Düşünme Eğitimi Ders Notları - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Ekim 09, 2021

Düşünme Eğitimi Ders Notları

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 

Düşünme Eğitimi Ders Notları

 Düşünme Eğitimi Konu Özeti

7. Sınıf Düşünme Eğitimi Ders Notları,  7. Sınıf Düşünme Eğitimi Konu Özeti

Düşünme Eğitimi Dökümanları, Düşünme Eğitimi Yazılı Soruları

8. Sınıf Düşünme Eğitimi Ders Notları,  8. Sınıf Düşünme Eğitimi Konu Özeti


DÜŞÜNME EĞİTİMİ DERSİNİN AMACI

Bu ders,bu dersi seven,konuları yaşayarak anlatan öğretmenlere sahip olursa,öğrencilerin:

 -Düşünme eylemi üzerinde düşünmelerini,

-Kendi düşünme yollarının farkına varmalarını,

-Düşünmenin geliştirilebilen bir beceri olduğunu öğrenmelerini,

 -Farklı düşüncelere karşı saygı duymalarını,

 -Düşünürken ulusal ve manevi,evrensel değerleri gözetmelerini,

 -Kuşku,güven,ısrar,merak,dikkat ve sabırı düşünme süresinde bir değer olarak kabullenmelerini,

-Ne bildiğinin ve ne bilmediğinin farkında olmalarını,

-Düşüncelerini anlatırken anadilini doğru ve özenli biçimde kullanmalarını,

 -Kendisini,dünyayı ve bilgiyi sorgulayarak sağlıklı değerlendirmeler yapmalarını,

 -Tartışma,kültürlerini geliştirmelerini, AMAÇLAMAKTADIR.

MUTLULUK NEDİR?

Mutluluk kendimizi sevmek, kendimize değer vermektir…

Mutluluk Bir telefon açmaktır, karşınızdakiyle gülümseyerek konuşmaktır.

Bir çift tatlı sözdür, yumuşacık bir dokunuştur.

Affetmektir, özür dilemektir, sevmektir, sevilmektir.

Çevreye dağıtılan bir tebessümdür, bir kahkahadır mutluluk…

Mutluluk elimizde olanlara sevinmek, olmayanlar için ise üzülmemektir.

Her zaman, bizden daha iyi durumda olanları değil, bizden daha zor durumda olanları düşünmektir.

Birazcık işleri ertelemek, hayatın frenine basıp birazcık yavaşlamak, kendimize zaman ayırmaktır mutluluk…

Bir çiçeği gördüğünde ona tebessümle yaklaşmak, onu sevmek ve koklamaktır…

Güneşin doğuş anını seyretmek, seher vaktinde en az seher vakti kadar güzel temiz havayı ciğerlere çekip tutmak ve sonra bırakmaktır mutluluk…

Bahar yağmuru altında yürümek ve ıslanmak, yağmur sonrası toprak kokusunu teneffüs etmektir mutluluk…

Bir bebeğin gülümsemesi, bir bebeğin uyurken yüzündeki ifade, bir bebeğin kokusudur mutluluk…

Eşine veya sevgiline seni seviyorum demek, bir güzel söz söylemek, bir tatlı bakış kondurmak, bir demet çiçek vermektir mutluluk…

Bir bebeğin ilk adımı, çıkan ilk dişi, bir bebeğin dudağından dökülen ilk sözcüklerdir mutluluk…

Bir bardak çay, bir sıcak ekmek yarım dilim peynir’dir mutluluk…

Hayattaki engelleri aşmak, sıkıntılar karşısında yenilmemek ve planlar oluşturmak hayatın yakasına yapışıp bende varım diyebilmek gücüne sahip olabilmektir mutluluk…

Mutluluk bir yerde bakış açımızdır: pozitif olmak, karadan çok beyazı görmek, Herhangi bir olaya biçtiğimiz yorumdur…

Her günümüzü son günümüz olarak bilip tüm canlıları sevmek, incitmemek, çevremize güven vermektir.

Dost olmak, kırıcı olmamaktır mutluluk…

Bazen bir kırmızı gülün rengine bakmaktır…

İnsanların gönlüne taht kurabilecek ahlak ve terbiyeye sahip olabilmektir mutluluk…

Parkta dolaşırken oyun oynayan çocuklara gülümsemek onlara el sallamak ve çantanızda bulundurduğunuz şekerli sakızdan dağıtmaktır mutluluk…

Niyesiz ve âmâsız sevinçlerle yüreğinizi doldurmak, Gül tadında gül kokusunda bir ömür yaşamaya yemin etmek, Gündelik sıkıntılara takılmamaktır…

Yüreğinize sadece bahar mevsimi yaşatmaktır mutluluk…

Kupkuru bir tarlanın ruhunuzda, kır çiçekleri ile doluymuş gibi yansımasıdır mutluluk…

Yüzümüzün yüreğimizle beraber gülümsediği an’dır mutluluk…

Meslek Seçimi Yaparken Nelere Dikkat Edilmeli?

Meslek Seçim herkesin hayatında çeşitli zamanlarda gerçekleştirdiği en önemli kararlardandır. İşkur’un sayfasında dendiği gibi: ‘Mesleği Seçmek Hayat Biçiminizi Seçmektir’. Seçtiğiniz meslek hayat boyu mutlu olmanızda önemli etkenlerden olabilir ya da tam tersi huzursuzlukların başlangıcı ve sorumlularından olabilir.

 Karar Verme Olarak Meslek Seçimi

Meslek seçimi bir karar verme süreci olduğuna göre karar vermeyi iyi anlamak gerekmektedir. Karar verme: bir dizi alternatif arasından her bir alternatifin getirdiği olumlu sonuçları (faydalar) ve olumsuz sonuçları (maliyet ya da zarar) karşılaştırmak suretiyle bir alternatifi bilinçli olarak tercih etmektir.

 Ülkemizde bu karar vermenin maalesef pek bilinçli yapılmadığı gün gibi aşikar.

 Meslek Seçimi Bir Kez Verilen Karar Değildir

Her insan ömrü boyunca sayısız defalar yeni meslekler seçebilir ve bu çok olumlu bir özelliktir. Çağımız insanı bu yeteneğe sahip olmalıdır. Üniversitelerin program hedeflerinde açıkça yer alan bu özelliğe göre mezunlar başka meslekleri kolaylıkla öğrenebilmeli ve onlara geçiş yapabilmelidir. Aslında Üniversitenin ana fonksiyonlarının başında bu formasyonu kazandırmak gelmektedir.

Meslek Seçimi Süreçleri

Meslek seçimi, pekçok şeye bağlı bir karar sürecidir. Bunlar

1. Sizin ilgi alanlarınız ve yetenekleriniz,

2. Seçilen mesleğe bağlı değerler ve bilgiler, ve

3. En önemlisi sizin kişiliğiniz.

 Kişiliğe Uygun Olarak Meslek Seçimi İçin Testler

Meslek seçiminde bir kariyer geliştirme rehberi, meslek seçimi uzmanıyla konuşmanın yararı olabilir. Bir kariyer planlama rehberi ya da uzmanının görevi değişik araçları ve testleri kullanarak sizin ilgi alanlarınızı, yeteneklerinizi ve kişiliğinizi anlamnıza yardımcı olmaktan ibarettir. Bu testleri çeşitli şekillerde kendiniz de yapabilirsiniz. Kendi kendini değerlendirme (self-assessment) testleri sayesinde kişiliğinizi anlayabilirsiniz. Kişiliği anlamak meslek seçiminde çok önemlidir. Zira bir meslekte mutlu olabilmenin anahtarı o meslekte mutlu olmaktır. Bunun içinde mesleği seçerken kişiliğinize uygun bir seçim yapmış olmalısınız.

Zaman içinde bu tür testlerin uzaktan eğitim yöntemiyle gerçekleştirilmesi için çeşitli faaliyetlerini düzenleneceğini umuyorum.

 Meslek Seçimi İçin Yardımcılar

Genelde okullarda rehberlik uzmanları ya da ilgili kişiler bunu gerçekleştirebilirler. Diğer bir yol ise bölgenizdeki üniversite ve yüksek okulları kariyer planlama, meslek seçimiyle ilgili birimlerine ya da diğer kurumlara (örneğin mesleki eğitim merkezleri, Sanayi ve Ticaret Odaları ilgili birimleri, Halk Eğitim Merkezleri vs vs) danışmaktır. Meslek rehberinde meslek seçimi ve kariyer planlamayla ilgili en gelişmiş testlerin ve araçların düzenlenmesi için katkılar sağlayabilmeyi umuyorum.

 Meslek Seçimi İçin Meslekler Hakkında Bilgi Edinme

Meslek seçiminden önce kendi kendinizi ölçmeye yarayan testler uygulandıktan sonra karşınızda ilgi alanlarınız, yetenekleriniz, ve kişiliğinize uygun meslekleri bulacaksınız. Bu meslekler hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olduktan sonra seçiminizi yapınız. Bu konuda meslek rehberinde meslek tanımlarında yeterli bilgi birikeceğine inanıyorum.

 Meslek Seçiminde Toplumun (Aile ve Çevre) Etkisi

Ülkemizde maalesef meslek seçimi moda halinde yapılıyor. Bir zamanlar Bilgisayar Mühendisliği revaçtaydı. Sonra Endüstri Mühendisliği revaçta oldu. Akabinde İşletme geldi. Sonra Elektronik, Mekatronik, Biyomedikal ve belki sıra da Nanoteknolojide. Tüm bu seçimlerde tuhaf olan nokta: meslek seçimleri konusunda gençlerimizin yetenek ve kişiliklerinden önce aile ve toplumsal baskının etkisinin belirleyici olması.

 Öğrenciliğimde, sosyal bilimlere son derece yatkın başarılı bir arkadaşım vardı. Etrafındaki yönlendirme nedeniyle Elektronik Mühendisliğini seçmiş ve üniversitede ilk yıl ona zindan olmuştu. Tekrar sınava girerek Hukuk Fakültesini kazandı ve şimdi başarılı bir savcı.

 Meslek Seçimi Testinden Sonra Meslekleri Tanıma

Kişilik değerlendirme testlerinden sonra elinizde uzun bir liste oluşabilir. Elbette tüm bu mesleklerin hepsini seçme şansınız yok. Bu noktada ilk yapmanız gereken bu mesleklere ait iyi bir araştırma yapmak. Bu noktada Meslek Rehberi‘nde yüzlerce mesleğin tanımı yapılarak yardımcı olunmaya çalışılmakta olduğunu görüyorum. Tüm meslek tanımları yorumlara açıktır. Bu konuda yapıcı yorumlarla herkes mesleklerin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunabilir.

Siteye eklenecek mesleki forumlarla meslekler hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olunabilir.

Neyse, seçeceğiniz meslekleri tanırken ve onlar hakkında bilgiler toplarken meslek tanımı, o mesleğe sahip olduğunuzda iş bulup bulamayacağınız, iş bulduğunuzda ne kadar kazanabileceğiniz, bu meslek eğitiminin nerelerde verildiği, daha sonra kariyerde ne tür yükselmelerin mümkün olabildiği gibi konuları iyice araştırmalısınız.

 Mesleği Yürütürken Yeni Mesleklerin Seçimi

Çağımızda bir mesleği seçtikten sonra iş bitmemekte.. Başka mesleklere geçiş yapabilmek ve mesleği gerçekleştirirken pekçok mesleğe ait bilgi edinmek ve yeni meslekler seçmek zorundasınız. Örneğin, iyi bir makine mühendisi olabilmek için sadece makine mühendisliğine özgü mesleki bilgilerle yetinemezsiniz. Aynı zamanda mesleğinizi iyi uygulayabilmek için iyi bir bilgisayar programcısı olmalısınız ve kariyer yapabilmek için bir yabancı dili iyi bilmelisiniz. Ya da başarılı olmak için endüstri mühendisliği konularından örneğin üretim planlamaya vakıf olmalısınız.

 O yüzden ilk meslek seçiminde tüm bunları düşünüp ilgili alanlar ve meslekler hakkında da şimdiden bilgi sahibi olmalısınız.

 Meslek Seçiminde Son Karar

Meslekler listesini iyice azalttıktan sonra seçtiğiniz birkaç meslek hakkında ayrıntılı araştırma yapmaya ihtiyaç bulunmakta. Bu mesleği yürüten tanıdıklarınız varsa onlarla yüzyüze konuşabilirsiniz. Onların kişilikleriyle kendi kişiliklerinizi karşılaştırmaya çalışın ve onların mesleklerinde mutlu olup olmadıklarını anlamaya özen gösterin. Eğer konuşacak kimseniz yoksa bulunduğunuz ildeki üniversitede bu bölüm varsa gidin ve oradaki yetkililerle, hocalarla tanışın mutlaka yararları olacaktır. Ayrıca her üniversitede öğrenci temsilcilikleri (student society) bulunmaktadır. Seçeceğiniz meslek alanını hali hazırda seçmiş öğrenciler çok önemli bilgi kaynağıdırlar.

 Bu konuda yeniliklere açık olun ve özgün düşünün. Yıllar önce Anadoludan bir genç, internetten bölümümüze oradan da benim eposta adresime ulaşarak bana direk yazarak bölüm ve program hakkında ayrıntılı bilgi istemişti. Birkaç yazışma içinde yararlı bilgilere ulaşabildiğini sanıyorum.

 Meslek Seçiminde Tavsiyeler

Başkasının sizin için seçtiği mesleği seçmeyin. İlgi alanlarınızı, yeteneklerinizi keşfedin ve seveceğiniz mutlu olabileceğiniz bir mesleğe karar verin. "

Düşünme Nedir?

Bir sonuç ve hüküm çıkarmak amacıyla, birtakım fikirler ve hükümleri birbirine bağlayıp bunlardan yeni sonuçlar çıkarmak için yapılan zihin faaliyetine verilen ad.

Düşünme faaliyetinin meydana gelebilmesi için insanın dış âlemde ve kendi iç âleminde olanlardan bilgisi olması gereklidir. Bütün insanların iç ve dış âlemleri değişik olduğu için, düşünceler de bu sebeple değişiklik gösterir.

Düşünmenin, başlıca iki ana ilkesi vardır: 1 - Yeter sebep, 2 -Aynılık. Yeter sebep, her şeyin varlığının bir sebebi olmasına dayanır. Bu da onu meydana getiren kaynak ya da niçin ve neden öyle olduğunu anlatan şeydir. Böylece, var olan şeylerin bir amacı olduğu meydana çıktığı gibi, her olayın bir sebebi olduğu meselesi de ortaya çıkar.

Aynılık her şeyin kendi kendisinin aynı olduğu esasına dayanır. Bu prensip de, bir şeyin aynı şartlar içinde ve aynı zamanda hem var, hem yok olamaz sonucunu yaratır.

Düşünme, Nedir,Düşünme, Eğitimi, Dersi

DÜŞÜNMEK NEDİR

Bir sonuç ve hüküm çıkarmak amacıyla, birtakım fikirler ve hükümleri birbirine bağlayıp bunlardan yeni sonuçlar çıkarmak için yapılan zihin faaliyetine verilen ad.

Düşünme faaliyetinin meydana gelebilmesi için insanın dış âlemde ve kendi iç âleminde olanlardan bilgisi olması gereklidir. Bütün insanların iç ve dış âlemleri değişik olduğu için, düşünceler de bu sebeple değişiklik gösterir.

Düşünmenin, başlıca iki ana ilkesi vardır: 1 - Yeter sebep, 2 -Aynılık. Yeter sebep, her şeyin varlığının bir sebebi olmasına dayanır. Bu da onu meydana getiren kaynak ya da niçin ve neden öyle olduğunu anlatan şeydir. Böylece, var olan şeylerin bir amacı olduğu meydana çıktığı gibi, her olayın bir sebebi olduğu meselesi de ortaya çıkar.

Aynılık her şeyin kendi kendisinin aynı olduğu esasına dayanır. Bu prensip de, bir şeyin aynı şartlar içinde ve aynı zamanda hem var, hem yok olamaz sonucunu yaratır.

DOSTLUK

Duygular vardır anlatılamayan, sevgiler vardır kalplere sığmayan, dostluklar vardır hiçbir şekilde yıkılmayan, bazı insanlar vardır asla unutulmayan

Nasıl Ders Çalışmalı?

Yıllardır öğrencilik yapıyorsunuz. Yani yıllardır ders çalışıyorsunuz. Peki, doğru şekilde çalışıyor musunuz? Sakın farkında olmadan kendi kendini ağır yükler altına sokmuş olmayasınız. Şimdi biz bir şeyler söyleyelim, siz de kendinizi gözden geçirin. Eğer sisteminizde hatalar varsa gelin birlikte düzeltelim.

Amacımız yıllardır alışıla geldik şekilde yaptığımız ders çalışma işini verimli hale dönüştürmek. Ya da daha teknik bir ifade ile verimli ders çalışma yollarını öğrenmek.

Öncelikle şu kuralı unutmayın: Eğer verimli ders çalışma yollarını öğrenmek istiyorsak, bu amaca uygun olumlu alışkanlıkları kazanmaya kararlı olmamız gerekir. Hiçbir şey bir anda olmaz, her şey biraz çaba gerektirir.

Kararlılığımızın ilk göstergesi olarak ders çalışmamızı aksatan veya kolaylaştıran şeylerin bir listesini yapmalıyız. Buna bağlı olarak da listemizdeki olumsuz şeylerden biran önce kurtulmalıyız.

Unutmayın siz bir karar verdiniz. Öyle kolay pes etmek yok.

1.    AMACINIZI BELİRLEYİN

Siz amacınızı zaten belirlediniz. Amacınız sınavda başarılı olmak. Fakat bu sizin uzun vadeli amacınız. Bu noktada daha kısa vadeli amaçlar belirlemelisiniz. Size en yakın deneme sınavında üst sıralarda yer almak gibi. Düzenli ve belirli aralıklarla yapılan bu sınavlarda alınan dereceler bir grafik olarak sürekli göz önünde bulundurulursa, ana hedefe olan uzaklık-yakınlık gayet iyi anlaşılacaktır. 

1.    PLANLI ÇALIŞIN

Çoğu zaman birden fazla dersle boğuşmak durumunda kalıyorsanız ve kendinizce bir sıralama yapıp, işi en makul sürede bitiremiyorsanız planlı çalışma konusunda sıkıntılarınız var demektir.

Böylesi bir kontrolünüzü kaybetmenize ve dolayısıyla dikkatinizi odaklayamamanıza sebep olacaktır. Böylesi bir problemin üstesinden gelmenin tek yolu bir program dâhilinde çalışmaktır. Bu program neden, zaman ve mekân probleminizi ortadan kaldıracaktır.

Çalışma programınızı günlük, haftalık ve aylık olarak tasarlamalısınız. Bu program şu sorulara cevap verebilmeli:

§  Hangi dersler, haftanın hangi günleri çalışılacak?

§  Geçmiş konular, ne zaman tekrar edilecek?

§  Sınavlar ne zaman olacak?

§  Hazırlanması gereken ödevler var mı, ne zaman teslim edilecek?

§  Planda yer alan fakat gerçekleştirilemeyen faaliyetler ne zaman gerçekleştirilecek?

§  Ders dışı etkinlikler, ne zaman olacak?

 ZAMANI VERİMLİ KULLANIN

Sizin için en uygun zamanı yine siz bilirsiniz. Çünkü herkesin içindeki zaman farklı çalışır. Kimimiz için uyku saati kimimiz için çalışma saati olabilmektedir. Sabah çok erken uyanan öğrencinin durumu buna örnek olarak gösterilebilir.

Fakat biz burada genel bir tablo çizebiliriz. Her şeyden önce zaman sizi yönetmesin, siz zaman yönetin. Yani zamanı okumayı bilin. Zamanı okumak demek, saatin kaç olduğunu bilmek demek değildir. Zamanı okumak, neyin ne zaman olacağını tasarlamak ve uygulamak demektir. Yani çalışma programına uymak ve her şeyi kontrol altında tutabilmek.

Belirli zaman aralıklarına göre yaptığınız çalışma programının da sizi tüketmesine izin vermeyin. Programın zamanına da siz karar verin. Örneğin bir saat çalıştıktan sonra 10 dakikalık mola gayet sağlıklı olacaktır. Bu sayede zamanı verimli ve tutumlu şekilde kullanmış olursunuz. Ayrıca bu zaman tasarımınızda mutlaka kendinize zaman ayırın. Dinlenin, eğlenin fakat abartmayın. Unutmayın siz bize lazımsınız.

1.    PERFORMANSINIZI KORUYUN

Size en uygun çalışma programını yaptıktan ve buna uymayı kavradıktan sonra belirli bir performans düzeyi yakalayacaksınız. Bu sizin ortalama performansınız olacaktır.

Deneme sınavlarındaki durumunuza göre performansınızda değişimler olabilir. Bu gayet normal bir durumdur. Ancak bu performansın pozitif seviyede olmasına dikkat edilmelidir. Yani ortalama çalışma sürenizin altına indiğiniz zaman kontrol dışı olarak performansınız düşecek ve iki deneme sınavı arasındaki ilişki komedi düzeyine ulaşabilecektir. Aman dikkat. Bu yüzden mutsuz olan birçok kişi tanıyoruz. Sakın bu kişilerden biri de siz olamayın.

1.    EN UYGUN ORTAMDA ÇALIŞIN

Kendinizi en rahat hissettiğiniz ortamda çalışın. Fakat bu ortamda bazı şeylere dikkat edin: Bu ortam sade, dikkat çekici şeylerin olmadığı, gürültüden ve ev içi trafikten uzak, sabit ve dingin bir köşe olmalıdır. Dengesiz ısı ve ışık gibi fiziksel reaksiyonlara sebep olabilecek şeylerden de uzak olmalıdır.

Çalışma pozisyonunuz yataylaştıkça, dikkatin toplanması güçleşecek, çalışılan konunun kavranması daha çok zaman olacaktır. Böylece zaman yönetim programınız suya düşecektir.

Size özel bir yerin olmaması, çalışmamanın ve başarısızlığın bir nedeni olarak gösterilemez. Olumsuz koşullarda da ders çalışmayı öğrenmek gerekebilir. Hayat her zaman aynı imkânları sunmaz.

1.    DİKKATİNİZİ ODAKLAYIN

Dikkatimizi odaklayabilmek için şunları yapmalıyız:

§  Sevilen ve ilgi duyulan konuları öncelikli olarak çalışmak,

§  Çalışmalarımızı hep aynı mekânda yapmak,

§  Gürültüden uzak kalmak,

§  Oturarak çalışmak,

§  Çalışma masasında ihtiyaç duyabileceğimiz şeyler dışında bir şey bulundurmamak,

§  Çalışma mekânının sıcaklığını sabit tutmak ( 18–20 derece ideal sıcaklıktır),

§  Belirli bir program dâhilinde çalışmak,

§  Her etabın bitiminde çalışma programına çentik atmak,

§  Her molada yeterince dinlenebilmek,

§  İdeallerimizi ve getirilerini düşünmek bizleri hedefimize odaklayacaktır.

 

1.    DERSE GİRMEDEN BİR ÖN HAZIRLIĞINIZ OLSUN

Şunu unutmayalım: Etkin olarak katılım sağladığımız derslerin zihnimizdeki kalıcılığı daha fazladır. Yani o gün işlenecek konu hakkında bir ön hazırlığımız ve zihnimizde o konuya dair ipuçlarımız ve sorularımız varsa, o konuyu daha iyi öğrenebiliriz. Bu nedenle, önceden yapacağımız çalışmalar işlerimizi kolaylaştıracaktır.
Derslerde pasif, sadece dinleyici konumunda kalmak çoğu zaman dersi derste öğrenmeyi güçleştirir. Bu problemin ortadan kalkması ise fazladan çalışmayı gerektirir.

Her derste söyleyeceğimiz sözler ve soracağımız sorular olmalı. Cebimizdeki kelimeler önce öğrenmemizi, sonra hayatımızı kolaylaştıracaktır.

1.    MUTLAKA NOT TUTUN

Her eğitim kurumunun kendi programına uygun olarak hazırladığı kitapları vardır. Ancak bunların hiçbiri, derslerde tutacağımız notların yerini alamaz. Çünkü kitaplarda ses ve vurgu yoktur. Bir ders işlenirken öğretmenin o anda yaptığı vurgu, sınavla ilgili bir ipucu demektir. Bu kuralıda her öğrenci bilir, fakat yine de not tutmaz.

Bunun temel nedeni not tutmayı bilmemektir. Birçok öğrenci not tutmayı, öğretmenin ağzından çıkan her sözün yazıya dökülmesi olarak düşünür. Hatta özellikle üniversitelerde, derslerin bant kayıtlarının yapıldığı olur. Bu tamamen yanlış bir tutumdur.

Duyduğunuz her şeyi yazmayın, anladığınız gibi yazın. O günkü konu hakkında yeteri kadar uyarılmadan, en azından konunun ana fikrini kavrayıncaya kadar yazma işine girişmeyin. Dinlemeye ve kavramaya öncelik verin, yazmak ikinci işiniz olsun. Konu şekiller yardımı ile anlatılıyorsa –formül, geometri, grafik gibi- notlarınız arasında mutlaka bunlar da olsun. Veciz sözler aynen yazılmalı ve yazınız okunaklı olmalı. Sonradan bir de şifre çözme işiyle uğraşmayın. Not tutma esnasında renkli kâğıtlar ve kalemler kullanmak, öğrenmeyi zevkli hale getirebileceği gibi kolaylaştıracaktır da.

1.    DÜZENLİ ARALIKLARLA TEKRARLAR YAPIN

Öğrenmek bir şey ise, öğrenilen şeyi unutmamak çok şeydir. Sonuç itibariyle unutulan bilginin hiçbir hükmü yoktur.

Düzenli aralıklarla yapılan tekrarlar unutmayı engelleyecektir. Zaten günlük, haftalık ve aylık olarak tasarladığımız çalışma programımızda düzenli tekrara yer vermiştik. Demek ki yapmamız gereken şey, çalışma programımızda yer alan tekrarları yapmaktır.

Tekrar etmek demek, bazen bir konuyu çalışmak, bazen ise o konu ile ilgili test çözmektir. Bunların dengesini öğrenci öğretmenleri ile beraber hazırlamalıdır.

Düzenli aralıklarla yapılacak tekrarlar, sınavlara hazırlıktaki en önemli aşamalardandır.

Unutkanlık Nasıl Önlenir

Aslında gün boyunca istemeden öğrendiğimiz birçok bilgiyi unutmuyor bilinçaltına atıyoruz. Bu da basit gibi görünen birçok şeyi unutmamıza sebep oluyor.

Bunu çözmek için ise bilinçli ya da bilinçsiz hafızayı birçok bilgi ile kirletmemek gerekiyor. Bir şeyi hafızamıza alacağımız zaman tüm dikkatimizi ve konsantrasyonumuzu vermemiz gerekiyor. 

DİKKATİNİZ DAĞILMASIN 

Araştırmalara göre bir konuya ne kadar çok dikkat verilirse o kadar kolay hafızaya alınıyor ve unutulmuyor. Bu durumda çevrede dikkati dağıtacak başka uyarıların da olması gerekiyor. 

SPOR YAPIN: Sağlıklı bir vücutta kan dolaşımı düzenli olduğu için beynin oksijen alımı daha rahattır. 

REJİM YAPMAYIN: Bilinçsizce yaptığınız rejimler unutkanlığa sebep olur. Bir uzmana danışmanız gerekir. 

SİGARA İÇMEYİN: Sigara beyninize yeterince oksijen gitmesini engelleyecektir. 

RAHATLAYIN: Yoğun çalışıyorsanız saat başı bir kez derin nefes alın. 

BALIK YİYEN: Balık beyin için yararlı ve gerekli besinler içerir. 

STRESLİ YAŞAMDAN UZAK DURUN: Stresi günlük hayatınızda minimuma indirin.

Meslek Seçimi 

Meslek Seçim herkesin hayatında çeşitli zamanlarda gerçekleştirdiği en önemli kararlardandır. İşkur’un sayfasında dendiği gibi: ‘Mesleği Seçmek Hayat Biçiminizi Seçmektir’. Seçtiğiniz meslek hayat boyu mutlu olmanızda önemli etkenlerden olabilir ya da tam tersi huzursuzlukların başlangıcı ve sorumlularından olabilir. 

 Karar Verme Olarak Meslek Seçimi 

Meslek seçimi bir karar verme süreci olduğuna göre karar vermeyi iyi anlamak gerekmektedir. Karar verme: bir dizi alternatif arasından her bir alternatifin getirdiği olumlu sonuçları (faydalar) ve olumsuz sonuçları (maliyet ya da zarar) karşılaştırmak suretiyle bir alternatifi bilinçli olarak tercih etmektir. 

 Ülkemizde bu karar vermenin maalesef pek bilinçli yapılmadığı gün gibi aşikar. 

 Meslek Seçimi Bir Kez Verilen Karar Değildir 

Her insan ömrü boyunca sayısız defalar yeni meslekler seçebilir ve bu çok olumlu bir özelliktir. Çağımız insanı bu yeteneğe sahip olmalıdır. Üniversitelerin program hedeflerinde açıkça yer alan bu özelliğe göre mezunlar başka meslekleri kolaylıkla öğrenebilmeli ve onlara geçiş yapabilmelidir. Aslında Üniversitenin ana fonksiyonlarının başında bu formasyonu kazandırmak gelmektedir. 

Meslek Seçimi Süreçleri 

Meslek seçimi, pekçok şeye bağlı bir karar sürecidir. Bunlar 

1. Sizin ilgi alanlarınız ve yetenekleriniz, 

2. Seçilen mesleğe bağlı değerler ve bilgiler, ve 

3. En önemlisi sizin kişiliğiniz. 

 Kişiliğe Uygun Olarak Meslek Seçimi İçin Testler 

Meslek seçiminde bir kariyer geliştirme rehberi, meslek seçimi uzmanıyla konuşmanın yararı olabilir. Bir kariyer planlama rehberi ya da uzmanının görevi değişik araçları ve testleri kullanarak sizin ilgi alanlarınızı, yeteneklerinizi ve kişiliğinizi anlamnıza yardımcı olmaktan ibarettir. Bu testleri çeşitli şekillerde kendiniz de yapabilirsiniz. Kendi kendini değerlendirme (self-assessment) testleri sayesinde kişiliğinizi anlayabilirsiniz. Kişiliği anlamak meslek seçiminde çok önemlidir. Zira bir meslekte mutlu olabilmenin anahtarı o meslekte mutlu olmaktır. Bunun içinde mesleği seçerken kişiliğinize uygun bir seçim yapmış olmalısınız. 

Zaman içinde bu tür testlerin uzaktan eğitim yöntemiyle gerçekleştirilmesi için çeşitli faaliyetlerini düzenleneceğini umuyorum. 

 Meslek Seçimi İçin Yardımcılar 

Genelde okullarda rehberlik uzmanları ya da ilgili kişiler bunu gerçekleştirebilirler. Diğer bir yol ise bölgenizdeki üniversite ve yüksek okulları kariyer planlama, meslek seçimiyle ilgili birimlerine ya da diğer kurumlara (örneğin mesleki eğitim merkezleri, Sanayi ve Ticaret Odaları ilgili birimleri, Halk Eğitim Merkezleri vs vs) danışmaktır. Meslek rehberinde meslek seçimi ve kariyer planlamayla ilgili en gelişmiş testlerin ve araçların düzenlenmesi için katkılar sağlayabilmeyi umuyorum. 

 Meslek Seçimi İçin Meslekler Hakkında Bilgi edinme 

Meslek seçiminden önce kendi kendinizi ölçmeye yarayan testler uygulandıktan sonra karşınızda ilgi alanlarınız, yetenekleriniz, ve kişiliğinize uygun meslekleri bulacaksınız. Bu meslekler hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olduktan sonra seçiminizi yapınız. Bu konuda meslek rehberinde meslek tanımlarında yeterli bilgi birikeceğine inanıyorum. 

 Meslek Seçiminde Toplumun (Aile ve Çevre) Etkisi 

Ülkemizde maalesef meslek seçimi moda halinde yapılıyor. Bir zamanlar Bilgisayar Mühendisliği revaçtaydı. Sonra Endüstri Mühendisliği revaçta oldu. Akabinde İşletme geldi. Sonra Elektronik, Mekatronik, Biyomedikal ve belki sıra da Nanoteknolojide. Tüm bu seçimlerde tuhaf olan nokta: meslek seçimleri konusunda gençlerimizin yetenek ve kişiliklerinden önce aile ve toplumsal baskının etkisinin belirleyici olması. 

 Öğrenciliğimde, sosyal bilimlere son derece yatkın başarılı bir arkadaşım vardı. Etrafındaki yönlendirme nedeniyle Elektronik Mühendisliğini seçmiş ve üniversitede ilk yıl ona zindan olmuştu. Tekrar sınava girerek Hukuk Fakültesini kazandı ve şimdi başarılı bir savcı. 

 

Meslek Seçimi Testinden Sonra Meslekleri Tanıma 

Kişilik değerlendirme testlerinden sonra elinizde uzun bir liste oluşabilir. Elbette tüm bu mesleklerin hepsini seçme şansınız yok. Bu noktada ilk yapmanız gereken bu mesleklere ait iyi bir araştırma yapmak. Bu noktada Meslek Rehberi‘nde yüzlerce mesleğin tanımı yapılarak yardımcı olunmaya çalışılmakta olduğunu görüyorum. Tüm meslek tanımları yorumlara açıktır. Bu konuda yapıcı yorumlarla herkes mesleklerin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunabilir. 

Siteye eklenecek mesleki forumlarla meslekler hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olunabilir. 

Neyse, seçeceğiniz meslekleri tanırken ve onlar hakkında bilgiler toplarken meslek tanımı, o mesleğe sahip olduğunuzda iş bulup bulamayacağınız, iş bulduğunuzda ne kadar kazanabileceğiniz, bu meslek eğitiminin nerelerde verildiği, daha sonra kariyerde ne tür yükselmelerin mümkün olabildiği gibi konuları iyice araştırmalısınız. 

 Mesleği Yürütürken Yeni Mesleklerin Seçimi 

Çağımızda bir mesleği seçtikten sonra iş bitmemekte.. Başka mesleklere geçiş yapabilmek ve mesleği gerçekleştirirken pekçok mesleğe ait bilgi edinmek ve yeni meslekler seçmek zorundasınız. Örneğin, iyi bir makine mühendisi olabilmek için sadece makine mühendisliğine özgü mesleki bilgilerle yetinemezsiniz. Aynı zamanda mesleğinizi iyi uygulayabilmek için iyi bir bilgisayar programcısı olmalısınız ve kariyer yapabilmek için bir yabancı dili iyi bilmelisiniz. Ya da başarılı olmak için endüstri mühendisliği konularından örneğin üretim planlamaya vakıf olmalısınız. 

 O yüzden ilk meslek seçiminde tüm bunları düşünüp ilgili alanlar ve meslekler hakkında da şimdiden bilgi sahibi olmalısınız. 

 Meslek Seçiminde Son Karar 

Meslekler listesini iyice azalttıktan sonra seçtiğiniz birkaç meslek hakkında ayrıntılı araştırma yapmaya ihtiyaç bulunmakta. Bu mesleği yürüten tanıdıklarınız varsa onlarla yüzyüze konuşabilirsiniz. Onların kişilikleriyle kendi kişiliklerinizi karşılaştırmaya çalışın ve onların mesleklerinde mutlu olup olmadıklarını anlamaya özen gösterin. Eğer konuşacak kimseniz yoksa bulunduğunuz ildeki üniversitede bu bölüm varsa gidin ve oradaki yetkililerle, hocalarla tanışın mutlaka yararları olacaktır. Ayrıca her üniversitede öğrenci temsilcilikleri (student society) bulunmaktadır. Seçeceğiniz meslek alanını hali hazırda seçmiş öğrenciler çok önemli bilgi kaynağıdırlar. 

 Bu konuda yeniliklere açık olun ve özgün düşünün. Yıllar önce Anadoludan bir genç, internetten bölümümüze oradan da benim eposta adresime ulaşarak bana direk yazarak bölüm ve program hakkında ayrıntılı bilgi istemişti. Birkaç yazışma içinde yararlı bilgilere ulaşabildiğini sanıyorum. 

 Meslek Seçiminde Tavsiyeler 

Başkasının sizin için seçtiği mesleği seçmeyin. İlgi alanlarınızı, yeteneklerinizi keşfedin ve seveceğiniz mutlu olabileceğiniz bir mesleğe karar verin. "

Düşünme Nedir?

Bir sonuç ve hüküm çıkarmak amacıyla, birtakım fikirler ve hükümleri birbirine bağlayıp bunlardan yeni sonuçlar çıkarmak için yapılan zihin faaliyetine verilen ad.

Düşünme faaliyetinin meydana gelebilmesi için insanın dış âlemde ve kendi iç âleminde olanlardan bilgisi olması gereklidir. Bütün insanların iç ve dış âlemleri değişik olduğu için, düşünceler de bu sebeple değişiklik gösterir.

Düşünmenin, başlıca iki ana ilkesi vardır: 1 – Yeter sebep, 2 -Aynılık. Yeter sebep, her şeyin varlığının bir sebebi olmasına dayanır. Bu da onu meydana getiren kaynak ya da niçin ve neden öyle olduğunu anlatan şeydir. Böylece, var olan şeylerin bir amacı olduğu meydana çıktığı gibi, her olayın bir sebebi olduğu meselesi de ortaya çıkar.

Aynılık her şeyin kendi kendisinin aynı olduğu esasına dayanır. Bu prensip de, bir şeyin aynı şartlar içinde ve aynı zamanda hem var, hem yok olamaz sonucunu yaratır.

Utanma ve Mutluluk

 Elbette abartıldığı sürece utanma duygusu zarar verebilir. Ancak bilimadamlarının son dönemde yaptığı çalışmalar utanma duygusunun hayvanlarda olmadığı gerçeğini ortaya çıkardı. Peki bu durumda sadece insanlar utanma duygusuna sahipse ve hayvanlar değilse aklımıza iki soru hemen geliyor. Acaba utanma ve ar duygusundan yoksun insanlar hangi kategoriye girecek. Daha da enterasanı utanma duygusu olan bir hayvan olursa onun da yeri konusunda tartışmalar olacaktır. Heralde tüm halkının toplam utanma duygusu bir milletin medeniyet seviyesi ile doğru orantılıdır diye bir hipotez ortaya atılsa ispat edilmeye değerdir. Elbette tüm Dünya medeniyetlerinde sürekli renkli cam ekranında yahut aynı doyumsuzlukla ve arsızlıkla DÜnya nın tüm güzelliklerini zedelemeye çalışan  tabir yerinde ise midesi dilete yani normalden bir kaç kat daha büyük mideli kimseler var. Tabi oldukçada çok gibi görünüyorlar. Ama ucuz bir malın milyonlarca satılması gerçeği kaliteli ve pahalı bir ürünün kalitesine zerre kadar etki etmez. Bunların göz önünde olması iyi ve medeni olduklarını göstermez. Ayrıca herkesin sınırsız mal mülk edinme hakkının olduğunu ve bunda kimsenin gözü olmadığını söylemeye gerek olmasa gerek. Sorun bu çokluğun nasıl edinildiği. İçinde diğerlerinin mutsuzluğu üzerine kurulu arsızlık var mı? Kimseyi demoralize etmeden söylemek gerekirse adım adım sürprizlere açık bir hayatta hiç süpriz olmayacak gibi yaşamak sanırım enteresan bir aldanma. Hele bu hayatta hızlı arsız ihtiraslı yaşama duygusu ne denli doğru bilinmez. Elbette bu tür kimseler için eleştiri bir anlam ifade etmez. Toplumun tembelliği ve değer yargılarının zayıflaması yüzsüz yaşayan ve geçinen doyumsuzların sayısını artırır demek yalan olmaz. Elbette onları eleştirmek bize düşmez. Onlara sorarsanız mutlu olduklarını söyleyecektirler. Mutlu olmasalar yüzsüzlüğe ve doyumsuzluğa nasıl katlanabilirlerdi. Ama onlar içinde kanser edici sorun bu mutluluğu ne kadar devam ettirecekleri kaygısı. Yani ne kadar daha aynı oranda arsız ve doyumsuz bir hayat yaşayarak mutlu olmaya devam edecekleridir. Herşeyin bir başı birde sonu var. Mutluluğunda. Elbette tüm insanlar mutlu olmalı. Ancak mutlu olma egosu yüzünden diğer insanların mutlu olmadığı bir dünya ya bizler ne kadar katkı sağlıyoruz. Tüm bunlardan sonra kendimize durup sormamız gereken soru belkide benim mutluluğum diğer insanların mutsuzluğuna sebep oluyor mu ? Aslında güzel ahlaklı ve vicdanlı yahut utanan yahut doyumlu yada ne derseniz deyiniz bir insan olma diğerlerini mutsuz edermi. İçinde bulunduğu en kötü durumu bile nakit akışına çevirme yeteneği ile övünme ve mutlu olma duygusu ise ne kadar yersiz ve kibirli. Bunun tam tersini yapma ise simyacılık bu günlerde. Elbette hayatın bu kadar kısıtlı irdelenmesi doğru değil. Ama bize yol gösterecek ışıklar yakacak gerçek aydın ve aristokratlar çok olsaydı bunları yazmaya bile gerek kalmayacaktı. Herşeyin geriye çevrilemeyeceği bir ana gelmektense zamanında tedbir almakta fayda var sanırım. Vicdanı rahat vicdanların bu yazıyı okurken yüzlerindeki tebessümü hissedebilmek önemlidir. Bu yazıda bu güzel tebessümlere bir ön yanıttır. Utanma duygusundan yoksun olanlar bakalım bu hayat denilen azgın boğanın sırtında daha ne kadar mutlu olmaya devam edeceksiniz ?


Kazanım 1:Düşünerek yapılan ve düşünmeden yapılan eylemleri ayırt eder

BİLGİ NOTU

Düşünme nedir?

Kişinin öğrenme süreci içinde kazandığı kavramlar, kullandığı imgeler, düşünce ve hare­ketler, sözcük ve terimler gibi simgeler aracılığıyla gerçekleştirilen zihinsel faaliyet; çıkarsama, akıl yürütme, anımsama, kuşku duyma, isteme, hissetme, anlama, kavrama gibi, bilinçli bir biçimde gerçekleştirdiğimiz zihinsel faaliyetlerin herhangi biri; karşılaş­tırmalar yapma. analiz, sentez, bağlantı kurma ve kavram gibi işlemlerden oluşan zihinsel süreç.

Düşünerek yapılan eylem:Bilinçli yapılan eylemdir.Ders çalışmak,ödev yapmak gibi

Düşünmeden yapılan eylem:Kalp atışı ,refleksler,nefes alma

Düşünme-Rodin-Düşünen Adam Üzerine

Varlıklar, kavramlar, objeler, olaylar arasında ilişki kurmak düşünmek ile ilgili olup, düşünmek var olmaktır. Rodin dünyaca ünlü bir heykeltıraştır. Onunla yapılan söyleşiler çoğu kez tartışmalara, uzun polemiklere dönüşürdü. Yapıtları günümüzde herkesçe çok beğenilen Rodin’in kabullenilmesi hem Fransa’da hem dünya’da çok kolay olmadı. Eserleri önce skandallar yarattı sonra hayranlık uyandırdı. Sık sık aşırılık ve taşkınlık yapmakla suçlanan Rodin yine de kendi sanat görüşünden ödün vermedi. Onunla ilgili bir anektot çok ilginçtir. Rodin heykel yapıyor, öğrencilerine gösteriyor. “Hocam elleri muhteşem! Şu ellere bakın, sanki Tanrı özenip de yaratmış!”

Bütün tepkiler böyle. Sinirlenen Rodin atölyedeki çekici alıp heykeli paramparça ediyor: “Demek ki eller bütünle uyumlu değil! Hiçbir parça bütünden önemli olamaz!” diyor. Şair Rilke Düşünen Adam’ın onda bıraktığı izlenimi “Düşüncelerinde kaybolmuş, sessiz oturan adam… Tüm gücüyle, bir eylem insanının derin düşüncelere dalmış… Tüm bedeni baş olmuş, damarlarındaki tüm kan akıl olmuş…” cümleleriyle tarif etmektedir

Kazanım 2 :Kendisini       düşünmeye yönelten nedenleri açıklar.

Herkes belli bir konuya veya alana merak duyar. Ayrıca yaşadığımız durumlarda vardır.Bunlar düşünmeyi harekete geçirir.


Kazanım 3 :Kelimelerin gerçek ve mecaz anlamlarını ayırt eder.

BİLGİ NOTU

Gerçek Anlam, Mecaz Anlam ve Yan Anlam

Gerçek anlam, bir sözcüğün temel anlamıdır; buna sözcüğün ilk akla gelen anlamı ya da sözlükteki ilk anlamı da denir.

Bir sözcüğün diğer anlamları gerçek anlamından yola çıkılarak oluşturulmuştur. Örneğin “burun” dendiğinde aklımıza ilk gelen, insanın bir organıdır. “Burnundaki benler onu öyle tatlı gösteriyordu ki…” cümlesindeki “burun” sözü insanın bir organı anlamında olduğundan gerçek anlamında kullanılmıştır. Ancak aynı söz, “Bugünlerde burnu büyüdü kimseleri gözü görmüyor.” cümlesinde insanın bir organı anlamını vermekten çok uzaktır. Temelde bu, gerçek anlamdan doğmuş, ancak tamamen farklı bir özellik kazanmıştır. İşte sözcüğün gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı bu anlama mecaz anlam diyoruz. Bir de sözün, çoğu kaynağın mecaz anlama dâhil ettiği, ancak mecaz anlamdan biraz farklı olması yönüyle yan anlam ya da yakıştırma diye de anılan bir anlamı vardır. Yukarıda verdiğimiz “burun” sözünü “Ayakkabımı biraz küçük almışım; burnu ayağımı sıkıyor.”cümlesinde ele alalım. Buradaki “burun” sözü gerçek anlamda değildir; çünkü “insanın bir organı” ifadesini taşımıyor. Tam olarak mecaz anlama da girmez; çünkü temelde gerçek anlamla yakın bir ilgisi vardır. Ayakkabının o kısmına burun denmesinin nedeni insanın burnuna konum itibariyle benzemesindendir. İşte sözcüğün, gerçek anlamında karşıladığı varlığa şekil benzerliğinden dolayı başka bir varlığa verilmesine yan anlam ya da yakıştırma denir.

Kazanım 4 :Söz ve söz gruplarının cümle içinde farklı anlamlara gelebileceğini fark eder.

BİLGİ NOTU

Her sözcüğün en az bir anlamı vardır. Başlangıçta tek anlam ifade eden sözcük, zamanla çeşitli yöntemlerle değişik anlamlar kazanır. Bu yüzden dilimizde tek anlamlı sözcüğe fazla rastlanmaz. Rastlananlar da genellikle yan veya mecaz anlam yüklenemeyen, kullanım alanı dar sözcükler, belli alanların bazı terimleri, başka dillerden yakın dönemlerde girmiş sözcüklerdir.

Aşağıdaki sözcüklerin birden fazla anlamı yoktur:

Alçı, albay, bitki, camcı, gişe, kurnaz, tümleç...

Sözcüklerin çok anlamlılığı cümle içinde kullanımında kendini belli eder:

*Hastanın dili şişmiş, ağzında dönmez olmuştu. (İnsanda ve bazı hayvanlarda ağız boşluğunda yer alan etli, uzun, hareketli organ.)

*Dört beş yaşındaki bir çocuğun dili epey gelişmiştir. (İnsanların duygu ve düşüncelerini anlatmak için sözle ve yazıyla gerçekleştirdikleri anlaşma, lisan.)

*Tarık Buğra'nın dili Akşehir'den, Yaşar Kemal'inki Çukurova'dan önemli izler taşır. (Bir çağa, bir yöreye, bir yazara özgü söz dağarcığı ve söz dizimi.)

*Terazinin sağ dili , az yukarı bakıyordu. (Bazı aletlerde uzun, yassı ve hareketli parça.)

*Hukuk dili, roman dili, tiyatro dili, yasa dili ... (Belli kurumlara, mesleklere, konulara özgü dil.)

*Dalgaların yığdığı kumlar körfezin ağzında bu dili oluşturmuş. (Coğrafyada, denize uzanan dar ve alçak kara parçası.)


Kazanım 5: Soru cevap ilişkisini değerlendirir.

Bir cevaba birden çok soru da karşılık gelebilecektir. Kimi durumlarda soruların cevabı da bir

soru olabilmektedir, soru sorarken alınacak cevabı da düşünerek hareket etmek önemidir. Bunun yanında bazı zamanlar sorularda sorulan şeylere karşılık gelmeyen cevaplarımız olabilmektedir. Yani

verdiğimiz cevap soruda istenilen şey değildir.Bu durum günlük yaşamda sıkça rastlanan bir durumdur. Bir soruyu sorarken amaç, yer, zaman ve koşul gibi unsurlar da önemlidir.

Kazanım :Bilgi paylaşımının gerekliliğini değerlendirir.

Bilgiyi paylaşmak önemlidir. Özellikle ilmi çalışmalar ile insan ve insanlığın faydası bilginin paylaşmasıyla artar. Bilgilerimizin daha önceki bilgilerimiz üzerine yığılarak ilerler.

Her durumda sahip olunan bilgiyi paylaşıp paylaşmamalarının gereksizdir. Şüphesiz her bilgiyi herkesle paylaşmak bazı sorunlara da yol açacağından bunların bazılarının paylaşımı gerekli olmayabilir. Esas olan insanlara ve ulusal çıkarlara zarar vermemektir. Teknolojide süper güç olan devletler ulusal çıkarları yüzünden birbirlerinden bazı bilgileri saklayabilmektedir. Bu bilgiyi elde etmek için bazı devletler bir diğer devlete casuslar göndererek bu gizli belge ve bilgileri elde etmeye çalışmaktadır.

Bir diğer kişi ile paylaşıp paylaşmama konusunda; bir arkadaş ya da kişiye ait sırrı paylaşma, ders notlarını paylaşma, yazılı sınavda bulunan doğru bir cevabı arkadaşla paylaşma, öğretmenin verdiği duyuruyu sınıfla paylaşma, bir hırsızlık olayını öğretmenle paylaşma gibi örnekler bilgiyi paylaşıp paylaşmama konusunda bir takım iyi ya da kötü l ortaya çıkarabilir.

Düşünme Eğitimi 2. Dönem 2. Yazılı Sınavı 2020 - 2021

8. Sınıf Düşünme Eğitimi 1. Dönem 2. Yazılı Sınav Soruları

8. Sınıf Düşünme Eğitimi 1. Dönem 1. Yazılı Soruları

8. Sınıf Düşünme Eğitimi 1. Dönem 1. Yazılı Sınav Soruları

8. Sınıf Düşünme Eğitimi 2. Dönem 1. Yazılı Sınavı

8. Sınıf Düşünme Eğitimi 2. Dönem 2. Yazılı Sınavı

8. Sınıf Düşünme Eğitimi 2. Dönem 2. Yazılı Sınavı

8. Sınıf Düşünme Eğitimi 2. Dönem 1. Yazılı Soruları ve Cevapları (2019)

8. Sınıf Düşünme Eğitimi 2. Dönem 1. Yazılı Soruları

8.Sınıf Düşünme Eğitimi 2.Dönem 1.Yazılı Sınavı 2018 / 2019

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder