Ermeni iddaaları ve Gerçekler Kitap Ozeti - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Haziran 08, 2013

Ermeni iddaaları ve Gerçekler Kitap Ozeti

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
Ermeni iddaaları ve Gerçekler Kitabın Özeti, Ermeni iddaaları ve Gerçekler, Roman ÖzetiErmeni iddaaları ve Gerçekler Romanı Özeti İndir, Ermeni iddaaları ve Gerçekler Kitabın Konusu, Ermeni iddaaları ve Gerçekler Kim yazmıştır? Ermeni iddaaları ve Gerçekler Kitabının incelemesi, Ermeni iddaaları ve Gerçekler Kitaptaki şahısların değerlendirilmesi, Ermeni iddaaları ve Gerçekler Kitabın Yorumu, Ermeni iddaaları ve Gerçekler Kitabının Ana fikri, Ermeni iddaaları ve Gerçekler Kitaptaki Olay ve Şahısların Değerlendirilmesi, Ermeni iddaaları ve Gerçekler Kitap Hakkında Şahsi Görüşler, Ermeni iddaaları ve Gerçekler Yazar Hakkında Bilgi, Ermeni iddaaları ve Gerçekler Romanı Olay Örgüsü, Ermeni iddaaları ve Gerçekler Kitap Tahlili, Ermeni iddaaları ve Gerçekler Roman Tahlili, Ermeni iddaaları ve Gerçekler Kısa özet, Ermeni iddaaları ve Gerçekler Uzun özeti,


1.KİTABIN KONUSU:
I.Dünya Savaşı esnasında Ermenilerin izlemiş oldukları politika

2.KİTABIN ÖZETİ:
Asya ve Avrupa kıtaları arasında köprü konumunda olan Türkiye;Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan boğazları,Ortaasya,Kafkasya ve Ortadoğu’daki doğal enerji kaynaklarının kesiştiği noktadaki jeopolitik konumuyla bütün dünyanın dikkatini çekmektedir.

Geçmişte Osmanlı İmparatorluğu,bugün de Türkiye,bu jeopolitik ve jeostratejik konumundan dolayı çeşitli entrikaların çevrildiği bir alan olmuştur.İmparatorluğu parçalayarak tarih sahnesinden silmek isteyen sömürgeci devletler,bu entrikalarında yüzlerce yıldır Türklerle dostça yaşayan Ermenileri de kullanmışlardır.

Tarihte olduğu gibi günümüzde de Ermeni toplumu üzerinden siyasi ve ekonomik çıkar sağlamaya çalışan ülkeler olmaktadır.Bazı ülkelerde Türkleri ve Türkiye’yi sözde soykırımla tanımaya yönelik kararlar parlemento gündemlerine getirilmektedir.

I.Dünya Savaşı’ndan önce çoğu kez üçüncü sınıf vatandaş muamelesi gören Ermeniler,Türklerin Anadolu’ya girişlerini takiben;bir yandan Türklüğün adil ve insani töresinden yararlanmışlardır.Askerlikten,kısmen de vergiden muaf tutulurken ticarette,zanaatta,çiftçilikte ve idari işlerde yükselme fırsatını elde etmişlerdir.Hatta devlet kademelerinde de önemli görevlere yükseleneler vardır.

Ancak,Osmanlı Devleti’nin zayıflamaya başladığı dönemlerde,hemen her konuda Avrupa’nın müdalesi baş gösterince,Türk-Ermeni ilişkilerinde bozulmalar başlamıştır.I.dünya Savaşı sırasında ise,Osmanlı askeri olarak düşmana karşı savaşan veya geri hizmetlerde çalışan Ermiler de bulunmasına rağmen,bunların büyük bir kısmı cephede düşmanla birlikte Türklere karşı savaşmış,yüz binlerce Müslüman’ın hayatına kastederek Anadolu’yu bir harabe haline çevirmişlerdir.

Çıkarılan Sevk ve İskanla ilgili mevzuata uymadıkları gerekçesiyle toplam 1397 Ermeni çeşitli cezalara çarptırılmıştır.Savaş bölgesinde oturan ve birliklerin hareketini engelleyen,karşı tarafa istihbarat sağlayan,yardım ve yataklık yapan ya da düşman ile birlikte onun safhında hareket eden halkların ve grupların cephe gerisine gönderildiği görülebilir.Sevk ve İskanın bir amacı da sivil halkın savaştan zarar görmesini önlemektir.

Türkiye’de bugün,anne ve babaları ve büyükanne ve büyükbabaların I.Dünya Savaşı’nın korkunç olaylarına ilişkin hikayelerini hatırlayan milyonlarca kadın ve erkek vardır.Bu hikayelerde,tecavüzler ve evlerden zorla çıkarılmalar anlatılmaktadır.Kendilerine sorulduğunda,ailelerinin geçmişini üzüntü ve kızgınlık içinde anlatmaktadırlar.

Ermeniler gibi,Türkler de düşmanları tarafından öldürülmüşlerdir;onlar açısından düşmanlar çoğu zaman Ermeniler olmuştur.Türkler de Ermeniler gibi zamanında zorunlu göçlere maruz kalmışlar ve bu göçler sırasında çok sayıda insan hastalık ve açlıktan ölmüştür.

Türk bilginleri ve Türk hükümeti her iki tarafın yaşadığı acıları fark etmeye ve üzülmeye başlamıştır,ancak en çok hatırlarında kalan,doğal olarak kendi insanlarının çektikleridir. 

Türler kendileri,tarihlerini saptıranlara karşı çıkmamış olmaktan dolayı suçludurlar.1912 ve 1922 yılları arasında korkunç savaşlardan sonra Türkiye büyük bir harabeye dönmüştür.Şehirler yıkılmış çiftlik hayvanları öldürülmüş,ağaçlar ve ekinler geride hiçbir tohum kalmaksızın yakılmıştır.Bunula birlikte,yine de bazıları savaşların devam etmesini istemiştir.Türklere ait olan topraklar düşmanların elinde kalmıştır.Savaşlarda herşeylerini kaybedenlerin akıllarında intikam duygusu yer etmiştir. Yeni Türkiye Cumhuriyeti’ni bu duyguların yönetmesi halinde daha fazla ölüm olayı yaşanacaktı. Mustafa Kemal Atatürk hükümeti bu nedenle geçmişteki kayıpları görmezlikten gelen ve eski düşmanlarla barış imzalayan bir politika ortaya koymuştur. Türk hühmeti, Ermenilere ve diğerlerine karşı Türk davasında baskı yapılmasının eski nefrtleri canlandıracağını ve savaşa davetiye çıkaracağını hissetmiştır. Bu yüzden Türkler dertleriyle ilgili hiç birşey söylememişlerdir.bu, o dönem için alınabilecek en doğru karardı. Hiç kimsenin Türkler adına konuşmaması ise bu noktadaki olumsuz sonucu oluşturmuştur. 

Türkler, ancak Ermeni teröristlerin Türk diplomatları öldürmeye başlamasından sonra politikalarını değiştirmişlerdir. Arşivlerini açmışlar ve savaş dönemine ait belgeler yayınlamaya başlamışlardır. Bunlar, yıllar boyu sürecek, tekrar edilen bilimsel bir araştırmanın bir parçası olmuştur.

3.KİTABIN ANA FİKRİ:
Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir.Yazan yapana sadık kalmadığı müddetçe değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet kazanır.

4.KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Tamamen gerçek,yaşanmış ve anlatılması duygu bakımından acı veren olaylarla kaplanmıştır.

5.KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Akıcı,etkileyici ve okudukça okuyucuyu sürekli olarak olayları sanki kendisinin yaşadığını anlamasını sağlayan harika bir kitaptır.

6.KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
1943 yılında Adana’da doğdu.ilköğretimi Adana Mehmetcik ilkokulu,Ortaöğretimi Nurettin Ersin ve mütakiben Atatürk Lisesi’ni bitirdi.1960 yılında ankara Dil-tarih Coğrafya Fakültesi’ne girmiş ve 1981 yılında aynı üniversitede master ve doktorasını tamamlamıştır.Aynı üniversitede öğretim üyesidir ve ileri seviyede Almanca,ingilizce bilgisi vardır.Bu çeşit birçok eseri vardır.

Santiago: İhtiraslı çalışkan bir kişiliğe sahiptir. Çevredekilere çabuk uyum sağlayabilen şıpsevdi bir kişidir. Tek arzusu dünyada mutlu olmak ve kendi dilediği gibi yaşamaktır. 

İngiliz: Kitap okumayı çok seven, akıllı ve macera seven bir kişiliğe sahiptir. Kişisel menkıbesini aramak üzere yola çıkan bir gezgindir. 

5)KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Kitap çok etkileyici ve sürükleyici bir yapıt felsefi konulara yer verilmiştir. Yalın ve sade bir dille yazılmıştır. Herkesin okurken kendisinden ve hayattan bir şeyler bulacağı bir kitaptır.

6)KİTABIN YAZARI HAKKINDA BİLGİ:
Paulo Coelho
Rio de Janeiro’da doğdu. Roman yazarlığına başlamadan önce, oyun yazarı, tiyatro yönetmeni ve sevilen bir şarkı yazarıydı. Coelho, gençliğinde bir hippiydi. 1986 yılında Hıristiyanların, Batı Avrupa’dan başlayıp İspanya’da Santiago de Compostela kentinde sona eren geleneksel bir hac yolculuğu yaptı; bu deneyimini 1987’de yayımladığı The Pilgrimage adlı kitabında anlattı. 1988 yılında yayımlanan ikinci kitabi Simyacı, Coelho’yu en çok okunan çağdaş yazarlardan biri yaptı.

Öteki kitapları; Brida, Valkürler ve son yazdığı Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum, Ağladım’dır. Simyacı 42 ülkede yayımlandı. 26 dile çevrildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder