.
Bir çift tatlı sözdür, yumuşacık bir
dokunuştur.
Affetmektir, özür dilemektir,
sevmektir, sevilmektir.
Çevreye dağıtılan bir tebessümdür, bir
kahkahadır mutluluk…
Mutluluk elimizde olanlara sevinmek,
olmayanlar için ise üzülmemektir.
Her zaman, bizden daha iyi durumda
olanları değil, bizden daha zor durumda olanları düşünmektir.
Birazcık işleri ertelemek, hayatın
frenine basıp birazcık yavaşlamak, kendimize zaman ayırmaktır mutluluk…
Bir çiçeği gördüğünde ona tebessümle
yaklaşmak, onu sevmek ve koklamaktır…
Güneşin doğuş anını seyretmek, seher
vaktinde en az seher vakti kadar güzel temiz havayı ciğerlere çekip tutmak ve
sonra bırakmaktır mutluluk…
Bahar yağmuru altında yürümek ve
ıslanmak, yağmur sonrası toprak kokusunu teneffüs etmektir mutluluk…
Bir bebeğin gülümsemesi, bir bebeğin
uyurken yüzündeki ifade, bir bebeğin kokusudur mutluluk…
Eşine veya sevgiline seni seviyorum demek,
bir güzel söz söylemek, bir tatlı bakış kondurmak, bir demet çiçek vermektir
mutluluk…
Bir bebeğin ilk adımı, çıkan ilk dişi,
bir bebeğin dudağından dökülen ilk sözcüklerdir mutluluk…
Bir bardak çay, bir sıcak ekmek yarım
dilim peynir’dir mutluluk…
Hayattaki engelleri aşmak, sıkıntılar
karşısında yenilmemek ve planlar oluşturmak hayatın yakasına yapışıp bende
varım diyebilmek gücüne sahip olabilmektir mutluluk…
Mutluluk bir yerde bakış açımızdır:
pozitif olmak, karadan çok beyazı görmek, Herhangi bir olaya biçtiğimiz
yorumdur…
Her günümüzü son günümüz olarak bilip
tüm canlıları sevmek, incitmemek, çevremize güven vermektir.
Dost olmak, kırıcı olmamaktır
mutluluk…
Bazen bir kırmızı gülün rengine
bakmaktır…
İnsanların gönlüne taht kurabilecek
ahlak ve terbiyeye sahip olabilmektir mutluluk…
Parkta dolaşırken oyun oynayan
çocuklara gülümsemek onlara el sallamak ve çantanızda bulundurduğunuz şekerli
sakızdan dağıtmaktır mutluluk…
Niyesiz ve âmâsız sevinçlerle
yüreğinizi doldurmak, Gül tadında gül kokusunda bir ömür yaşamaya yemin etmek,
Gündelik sıkıntılara takılmamaktır…
Yüreğinize sadece bahar mevsimi
yaşatmaktır mutluluk…
Kupkuru bir tarlanın ruhunuzda, kır
çiçekleri ile doluymuş gibi yansımasıdır mutluluk…
Yüzümüzün yüreğimizle beraber
gülümsediği an’dır mutluluk…
Meslek Seçimi Yaparken Nelere Dikkat Edilmeli?
Meslek Seçim herkesin hayatında
çeşitli zamanlarda gerçekleştirdiği en önemli kararlardandır. İşkur’un
sayfasında dendiği gibi: ‘Mesleği Seçmek Hayat Biçiminizi Seçmektir’.
Seçtiğiniz meslek hayat boyu mutlu olmanızda önemli etkenlerden olabilir ya da
tam tersi huzursuzlukların başlangıcı ve sorumlularından olabilir.
Karar Verme Olarak Meslek Seçimi
Meslek seçimi bir karar verme süreci
olduğuna göre karar vermeyi iyi anlamak gerekmektedir. Karar verme: bir dizi
alternatif arasından her bir alternatifin getirdiği olumlu sonuçları (faydalar)
ve olumsuz sonuçları (maliyet ya da zarar) karşılaştırmak suretiyle bir
alternatifi bilinçli olarak tercih etmektir.
Ülkemizde bu karar vermenin
maalesef pek bilinçli yapılmadığı gün gibi aşikar.
Meslek Seçimi Bir Kez Verilen
Karar Değildir
Her insan ömrü boyunca sayısız
defalar yeni meslekler seçebilir ve bu çok olumlu bir özelliktir. Çağımız
insanı bu yeteneğe sahip olmalıdır. Üniversitelerin program hedeflerinde açıkça
yer alan bu özelliğe göre mezunlar başka meslekleri kolaylıkla öğrenebilmeli ve
onlara geçiş yapabilmelidir. Aslında Üniversitenin ana fonksiyonlarının başında
bu formasyonu kazandırmak gelmektedir.
Meslek
Seçimi Süreçleri
Meslek seçimi, pekçok şeye bağlı bir
karar sürecidir. Bunlar
1. Sizin ilgi alanlarınız ve
yetenekleriniz,
2. Seçilen mesleğe bağlı değerler ve
bilgiler, ve
3. En önemlisi sizin kişiliğiniz.
Kişiliğe Uygun Olarak Meslek Seçimi İçin
Testler
Meslek seçiminde bir kariyer
geliştirme rehberi, meslek seçimi uzmanıyla konuşmanın yararı olabilir. Bir
kariyer planlama rehberi ya da uzmanının görevi değişik araçları ve testleri
kullanarak sizin ilgi alanlarınızı, yeteneklerinizi ve kişiliğinizi anlamnıza
yardımcı olmaktan ibarettir. Bu testleri çeşitli şekillerde kendiniz de
yapabilirsiniz. Kendi kendini değerlendirme (self-assessment) testleri
sayesinde kişiliğinizi anlayabilirsiniz. Kişiliği anlamak meslek seçiminde çok
önemlidir. Zira bir meslekte mutlu olabilmenin anahtarı o meslekte mutlu
olmaktır. Bunun içinde mesleği seçerken kişiliğinize uygun bir seçim yapmış olmalısınız.
Zaman içinde bu tür testlerin
uzaktan eğitim yöntemiyle gerçekleştirilmesi için çeşitli faaliyetlerini
düzenleneceğini umuyorum.
Meslek Seçimi İçin Yardımcılar
Genelde okullarda rehberlik
uzmanları ya da ilgili kişiler bunu gerçekleştirebilirler. Diğer bir yol ise
bölgenizdeki üniversite ve yüksek okulları kariyer planlama, meslek seçimiyle
ilgili birimlerine ya da diğer kurumlara (örneğin mesleki eğitim merkezleri,
Sanayi ve Ticaret Odaları ilgili birimleri, Halk Eğitim Merkezleri vs vs) danışmaktır.
Meslek rehberinde meslek seçimi ve kariyer planlamayla ilgili en gelişmiş
testlerin ve araçların düzenlenmesi için katkılar sağlayabilmeyi umuyorum.
Meslek Seçimi İçin Meslekler Hakkında Bilgi Edinme
Meslek seçiminden önce kendi
kendinizi ölçmeye yarayan testler uygulandıktan sonra karşınızda ilgi
alanlarınız, yetenekleriniz, ve kişiliğinize uygun meslekleri bulacaksınız. Bu
meslekler hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olduktan sonra seçiminizi yapınız. Bu
konuda meslek rehberinde meslek tanımlarında yeterli bilgi birikeceğine
inanıyorum.
Meslek Seçiminde Toplumun (Aile ve Çevre)
Etkisi
Ülkemizde maalesef meslek seçimi
moda halinde yapılıyor. Bir zamanlar Bilgisayar Mühendisliği revaçtaydı. Sonra
Endüstri Mühendisliği revaçta oldu. Akabinde İşletme geldi. Sonra Elektronik,
Mekatronik, Biyomedikal ve belki sıra da Nanoteknolojide. Tüm bu seçimlerde
tuhaf olan nokta: meslek seçimleri konusunda gençlerimizin yetenek ve
kişiliklerinden önce aile ve toplumsal baskının etkisinin belirleyici olması.
Öğrenciliğimde, sosyal
bilimlere son derece yatkın başarılı bir arkadaşım vardı. Etrafındaki yönlendirme
nedeniyle Elektronik Mühendisliğini seçmiş ve üniversitede ilk yıl ona zindan
olmuştu. Tekrar sınava girerek Hukuk Fakültesini kazandı ve şimdi başarılı bir
savcı.
Meslek Seçimi Testinden Sonra Meslekleri Tanıma
Kişilik değerlendirme testlerinden sonra
elinizde uzun bir liste oluşabilir. Elbette tüm bu mesleklerin hepsini seçme
şansınız yok. Bu noktada ilk yapmanız gereken bu mesleklere ait iyi bir
araştırma yapmak. Bu noktada Meslek Rehberi‘nde yüzlerce mesleğin tanımı
yapılarak yardımcı olunmaya çalışılmakta olduğunu görüyorum. Tüm meslek
tanımları yorumlara açıktır. Bu konuda yapıcı yorumlarla herkes mesleklerin
daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunabilir.
Siteye eklenecek mesleki forumlarla
meslekler hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olunabilir.
Neyse, seçeceğiniz meslekleri
tanırken ve onlar hakkında bilgiler toplarken meslek tanımı, o mesleğe sahip
olduğunuzda iş bulup bulamayacağınız, iş bulduğunuzda ne kadar
kazanabileceğiniz, bu meslek eğitiminin nerelerde verildiği, daha sonra
kariyerde ne tür yükselmelerin mümkün olabildiği gibi konuları iyice
araştırmalısınız.
Mesleği Yürütürken Yeni Mesleklerin Seçimi
Çağımızda bir mesleği seçtikten
sonra iş bitmemekte.. Başka mesleklere geçiş yapabilmek ve mesleği
gerçekleştirirken pekçok mesleğe ait bilgi edinmek ve yeni meslekler seçmek
zorundasınız. Örneğin, iyi bir makine mühendisi olabilmek için sadece makine
mühendisliğine özgü mesleki bilgilerle yetinemezsiniz. Aynı zamanda mesleğinizi
iyi uygulayabilmek için iyi bir bilgisayar programcısı olmalısınız ve kariyer
yapabilmek için bir yabancı dili iyi bilmelisiniz. Ya da başarılı olmak için
endüstri mühendisliği konularından örneğin üretim planlamaya vakıf olmalısınız.
O yüzden ilk meslek seçiminde
tüm bunları düşünüp ilgili alanlar ve meslekler hakkında da şimdiden bilgi
sahibi olmalısınız.
Meslek Seçiminde Son Karar
Meslekler listesini iyice
azalttıktan sonra seçtiğiniz birkaç meslek hakkında ayrıntılı araştırma yapmaya
ihtiyaç bulunmakta. Bu mesleği yürüten tanıdıklarınız varsa onlarla yüzyüze
konuşabilirsiniz. Onların kişilikleriyle kendi kişiliklerinizi karşılaştırmaya
çalışın ve onların mesleklerinde mutlu olup olmadıklarını anlamaya özen
gösterin. Eğer konuşacak kimseniz yoksa bulunduğunuz ildeki üniversitede bu
bölüm varsa gidin ve oradaki yetkililerle, hocalarla tanışın mutlaka yararları
olacaktır. Ayrıca her üniversitede öğrenci temsilcilikleri (student society)
bulunmaktadır. Seçeceğiniz meslek alanını hali hazırda seçmiş öğrenciler çok
önemli bilgi kaynağıdırlar.
Bu konuda yeniliklere açık olun
ve özgün düşünün. Yıllar önce Anadoludan bir genç, internetten bölümümüze
oradan da benim eposta adresime ulaşarak bana direk yazarak bölüm ve program
hakkında ayrıntılı bilgi istemişti. Birkaç yazışma içinde yararlı bilgilere
ulaşabildiğini sanıyorum.
Meslek
Seçiminde Tavsiyeler
Başkasının sizin için seçtiği
mesleği seçmeyin. İlgi alanlarınızı, yeteneklerinizi keşfedin ve seveceğiniz
mutlu olabileceğiniz bir mesleğe karar verin. "
Düşünme Nedir?
Düşünmenin, başlıca iki ana ilkesi vardır: 1 - Yeter sebep, 2 -Aynılık. Yeter sebep, her şeyin varlığının bir sebebi olmasına dayanır. Bu da onu meydana getiren kaynak ya da niçin ve neden öyle olduğunu anlatan şeydir. Böylece, var olan şeylerin bir amacı olduğu meydana çıktığı gibi, her olayın bir sebebi olduğu meselesi de ortaya çıkar.
Düşünme,
Nedir,Düşünme, Eğitimi, Dersi
DÜŞÜNMEK NEDİR
Düşünmenin, başlıca iki ana ilkesi vardır: 1 - Yeter sebep, 2 -Aynılık. Yeter sebep, her şeyin varlığının bir sebebi olmasına dayanır. Bu da onu meydana getiren kaynak ya da niçin ve neden öyle olduğunu anlatan şeydir. Böylece, var olan şeylerin bir amacı olduğu meydana çıktığı gibi, her olayın bir sebebi olduğu meselesi de ortaya çıkar.
DOSTLUK
Duygular vardır
anlatılamayan, sevgiler vardır kalplere sığmayan, dostluklar vardır hiçbir
şekilde yıkılmayan, bazı insanlar vardır asla unutulmayan
Nasıl Ders Çalışmalı?
Yıllardır öğrencilik yapıyorsunuz.
Yani yıllardır ders çalışıyorsunuz. Peki, doğru şekilde çalışıyor musunuz?
Sakın farkında olmadan kendi kendini ağır yükler altına sokmuş olmayasınız.
Şimdi biz bir şeyler söyleyelim, siz de kendinizi gözden geçirin. Eğer
sisteminizde hatalar varsa gelin birlikte düzeltelim.
Amacımız yıllardır alışıla geldik
şekilde yaptığımız ders çalışma işini verimli hale dönüştürmek. Ya da daha
teknik bir ifade ile verimli ders çalışma yollarını öğrenmek.
Öncelikle şu kuralı unutmayın: Eğer
verimli ders çalışma yollarını öğrenmek istiyorsak, bu amaca uygun olumlu
alışkanlıkları kazanmaya kararlı olmamız gerekir. Hiçbir şey bir anda olmaz, her
şey biraz çaba gerektirir.
Kararlılığımızın ilk göstergesi olarak
ders çalışmamızı aksatan veya kolaylaştıran şeylerin bir listesini yapmalıyız.
Buna bağlı olarak da listemizdeki olumsuz şeylerden biran önce kurtulmalıyız.
Unutmayın siz bir karar verdiniz. Öyle
kolay pes etmek yok.
1.
AMACINIZI BELİRLEYİN
Siz amacınızı zaten belirlediniz.
Amacınız sınavda başarılı olmak. Fakat bu sizin uzun vadeli amacınız. Bu
noktada daha kısa vadeli amaçlar belirlemelisiniz. Size en yakın deneme
sınavında üst sıralarda yer almak gibi. Düzenli ve belirli aralıklarla yapılan
bu sınavlarda alınan dereceler bir grafik olarak sürekli göz önünde
bulundurulursa, ana hedefe olan uzaklık-yakınlık gayet iyi
anlaşılacaktır.
1.
PLANLI ÇALIŞIN
Çoğu zaman birden fazla dersle
boğuşmak durumunda kalıyorsanız ve kendinizce bir sıralama yapıp, işi en makul
sürede bitiremiyorsanız planlı çalışma konusunda sıkıntılarınız var demektir.
Böylesi bir kontrolünüzü kaybetmenize
ve dolayısıyla dikkatinizi odaklayamamanıza sebep olacaktır. Böylesi bir
problemin üstesinden gelmenin tek yolu bir program dâhilinde çalışmaktır. Bu
program neden, zaman ve mekân probleminizi ortadan kaldıracaktır.
Çalışma programınızı günlük, haftalık
ve aylık olarak tasarlamalısınız. Bu program şu sorulara cevap verebilmeli:
§ Hangi dersler,
haftanın hangi günleri çalışılacak?
§ Geçmiş konular, ne
zaman tekrar edilecek?
§ Sınavlar ne zaman
olacak?
§ Hazırlanması gereken
ödevler var mı, ne zaman teslim edilecek?
§ Planda yer alan fakat
gerçekleştirilemeyen faaliyetler ne zaman gerçekleştirilecek?
§ Ders dışı
etkinlikler, ne zaman olacak?
ZAMANI VERİMLİ KULLANIN
Sizin için en uygun zamanı yine siz
bilirsiniz. Çünkü herkesin içindeki zaman farklı çalışır. Kimimiz için uyku
saati kimimiz için çalışma saati olabilmektedir. Sabah çok erken uyanan
öğrencinin durumu buna örnek olarak gösterilebilir.
Fakat biz burada genel bir tablo
çizebiliriz. Her şeyden önce zaman sizi yönetmesin, siz zaman yönetin. Yani zamanı
okumayı bilin. Zamanı okumak demek, saatin kaç olduğunu bilmek demek değildir.
Zamanı okumak, neyin ne zaman olacağını tasarlamak ve uygulamak demektir. Yani
çalışma programına uymak ve her şeyi kontrol altında tutabilmek.
Belirli zaman aralıklarına göre
yaptığınız çalışma programının da sizi tüketmesine izin vermeyin. Programın
zamanına da siz karar verin. Örneğin bir saat çalıştıktan sonra 10 dakikalık
mola gayet sağlıklı olacaktır. Bu sayede zamanı verimli ve tutumlu şekilde
kullanmış olursunuz. Ayrıca bu zaman tasarımınızda mutlaka kendinize zaman
ayırın. Dinlenin, eğlenin fakat abartmayın. Unutmayın siz bize lazımsınız.
1.
PERFORMANSINIZI KORUYUN
Size en uygun çalışma programını
yaptıktan ve buna uymayı kavradıktan sonra belirli bir performans düzeyi yakalayacaksınız.
Bu sizin ortalama performansınız olacaktır.
Deneme sınavlarındaki durumunuza göre
performansınızda değişimler olabilir. Bu gayet normal bir durumdur. Ancak bu
performansın pozitif seviyede olmasına dikkat edilmelidir. Yani ortalama çalışma
sürenizin altına indiğiniz zaman kontrol dışı olarak performansınız düşecek ve
iki deneme sınavı arasındaki ilişki komedi düzeyine ulaşabilecektir. Aman
dikkat. Bu yüzden mutsuz olan birçok kişi tanıyoruz. Sakın bu kişilerden biri
de siz olamayın.
1.
EN UYGUN ORTAMDA ÇALIŞIN
Kendinizi en rahat hissettiğiniz
ortamda çalışın. Fakat bu ortamda bazı şeylere dikkat edin: Bu ortam sade,
dikkat çekici şeylerin olmadığı, gürültüden ve ev içi trafikten uzak, sabit ve
dingin bir köşe olmalıdır. Dengesiz ısı ve ışık gibi fiziksel reaksiyonlara
sebep olabilecek şeylerden de uzak olmalıdır.
Çalışma pozisyonunuz yataylaştıkça,
dikkatin toplanması güçleşecek, çalışılan konunun kavranması daha çok zaman
olacaktır. Böylece zaman yönetim programınız suya düşecektir.
Size özel bir yerin olmaması,
çalışmamanın ve başarısızlığın bir nedeni olarak gösterilemez. Olumsuz
koşullarda da ders çalışmayı öğrenmek gerekebilir. Hayat her zaman aynı
imkânları sunmaz.
1.
DİKKATİNİZİ ODAKLAYIN
Dikkatimizi odaklayabilmek için
şunları yapmalıyız:
§ Sevilen ve ilgi
duyulan konuları öncelikli olarak çalışmak,
§ Çalışmalarımızı hep
aynı mekânda yapmak,
§ Gürültüden uzak
kalmak,
§ Oturarak çalışmak,
§ Çalışma masasında
ihtiyaç duyabileceğimiz şeyler dışında bir şey bulundurmamak,
§ Çalışma mekânının
sıcaklığını sabit tutmak ( 18–20 derece ideal sıcaklıktır),
§ Belirli bir program
dâhilinde çalışmak,
§ Her etabın bitiminde
çalışma programına çentik atmak,
§ Her molada yeterince
dinlenebilmek,
§ İdeallerimizi ve
getirilerini düşünmek bizleri hedefimize odaklayacaktır.
1.
DERSE GİRMEDEN BİR ÖN HAZIRLIĞINIZ OLSUN
Her derste söyleyeceğimiz sözler ve
soracağımız sorular olmalı. Cebimizdeki kelimeler önce öğrenmemizi, sonra
hayatımızı kolaylaştıracaktır.
1.
MUTLAKA NOT TUTUN
Her eğitim kurumunun kendi programına
uygun olarak hazırladığı kitapları vardır. Ancak bunların hiçbiri, derslerde
tutacağımız notların yerini alamaz. Çünkü kitaplarda ses ve vurgu yoktur. Bir
ders işlenirken öğretmenin o anda yaptığı vurgu, sınavla ilgili bir ipucu
demektir. Bu kuralıda her öğrenci bilir, fakat yine de not tutmaz.
Bunun temel nedeni not tutmayı
bilmemektir. Birçok öğrenci not tutmayı, öğretmenin ağzından çıkan her sözün
yazıya dökülmesi olarak düşünür. Hatta özellikle üniversitelerde, derslerin
bant kayıtlarının yapıldığı olur. Bu tamamen yanlış bir tutumdur.
Duyduğunuz her şeyi yazmayın,
anladığınız gibi yazın. O günkü konu hakkında yeteri kadar uyarılmadan, en
azından konunun ana fikrini kavrayıncaya kadar yazma işine girişmeyin.
Dinlemeye ve kavramaya öncelik verin, yazmak ikinci işiniz olsun. Konu şekiller
yardımı ile anlatılıyorsa –formül, geometri, grafik gibi- notlarınız arasında
mutlaka bunlar da olsun. Veciz sözler aynen yazılmalı ve yazınız okunaklı
olmalı. Sonradan bir de şifre çözme işiyle uğraşmayın. Not tutma esnasında
renkli kâğıtlar ve kalemler kullanmak, öğrenmeyi zevkli hale getirebileceği
gibi kolaylaştıracaktır da.
1.
DÜZENLİ ARALIKLARLA TEKRARLAR YAPIN
Öğrenmek bir şey ise, öğrenilen şeyi
unutmamak çok şeydir. Sonuç itibariyle unutulan bilginin hiçbir hükmü yoktur.
Düzenli aralıklarla yapılan tekrarlar unutmayı
engelleyecektir. Zaten günlük, haftalık ve aylık olarak tasarladığımız çalışma
programımızda düzenli tekrara yer vermiştik. Demek ki yapmamız gereken şey,
çalışma programımızda yer alan tekrarları yapmaktır.
Tekrar etmek demek, bazen bir konuyu
çalışmak, bazen ise o konu ile ilgili test çözmektir. Bunların dengesini
öğrenci öğretmenleri ile beraber hazırlamalıdır.
Düzenli aralıklarla yapılacak
tekrarlar, sınavlara hazırlıktaki en önemli aşamalardandır.
Unutkanlık Nasıl Önlenir
Aslında gün boyunca istemeden
öğrendiğimiz birçok bilgiyi unutmuyor bilinçaltına atıyoruz. Bu da basit gibi
görünen birçok şeyi unutmamıza sebep oluyor.
Bunu çözmek için ise bilinçli ya da
bilinçsiz hafızayı birçok bilgi ile kirletmemek gerekiyor. Bir şeyi hafızamıza
alacağımız zaman tüm dikkatimizi ve konsantrasyonumuzu vermemiz
gerekiyor.
DİKKATİNİZ DAĞILMASIN
Araştırmalara göre bir konuya ne kadar
çok dikkat verilirse o kadar kolay hafızaya alınıyor ve unutulmuyor. Bu durumda
çevrede dikkati dağıtacak başka uyarıların da olması gerekiyor.
SPOR YAPIN: Sağlıklı bir vücutta kan
dolaşımı düzenli olduğu için beynin oksijen alımı daha rahattır.
REJİM YAPMAYIN: Bilinçsizce yaptığınız
rejimler unutkanlığa sebep olur. Bir uzmana danışmanız gerekir.
SİGARA İÇMEYİN: Sigara beyninize
yeterince oksijen gitmesini engelleyecektir.
RAHATLAYIN: Yoğun çalışıyorsanız saat
başı bir kez derin nefes alın.
BALIK YİYEN: Balık beyin için yararlı
ve gerekli besinler içerir.
STRESLİ YAŞAMDAN UZAK DURUN: Stresi
günlük hayatınızda minimuma indirin.
Meslek
Seçimi
Meslek Seçim herkesin hayatında
çeşitli zamanlarda gerçekleştirdiği en önemli kararlardandır. İşkur’un
sayfasında dendiği gibi: ‘Mesleği Seçmek Hayat Biçiminizi Seçmektir’.
Seçtiğiniz meslek hayat boyu mutlu olmanızda önemli etkenlerden olabilir ya da
tam tersi huzursuzlukların başlangıcı ve sorumlularından olabilir.
Karar Verme Olarak Meslek
Seçimi
Meslek seçimi bir karar verme süreci
olduğuna göre karar vermeyi iyi anlamak gerekmektedir. Karar verme: bir dizi
alternatif arasından her bir alternatifin getirdiği olumlu sonuçları (faydalar)
ve olumsuz sonuçları (maliyet ya da zarar) karşılaştırmak suretiyle bir
alternatifi bilinçli olarak tercih etmektir.
Ülkemizde bu karar vermenin
maalesef pek bilinçli yapılmadığı gün gibi aşikar.
Meslek Seçimi Bir Kez Verilen Karar Değildir
Her insan ömrü boyunca sayısız defalar
yeni meslekler seçebilir ve bu çok olumlu bir özelliktir. Çağımız insanı bu
yeteneğe sahip olmalıdır. Üniversitelerin program hedeflerinde açıkça yer alan
bu özelliğe göre mezunlar başka meslekleri kolaylıkla öğrenebilmeli ve onlara
geçiş yapabilmelidir. Aslında Üniversitenin ana fonksiyonlarının başında bu
formasyonu kazandırmak gelmektedir.
Meslek
Seçimi Süreçleri
Meslek seçimi, pekçok şeye bağlı bir
karar sürecidir. Bunlar
1. Sizin ilgi alanlarınız ve
yetenekleriniz,
2. Seçilen mesleğe bağlı değerler ve
bilgiler, ve
3. En önemlisi sizin
kişiliğiniz.
Kişiliğe Uygun Olarak Meslek Seçimi İçin Testler
Meslek seçiminde bir kariyer geliştirme
rehberi, meslek seçimi uzmanıyla konuşmanın yararı olabilir. Bir kariyer
planlama rehberi ya da uzmanının görevi değişik araçları ve testleri kullanarak
sizin ilgi alanlarınızı, yeteneklerinizi ve kişiliğinizi anlamnıza yardımcı
olmaktan ibarettir. Bu testleri çeşitli şekillerde kendiniz de yapabilirsiniz.
Kendi kendini değerlendirme (self-assessment) testleri sayesinde kişiliğinizi
anlayabilirsiniz. Kişiliği anlamak meslek seçiminde çok önemlidir. Zira bir
meslekte mutlu olabilmenin anahtarı o meslekte mutlu olmaktır. Bunun içinde
mesleği seçerken kişiliğinize uygun bir seçim yapmış olmalısınız.
Zaman içinde bu tür testlerin uzaktan
eğitim yöntemiyle gerçekleştirilmesi için çeşitli faaliyetlerini
düzenleneceğini umuyorum.
Meslek Seçimi İçin Yardımcılar
Genelde okullarda rehberlik uzmanları
ya da ilgili kişiler bunu gerçekleştirebilirler. Diğer bir yol ise bölgenizdeki
üniversite ve yüksek okulları kariyer planlama, meslek seçimiyle ilgili
birimlerine ya da diğer kurumlara (örneğin mesleki eğitim merkezleri, Sanayi ve
Ticaret Odaları ilgili birimleri, Halk Eğitim Merkezleri vs vs) danışmaktır.
Meslek rehberinde meslek seçimi ve kariyer planlamayla ilgili en gelişmiş
testlerin ve araçların düzenlenmesi için katkılar sağlayabilmeyi umuyorum.
Meslek Seçimi İçin Meslekler Hakkında Bilgi edinme
Meslek seçiminden önce kendi kendinizi
ölçmeye yarayan testler uygulandıktan sonra karşınızda ilgi alanlarınız,
yetenekleriniz, ve kişiliğinize uygun meslekleri bulacaksınız. Bu meslekler
hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olduktan sonra seçiminizi yapınız. Bu konuda
meslek rehberinde meslek tanımlarında yeterli bilgi birikeceğine
inanıyorum.
Meslek Seçiminde Toplumun (Aile ve Çevre) Etkisi
Ülkemizde maalesef meslek seçimi moda
halinde yapılıyor. Bir zamanlar Bilgisayar Mühendisliği revaçtaydı. Sonra
Endüstri Mühendisliği revaçta oldu. Akabinde İşletme geldi. Sonra Elektronik,
Mekatronik, Biyomedikal ve belki sıra da Nanoteknolojide. Tüm bu seçimlerde
tuhaf olan nokta: meslek seçimleri konusunda gençlerimizin yetenek ve
kişiliklerinden önce aile ve toplumsal baskının etkisinin belirleyici
olması.
Öğrenciliğimde, sosyal bilimlere
son derece yatkın başarılı bir arkadaşım vardı. Etrafındaki yönlendirme
nedeniyle Elektronik Mühendisliğini seçmiş ve üniversitede ilk yıl ona zindan
olmuştu. Tekrar sınava girerek Hukuk Fakültesini kazandı ve şimdi başarılı bir
savcı.
Meslek
Seçimi Testinden Sonra Meslekleri Tanıma
Kişilik değerlendirme testlerinden
sonra elinizde uzun bir liste oluşabilir. Elbette tüm bu mesleklerin hepsini
seçme şansınız yok. Bu noktada ilk yapmanız gereken bu mesleklere ait iyi bir
araştırma yapmak. Bu noktada Meslek Rehberi‘nde yüzlerce mesleğin tanımı
yapılarak yardımcı olunmaya çalışılmakta olduğunu görüyorum. Tüm meslek
tanımları yorumlara açıktır. Bu konuda yapıcı yorumlarla herkes mesleklerin
daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunabilir.
Siteye eklenecek mesleki forumlarla
meslekler hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olunabilir.
Neyse, seçeceğiniz meslekleri tanırken
ve onlar hakkında bilgiler toplarken meslek tanımı, o mesleğe sahip olduğunuzda
iş bulup bulamayacağınız, iş bulduğunuzda ne kadar kazanabileceğiniz, bu meslek
eğitiminin nerelerde verildiği, daha sonra kariyerde ne tür yükselmelerin
mümkün olabildiği gibi konuları iyice araştırmalısınız.
Mesleği Yürütürken Yeni Mesleklerin Seçimi
Çağımızda bir mesleği seçtikten sonra
iş bitmemekte.. Başka mesleklere geçiş yapabilmek ve mesleği gerçekleştirirken
pekçok mesleğe ait bilgi edinmek ve yeni meslekler seçmek zorundasınız.
Örneğin, iyi bir makine mühendisi olabilmek için sadece makine mühendisliğine
özgü mesleki bilgilerle yetinemezsiniz. Aynı zamanda mesleğinizi iyi
uygulayabilmek için iyi bir bilgisayar programcısı olmalısınız ve kariyer
yapabilmek için bir yabancı dili iyi bilmelisiniz. Ya da başarılı olmak için
endüstri mühendisliği konularından örneğin üretim planlamaya vakıf
olmalısınız.
O yüzden ilk meslek seçiminde
tüm bunları düşünüp ilgili alanlar ve meslekler hakkında da şimdiden bilgi
sahibi olmalısınız.
Meslek
Seçiminde Son Karar
Meslekler listesini iyice azalttıktan
sonra seçtiğiniz birkaç meslek hakkında ayrıntılı araştırma yapmaya ihtiyaç
bulunmakta. Bu mesleği yürüten tanıdıklarınız varsa onlarla yüzyüze
konuşabilirsiniz. Onların kişilikleriyle kendi kişiliklerinizi karşılaştırmaya
çalışın ve onların mesleklerinde mutlu olup olmadıklarını anlamaya özen
gösterin. Eğer konuşacak kimseniz yoksa bulunduğunuz ildeki üniversitede bu
bölüm varsa gidin ve oradaki yetkililerle, hocalarla tanışın mutlaka yararları
olacaktır. Ayrıca her üniversitede öğrenci temsilcilikleri (student society)
bulunmaktadır. Seçeceğiniz meslek alanını hali hazırda seçmiş öğrenciler çok
önemli bilgi kaynağıdırlar.
Bu konuda yeniliklere açık olun
ve özgün düşünün. Yıllar önce Anadoludan bir genç, internetten bölümümüze
oradan da benim eposta adresime ulaşarak bana direk yazarak bölüm ve program
hakkında ayrıntılı bilgi istemişti. Birkaç yazışma içinde yararlı bilgilere
ulaşabildiğini sanıyorum.
Meslek Seçiminde Tavsiyeler
Başkasının sizin için seçtiği mesleği
seçmeyin. İlgi alanlarınızı, yeteneklerinizi keşfedin ve seveceğiniz mutlu
olabileceğiniz bir mesleğe karar verin. "
Düşünme
Nedir?
Bir sonuç ve hüküm çıkarmak amacıyla,
birtakım fikirler ve hükümleri birbirine bağlayıp bunlardan yeni sonuçlar
çıkarmak için yapılan zihin faaliyetine verilen ad.
Düşünme faaliyetinin meydana
gelebilmesi için insanın dış âlemde ve kendi iç âleminde olanlardan bilgisi
olması gereklidir. Bütün insanların iç ve dış âlemleri değişik olduğu için,
düşünceler de bu sebeple değişiklik gösterir.
Düşünmenin, başlıca iki ana ilkesi
vardır: 1 – Yeter sebep, 2 -Aynılık. Yeter sebep, her şeyin varlığının bir
sebebi olmasına dayanır. Bu da onu meydana getiren kaynak ya da niçin ve neden
öyle olduğunu anlatan şeydir. Böylece, var olan şeylerin bir amacı olduğu
meydana çıktığı gibi, her olayın bir sebebi olduğu meselesi de ortaya çıkar.
Aynılık her şeyin kendi kendisinin
aynı olduğu esasına dayanır. Bu prensip de, bir şeyin aynı şartlar içinde ve
aynı zamanda hem var, hem yok olamaz sonucunu yaratır.
Utanma ve Mutluluk
Elbette abartıldığı sürece utanma duygusu zarar verebilir. Ancak bilimadamlarının son dönemde yaptığı çalışmalar utanma duygusunun hayvanlarda olmadığı gerçeğini ortaya çıkardı. Peki bu durumda sadece insanlar utanma duygusuna sahipse ve hayvanlar değilse aklımıza iki soru hemen geliyor. Acaba utanma ve ar duygusundan yoksun insanlar hangi kategoriye girecek. Daha da enterasanı utanma duygusu olan bir hayvan olursa onun da yeri konusunda tartışmalar olacaktır. Heralde tüm halkının toplam utanma duygusu bir milletin medeniyet seviyesi ile doğru orantılıdır diye bir hipotez ortaya atılsa ispat edilmeye değerdir. Elbette tüm Dünya medeniyetlerinde sürekli renkli cam ekranında yahut aynı doyumsuzlukla ve arsızlıkla DÜnya nın tüm güzelliklerini zedelemeye çalışan tabir yerinde ise midesi dilete yani normalden bir kaç kat daha büyük mideli kimseler var. Tabi oldukçada çok gibi görünüyorlar. Ama ucuz bir malın milyonlarca satılması gerçeği kaliteli ve pahalı bir ürünün kalitesine zerre kadar etki etmez. Bunların göz önünde olması iyi ve medeni olduklarını göstermez. Ayrıca herkesin sınırsız mal mülk edinme hakkının olduğunu ve bunda kimsenin gözü olmadığını söylemeye gerek olmasa gerek. Sorun bu çokluğun nasıl edinildiği. İçinde diğerlerinin mutsuzluğu üzerine kurulu arsızlık var mı? Kimseyi demoralize etmeden söylemek gerekirse adım adım sürprizlere açık bir hayatta hiç süpriz olmayacak gibi yaşamak sanırım enteresan bir aldanma. Hele bu hayatta hızlı arsız ihtiraslı yaşama duygusu ne denli doğru bilinmez. Elbette bu tür kimseler için eleştiri bir anlam ifade etmez. Toplumun tembelliği ve değer yargılarının zayıflaması yüzsüz yaşayan ve geçinen doyumsuzların sayısını artırır demek yalan olmaz. Elbette onları eleştirmek bize düşmez. Onlara sorarsanız mutlu olduklarını söyleyecektirler. Mutlu olmasalar yüzsüzlüğe ve doyumsuzluğa nasıl katlanabilirlerdi. Ama onlar içinde kanser edici sorun bu mutluluğu ne kadar devam ettirecekleri kaygısı. Yani ne kadar daha aynı oranda arsız ve doyumsuz bir hayat yaşayarak mutlu olmaya devam edecekleridir. Herşeyin bir başı birde sonu var. Mutluluğunda. Elbette tüm insanlar mutlu olmalı. Ancak mutlu olma egosu yüzünden diğer insanların mutlu olmadığı bir dünya ya bizler ne kadar katkı sağlıyoruz. Tüm bunlardan sonra kendimize durup sormamız gereken soru belkide benim mutluluğum diğer insanların mutsuzluğuna sebep oluyor mu ? Aslında güzel ahlaklı ve vicdanlı yahut utanan yahut doyumlu yada ne derseniz deyiniz bir insan olma diğerlerini mutsuz edermi. İçinde bulunduğu en kötü durumu bile nakit akışına çevirme yeteneği ile övünme ve mutlu olma duygusu ise ne kadar yersiz ve kibirli. Bunun tam tersini yapma ise simyacılık bu günlerde. Elbette hayatın bu kadar kısıtlı irdelenmesi doğru değil. Ama bize yol gösterecek ışıklar yakacak gerçek aydın ve aristokratlar çok olsaydı bunları yazmaya bile gerek kalmayacaktı. Herşeyin geriye çevrilemeyeceği bir ana gelmektense zamanında tedbir almakta fayda var sanırım. Vicdanı rahat vicdanların bu yazıyı okurken yüzlerindeki tebessümü hissedebilmek önemlidir. Bu yazıda bu güzel tebessümlere bir ön yanıttır. Utanma duygusundan yoksun olanlar bakalım bu hayat denilen azgın boğanın sırtında daha ne kadar mutlu olmaya devam edeceksiniz ?
Kazanım 1:Düşünerek yapılan ve düşünmeden yapılan eylemleri ayırt eder
BİLGİ NOTU
Düşünme nedir?
Kişinin öğrenme süreci içinde kazandığı kavramlar, kullandığı imgeler, düşünce ve hareketler, sözcük ve terimler gibi simgeler aracılığıyla gerçekleştirilen zihinsel faaliyet; çıkarsama, akıl yürütme, anımsama, kuşku duyma, isteme, hissetme, anlama, kavrama gibi, bilinçli bir biçimde gerçekleştirdiğimiz zihinsel faaliyetlerin herhangi biri; karşılaştırmalar yapma. analiz, sentez, bağlantı kurma ve kavram gibi işlemlerden oluşan zihinsel süreç.
Düşünerek yapılan eylem:Bilinçli yapılan eylemdir.Ders çalışmak,ödev yapmak gibi
Düşünmeden yapılan eylem:Kalp atışı ,refleksler,nefes alma
Düşünme-Rodin-Düşünen Adam Üzerine
Varlıklar, kavramlar, objeler, olaylar arasında ilişki kurmak düşünmek ile ilgili olup, düşünmek var olmaktır. Rodin dünyaca ünlü bir heykeltıraştır. Onunla yapılan söyleşiler çoğu kez tartışmalara, uzun polemiklere dönüşürdü. Yapıtları günümüzde herkesçe çok beğenilen Rodin’in kabullenilmesi hem Fransa’da hem dünya’da çok kolay olmadı. Eserleri önce skandallar yarattı sonra hayranlık uyandırdı. Sık sık aşırılık ve taşkınlık yapmakla suçlanan Rodin yine de kendi sanat görüşünden ödün vermedi. Onunla ilgili bir anektot çok ilginçtir. Rodin heykel yapıyor, öğrencilerine gösteriyor. “Hocam elleri muhteşem! Şu ellere bakın, sanki Tanrı özenip de yaratmış!”
Bütün tepkiler böyle. Sinirlenen Rodin atölyedeki çekici alıp heykeli paramparça ediyor: “Demek ki eller bütünle uyumlu değil! Hiçbir parça bütünden önemli olamaz!” diyor. Şair Rilke Düşünen Adam’ın onda bıraktığı izlenimi “Düşüncelerinde kaybolmuş, sessiz oturan adam… Tüm gücüyle, bir eylem insanının derin düşüncelere dalmış… Tüm bedeni baş olmuş, damarlarındaki tüm kan akıl olmuş…” cümleleriyle tarif etmektedir
Kazanım 2 :Kendisini düşünmeye yönelten nedenleri açıklar.
Herkes belli bir konuya veya alana merak duyar. Ayrıca yaşadığımız durumlarda vardır.Bunlar düşünmeyi harekete geçirir.
Kazanım 3 :Kelimelerin gerçek ve mecaz anlamlarını ayırt eder.
BİLGİ NOTU
Gerçek Anlam, Mecaz Anlam ve Yan Anlam
Gerçek anlam, bir sözcüğün temel anlamıdır; buna sözcüğün ilk akla gelen anlamı ya da sözlükteki ilk anlamı da denir.
Bir sözcüğün diğer anlamları gerçek anlamından yola çıkılarak oluşturulmuştur. Örneğin “burun” dendiğinde aklımıza ilk gelen, insanın bir organıdır. “Burnundaki benler onu öyle tatlı gösteriyordu ki…” cümlesindeki “burun” sözü insanın bir organı anlamında olduğundan gerçek anlamında kullanılmıştır. Ancak aynı söz, “Bugünlerde burnu büyüdü kimseleri gözü görmüyor.” cümlesinde insanın bir organı anlamını vermekten çok uzaktır. Temelde bu, gerçek anlamdan doğmuş, ancak tamamen farklı bir özellik kazanmıştır. İşte sözcüğün gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı bu anlama mecaz anlam diyoruz. Bir de sözün, çoğu kaynağın mecaz anlama dâhil ettiği, ancak mecaz anlamdan biraz farklı olması yönüyle yan anlam ya da yakıştırma diye de anılan bir anlamı vardır. Yukarıda verdiğimiz “burun” sözünü “Ayakkabımı biraz küçük almışım; burnu ayağımı sıkıyor.”cümlesinde ele alalım. Buradaki “burun” sözü gerçek anlamda değildir; çünkü “insanın bir organı” ifadesini taşımıyor. Tam olarak mecaz anlama da girmez; çünkü temelde gerçek anlamla yakın bir ilgisi vardır. Ayakkabının o kısmına burun denmesinin nedeni insanın burnuna konum itibariyle benzemesindendir. İşte sözcüğün, gerçek anlamında karşıladığı varlığa şekil benzerliğinden dolayı başka bir varlığa verilmesine yan anlam ya da yakıştırma denir.
Kazanım 4 :Söz ve söz gruplarının cümle içinde farklı anlamlara gelebileceğini fark eder.
BİLGİ NOTU
Her sözcüğün en az bir anlamı vardır. Başlangıçta tek anlam ifade eden sözcük, zamanla çeşitli yöntemlerle değişik anlamlar kazanır. Bu yüzden dilimizde tek anlamlı sözcüğe fazla rastlanmaz. Rastlananlar da genellikle yan veya mecaz anlam yüklenemeyen, kullanım alanı dar sözcükler, belli alanların bazı terimleri, başka dillerden yakın dönemlerde girmiş sözcüklerdir.
Aşağıdaki sözcüklerin birden fazla anlamı yoktur:
Alçı, albay, bitki, camcı, gişe, kurnaz, tümleç...
Sözcüklerin çok anlamlılığı cümle içinde kullanımında kendini belli eder:
*Hastanın dili şişmiş, ağzında dönmez olmuştu. (İnsanda ve bazı hayvanlarda ağız boşluğunda yer alan etli, uzun, hareketli organ.)
*Dört beş yaşındaki bir çocuğun dili epey gelişmiştir. (İnsanların duygu ve düşüncelerini anlatmak için sözle ve yazıyla gerçekleştirdikleri anlaşma, lisan.)
*Tarık Buğra'nın dili Akşehir'den, Yaşar Kemal'inki Çukurova'dan önemli izler taşır. (Bir çağa, bir yöreye, bir yazara özgü söz dağarcığı ve söz dizimi.)
*Terazinin sağ dili , az yukarı bakıyordu. (Bazı aletlerde uzun, yassı ve hareketli parça.)
*Hukuk dili, roman dili, tiyatro dili, yasa dili ... (Belli kurumlara, mesleklere, konulara özgü dil.)
*Dalgaların yığdığı kumlar körfezin ağzında bu dili oluşturmuş. (Coğrafyada, denize uzanan dar ve alçak kara parçası.)
Kazanım 5: Soru cevap ilişkisini değerlendirir.
Bir cevaba birden çok soru da karşılık gelebilecektir. Kimi durumlarda soruların cevabı da bir
soru olabilmektedir, soru sorarken alınacak cevabı da düşünerek hareket etmek önemidir. Bunun yanında bazı zamanlar sorularda sorulan şeylere karşılık gelmeyen cevaplarımız olabilmektedir. Yani
verdiğimiz cevap soruda istenilen şey değildir.Bu durum günlük yaşamda sıkça rastlanan bir durumdur. Bir soruyu sorarken amaç, yer, zaman ve koşul gibi unsurlar da önemlidir.
Kazanım :Bilgi paylaşımının gerekliliğini değerlendirir.
Bilgiyi paylaşmak önemlidir. Özellikle ilmi çalışmalar ile insan ve insanlığın faydası bilginin paylaşmasıyla artar. Bilgilerimizin daha önceki bilgilerimiz üzerine yığılarak ilerler.
Her durumda sahip olunan bilgiyi paylaşıp paylaşmamalarının gereksizdir. Şüphesiz her bilgiyi herkesle paylaşmak bazı sorunlara da yol açacağından bunların bazılarının paylaşımı gerekli olmayabilir. Esas olan insanlara ve ulusal çıkarlara zarar vermemektir. Teknolojide süper güç olan devletler ulusal çıkarları yüzünden birbirlerinden bazı bilgileri saklayabilmektedir. Bu bilgiyi elde etmek için bazı devletler bir diğer devlete casuslar göndererek bu gizli belge ve bilgileri elde etmeye çalışmaktadır.
Bir diğer kişi ile paylaşıp paylaşmama konusunda; bir arkadaş ya da kişiye ait sırrı paylaşma, ders notlarını paylaşma, yazılı sınavda bulunan doğru bir cevabı arkadaşla paylaşma, öğretmenin verdiği duyuruyu sınıfla paylaşma, bir hırsızlık olayını öğretmenle paylaşma gibi örnekler bilgiyi paylaşıp paylaşmama konusunda bir takım iyi ya da kötü l ortaya çıkarabilir.
Düşünme Eğitimi 2. Dönem 2. Yazılı Sınavı 2020 - 2021
8. Sınıf Düşünme Eğitimi 1. Dönem 2. Yazılı Sınav Soruları
8. Sınıf Düşünme Eğitimi 1. Dönem 1. Yazılı Soruları
8. Sınıf Düşünme Eğitimi 1. Dönem 1. Yazılı Sınav Soruları
8. Sınıf Düşünme Eğitimi 2. Dönem 1. Yazılı Sınavı
8. Sınıf Düşünme Eğitimi 2. Dönem 2. Yazılı Sınavı
8. Sınıf Düşünme Eğitimi 2. Dönem 2. Yazılı Sınavı
8. Sınıf Düşünme Eğitimi 2. Dönem 1. Yazılı Soruları ve Cevapları (2019)
8. Sınıf Düşünme Eğitimi 2. Dönem 1. Yazılı Soruları
8.Sınıf Düşünme Eğitimi 2.Dönem 1.Yazılı Sınavı 2018 / 2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder