Hikaye (Öykü) Türünün Genel Özellikleri ve Türleri - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Mayıs 24, 2015

Hikaye (Öykü) Türünün Genel Özellikleri ve Türleri

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
Hikaye (Öykü) Türünün Genel Özellikleri ve Türleri


Yaşanmış ya da yaşanabilecek olayların okuyucuya estetik zevk verecek şekilde kurgulanmasıyla oluşan kısa yazılara denir.

Öyküde, bir olay ya da durum; kişi, yer ve zamana bağlı olarak ele alınır. Öyküler kısa yazılar olduğundan bu unsurlarda da ayrıntıya girilmez.

Tanımdan da anlaşılacağı gibi bir öyküde olay ya da durum söz konusu olmalı. Bu, kişilere bağlanmalı; olay ya da durumun ortaya konduğu yer ve zaman belirtilmeli; bunlar sürükleyici ve etkileyici bir anlatımla ortaya konmalıdır.

Dünya edebiyatında Rönesans’tan sonra G. Boccacio (Bokasyo), “Dekameron Öyküleri” isimli eseriyle öykü türünün ilk örneğini vermiştir.

18.yüzyılında Voltaire (Volter), öykü türünde ürünler verir. İnsan dışı yaratıkları ve olmayacak olayları da öykülere taşır.

Asıl öykü, 20.yüzyıl sonlarında realistlerle başlar. Alphonse Daudet (Alfons Dode), Guy de Mauppassant (Guy de Maposan) gibi Fransız yazarlar öykü türünün önemli örneklerini vermişlerdir.

Türk edebiyatında Batılı anlamda öykü 1870’ten sonra görülmeye başlar. İlk öykü denemesi, Emin Nihat’ın “Müsameratname”sidir (1873). On iki parçadan oluşan bu eser, uzun kış gecelerinde eş ve dostun anlattığı öyküler biçimindedir; bu yönüyle Bin Bir Gece Masalları ve Dekameron Öyküleri’ni hatırlatır.

Batılı anlamda ilk öykü örneklerini Ahmet Mithat Efendi, Letaif-i Rvayat (1880- 1890) adlı eseriyle vermiştir.

Samipaşazade Sezai Küçük Şeyler ile Nabizade Nazım da Karabibik adlı eseriyle bu türün ilk örneklerini vermişlerdir.

Batı tarzı öykünün ilk olgun örneklerini Servet-i Fünuncular vermiştir. Halit Ziya Uşaklıgil, Hüseyin Cahit Yalçın, Mehmet Rauf gibi yazarlar, Mauppassant tarzında öyküler yazmışlardır.

Ömer Seyfettin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin, Hüseyin Rahmi Gürpınar bu türü devam ettirmişlerdir. Ayrıca Memduh Şevket Esandal, Sabahattin Ali, Sait Faik Abasıyanık, Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı), Sevinç Çokum, Orhan Kemal, Bekir Yıldız, Kemal Tahir, Fakir Baykurt, Mustafa Kutlu, Necati Cumalı, Adalet Ağaoğlu, Tarık Buğra gibi sanatçılar öykü türünde eserler vermişlerdir.

Hikaye (Öykü) Çeşitleri
Öyküler oluşumlarına göre iki kısma ayrılır:

Olay (Vak’a) Öyküsü
Bu tür öykülere klasik vak’a öyküsü de denir. Olay öykülerinde olaylar zinciri; kişi, yer, zaman öğelerine bağlıdır.

Olaylar; tüm tezli eserlerde olduğu gibi serim, düğüm, çözüm sıralamasına uygun olarak anlatılır. Olay, zamana göre mantıklı bir sıralama içinde verilir. Düğüm bölümünde oluşan merak, çözüm bölümünde giderilir. Bu teknik Fransız yazar Guy de Mauppassant tarafından geliştirildiği için bu çeşit öykülere Mauppassant tarzı öykü de denir.

Türk edebiyatında Mauppassant tarzı öykülerin en önemli temsilcisi Ömer Seyfettin’dir.

Durum (Kesit) Öyküsü
Bu tür öykülerde olay, merak öğesi ikinci planda kalır. Kişisel ve sosyal düşünceler, duygu ve hayaller ön plana çıkar. Olay, ya hiç anlatılmaz ya da sezdirilir.

Durum öyküsü Rus edebiyatının önde gelen isimlerinden Antov Çehov tarafından geliştirilmiştir. Bu nedenle bu tür öykülere Çehov tarzı öykü denir.

Çevov tarzının en önemli temsilcisi Sait Faik Abasıyanık’tır.

Hikayenin Unsurları
Kişiler
Öyküdeki olayları ya da durumları kişi veya kişiler yaşar. Öyküde kişi sınırlıdır.

Öyküdeki kişilerin fiziksel ve psikolojik durumları uzun uzun anlatılmaz; sadece olayla ilgili belirgin yönleri verilir.

Öykü kişileri yalnızca insanlar arasında seçilmez. Canlı, cansız bütün varlıklar öykünün kişisi olabilir.

Olay
Öykü kahramanının başından geçen olay veya durumdur. Öyküde belirli bir düzen içinde verilen olay, tektir ve ayrıntılardan arındırılmıştır.

Durum öykülerinde olay yok denecek kadar belirsizdir. Bu tür öykülerde yazar, olaydan çok, gözlem ve izlenimlerini anlatır.

Zaman
Olayların başlaması, gelişmesi, son bulması belli bir zamanda olur.

Bazı öykülerde zaman verilmez, sezdirilir. Öykücü, zamanı bir düzen içinde veremeyebilir. Olayın veya durumun son bulmasından başlayarak olayın başlama noktasına doğru gelinebilir.

Yer (Mekan)
Öykülerde olay veya durum belli bir yerde geçer. Çevre, uzun betimlemelerle verilmez; öyküyü ilgilendiren yönüyle verilir.

Dil ve Anlatım
Öyküde akıcılığı sağlayan dildir. Bu da yazarın, dili kullanma yeteneğine bağlıdır. Dilin kullanımı, yazardan yazara değişir; çünkü her yazarın üslubu farklıdır.

Öykü, ya birinci tekil kişinin (ben) ya da üçüncü tekil kişinin (o) ağzından anlatılır.