Grekoromen ve Serbest güreş nedir? - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Aralık 21, 2016

Grekoromen ve Serbest güreş nedir?

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
Grekoromen ve Serbest güreş nedir? Grekoromen’i birçoğumuz güreş müsabakalarında duymuştur. Fakat bu grekoromen’in ne olduğu konusunda veya ne anlama geldiği konusunda çok azımız bilgi sahibidir. Evet Grekoromen güreş ile ilgili bir terim olup güreş branşlarından bir tanesidir. Zaten güreşteki en önemli iki branş olan Serbest Güreş ve Grekoromen branşlarıdır. Grekoremen Güreş stili, güreş esnasında ayaklara ve bacaklara hiç dokunmadan yapılan güreş şeklidir. Kesinlikle ayaklara ve bacaklara dokunulmaz.

Her iki güreşçide birbirlerinin ayak ve bacaklarına dokunmadan rakibini yenmeye çalışırlar işte bu branşta veya stilde yapılan güreşlere grekoromen güreş denir. Serbest Güreş stili nedir? Serbest güreşte ise ayaklara ve bacaklar dokunulabilir, çelme takılabilir, tutulabilir, belden aşağı sarılma yapılabilir, yani grekoromende olduğu gibi ayak ve bacaklara dokunmak yasak değildir. Serbest güreşte bu anlama gelmektedir.

Güreş insanlık tarihi kadar eski bir spor dalıdır. Eski çağ insanı doğa ile mücadele ederken, günümüzün güreş sporundan pek farklı bir mücadele yaşamamıştır. Dünyanın en eski mücadele sporu olarak bilinen güreş, eski Mısır’da bulunan 5000 senelik resimlerde bile izlerine rastlanan bir spordur. Güreş sporu ile uğraşan milletlerin başında Türkler, Araplar ve Yunanlılar gelmektedir. M. Ö. 708’de Yunanlılar, M. Ö. 2. yüzyılda Türkler, M. Ö. 22’de Japonlar, M. Ö. 260’da Sümerler, M. Ö. 2000-2470-2320’de Mısırlılar tarafından güreş yapıldığına dair belgeler bulunmuştur.

Antik Olimpiyat Oyunları M.Ö. 776’da başladığında güreş oyunların ana sporu konumundaydı. M.Ö. 1500 yıllarında Hindistan’da serbest stile dayalı güreş sporunun görüldüğü tarih kitaplarında yer almıştır. Bu sporu Çinliler, Japonlar ve ABD’lilerin de yaptıkları bilgiler arasında. M.S. 700’lü yıllarda Japonya’da uygulanan Sumo, devlet başkanlarının da desteği ile hızla yayılmış, daha sonra bu stil uluslararası spor organizasyonlarında yerini almıştır.

Tarih kitapları grekoromen stilin Grekler ve Romalılar tarafından yapılan güreş müsabakalarının aynısı olduğunu yazmaktadır. Greko-romen stilde güreşçiler, sadece kollarını ve vücutlarının belden yukarısını kullanabilirler. 1904’ten beri olimpiyat oyunlarında yer verilen serbest stilde ise adından anlaşılacağı üzere vücudun belden aşağısını ve bacakları kullanmak serbesttir. Serbest stil sadece 1912 oyunlarında yer almamıştı. Yıllar içinde Avrupa ülkeleri Greko-romene egemen oldular. Bu stildeki en son ve en büyük isim, güreşi bıraktığını açıklayan Rus ağır sıklet güreşçisi Alexander Karelin’dir.

Türkiye’de Güreş ve Gelişimi Türklerin en eski spor dallarından biri olan güreş, ‘kures’ sözcüğünden gelmektedir. İran’da müslüman hükümdarların emri altına çalışan Türklerin kures adını verdikleri bir çeşit spor yaptıları belirtilmektedir. Daha sonraları Türklerde güreş günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Oğuz Türklerinde güreş sporunun her dalına yer verildiği Dede Korkut hikayelerinden anlaşılmaktadır. Özellikle Ege ve Trakya’da yaygın olan yağlı güreşi Türk halkı benimsemiştir. Halk arasında en çok ilgiyi Kara Kucak ve Yağlı güreşler görmüştür. Osmanlı döneminde güreş organizasyonları yapılır, birinci olanlara, büyük baş, küçük baş hayvan ve tarım arazisi verilirdi. Tanzimat döneminden sonra bu hediyeler paraya dönüşmüştür. Türkiye’ye modern anlamda güreş 1910 yılında gelmiştir.


Bu güreşin Türkiye’deki ilk antrenörü ise, Macar Raol Peter’dir. 1922 yılında Güreş Federasyonu’nun kurulması ile birlikte minder güreşi daha düzenli bir hal almıştır. Minder güreşine sahip çıkan kulüpler sayesinde Ahmet Fetgeri, Kemal Türel, Tıbbıyeli Sami, Mazhar Kazancı, Emin Şükrü Kurt, Ressam Acar, Mızıkacı Danyal, M.Ali Fetgeri, M.Sami Karayel, Hattat Şevket, Cemal Sek, Seyfi Cenap gibi daha bir çok şampiyon sporcu yetişmiş ve güreşi günümüze kadar getirmişlerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder