Göstermeye Bağlı Edebi Metinleri Tanıma (Tiyatro) - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Ağustos 29, 2014

Göstermeye Bağlı Edebi Metinleri Tanıma (Tiyatro)

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
Göstermeye Bağlı Edebi Metinleri Tanıma (Tiyatro)

 Türkçede ‘tiyatro’ kelimesi;
-Sahnelenecek oyunun metni
-Sahne eserlerini oynama sanatı ve
-Oyunların sahneye konduğu bina anlamlarında kullanılır.
Tiyatro, insan yaşayışını sahnede canlandırma sanatıdır. Tiyatro sanatının metinleri, edebiyatla ilgilidir. Onun dışında tiyatro, kendine ait kuralları, özellikleri, malzemeleri ve imkanları olan bir sanat dalıdır. Tiyatronun en önemli kaynağı hayattır, yaşamdır. Tiyatro hem göze hem kulağa seslenen bir sanat dalıdır; yani tiyatro ‘işitsel- plastik’ bir sanattır. Drama, dramatik edebiyat gibi sözler tiyatro anlamına gelir.
Dram, ‘sahnede oynanmak için konuşmalı olarak yazılmış, karşıt oluşların çatışmasıyla gelişen olay’, ‘drama’ anlamındadır. Tiyatroda olaylar, kişiler tarafından dekorun sağladığı imkanlarla seyircinin gözünün önünde canlandırılır. Tiyatroda konuşmalar (söz) ile hareketler birbirini tamamlar. Olaylar seyircinin karşısında gerçekleştiği için oyuncu ile seyirci bütünleşir. Tiyatro, hayata en yakın olan sanat dalıdır. ‘olay’ ve ‘kişiler’ tiyatro eserlerinin temel ögeleridir. Tiyatroda olay, edebi metinlerdeki gibi anlatılmaz, oyuncular tarafından sahnede canlandırılır. Tiyatro metinlerinde olay örgüsüne ‘dramatik örgü’ adı verilir.
Tiyatroda olay, karşılıklı konuşmalarla ilerler, gelişir. Tiyatroda anlatımın rolü ve önemi sınırlıdır; oyun, konuşma ve hareketlerle canlandırılır. Tiyatronun edebiyatla ilgisini, sahnede canlandırılacak oyunun metni kurar. Sahnelenmek üzere ortaya konan eserin metni edebiyatın konusudur. Oyuncunun sözcükler olmadan hareketlerle bir şeyi anlatması veya oynaması olan pandomimde sözlü bir metin yoktur. Pandomimde oyuncular, oyunun anlamını görsel yorumlarıyla ortaya koyarlar.
Tiyatronun Doğuşu Ve Gelişimi
Drama olarak da adlandırılan tiyatro Eski Yunan’ da dini törenlerden doğmuştur. Şarap tanrısı Dionysos adına, her yıl ‘Dionysia’ denilen törenler düzenlenirdi. Tiyatronun ilk örneklerini, MÖ 5.yüzyılda ortaya çıkmıştır. Batı uygarlığında göstermeye bağlı edebi metinlere ‘tiyatro’ nun yanı sıra ‘drama, dramatik edebiyat’ gibi adlar verilir. Eski Yunan Tiyatrosu tragedya ve komedya olarak ikiye ayrılır.
-Tragedya : Eski Yunan edebiyatı döneminde, seyirciye acıma, korku duyguları uyandırarak ruhun tutkulardan temizlenip arınması amacına yönelik olarak yazılan tiyatro çeşididir. Tragedyalarda, büyük başarılar kazanmış kahramanların çöküşü ve ölümleri, acı sonları işlenir. Tragedyaların kendine özgü sıkı kuralları vardır. Konular mitolojiden ve tarihten alınır. Kişiler tanrılar, tanrıçalar ve yüksek tabakadan kişilerdir. Eserlerde yüksek bir üslup kullanılır, kaba sayılabilecek sözlere yer verilmez. Eser bir bütün halinde aralıksız oynanır. Üç birlik kuralına (yer- zaman- olay) uyulur. Oyunlar manzum olarak yazılır.
-Komedya : İnsanların ve olayların gülünç yanlarını ortaya koymak amacıyla yazılan, ilk örnekleri eski Yunan edebiyatında verilen tiyatro türüdür. Komedyada kişiler veya toplumla ilgili bozukluklar, gülünçlükler ortaya konarak seyirciyi güldürerek düşündürme amaçlanır. Komedyada konular çağdaş toplumdan ve günlük hayattan alınır. Kişiler halk tabakasından seçilir. Üslupta soyluk ve yükseklik aranmaz; kaba sözlere ve şakalara yer verilir. Oyunlar manzum (şiir) biçiminde yazılır. Komedyada da üç birlik kuralına uyulur. Komediler fars, vodvil, komedi santimantal gibi türlere ayrılır. Eski Yunan edebiyatında, tragedya ve komedya olmak üzere iki tür tiyatro vardır. Konusuna göre üçüncü bir tiyatro türü olarak bu iki türden çok sonra dram türü ortaya çıkmıştır.
-Dram : Dram türü 18.yüzyılda ortaya çıkmış, tiyatronun üçüncü bir dalı olmuştur. Dram hayatın acıklı ve komik yanlarına birlikte yer veren oyundur. Dramda trajedinin acıklı yönü ile komedinin güldürücü yönü birleşir. Dram türü, acıklı ve gülünç olayların hayatta iç içe yer aldığı düşüncesinden hareketle ortaya çıkmıştır. Dramda konular günlük hayattan da tarihten de alınabilir. Kahramanlar, toplumun her kesiminden seçilir. Üç birlik kuralı yoktur. Manzum olarak yazılabildiği gibi düzyazı halinde de yazılır. Dram türündeki oyunlar seyircinin duygularına seslenerek onu etkilemeye çalışır. Bu oyunlarda, kişilerin özel hayatlarındaki çatışmalar ve hayat mücadeleleri işlenir. İşlenen konunun gerçeğe uygun olmasına önem verilir. Göstermeye bağlı (tiyatro) metinler yukarıdaki açıklamalara bağlı olarak konuları bakımından üçe ayrılır : trajedi, komedi, dram.
Geleneksel Türk Tiyatrosu
   Geleneksel türk tiyatrosunun ilk örneklerinin hangi döneme ait olduğu konusunda kesin bilgiler yoktur; çünkü geleneksel oyunlar sözlüdür. Bu oyunların bir bölümü ancak 19.yüzyılda derlenip yazıya geçirilmiştir. Oyunların yazılı metninin olmaması geleneksel türk tiyatrosunu Batı tiyatrosundan ayıran en belirgin farkıdır. Geleneksel türk tiyatrosunda tiyatro sözü yoktur; onun yerine temaşa kelimesi kullanılır. ‘Temaşa sanatı’ sözü tiyatroyu karşılar. Geleneksel türk tiyatrosu Karagöz, orta oyunu, meddah ve köy seyirlik oyunları gibi türlere ayrılır. Bu türlerin hiç birinde yazılı metin yoktur. Oyunlar, doğaçlama (tuluat tekniği) olarak sahneye konulur.
-Karagöz : Karagöz geleneksel Türk tiyatrosunun en çok tanınan türüdür. Karagöz bir gölge oyunudur. Deriden yapılan kukla biçimindeki birtakım şekillerin ışıklandırılmış bir perde üzerine gölgelerinin yansıtılması ile oyun sahnelenir. Bu oyunun nasıl çıktığı konusunda farklı görüşler vardır. Bu görüşlerden biri şöyledir :
Sultan Orhan zamanında (14.yüzyıl) Karagöz ve Hacivat bir cami inşaatında çalışan usta veya işçilerdir. Bu ikisinin sabahtan akşama süren şakalaşmaları diğer çalışanların çalışmasını olumsuz etkilediği için söylentiye göre ikisi de padişah tarafından öldürülmüştür. Bu olaya padişah çok üzülür. Padişah’ ın üzüntüsünü azaltmak isteyen Şeyh Küşteri bir perde arkasında tasvirlerle Hacivat’ la Karagöz’ ün şakalaşmalarını canlandırmıştır.
Karagöz oyunu anonimdir, halkın ortak malıdır. Bu oyunlarda sahnelenen çeşitli konuları kimin düzenlendiği belli değildir. Karagöz bir tuluat (doğaçlama) oyunudur. Karagöz ve Hacivat oyunun asıl kahramanlarıdır. Karagöz eğitim- öğretim görmemiş okumamış halkı; Hacivat biraz eğitim görmüş, yarı aydın kimseleri temsil eder. Oyunun başlangıcında sadece bu iki kahraman varken zaman içerisinde imparatorluk içinde yaşayan tipleri, kavimleri temsilen çok sayıda kişi oyuna eklenmiştir: Tuzsuz Deli Bekir, Kastamonulu, Kayserili, Rumelili, Laz, Arnavut, Acem, Yahudi, Ermeni, Frenk, Rum… vb.
-Orta Oyunu : Seyircilerle çevrilmiş bir meydanda oynanan bir oyundur. Oyunun oynandığı alana palanga denir. Orta oyunu da bir metne bağlı kalınmadan oynanan doğaçlama bir oyundur. Orta oyunu, ramazan aylarında, bayram ve düğünlerde şehrin belirli yerlerinde çayırlarda, meydanlarda oynanırdı. Orta oyununda canlı oyuncular, insanlar vardır. Karagöz oyunundaki Karagöz’ ün karşılığı bu oyunda Kavuklu, Hacivat’ ın yerini tutan ise Pişekar’ dır. Kavuklu ve Pişekar, Karagöz ile Hacivat’ ın özelliklerini taşırlar. Bu oyunda da Karagöz’ de olduğu gibi farklı meslek, yöre ve uluslardan kişiler kendi konuşma tarzlarıyla ortaya çıkarlar.
-Meddah : Tek kişilik oyundur. Meddah adı verilen kişi, özellikle kahvehanelerde kış geceleri kendisini dinleyen kişilere halk hikayeleri anlatır. Meddah’ ın oyun malzemeleri elindeki bastonu ve mendilidir. Meddah, anlattığı hikayelerdeki kişileri, hareketlerini, konuşmalarını taklit ederek canlandırır. Meddahlar, usta- çırak geleneği içinde yetişirler. Meddah, anlattığı hikayeyi bir mecmuada okuduğunu belirtir, ancak bir metin olmaksızın doğaçlama olarak oyunu sürdürür. Meddah, taklit yapmakta çok başarılıdır.
-Köy Seyirlik Oyunları : Oyunculuk yeteneği olan köylülerin düğünlerde, bayramlarda veya uzun kış gecelerinde canlandırdıkları oyunlardır. Bu oyunlar genellikle mizahi nitelik taşır. Yanlış anlaşılmalara dayalı gülünç ögeler ortaya çıkar. Köy seyirlik oyunlarında, köy hayatında yaşananlar konu edilir. Bu oyunlarda oyuncular taklit yeteneklerini sergilerler. Köy seyirlik oyunları da bir yazılı metne dayanmadan, doğaçlama olarak oynanır. Bu oyunlar evlilik, sünnet gibi törenlerin en önemli eğlence kaynağıdır.
Modern Türk Tiyatrosu
   Modern türk tiyatrosunun başlangıcı Tanzimat Dönemi’ ne dayanır. Bu dönemde yetişen sanatçılar, Batı edebiyatındaki önemli eserleri taklit ederek veya türkçeye çevirerek tiyatro eserleri ortaya koymuşlardır. Tanzimat Fermanı’ nın ilan edildiği yıllarda Batılı tiyatro toplulukları İstanbul’un çeşitli yerlerinde oyunlarını sahneliyorlardı. Yabancı dille oynanan bu oyunlardan önce, oyunun türkçe olarak hazırlanmış özeti seyirciye dağıtılırdı.
Ülkemizde tiyatronun yerleşip yaygınlaşması konusunda Ahmet Vefik Paşa büyük çaba harcamıştır. Ünlü Fransız yazarı Moliere’ in hemen hemen bütün oyunlarını türkçeye çevirmiş veya uyarlamıştır. Türk edebiyatında ilk tiyatro eserini Şinasi yazmıştır. Şair evlenmesi adlı bu oyun tek perdelik bir komedidir. Bu dönemde Namık Kemal, Ahmet Vefik Paşa, Teodor Kasap, Recaizade Mahmut Ekrem, Samipaşazade Sezai, Abdülhak Hamit çok sayıda oyunlar yazmışlardır. Tanzimat dönemi’ nde yazılan tiyatro eserleri teknik yönden pek başarılı değildir; bazı oyunlar sadece okunmak amacıyla yazılmıştır, bunların sahnelenmesi imkansızdır.
Batı etkisindeki Türk edebiyatında Tanzimat’ tan sonraki dönemlerde de tiyatro türünde eserler yazılmıştır. Ancak tiyatro türündeki asıl başarılı eserler Cumhuriyet Dönemi’ nde ortaya konmuştur. Bu dönemde sadece başarılı eserler yazılmamış, aynı zamanda tiyatro kurumsallaşmıştır.
Tiyatro Terimleri :
-Dramatik Örgü : Anlatmaya bağlı metinlerdeki olay örgüsünün karşılığı olarak tiyatroda dramatik örgü vardır. Olayların bir sıraya bağlı olarak canlandırılması gerekir. Dramatik örgü, olayın bir bütün halinde ortaya konmasıdır.
-Aktör : Erkek tiyatro sanatçısı.
-Aktris : Kadın tiyatro sanatçısı.
-Adapte : Yabancı bir eseri yer adları, kahraman adları, deyimler, gelenek ve göreneğiyle yerli hayata uygulayarak çevirme, uyarlama. Ahmet Vefik Paşa, Moliere’ in birçok oyununu türkçeye uyarlamıştır.
-Aksesuar : Tiyatro sahnesinde kullanılan eşya.
-Kostüm : Tiyatroda rol gereği giyilen kıfeyetlerin genel adı.
-Dekor : Tiyatroda bir eseri tamamlayan ve sahneyi seyircinin gözünde gerçek bir mekan olarak gösteren döşeme, süs veya düzen. Dekor, sahneyi eserin konusuna göre döşeyip hazırlamada kullanılan eşyanın genel adıdır.
-Suflör : Tiyatroda kuliste durarak oyunculara rollerinde unuttukları sözleri, seyircilere duyurmadan fısıltıyla söyleyip hatırlatan yardımcı.
-Mizansen : Bir oyunun sahneye konması, sahneye göre düzenlenip uygulanması.
-Tirad : Bir oyunda kişilerin birbirine karşı söyledikleri coşkulu, uzun sözler.
-Fars : Komedinin sanat yönünden yoksun, kaba bir türü. Kaba şakalar, fiziksel eylemler ve açık saçık sözler içerir.
-Vodvil : Konusu çok entrikalı kaba saba şakalar içeren, söz oyunlarına ve yanlış anlamalara geniş yer ayıran müzikal bölümler de içeren metinden çok doğaçlamaya önem veren komedi türü.
-Replik : Cevap. Tiyatroda sanatçıların birbirine söyledikleri sözlerin her biri.
-Repertuvar : Bir tiyatro topluluğunun bir oyun döneminde sahneye koyacağı eserlerin listesi.
-Pandomim : Sözsüz tiyatro türü. Anlatılmak istenen şey jest ve mimiklerle ifade edilir.
-Monolog : Bir tiyatro eserinde oyuncunun tek başına doğrudan doğruya seyirciye seslendiği veya yüksek sesle düşündüğü bölüm. Tek kişinin konuşması. Tek kişilik taklitli bir komedi türü.
-Perde : Bir tiyatro eserinde konunun ana bölümlerinden her biri. Tiyatro eserinin bir perde açılmasından kapanmasına kadar geçen bölümü.
-Sahne : Tiyatroda bir perdelik bölümün, dekor bakımından değişik olan küçük kısımları. Bir perdelik bölüm içinde kişilerin girip çıkmasıyla değişen bölüm.
-Kabare tiyatrosu : Genellikle güncel konuların iğneleyici, yerici, taşlayıcı bir biçimde ele alındığı, şarkıların söylendiği küçük tiyatro.
-Rol : Tiyatro ve benzeri sahne sanatlarında oyuncuların eser kişilerini sahnede canlandırması.
-Melodram : Acıklı olayların işlendiği gerilimin yükseltildiği, duygulu, coşturucu müzikli oyun.
*Karagöz, orta oyunu, meddah gibi türlerden oluşan geleneksel türk tiyatrosunda birçok özellik ortaktır.
-Geleneksel tiyatromuzda düzenli bir sahne, aksesuar ve kostümler yoktur.
-Geleneksel tiyatro türlerinden Karagöz ve orta oyununda, oyun söylenenlerin ters anlaşılması üzerine kurgulanır. Oyunlar mizahi nitelik taşır.
-Geleneksel tiyatroda oyunun perdeleri yoktur.
-Geleneksel tiyatroda oyunların konuları kimi zaman gerçeklikten uzaktır, hayali ögeler ön plana çıkar.
-Oyunlarda günlük hayatta yaşanan komik olayların yanı sıra aşk hikayeleri, kahramanlık hikayeleri anlatılır. Yeni konular yoktur.
-Oyunların yazılı metinleri yoktur, oyunlar tuluat (doğaçlama) tekniğine göre oynanır.
-Geleneksel tiyatroda oyunlardaki karakterler, oyuncular tarafından sahnede canlandırılmaz.
*Modern türk tiyatrosunda dram, komedi, trajedi gibi türler vardır.
-Oyunların yazılı metinleri vardır. Bu metinlerin yazarları bellidir. Oyunlar nazım ve nesir biçiminde olabilir.
-Modern tiyatroda, oyunlarda kurgu daha sağlam ve gerçekçidir.
-Modern tiyatronun konu haritası geleneksel türk tiyatrosuna göre çok geniştir.
-Modern tiyatronun bütün türlerinde sahnede oyunu canlandıran canlı gerçek oyuncular vardır.
-Toplumsal hayat, modern türk tiyatrosunda daha fazla yer bulmuştur.
Geleneksel türk tiyatrosu, Osmanlı döneminde şehir hayatı içinden çıkmıştır. Geleneksel türk tiyatrosu kurumsallaşmamıştır. Bayramlarda, düğünlerde belli dönemlerdeki kutlamalarla halkı eğlendirmek amacıyla Karagöz oynatıcıları, orta oyunu sanatçıları ve meddahlar gösteriler düzenlerdi. Bu gösteriler saray bahçesinde, kahvehanelerde veya boş meydanlarda gerçekleştirilirdi. Bu dönemde geleneksel bir hayat tarzı vardır; sanayi ve teknoloji pek gelişmemiştir. İnsanlar geçimlerini üretime dayalı meslekleri ve el becerileri ile  sağlar. Toplum dış tesirlere kapalıdır. Dünyanın başka ülkelerinde neler yaşandığından kimsenin haberi yoktur. İnsanların böyle bir merakı da yoktur. Toplum ürettikleri ile geçimini sağlar; insanlar kanaatkardır, elindeki ile yetinir. Geleneksel türk tiyatrosu Osmanlı dönemindeki türk toplumu içinde doğmuş ve gelişmiştir, yerli ve milli özellikler taşır.
Modern türk tiyatrosu Batı kaynaklıdır. İlk ürünler özellikle Fransız tiyatrosundan yapılan çeviri ve uyarlamalardır. Modern türk tiyatrosu eserleri modern Batılı bir bakış açısının ürünleridir. Bu ürünler, yaygın biçimde özellikle 20.yüzyılda ortaya çıkmıştır. Oyunları yazanlar tiyatro konusunda eğitim almış, Batı kültür ve edebiyatını yakından tanıyan kişilerdir. Modern tiyatro ürünleri Batılı tarzda bir sosyal çevrede ortaya çıkmıştır. İnsanların hayatını geleneksel kültür değil, Avrupai (Batılı) bir anlayış yönlendirmekte ve etkilemektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder