Multipl Skeleroz Hastaları Gen Terapisiyle İyileştirilebilir mi? - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Mart 21, 2018

Multipl Skeleroz Hastaları Gen Terapisiyle İyileştirilebilir mi?

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 

Multipl Skeleroz Hastaları Gen Terapisiyle İyileştirilebilir mi? 

Multipl skleroz (MS), beyindeki ve omurilikteki sinir hücrelerinin hasar gördüğü demiyelinizan bir hastalıktır. Bu hasar, sinir sisteminin çeşitli bölümlerinin iletişim kurma yeteneğini bozarak fiziksel, zihinsel ve psikolojik problemler de dahil bir dizi bulgu ve semptom oluşturur. Spesifik belirtileri arasında çift görme, bir gözde körlük, kas güçsüzlüğü, duyularla ilgili ya da koordinasyonla ilgili sorunlar sıralanabilir. MS’nin, semptomlarının, ya ataklar halinde ortaya çıktığı relaps formlarda ya da zaman içinde geliştiği ilerleyici formlarda birkaç biçimi vardır. Ataklar arasında belirtiler tamamen kaybolabilir. Ancak, hastalık ilerledikçe,nörolojik problemler kalıcı hale gelir.


İlk olarak 1868’de Jean-Martin Charcot tarafından tanımlanan MS’nin, çok net olmamakla birlikte, altta yatan mekanizmasının, ya bağışıklık sisteminden ya da hücrelerin miyelin üretimindeki bir sorundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Hastalığın nedenleri, genetik faktörleri ve örneğin bir virüs enfeksiyonu gibi çevresel faktörleri de kapsamaktadır. Multipl skleroz için henüz bilinen bir tedavi yoktur. Tedaviler, bir atak sonrasındaki çeşitli fonksiyon bozukluklarını elden geldiğince düzeltmeye ve yeni atakları önlemeye yöneliktir. Günümüzde MS’nin tedavisinde kullanılan ilaçların etkileri yeterli seviyede değildir, yan etkileri fazladır ve iyi tolere edilememektedir. Fiziksel terapiler, insanların işlevlerini yerine getirebilme becerilerine kısmen yardımcı olabilmektedir. Kadınlarda, erkeklerden yaklaşık iki kat daha fazla görülen ve genellikle 20 – 50 yaş aralığında başlayan MS hastalığına yakalananların ortalama yaşam süresi, nüfusun genel ortalamasından 5 ila 10 yıl daha düşüktür.

Multipl Skeleroz Hastaları Gen Terapisiyle İyileştirilebilir mi?
Multipl Skeleroz Hastaları Gen Terapisiyle İyileştirilebilir mi? 

Florida Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, multipl skleroz ile mücadele için geliştirdikleri gen terapisinin, fareler üzerinde yaptıkları testlerde, hastalığın ilerlemesini önlemede etkili olduğunu, üstelik belirtileri tersine çevirdiğini buldular. MS, vücudun bağışıklık sisteminin sinirleri çevreleyen ve koruyan doku olan miyeline yanlışlıkla saldırdığı bir immünolojik hastalıktır. Hasar gören sinirler kısa devre yaparak kaslarda, görmede, konuşmada ve motor kontrolde sorunlara neden olmaktadır. İncelenmesi süren potansiyel tedaviler, miyelinin daha iyi tolere edilmesini sağlama, bağışıklık sisteminin B hücrelerini hedef alan ilaçlar, vücutta iltihaplanmaya neden olan proteinlerin engellenmesi veya tüm bağışıklık sisteminin “yeniden başlatılması” gibi çalışmaları içermektedir.

Bu gen terapisi, miyeline saldıran hücrelerin aşırı reaksiyonuna hakim olmayı amaçlamaktadır. Araştırmacıların, farelerin karaciğerine yerleştirdiği spesifik gen “miyelin oligodendrosit glikoproteini” adı verilen bir proteini kodlamaktadır. Karaciğer, bağışıklık toleransını indüklemede önemli rol oynadığından, protein düzenleyici T hücrelerinin üretimini arttırmakta ve bağışıklık sisteminin vücuda saldırmasını engellemektedir. Araştırmacılardan Brad E.Hoffman, klinik olarak test edilmiş bir gen terapi platformunu kullanarak, multipl skleroza neden olan kendiliğinden reaktif hücreleri hedef alan, çok spesifik düzenleyici hücreler oluşturabildiklerini söylemektedir.



T hücresi veya T lenfositi, hücre aracılı bağışıklıkta merkezi rol oynayan, beyaz kan hücresinin bir alt tipi olan bir tür lenfosittir. T hücreleri, B hücrelerinden ve diğer lenfositlerden, yüzeyleri üzerindeki bir T hücre reseptörünün varlığıyla ayırdedilmektedir. Bir kısmı bademciklerde olgunlaşsa da, asıl Timusdaki timositlerden geldikleri için T hücreleri olarak adlandırılırlar. T hücrelerinin alt kümelerinin her biri ayrı bir işleve sahiptir. İnsan T hücrelerinin çoğunluğu, hücre reseptöründeki alfa ve beta zincirlerini yeniden düzenler ve alfa beta T hücreleri (αβ T hücreleri) olarak adlandırılırlar ve adaptif bağışıklık sisteminin birer parçasıdırlar. Özel gamma delta T hücreleri ise (insan vücudundaki T hücrelerinin küçük bir bölümü, ruminantlarda daha büyük bölümü), değişim göstermeyen sınırlı çeşitlilikte T hücre reseptörlerine sahiptir. Etkili bir şekilde diğer T hücrelerine antijen gönderir ve bağışıklık sisteminin birer parçasıdırlar.

T hücrelerinin eşsiz bir özelliği, vücuttaki sağlıklı ve anormal (örneğin enfekte veya kanserli) hücreleri ayırt etme kabiliyetidir. Sağlıklı hücreler, tipik olarak hücre yüzeyi üzerinde çok sayıda pMHC’yi (peptid-majör histokompatibilite kompleksi) ifade eder ve T hücre antijen reseptörü bu pMHC’nin en az bir alt kümesiyle etkileşime girebilir, ancak T hücresi genellikle bu sağlıklı hücreleri yoksayar. Bununla birlikte, aynı hücreler çok küçük miktarlarda patojen türevi pMHC içerdiğinde, T hücreleri aktive olurak bağışıklık tepkilerini başlatır. T hücrelerinin sağlıklı hücreleri yoksayabilme yeteneği, aynı hücreler patojen pMHC içerdiklerinde ise tepki vermesi, antijen diskriminasyonu olarak bilinmektedir.

Deneylerin ilk aşamasında, araştırmacılar, gen tedavisinin otoimmün ensefalomiyeliti (MS’nin fare versiyonu) önlemede etkili olduğunu ve beş deney faresinin hiçbirinde hastalığın gelişemediğini gördü. Zaten hastalığı olan farelerde test edildiğinde ise, gen terapisine başlanıldıktan sadece sekiz gün sonra, belirtiler tersine çevrilerek fareler iyileşme sürecine girdi. Tedaviden yedi ay sonra bile, farelerde hastalığın hiçbir belirtisi görülmedi. Tedavi uygulanmayan farelerde ise iki hafta sonra ciddi problemler başladı.

İkinci aşamada, protein, rapamisin adı verilen bir ilaçla birleştirildiğinde terapinin daha etkili olduğu bulundu. Genellikle, organ nakillerinde, vücudun yeni organı reddetmesini önlemek amacıyla kullanılan rapamisin, düzenleyici T hücrelerinin sayısını arttırdı ve diğer agresif hücreleri bloke etti. Araştırmacılar, MS hastalığının arka ayaklarını felç ettiği iki grup fare üzerinde, gen terapisi ve rapamisin kombinasyonunu test etti. Bir grup farenin yüzde 71’i, diğer grubun ise yüzde 80’i neredeyse tamamen iyileşti.

Sonuçlar, özellikle hızlı ilerleyen MS formlarının durdurulmasında umut vaad ederken, ekip, insanlar üzerinde yapılacak klinik çalışmalar için henüz erken olduğunu söylüyor. Tedavi önce diğer hayvanlarda da test edilecek ve hastalığın çok daha karmaşık olan insan versiyonunda etkili olması için, uzmanlar MS’de rol oynayan birçok proteinle başa çıkmanın yollarını bulmaya gerek duyuyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder