Dünyanın En Eski Tam Dünya Haritası - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Aralık 25, 2016

Dünyanın En Eski Tam Dünya Haritası

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
Dünyanın En Eski Tam Dünya Haritası En eski harita aslında 1513 yılında çizilmiş olan Piri Reis‘in dünya haritasıdır. Fakat Piri Reis’in çizdiği haritanın bulunmuş olan kısmı tamamının 16 parçasından birisidir. Yani diğer 15 parça henüz bulunamamıştır. Bu nedenle 1800’li yılların başlarında Avrupa’da çizilmiş olan bu harita, en eski ilk tam dünya haritasıdır. Birazdan göreceğiniz resim Peter Projeksiyonlu Dünya Haritası’na ait. İlk kez Dr. Arno Peters tarafından 1974’te Almanya’daki Basın Konferası’nda tanıtılıp sonrasında ise epey tartışmaya konu olmuş. Tartışmanın esas konusu şu: Bu harita gerçeği yansıtıyorsa bizim bildiğimiz harita neyi yansıtıyor?

Tartışmanın bu kadar değerli olmasının nedeni aslında haritaların güçlü ve zayıf yönlerinde saklı. Her haritanın güçlü ve zayıf yönleri, neyi esas aldığına göre değişiyor çünkü. Peter projeksiyonunun baz aldığı kriter ise alan. Zaten coğrafi alanların yüzölçümleri, boyutları konusunda en başarılı harita olduğuna inanılıyor. Peki bizim bildiğimiz harita bu haritaya neden benzemiyor? Sorunun cevabı politik olabilir. Kullandığımız ve tüm dünyaca esas harita kabul edilen İngiliz üretimi dünya haritaları başka alternatifleri olmasına karşın Mercator projeksiyonundan asla vazgeçmemişler. İngiltere, Kanada ve Avustralya’yı olduğundan daha büyük gösteren, İngiltere’yi de Dünya’nın tam merkezine koyan Mercator haritaları İngiltere’nin sömürge politikalarının ve yaratmak istediği algının görsel coğrafi zeminini oluşturduğu için İngiltere ve diğer sömürgeci ülkeler, Mercator projeksiyonundan hiç vazgeçmediği gibi az gelişmiş diğer ülkelere de bu haritadan dağıtmışlardır.

Harita incelendiğinde, bildiğimiz haritaya göre ABD ve Avrupa’nın boyutlarının daha küçük olduğunu görüyoruz. Buna karşın Afrika’nın da bildiğimizden daha büyük olduğuyla yüzleşiyoruz. Bir başka göze çarpan ise Avrupa’nın haritanın tam ortasında olmaması. Yıllarca her haritanın merkezinde Avrupa’yı gördüğümüz için bu da şaşırtıcı geliyor. Bu iki önemli ayrıntı aslında konunun güçle ilgili olduğunu düşünmemize sebep olabilir. 


Güçlü imajını büyüklük üzerinden sübliminal olarak vermek için bildiğimiz diğer haritaların yaygınlaştırıldığı düşünülebilir. Aklınıza bu noktada güneş batmayan imparatorluğu getirebilirsiniz. Aynı şekilde haritanın kalbine konumlandırılmış Avrupa da, yine gücün merkezde konumlanması gerektiği imgesini veriyor olabilir.

Bir bilene danışmak lazım tabii yine de.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder