DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ!
Olay Çevresinde Oluşan Edebi Metinleri Tanıma ve Gruplandırma
Dış dünyadaki gerçek olaylardan yola çıkarak sanatçının duygu, düşünce ve hayallerini kurmaca bir gerçeklik içinde, sanatlı biçimde anlattığı her türlü yazıya edebi metin denir. Edebi metinlerin önemli bir bölümü bir olaya bağlı olarak gelişir ve ortaya çıkar. Bir öyküde veya orta oyununda da bir olay vardır.
Bir olay çevresinde gelişen edebi metinler kendi içerisinde anlatmaya bağlıve göstermeye bağlımetinler olarak ikiye ayrılır.
Anlatmaya dayalı: masal, destan, halk hikayesi, mesnevi, manzum hikaye, hikaye (öykü), roman.
Göstermeye dayalı: 1-geleneksel tiyatro ( karagöz, orta oyunu, meddah, köy seyirlik oyunları ), 2-modern tiyatro ( trajedi, komedi, dram )
Hem anlatmaya dayalı metinlerin hem de göstermeye dayalı metinlerin merkezinde bir olay vardır. Bu iki grup arasındaki en önemli fark, olayın aktarılma biçimindedir. Anlatmaya dayalı metinler okura, göstermeye dayalı metinler ise seyirciye hitap eder. Birincisinde olaylar, olay sırasındaki duygu ve davranışlar anlatılır. Göstermeye dayalı metinlerde ise olayın içinde yer alan kişiler konuşur, konuşma sırasındaki hareket ve davranışları öne çıkarılır.
Anlatmaya dayalı metinler ile göstermeye dayalı metinler farklı yönlerden karşılaştırılabilir:
- Her iki metin türü de bir olaya bağlı olarak gelişir. Anlatmaya dayalı metinlerde olayın bir anlatıcısı vardır, göstermeye dayalı metinlerde ise olaylar sahnede sergilenebilecek şekilde anlatılır, konuşmalar vardır. Konuşmalarda ortaya konmayan davranış ve hareketler parantez içinde verilir. Örn: bir asker (komutanının karşısına gelerek) -: komutanım biz buraya kendi irademizle geldik. Olaylar sahnede canlandırılır.
- Her iki türde de yaşanabilecek türden olaylar konu edilir. Olayların ‘serim, düğüm, çözüm’ bölümleri vardır.
- Olayın geçtiği mekanla ilgili olarak anlatmaya dayalı metinlerde mekan tasvirleri vardır, göstermeye dayalı metinlerde bu işlev sahnede oluşturulan dekorla sağlanır.
- Her iki türde de metinlerin yazarı vardır.
- Kullanılan dil bakımından anlatmaya dayalı metinler ile göstermeye dayalı olanlar arasında fark vardır. Anlatmaya dayalı metinlerde yazar, istediği gibi sanatlı veya yalın bir kullanabilir. Okur, bu metinleri, tekrar tekrar okuyarak anlama imkanına sahiptir. Göstermeye dayalı metinlerde, yazar seyirciyi dikkate almak zorundadır. Seyirci olayın sahnelendiği anda konuşmaları anlamak durumundadır. Bu nedenle bu metinlerde anlaşılması güç, uzun cümlelere yer verilmez. Açık ve anlaşılır cümleler kullanılır. Konuşma dilinin canlılığı yansıtılmaya çalışılır. Söylenen sözün seyirci tarafından anlaşılabilecek nitelikte olması gerekir.
- Göstermeye dayalı metinlerde, anlatmaya bağlı olanlara göre çok fazla diyalog, konuşma vardır. Diyaloglar, diyalog sırasındakş hareket ve durumlar oyuncular tarafından sahnede jest mimiklerle gösterilir.
- Göstermeye bağlı metinlerde dille fazlasıyla oynanır; karagöz, orta oyunu, komedi gibi bazı türlerde olaylar söylenenlerin yanlış anlaşılması üzerine kurgulanır. Bu tür metinlerde yazı dilinden sapmalar görülür.
ANLATMAYA DAYALI METİNLER
Masal : Masal, anlatmaya bağlı metinlerin en eskisidir. Masallar, anonim (söyleneni, yazanı bilinmeyen) ürünlerdir. Masallar hayal ürünüdür; masalda olağanüstü olaylar ve kişiler yer alır. Anlatılanların gerçeğe uygunluğu söz konusu değildir. Belli bir zaman ve mekan yoktur. Zaman ve mekan ögeleri hayatın gerçekliğine uymayabilir. Olağanüstü özelliklere sahip kahramanlar vardır. Masallarda kötülerle iyilerin mücadelesi vardır, masalın sonunda iyiler kazanır.
Destan : Destanlar, milletlerin tarih öncesinde yaşadıkları önemli olaylardan hareketle oluşturulan metinlerdir. Bir milletin yeniden ortaya çıkışını sağlayan kahramanlar etrafında oluşur. Olağanüstü özellikleri olan kurtarıcı kahramanlar vardır. Destan, olağanüstü özellikleri olan kahramanın doğuşuyla başlar ve o kişinin hayatı yaptıkları kahramanlıkları etrafında şekillenir. Destanlar da tarihi olaylar da işlenebilir. Olayların geçtiği zaman ve mekan belirsizdir. Destanlar manzum metinlerdir, yani şiir biçimindedir. Destanlar da masallar gibi sözlü edebiyat ürünüdür.
Halk hikayeleri : Sözlü edebiyat ürünüdür, anonimdir. Halk hikayeleri destan ve masal özelliklerini birlikte taşır. Bu ürünlerde nazımla nesir iç içedir. Halk hikayelerinde toplumu derinden etkileyen bir olay, yiğitlik, kahramanlık konularının yanı sıra aşk konusu sık işlenir.
Fıkra : güldürürken düşündürmeyi hedefleyen, bir durumu, bir gerçeği vurgulamak için anlatılan ilginç olayları içeren kısa metinlerdir. Fıkralar anonimdir, sözlü edebiyat ürünüdür. Fıkralar eğlenmek, neşelendirmek amacıyla da anlatılır. Özellikle Nasrettin Hoca’ nın fıkraları kültürümüzde önemli bir yer tutar.
Roman : Yaşanmış ve yaşanabilecek olayların anlatıldığı oldukça uzun sayılabilecek metinlerdir. Roman, bir olay örgüsü etrafında bir araya gelen ögelerden oluşur. Anlatılan olaylar okurda gerçeklik duygusu uyandırır. Türk edebiyatında romanın ilk örnekleri Tanzimat Dönemi’nde ortaya çıkmıştır. İlk örnekler Batı edebiyatından çevirilerdir.
Hikaye (öykü) : Yaşanmış veya yaşanabilecek olayların zaman, mekan ve kişilere bağlı olarak anlatıldığı metinlerdir. Hikayenin 19.yüzyılda roman türünden bütünüyle ayrılmasıyla ‘küçük hikaye’ denilen bir tür ortaya çıkmıştır. Hikaye ile ilgili ortak görüş ‘kısa bir tür’ olmasıdır. ‘Dar bir hacme dünyayı sıkıştırmak’ olarak değerlendirilmiştir. Hikaye, romana göre kısadır, olaylar bakımından da dardır. Hikayede de romandaki gibi kişiler, zaman, mekan, olay ve olay örgüsü vardır. Ancak bunlar, romandaki kadar ayrıntılı anlatılmaz.
GÖSTERMEYE DAYALI METİNLER
Göstermeye dayalı metinler, sahnede canlandırılmak için yazılan veya oyuncuların doğaçlama (hazırlıksız) biçimde dile getirdikleri metinlerdir. Göstermeye bağlı metinlerin yapısını diyaloglar, konuşmalar oluşturur. Tiyatro, yazılı metnin sahnede dillendirilmesidir. Tiyatroda olayın geçtiği mekan sahnedir. Gerçeğe uygun izlenimi oluşturmak için, sahnede dekor düzenlenmesi yapılır. Göstermeye bağlı metinler, geleneksel tiyatro türleri ile modern tiyatronun çeşitlerini oluşturur. Tiyatronun ortaya çıkışı MÖ 6.yüzyıla kadar uzanır. Tiyatro dini törenlerden doğmuştur. Eski Yunanlılar, Tanrı Dionysos adına her yıl düzenledikleri bağ bozumu şenliklerinde bir keçi kurban edip oyunlar oynarlardı. Tiyatro bu oyunlardan doğmuştur. Modern tiyatro olarak adlandırılan tiyatronun ilk örnekleri eski Yunan edebiyatı dönemine aittir. Eski Yunan edebiyatında tiyatro ‘tragedya’ (trajedi), ‘komedya’ (komedi) olarak ikiye ayrılır, daha sonra bu iki türün karışımı gibi olan ‘dram’ türü ortaya çıkmıştır.
Tragedya : Konusunu tarihten ve mitolojiden alan, acıklı olayların anlatıldığı tiyatro türüdür. Bu türde kahramanlar soylular, olağanüstü kişiler, tanrılar ve tanrıçalardır. Trajedilerde, soylu kişilerin hayatlarındaki acı sonlar konu edilir. trajedilerde üç birlik kuralı diye adlandırılan zaman, mekan ve olay birliği vardır.
Komedya : Konusunu günlük hayattan alan; hayatın, insanların ve olayların gülünç yanlarını ortaya koyarak güldürmeyi amaçlayan tiyatro türüdür. Bu türde kahramanlar sıradan insanlardır. Komedya türündeki tiyatro eserlerinde de üç birlik kuralı vardır. Komedya türünün ilk örnekleri de eski Yunan edebiyatı döneminde verilmiştir.
Dram : Trajedinin acıklı yönü ile komedinin güldürücü yönünü birleştiren tiyatro türüdür. Dram, diğer iki türe göre oldukça yenidir; 18.yüzyılda ortaya çıkmıştır. Dram türündeki oyunlarda, hayatta olduğu gibi acıklı olaylarla gülünç olaylar birlikte ortaya konur. Kahramanlar arasında, yüksek tabakadan kişilerin yanında sıradan insanlar da bulunabilir. Trajedi ve komedi türündeki eserler nazım biçiminde olduğu halde dramlar nesir şeklinde de olabilir.
-GELENEKSEL TİYATRO : Geleneksel tiyatro ile ilgili türler Türk edebiyatına özgüdür. Geleneksel Türk tiyatrosuna ait türler karagöz, orta oyunu, meddah ve köy seyirlik oyunlarıdır.
Karagöz : Geleneksel Türk tiyatrosunun en eski örnekleri bir gölge oyunu olan Karagöz oyunlarıdır. Deriden yapılan kuklaların gölgelerinin ışıklı bir perdeye, Karagözcü denilen sanatçı tarafından yansıtılmasıyla gerçekleştirilir. Karagözcü, aynı zamanda kahramanları seslendirir, konuşturur. Karagöz ve Hacivat, oyunun temel iki karakteridir. Oyun bu ikilinin anlaşmazlıkları, birbirlerini yanlış anlamaları üzerine kurgulanır. Tuzsuz Deli Bekir, Beberuhi, Laz, Yahudi, Kastamonulu…vb gibi yardımcı karakterler vardır.
Orta Oyunu : Etrafı kazıklarla çevrili bir meydanda oynanan, doğaçlama bir tiyatro türüdür. Oyunun asıl kahramanları olan Pişekar ve Kavuklu, Karagöz’ deki Karagöz ve Hacivat’ ın canlı oyuncularıdır. Oyun bu iki arasında geçer. Pişekar, Hacivat gibi az da olsa eğitimli, bilgili biridir. Kavuklu Karagöz’ e benzer; kaba sabadır. Pişekar’ ın söylediklerini yanlış anlar. Orta oyununda da Karagöz’ de olduğu gibi yardımcı karakterler vardır. Yardımcı, karakterler İmparatorluk coğrafyasının farklı bölgelerinden seçilir.
Meddah : Tek kişilik tiyatro oyunudur. Meddah adı verilen sanatçı, konak veya kahvehanelerde bir iskemleye oturarak çeşitli taklitler yapar, geleneksel halk hikayelerini anlatır. Meddahlar, uzun kış geceleri ile ramazan gecelerinde anlattıkları hikayeler ile halkı eğlendirir. Meddah’ ın oyun malzemeleri bastonu ve elindeki mendilidir.
Köy Seyirlik Oyunları : Köy tiyatrosu olarak da bilinir. Düğünlerde veya bazı özel günlerde, köydeki yetenekli kişilerin bir meydanda, hayatta yaşanan komik olayları, sahnelenip canlandırdıkları oyunlardır. Köy seyirlik oyunlarında Orta Asya kültürünün izleri vardır. Orta Asya Türklerinin inanç ve yaşama biçimi bu oyunlar üzerinde etkili olmuştur. Bu oyunlarda toplumun aksak yönleri, bozuk kişilikler alaya alınır. Ahlaki bir sonuca ulaşma amaçlanır. Oyunun sonunda seyirciye kısa bir mesaj verilir. Oyunlar doğaçlama oynanır, yazılı metin yoktur. Bu oyunlar; bolluk, bereket, sağlık ve yeni yılı karşılamak amacıyla oynanır. Oyunların tarihi oldukça eskiye dayanır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder