Roman nedir? - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Şubat 17, 2018

Roman nedir?

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 

Roman nedir?

Roman nedir, romanın türleri, öğeleri, özellikleri nelerdir ve hikaye ile roman birbirinden nasıl ayrılır?..
Gerçek ya da kurmaca bir olayı; yere, zamana ve kişilere bağlayarak uzun soluklu anlatan eserlere roman denir.
Romanın özellikleri nelerdir?


- Romanda geçen olaylar geniş çaplı ve ayrıntılı bir şekilde ele alınmaktadır.

Roman nedir?
Roman nedir?

- Kişi kadrosu geniştir.

- Ana olay etrafında olaycıklar vardır.

- Karakterlere ve tiplere yer verilir.

- Romanda anlatılanlar ya birinci kişinin ya da üçüncü kişinin ağzından anlatılıyormuş gibi olur.

- Romanda tip ve karakter vardır. Tip belli bir insan eğilimini temsil eder. Genel ve evrenseldir. Kahramanın aşağılanan ya da yüceltilen eğilimleri ön plana çıkarılır. İnsana özgü bir nitelik abartılarak yazılır. Örneğin; Balzac’ın Goriot Baba’sı kızlarına duyduğu aşırı sevgi ile tipleşmiştir. Karakter ise kendine özgüdür. Karakter oluşturmada abartmalara başvurulmaz. Karakter oluşumunda romancı, kahramanı bütün boyutlarıyla ele alır.

roman3-26042015

Roman türünün ilk örneklerini Fransız Rabelais vermiştir. Roman türünün ilk başarılı örneği ise 16.yüzyılın sonlarına doğru Cervantes tarafından yazılan Don Kişot’tur.

17.yüzyılda klasik akıma bağlı tek romancı Madame de La Fayette’dir.

19.yüzyılda roman; özellikle İngiltere, Fransa ve Rusya’da önemli bir gelişme göstermiştir. İspanyol edebiyatında Cervantes; Fransız edebiyatında Stendhal, Balzac, Flaubert, V.Hugo, E.Zola; İngiliz edebiyatında Charles Dickens; Rus edebiyatında ise Gogol, Dostoyevski ve Tolstoy bu türün gelişmesinde önemli isimlerdir.

Hiçbir düşündürücü yanı olmayan, eğlendirme amaçlı romanlara “yığın romanı” denir. Barbara Cartlant’ın, Kerime Nadir’in romanları bu türe örnektir.

Romanın öğeleri nelerdir?

Roman dört temel öğeden oluşur. Romanın kurgusunu oluşturan dört temel unsur “yer, zaman, olaylar zinciri ve şahıs kadrosu ”dur. Bazı romanlarda bunlara “fikir” unsuru da eklenir.

1. Kişi (kahramanlar): Romanların çoğunda geniş bir şahıs kadrosu vardır. Romanda başkarakter ve yardımcı karakterler bulunur. Romanda şahıslar ayrıntılı olarak tanıtılır. Roman kahramanının yaşamı, geniş bir zaman çerçevesi içinde baştan sona anlatılır. Roman kişileri “tip” ve “karakter” olarak karşımıza çıkar.

Tip: Belli bir sınıfı ya da belli bir insan eğilimini temsil eden kişidir. Tip evrenseldir, genel özelliklere sahiptir. Tipler “sevecen tip, alıngan tip, kıskanç tip, sosyal tip” gibi bireysel olmaktan çok, başkalarında da bulunan ortak özellikler taşıyan ve bu özellikleri en belirgin şekilde temsil eden şahıs veya şahıs grubudur.

Karakter: Romanda olumlu, olumsuz yönleri ile verilen, belirli bir tip özelliği göstermeyen kişilerdir. Karakter, kendine özgüdür. Karakterler genel temsil özelliği göstermez. Karakterler, birden fazla özelliği belirlenmiş, tipik olan birkaç özelliği ile insanın iç çatışmaları ve çıkmazlarını verme görevini yüklenmiş roman şahıslarıdır. Karakterler çok yönlü olup, değişkenliğe sahip kişiler oldukları için bunlara “yuvarlak roman kişisi” de denmektedir.

roman4-26042015

2. Olay: Romanlar, temel bir olay etrafında gelişen ve iç içe geçmiş çok sayıda olaydan oluşur. Romanda anlatılan olaylar hayattan alınabileceği gibi tarihten, anılardan, okunan kitaplardan ve masallardan da alınabilir. Önemli olan, konunun gerçeğe uygun olmasıdır. Romanda olaylar her yönüyle ayrıntılı olarak işlenir. Her olay bir nedene bağlanır. Böylece okuyucu, romanın içine çekilir.

3. Çevre (yer): Romanlardaki kişilerin yaşadığı, olayların geçtiği yerdir çevre. İnsanlar gibi roman kişileri de belli bir çevrede yaşar. Bu çevre, okuyucuya betimleme yoluyla anlatılır. Romanda olayların geçtiği ve kişilerin yaşadığı yerler, çevre ve diğer mekanlar çok ayrıntılı şekilde verilir.

4. Zaman: Romanlarda zaman kavramı belirgindir. Olay veya olaylar belirli bir zaman diliminde yaşanır. Romanlarda fiiller genellikle “-di’li geçmiş zaman” kipinde kullanılır. Klasik romanda zaman “geçmiş, şimdiki ve gelecek zaman” olmak üzere üç dilimde verilir. Çağdaş romanda bu anlayış etkin değildir. İnsanın hatırlama yeteneğinden yararlanılarak zamanlar arası geçiş yapılır. İç içe değişik zaman dilimlerinden söz edilebilir. Birkaç zaman bir arada kullanılabilir. Şuur akışı tekniğiyle geriye dönüşler veya ileriye gidişler olabilir.

5. Fikir: Çoğu romanın fikirsel bir yönü de vardır. Romandaki olayların, durumların ve davranışların nedenleri araştırılır; kişilerin psikolojik tahlilleri yapılır ve olayların sonuçları üzerinde durulursa romanın ana düşüncesi ve yardımcı düşünceleri belirlenebilir.

6. Dil ve anlatım: Her romancı eserini kendine özgü görüş, anlayış ve anlatış özelliğine göre oluşturur. Anlatmaya bağlı eserlerde, özellikle de roman ve hikayeler birinci veya üçüncü kişi ağzından anlatılır. Birinci kişili anlatımda “ben, biz”, üçüncü kişili anlatımlı eserlerde “o, onlar” özneleri kullanılır. Yüklemler bu öznelere göre çekimlenir. Ayrıca bu tür eserlerde üç tür anlatıcı bakış açısından söz edilebilir. “Dün Ali ile Ayşe’yi eve çağırdım. Birlikte ders çalıştık.” Burada birinci kişili anlatım söz konusudur. “Dün Ali ile Ayşe’yi eve çağırdı. Birlikte ders çalıştılar.” Burada üçüncü kişili anlatım söz konusudur.

Anlatıcı bakış açıları nelerdir?

Hakim (İlahi, Tanrısal) bakış açısı: Anlatıcı, olayların içinde yer almaz, olaylara müdahale etmez. Olaylara geniş bir açıdan bakar. Anlatıcı her şeyi bilen konumundadır; kahramanların zihinlerinden geçenleri, duygularını, iç dünyalarını geçmişte yaşadıklarını, gelecekte olacakları, onların en gizli bilgilerini bütün ayrıntılarıyla bilir. Yazar, roman kahramanlarından daha fazlasını bilir. Anlatım üçüncü kişinin ağzından yapılır.

“Eve nasıl gideceğini düşünüyordu. Babasının kızacağından endişe ediyordu. Bu düşünceler içindeyken aklına bir fikir geldi.”

Kahraman bakış açısı: Anlatıcı, romanın kahramanlarından biridir. Yazar, olayları kahramanın bakış açısından anlatır. Anlatıcının bildikleri; kahramanın anlattıkları, gördükleri, duydukları ve bildikleri ile sınırlıdır. Olaylar, birinci kişinin ağzından verilir.

“Eve gittim. Babam beni görünce çok sevindi. ‘Sana bir sürprizim var!’ dedi. Doğum günüm için aldığı hediyeyi bana verdi.”

Gözlemci bakış açısı: Anlatıcı, olayların içinde yer almaz. Olayları yansız bir şekilde anlatır, gözlemci konumundadır. Yazarın bildikleri, kahramanın bilgilerinden daha azdır. Bu bakış açısıyla yazılmış romanlarda gizli bilgilere, duygulara, hayallere ve kişilerin iç dünyasındaki çatışmalara yer verilmez. Olaylar üçüncü kişinin ağzından anlatılır.

“Eve gitti. Babası onu görünce çok sevindi. Ona bir sürprizi olduğunu söyledi. Doğum günü için aldığı hediyeyi ona verdi.”

Roman-26042015

Roman türleri nelerdir?

Romanlar, bağlı oldukları edebi akımlara ve konularına göre sınıflanabilir.

Akımlarına göre romanlar: Edebiyat akımlarına göre romanlar “romantik, realist (gerçekçi), natüralist (doğalcı), estetik, izlenimci, dışavurumcu, toplumcu, yeni roman” olarak sıralanabilir.

Konularına göre romanlar: Konularına göre romanlar ise “sosyal roman, tarihi roman, macera romanı, tahlil romanı, duygusal roman, egzotik roman, oluşum romanı, didaktik roman, köy romanı, lirik roman, pastoral roman, otobiyografik roman, aşk romanı, bilim kurgu romanı, belgesel roman” olarak isimlendirilebilir.

Sosyal roman: Toplumsal sorunların işlendiği romanlardır. Bu tür romanlarda ekonomik sorunlar, sınıflar arası çatışmalar, rejim değişiklikleri, esaret, göç gibi toplumsal yaşamı doğrudan ilgilendiren konular anlatılır.

Tarihi roman: Konularını tarihte yaşamış kahramanlarla, onları kuşatan gerçek veya hayali kişilerin hayat ve maceralarından alan roman türüdür. Bu roman türü, geçmişte yaşanmış önemli olayları konu alır. Ancak tarihten daha derinlerde yatan insanla ilgili daha evrensel bir gerçeği araştırmak amacıyla da yazılır. Yazar, tarihi gerçekleri kendi hayal gücü ile birleştirerek anlatır.

Macera (serüven) romanı: Günlük yaşamda gerçekleşmesi çok zor olan şaşırtıcı, gizemli olayları sürükleyici bir anlatımla ele alan romanlardır. Bu tür romanlarda “olay” her şey demektir. Romancı, okuyucunun merakını hep zirvede tutar. Bu romanlarda olayların akışına uygun olarak çok zengin ve değişken bir çevre anlatımı vardır. Kahramanlar olay ekseninde sürekli hareket halindedir. Bu romanlarda okuyucuya hoşça vakit geçirtmek amaçlanır.

Tahlil (çözümleme) romanı: İnsanların ruhsal ve psikolojik durumlarını, olaylar karşısındaki tepkilerini ve davranış biçimlerini işleyen roman türüdür. Bu romanların hatıra türü yazılara yakın bir anlatımı vardır. Tahlil romanları, kişilerin ruhsal durumlarını ayrıntılarıyla çözümlemeye çalışır. Bu romanlarda görünen olaylardan çok, olayların kişi üzerindeki yansımaları konu edinilir. Ruhun derinliklerine inilir, bilinçaltındaki gizemli istekler açığa çıkarılmaya çalışılır. Bu nedenle bu romanlara “psikolojik roman” da denir.

fitnat-26042015

Türk Edebiyatında roman

Tanzimat’a kadar Türk toplumunda romanın yerini destanlar, efsaneler, mesneviler ve halk hikayeleriyle masallar tutmuştur. Türk edebiyatı bugünkü anlamda romanla Fransızca’dan yapılan çeviriler sayesinde tanışmıştır. Yusuf Kamil Paşa’nın Fransız edebiyatçı Fenelon’dan yaptığı Telemague (Telemak) adlı çeviri eser, ilk çeviri roman olarak karşımıza çıkmaktadır.

Türk edebiyatında roman türünün ilk örnekleri Tanzimat döneminde verilmiştir. Şemseddin Sami’nin “Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat” adlı eseri ilk yerli roman kabul edilir. Edebi anlamda ilk roman örneklerinden biri kabul edilen İntibah’ ı Namık Kemal 1876 da yazmıştır. Batı edebiyatındaki yetkin örnekler ölçüsündeki romanları ise Halit Ziya Uşaklıgil kaleme almıştır. Halit Ziya “Maî ve Siyah”, “Aşk-ı Memnu” gibi eserleriyle yerli romana teknik yönden Batılı bir nitelik kazandırmıştır.

Hikaye – roman arasındaki farklar nelerdir?

Hikaye anlatım olarak romana benzer ama aslında romandan çok farklı yanları vardır:

Hikaye türü, romandan daha kısadır.

Hikayede temel öğe olaydır. Romanda ise temel öğe karakter, yani kişidir. Hikayeler olay üzerine kurulur, romanlar ise kişi üzerine kurulur.

Hikayede tek olay bulunmasına karşılık romanda birbirine bağlı olaylar zinciri vardır. Romandaki olaylardan her biri hikayeye konu olabilir.

Hikayede kahramanların tanıtımında ayrıntıya girilmez, kahramanlar her yönüyle tanıtılmaz. Romandan farklı olarak hikayede kişiler sadece olayla ilgili yönleriyle anlatılır. Bu yüzden hikayelerdeki kişiler bir karakter olarak karşımıza çıkmaz.

Öyküde, olayın geçtiği yer (çevre) sınırlıdır ve ayrıntılı olarak anlatılmaz. Romanlarda olaylar çok olduğu için olayların geçtiği çevre de geniştir. Bu çevreler çok ayrıntılı olarak anlatılır.

Hikayeler kısa olduğu için anlatım yalın, anlaşılır ve özlüdür. Romanlarda ise anlatım daha ağır ve sanatlıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder