Şiirde Ahenk (Ses ve Ritim) - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Mayıs 29, 2015

Şiirde Ahenk (Ses ve Ritim)

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
Şiirde Ahenk (Ses ve Ritim)


Şiirde ahenk, birbiriyle uyumlu seslerin, belli bir ritimle bir arada bulunmasıyla sağlanır. Şiirde ahengi sağlayan ses ve ritim unsurları şunlardır:

1)Asonans

2)Aliterasyon

3)İç Kafiye

4)Ölçü

5)Uyak(kafiye)

6)Redif

Asonans
Şiirde aynı sesli harflerin tekrarlanmasından oluşan ahenktir.

Gül bülbülü güldürür mü

Ülfet eyler öldürür mü

Bu dizelerde “ü” sesli harfinin tekrarlanmasıyla ahenk sağlanmış, asonans yapılmıştır.

Aliterasyon
Şiirde aynı sessiz harflerin tekrarlanmasından oluşan ahenktir.

Sensizim üzsen de sonsuza dek sevdiğim

Sevsen de sevmesen de seni hep seveceğim

Bu dizelerde “s” sessiz harfinin tekrarlanmasıyla ahenk sağlanmış, aliterasyon yapılmıştır.

İç Kafiye
Dize ortalarında bulunan ve mısra sonlarındaki uyakla uyumlu ses benzerliği oluşturan ses benzerliğidir.

Kamu bimârına cânân/ devâ-yı derdi der ihsân

Niçün kılmaz bana dermân/ beni bimâr sanmaz mı?

Bu dizelerin ortasında bulunan “cânân” ve “dermân” sözcükleriyle, birinci dizenin sonundaki “ihsan” sözcüğü arasında ahenk sağlanmış, iç kafiye yapılmıştır.

Ölçü (Vezin)
Şiirde dizelerin hece sayısına veya hecelerin ses değerine göre bir uyum içinde olmasıdır. Türk edebiyatında aruz ve hece olmak üzere iki ölçü kullanılmıştır. Ayrıca birçok şair serbest ölçüyle de şiir yazmıştır.

1)Aruz Ölçüsü
Dizelerde hecelerin uzunluğuna ve kısalığına dayanır. Her dizenin ses bakımından denk olması esas olarak kabul edilir.

Sesli harfle biten heceler “açık hece”, sessiz harfle biten heceler ise “kapalı hece”dir. Her dizenin son hecesi, nasıl biterse bitsin, kapalı hece kabul edilir. Açık heceler kısa, kapalı heceler ise uzun olarak kabul edilir. Açık heceler (.) nokta, kapalı heceler (-) kısa çizgiyle gösterilir.

Aruz kalıpları gereği, kısa hecelerin uzun okunmasına imâle, uzun hecelerin kısa okunmasına ise zihaf denir. Bunlar birer aruz kusurudur. Kapalı heceyi açık hece durumuna getirmek için, sessizle biten bir sözcüğün, sesliyle başlayan bir sözcüğe bağlanarak okunmasına vasl(ulama) denir.

Aruz ölçüsü, Arap edebiyatı kaynaklıdır. Türkler aruz ölçüsünü 11.yüzyıldan itibaren kullanmaya başlamışlardır. Divan edebiyatının tüm nazım ürünlerinde aruz ölçüsü kullanılmıştır.

2)Hece Ölçüsü
Dizelerdeki hece sayılarının birbirine eşit olması esasına dayanır. Bu ölçüyle oluşturulan şiirlerde dizelerde vurgu yapmak amacıyla bir ya da iki kez durulur. Durulan bu yerlere “durak” denir. Duraklar sözcük ortasında bitmez. Dizedeki hece sayısı çift ise durak genellikle heceleri eşit böler: 8=4+4. Dizedeki hece sayısı tek ise genellikle hece sayısı çok olan durak ya da duraklar önde, hece sayısı az olan durak sonda bulunur: 7=4+3, 11= 6+5, 11= 4+4+3.

Türklerin ulusal ölçüsüdür. Genellikle, İslamiyet öncesi Türk edebiyatında ve halk edebiyatı ürünlerinde kullanılmıştır. Daha çok 7’li, 8’li ve 11’li kalıpları kullanılmıştır.

Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı

Bir dakika araba yerinde durakladı

Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar

Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar

Bu dörtlük 7+7= 14’lü hece ölçüsüyle yazılmıştır.

Ya-ğız  at-lar  kiş-ne-di / me-şin  kır-baç  şak-la-dı

Bir  da-ki-ka  a-ra-ba/ ye-rin-de  du-rak-la-dı

3)Serbest Ölçü
Ölçü ve uyak düzeni olmayan şiirlerin ölçüsüdür. Bu ölçüyle oluşturulan şiirlerde uyum, hece sayısı ve uyakla değil; sözcüklerdeki ses ilişkileriyle sağlanır. 19.yüzyılın sonlarında doğmuş ve hızla gelişmiştir. Edebiyatımızda 1930’lardan beri kullanılmaktadır.

Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin

Benim doğduğum köyler de güzeldi

Sen de anlat doğduğun yerleri

Anlat biraz

Uyak (Kafiye)
Şiirde dize sonlarındaki ses benzerliğine uyak denir. Uyak, seslerin tekrarlanmasıyla dizelerin ahengini artıran bir musiki unsurudur. Uyağı oluşturan eklerin, sözcüklerin yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları ve görevleri farklı olmalıdır.

Aşk, dostluk…  Hepsi dökülür yapraklar

Çıplak bir ağaç durgun suda aksin

Yalnızlık dediğin hayatta başlar

Kabir boyunca devam etmek için

Ne hasta bekler sabahı

Ne taze ölüyü mezar

 Ne de şeytan bir günahı

Seni beklediğim kadar

Redif
Dize sonlarında yazılışları, anlamları ve görevleri aynı olan eklerin, sözcük ve sözcük gruplarının tekrar edilmesine redif denir. Redif uyaktan sonra gelir, her dize sonunda redif bulunmak zorunda değildir.

Ben sizinle sarmaş dolaş olmuşum, dalgalar

Pamuk yüklü gemilerin ardında gezemem

Doyurmaz artık beni bayraklar, bandıralar

Mahkum gemilerinin sularında yüzemem

Bardak boşalır bencileyin dolmayı bilmez

Benzim gibi yaprak sararıp solmayı bilmez

Hiçbir şey canımca feda olmayı bilmez

Canım senin uğrunda feda olmak içindir

Ya Rab, belâ-yı aşk ile kıl âşînâ beni

Bir dem belâ-yı aşktan etme cüdâ beni

Uyak Türleri
1)Yarım Uyak
Tek ses- genellikle sessiz harf- benzerliğine dayanan uyak türüdür.

Düşman geldi tabur tabur dizildi

Alnımıza kara yazı yazıldı

Delik-demir çıktı mertlik bozuldu

Eğri kılıç kında paslanmalıdır

Ben çektiğim kimler çeker

Gözlerim kanlı yaş döker

Bulanık bulanık akar

Dağların seliyim şimdi

2) Tam Uyak
İki ses- genellikle bir sesli bir sessiz harf- benzerliğine dayanan uyak türüdür.

Mazi köyünde, hatıralar gölgesinde kal

Dolaştığın tabiatı günlerce seyre dal

Sen de geçebilirsin yârdan, anadan, serden

Senin de destanını okuyalım ezberden

Haberin yok gibidir taşıdığın değerden

3)Zengin Uyak
Üç ya da daha çok sesin benzerliğine dayanan uyak türüdür.

Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk

Soğuk bir mart sabahı buz tutuyor her soluk

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda

Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda

Canı, cânânı bütün varımı alsın da Hüdâ

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ

Miskin Yunus biçareyim

Baştan ayağa yâreyim

Dost ilinden avareyim

Gel gör beni aşk neyledi

Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak

Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak

Uyarı:
Dize sonundaki bir sözcüğün başka bir dize sonundaki sözcüğün içinde geçmesiyle oluşan ses benzerliğine tunç uyak denilmektedir. Tunç uyak, zengin uyağın bir türü olarak kabul edilmektedir.

Kimi solgun, sarışın; kimi ak, kimi kara

Kiminin arkasında görünüyor Ankara

Bulutlar ufukta beyaz bir yumak

Ne hoştur kırlarda yazın uyumak

Ne doğan güne hükmüm geçer

Ne halden anlayan bulunur

Ne aklımdan ölümüm geçer

Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur

Bir gün dedim ki istemem artık ne yer ne yâr

Çıktım sürekli gurbete, gezdim diyar diyar

4)Cinaslı Uyak
Anlamları ayrı, yazılış ve söylenişleri aynı olan sözcük ya da sözcüklerin benzerliğine dayanan uyak türüdür.

Dönülmez akşamın ufkundayız. Vakit çok geç

Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç

Her nefeste eyledik yüz bin günah

Bir günaha etmedik hiçbir gün ah

Kara gözler

Yaktı beni kara gözler

Gemim deryada kaldı

Yelkenim kara gözler

Hüzün güllerini derdin

Söyle yârim nedir derdin

Hani hep sen bana derdin

Yüce aşklar böyle başlar

Uyak Düzenleri
Dizelerin son seslerine bakılarak bir dörtlüğün uyak düzeni çıkarılabilir. Bir dizenin hangi dize ile uyaklı (kafiyeli) olduğunun gösterilmesine uyak düzeni denir.

1)Düz Uyak
Birinci ve ikinci dizenin; üçüncü ile dördüncü dizenin birbirleriyle uyaklı olmasıdır.

Uyak düzeni aabb biçimindedir.

…………….a

…………….a

…………….b

…………….b

Derler bilir hakikati yüzlerce feylesof                     a

Bir kısmı şek ve şüphede bir kısmı hayli kof         a

Aksetmiyor çoğunda fikirler ayan beyan              b

Hayyam imiş hakikati az çok fısıldayan                   b

Halk edebiyatında dörtlüklerde kullanılan aaab şeklindeki uyaklar da düz uyaktır.

Ağacınız yapraklarla donanır                      a

Taşlarınız bir birliğe inanır                            a            

Her çiçekler bağrınızda gönenir                                a

Pınarınız çağlar akışır dağlar                        b

2)Çapraz Uyak
Birinci ile üçüncü dizenin, ikinci ile dördüncü dizenin uyaklı olmasıdır. Uyak düzeni abab biçimindedir.

…………..a

…………..b

…………..a

…………..b

Hafız’ın kabri olan bahçede bir gül varmış            a

Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle        b

Gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış            a

Eski Şiraz’ı hayal ettiren ahengiyle                          b

Uçun kuşlar uçun doğduğum yere                          a

Şimdi dağlarında mor sünbül vardır                        b

Ormanlar koynunda bir serin dere                          a

Dikenler içinde sarı gül vardır                                    b

3)Sarma Uyak
Birinci ile dördüncü dizenin, ikinci ile üçüncü dizenin uyaklı olmasıdır. Uyak düzeni abba biçimindedir.

……………a

…………..b

…………..b

…………..a

Akşamleyin güneş ardından geceler                      a

Görününce en son bu yolun ucunda                      b

Aksimiz mi? –dersin- başı avucunda                       b

Düşünceye dalmış bir insan geceler                       a

Balkonlara, yalılara dalar düşünürüm                     a

O günler uzaklaşan yelkenlerin peşi sıra                              b

Akan bulutlar gibi geçmiş; ne iz ne hatıra             b

Sır şimdi bunca güzel hayat, güzel ölüm                a