Organik Mimarlık Nedir? Özellikleri - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Mayıs 21, 2018

Organik Mimarlık Nedir? Özellikleri

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 

Organik Mimarlık Nedir? Özellikleri 

Organik mimarlık nedir? Organik mimarlığın özellikleri nelerdir? Organik mimarlık temsilcileri, tarihçesi hakkında bilgi.


Organik Mimarlık
Organik Mimarlık; yapıların biçimlenişinde, işlevleri ve çevreleriyle ilişkileri bakımından doğal organizmalardaki uyum ve yetkinliği çıkış noktası alan çağdaş mimarlık akımıdır. Doğadaki varlıkların biçimleriyle işlevleri arasındaki uyum eski çağlardan beri insanların ilgisini çekmişti. Bitkilere benzetilen sütun başlıkları, doğada rastlanan oranlarla kurulan yapılar bunlar arasında sayılabilir. Rönesans döneminde de Vasari gibi mimarlığın insan vücuduna benzemesi gerektiğini söyleyen, Michelangelo gibi insan vücudunu tanımanın mimarlığı daha iyi anlamaya yardımcı olacağını düşünen mimarlar oldu.

Organik Mimarlık Nedir? Özellikleri
Organik Mimarlık Nedir? Özellikleri 

19. yüzyılda yapıyı işlevlerine göre düzenlemeye yönelik yaklaşımların temsilcileri, düşüncelerini açıklamak için doğal oluşumları örnek gösterdiler. ABD’li L. H. Sullivan bir yapıyı, kökü, gövdesi ve çiçekleri olan bir ağaca benzetmişti. Buna göre yapının temeli ağacın köküne, kendisi gövdesine, süslemeleri de çiçeklerine karşılık geliyordu. 20. yüzyıl başlarında yaşamış olan İspanyol mimar Antonio Gaudi ise bazı yapılarının taşıyıcı öğelerini ağaç gövdelerini ya da kemikleri anımsatacak biçimde biçimlendirmişti.

Ama organik mimarlık akımının öncüsü ABD’li Frank Lloyd Wright’tır. Wright bir yapıyı ağaç yapan, ağacı da bir mimarlık yapıtı durumuna getiren koşulların araştırılması gerektiğini öne sürüyordu. Mimarlıkta önemli olan, doğayı olduğu gibi kopya etmek yerine, onun kurallarına uygun, kendi içinde uyumlu ve tutarlı bir bütün yaratmaktı. Bir yapının gerçeği iç mekânındaydı, bu nedenle de içinde yaşayacak insanların eylemlerinin ön plana geçeceği biçimde yaratılmalıydı. Wright uygulamalarında da işlevleri en iyi biçimde karşılayacak biçimler oluşturmaya, doğal malzemeler kullanarak yapılarını içinde bulundukları çevrenin doğal bir parçası durumuna getirmeye çalıştı.

Avrupa’da da H. van de Velde ve E. Mendelsohn benzer bir biçimlendirme anlayışının temsilcisi oldular. Alman mimar H. Scharoun ise bu düşünceleri daha da ileri götürerek organımsı mimarlık akımını yaydı. İtalyan mimar B. Zevi de organik mimarlık düşüncelerinin kuramsal alandaki savunucularındandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder