Yapı (Olay Örgüsü, Kişiler,Mekan,Zaman) - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Ağustos 29, 2014

Yapı (Olay Örgüsü, Kişiler,Mekan,Zaman)

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
Yapı (Olay Örgüsü, Kişiler,Mekan,Zaman)
YAPI (OLAY ÖRGÜSÜ, KİŞİLER, MEKAN, ZAMAN) : Roman, hikaye, masal, mesnevi gibi anlatmaya bağlı metinlerde yapıyı meydana getiren birimler bir ortak tema etrafında birleşir. Yapı, bütünü oluşturan birimlerin yazar tarafından bir araya getirmesiyle oluşur. Anlatmaya bağlı edebi metinlerde yapıyı olluşturan birimler; olay örgüsü, kişiler, mekan, zaman olarak sıralanır.
- Olay Örgüsü : Aralarındaki herhangi bir ilgiden dolayı bir arada bulunan iki veya daha çok kişinin arasındaki çatışma, anlaşma, yakınlaşma gibi ilişkiye olay denir. Bir olayın ortaya çıkması, kişilerin karşılaşmasına veya çatışmasına bağlıdır.
Edebi eserlerdeki olay kurmacadır. Dış dünyada yaşanmış bir olay, hiç değiştirilmeden, olduğu gibi edebi metne alınamaz. Anlatmaya bağlı edebi metinlerde tek bir olay yoktur. Birbirine neden-sonuç ilişkisi ile bağlanmış küçük olaylar vardır. Bu küçük olaylar olay örgüsünü oluşturur. Bir edebi metinde, eseri oluşturan bütün ögelerin eserin teması etrafında bir araya gelmesiyle oluşan düzene olay örgüsü denir. Olay örgüsü bütünüyle kurmacadır. Yazar, olay örgüsünü okuyucuda merak uyandıracak biçimde, neden- sonuç ilişkisi içerisinde yapıyı oluşturan olay parçalarından bir seçmeyle oluşturur. Olay örgüsünde, metni meydana getiren olayların kronojik (tarih sıralarına göre) biçimde art arda sıralanması gerekmez.
Olay örgüsünün yaşanması mümkün değildir. Olay örgüsü, yazarın küçük olaylar arasından seçmeyle oluşturduğu kurmaca bir yapıdır. Yazar, okurda estetik duygu, etki uyandırmak için böyle bir düzenleme yapar. Gündelik olayların birbirine eklenerek anlatımında, okurda estetik etki oluşturma düşüncesi yoktur. Hayatta yaşanan olayların birbiri ardına anlatılmasındaki amaç gerçeği dile getirmektir. Yaşanmış bir olay anlatılırken olayın aşamaları arasında bir seçme yapılmaz, olayı gözlemleyip anlatan kişi, her şeyi sırasıyla anlatır.
Olay örgüsünde sadece somut olaylara yer verilmez. İnsan yaşamı, insana ait gerçeklik somut, gözlemlenen olaylarla sınırlı değildir; hayal, tasarı, beğeni, zevk, izlenim gibi durumlar da insana ait gerçekliğin önemli ögeleridir. Bu nedenle olay örgüsünde somut olayların yanında kişilerin duygu, hayal ve izlenimlerin somut olaylarla birlikte ele alınmasıyla insana özgü gerçeklik somutluk kazanır.
-Kişiler : Anlatmaya bağlı edebi metinlerde yazar, eserin temasına, eserde anlatmak istediği düşünceye uygun özelliklere sahip kişiler oluşturur. Edebi metinlerdeki kişiler kurmacadır, hayalidir. Ancak yazar, kurmaca kişiler oluştururken gerçek hayatın kurallarını göz ardı da edemez. Eserdeki kişiler, kendi kişilik özelliklerine uygun biçimde davranmalıdır.
Edebi metindeki kişilerin o metin içinde gerçeklikleri vardır; onlar dış dünyada yaşayan gerçek kişilerin yerini tutamaz. Bir olayın gerçekleşebilmesi için en az iki kişinin veya canlının, bir arada olması ve onları birbirine bağlayan, birbiriyle ilgilenmeye zorlayana ilişkilerin olması şarttır. Olay, çeşitli sebeplerden dolayı bir arada bulunmak ve birbiriyle ilgilenmek zorunda olan kişiler arasındaki ilişkiden doğar. Edebi metinlerde bütün kişiler ayrıntılı kişilik özellikleriyle yer almaz. Kişiler tip ve karakter olarak ikiye ayrılır.
-tip : edebi metinlerde, ait olduğu toplum kesiminin veya zümrenin ayırt edici, belirgin özelliklerini üzerinde taşıyan kişiye tip denir. Tip, kişisel özelliklerinden pek söz edilmeyip daha çok dıştan görünüşüyle ele alınan kişidir. O, benzerlerinin temsilciliğini yapabilmek için genel nitelikleriyle donatılmış toplumun belli bir kesimini yansıtan biridir. O, insanlığın belirli bir halini, öznelliğin dışında yansıtır.
Gerçekçi bir tipin üstün özelliklerinin yanında zaafları da vardır. Tipler, temsil ettikleri insanları evrensel olarak yansıtırlar: cimri, kahraman, korkak, bunak, dalkavuk, kumarcı, sarhoş…vb gibi. Türk edebiyatında bazı yazarların ısrarla üzerinde durdukları tipler vardır. Hoca, aydın, ağa, eşkıya, aşık, öğretmen… tipi gibi.
-karakter : olaya bağlı edebi metinlerde toplumsal bir kesimi değil, sadece kendini temsil eden kahramandır. Karakterin kendine özgü özellikleri vardır; kendi iç dünyası, kişiliği ve başkalarına benzemeyen yönü ile ortaya çıkar. Duyguları, konuşmaları, olaylar karşısındaki tepkileri ile diğer kahramanlardan ayrılır. Karakter, yerel ve milli özellik taşır.
- tip, edebi metinde toplumsal yönü ile görünür, ait olduğu sosyal durum onun üzerinden işlenir.
- karakter, birey, fert olarak ele alınır. Duyguları, hataları, tepkileri, mutlulukları sadece kendisine aittir.
-Mekan : Anlatmaya bağlı edebi metinlerde, mekan, anlatılan olayın sahnesi durumundaki ögedir. Olaylar nasıl kurmaca ise edebi metinlerdeki mekan da kurmacadır, hayali bir yerdir. Gerçek dünyada olan bir mekandan, semtten söz edilse bile yazar, kendi hayal gücüyle, anlatımıyla o mekanı istediği biçime getirir. Gerçekteki Taksim Meydanı ile bir romanda anlatılan Taksim Meydanı arasında çok büyük farklılık vardır.
Metinde anlatılan olay ile olaya sahne olan mekan arasında doğrudan bir ilişki vardır. Mekan, olayın gelişiminde rol oynar. Makanla ilgili tasvirler, bazen kahramanların bazı özelliklerinin öne çıkmasını sağlar. Bir odadaki eşyaların yerleştirilme tarzı, orada yaşayan insan hakkında okura fikir verir. Her insan yaşadığı mekanı kendi psikolojisine, zevkine, kişiliğine, anlayışına göre düzenler ve kullanır.
Mekanla ilgili tasvirler, olay örgüsünün içeriğini ve kişilerin psikolojik durumunu aydınlatır, açıklığa kavuşturur. Bazı mekanlarla içinde yaşayan kişiler arasında öyle bir uyum vardır ki bunlardan biri diğerinden ayrı düşünülemez. Kimi zaman eserdeki kişilerden biriyle mekan arasındaki çok yönlü ilişki, o mekanı, olayın kahramanlarından biri durumuna getirir.
Yazar, mekanı anlatırken bir seçmeye girişir. Yazar, kurguladığı olay örgüsüne, okuyucu üzerinde bırakmak istediği izlenime ve olaydaki kişilere göre mekanı anlatır, tasvir eder. Metin için gerekli olmayan ayrıntılara yer vermez. Çünkü sağlam bir kurmaca metinde, fazlalıklara yer yoktur.
-Zaman : Zaman, anlatmaya bağlı edebi metinlerdeki temel ögelerden biridir. Bu tür metinlerde zaman, olayın içinde geçen ve zaman anlamı taşıyan sözlerden çıkarılır. Zaman anlamı taşıyan ve zaman bildiren sözler, olayın gerçekleşme zamanını ortaya koyar. Geçen yaz, dün öğleden sonra, bu sabah, mayısın ilk pazarı…vb ifadeler kurmaca olayların zamanı konusunda bilgi içerir; ancak bu ifadeler kesin bilinen, ölçülebilen, tespit edilen bir tarih değildir.
Eserin içinde geçen döneme ait kelimeler, bazı sosyal gelişmeler söyleyiş özellikleri metindeki zamanla ilgili bilgiler verilebilir. Örneğin ‘cep telefonu yeni çıkmıştı’ cümlesi zamanla ilgili bilgi içerir. Bunun gibi ‘hızlı tren seferleri başlamıştı, İstanbul’ un nüfusu iki buçuk- üç milyon kadardı. İlk şeker fabrikası açılmıştı.’ İfadeleri de edebi metnin zamanı hakkında bilgi verir.
Edebi metinlerde zaman kronojik, bir sıra dahilinde değildir. Yazar, olayı tarihi sıralanışa göre, bir sıra dahilinde anlatmak zorunda değildir,  bazen geriye dönüşler olur. Edebi metinlerde, olay zamanının dışında eserin oluşturulduğu zaman (yazma zamanı) ve eserin okuyucu tarafından algılandığı zaman ( okuma zamanı) vardır.
Anlatmaya bağlı edebi metinlerde olay örgüsü kurmaca olduğu gibi olayın temel ögeleri olan kişiler, zaman ve mekan da kurmacadır. Yazar, anlatmak istediklerine, okuyucuya yaşatmak istediği duygulara uygun biçimde kişiler, mekan ve zaman arasında bir bütünlük oluşturur. Kişilerin belli yönlerini öne çıkardığı gibi mekanı da olaya ve kişilerin anlatımına katkı sağlayacak biçimde ele alır ve düzenler.
Yazarı, zamanı düzenleme konusunda sınırlayan hiçbir bağ yoktur. Zamanı kronojik biçimde sürdürmek zorunda değildir. Geriye dönüşler yapabileceği gibi farklı zamanları birbirinin içine geçmiş biçimde de anlatabilir. Önemli olan kişiler, zaman ve mekanın olay örgüsüne katkı sağlayan bir bütünlük içinde anlatılmasıdır. Anlatmaya bağlı edebi metnin yapısını oluşturan olay örgüsü, kişiler, zaman ve mekan yazarın okura ulaştırmak istediği iletiyi gerçekleştirmede birer araçtır. Yapıyı oluşturan bu ögeler yazarın anlatmak istediklerini, mesajını somutlaştırmaya yardımcı araçlardır. Yazarın anlatmak istediklerini somutlaştırması; okurun, yazarın vermek istediği mesajı, duyguyu anlamasını kolaylaştırır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder