Metin ve Zihniyet - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Ağustos 29, 2014

Metin ve Zihniyet

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
Metin ve Zihniyet

METİN VE ZİHNİYET :
Zihniyet; bir dönemdeki dini, siyasi, askeri hayatın, duygu anlayış ve zevklerin bütünü olduğuna göre; yalnız farklı milletlerden toplumların zihniyetleri arasında değil, aynı toplumun farklı dönemlerindeki zihniyeti arasında da çok önemli farklar vardır. Ülkemizde bundan 50 yıl öncesi ile bugünün beğenisi, anlayışı, zihniyeti arasında çok büyük farklılıklar vardır. Eski türk filmeleri televizyonlarda yayımlandığında şaşkınlıkla, belki biraz da üstten bakarak, burun kıvırarak izlememiz zihniyet farklılığındandır.
Yaşama ilişkin örneklerle konuyu biraz açalım: ‘yemeğe çıkmak, yemeği dışarda yemek’ biçiminde bir anlayış bundan 40-50 yıl önce bizim yaşam biçimimizde  olmadığı gibi yerli filmlerde de yoktu. Ancak bu olay batı da çok normal, alışılmış bir durumdu. Günümüzde bizim zihniyetimize göre de normal ve yaygındır. Bir filmde geçen olaylar, oyuncuların hareketleri, canlandırdıkları roller, davranışlar üzerinde dönemin zihniyetinin etkileri vardır. Batı toplumlarındaki kadın – erkek ilişkileri ile bizim toplumumuzdaki ilişkiler, ne kadar modern bir çağda yaşarsak yaşayalım farklıdır. Aile bireyleri arasındaki bağların sıkılığı yerli filmlerde hemen kendini hissettirir. 21.yüzyılda yaşıyor olsak bile bir yerli filmde, kan davası veya berdel konusu işlenebilmektedir. Bunlar yabancı filmlerde hiç karşılaşılmayacak konulardır. Yerli filmlerde en küçük bir olay anında hemen silahlarıyla olay yerine koşan jandarmalar görülür. Herhalde jandarmanın kim olduğunu batılılar bilmez bile. Bizim filmlerimizde eskiden çok sık duyduğumuz ‘sizi kanun namına tevkif ediyorum.’ Cümlesi günümüzde unutulmuş gibidir.
Edebi metinler yazıldığı dönemin zihniyetinden, anlayışından izler taşır. Bir dönemin zihniyetini sosyal, ekomomik ve siyasi yapı, dini hayat, geçerli olan sanat anlayışı belirler.
Zihniyet, toplumu yansıtan özelliklerin bütünüdür. Bir metin, toplumun siyasi şartlarından da ekonomik ve sosyal şartlarından da etkilenir; ancak hiçbir edebi metin yazıldığı dönemin siyasi şartlarını veya ekonomik durumunu açıklamak için ortaya koymaz, yazılmaz. Kısacası, her edebi metin ait olduğu toplumun bütün özelliklerinden etkilenir. Dönemin özellikleri metinde madde madde sıralanmaz, metne sindirilir. Toplumun zihniyeti üzerinde Tanzimat Dönemi’ ne kadar dini kurallar ve değerler etkiliydi. Toplumun anlayışını, zihniyetini yönlendiren ana etken dini kurallar idi. Ancak Tanzimat’ tan itibaren, özellikle Cumhuriyet’ ten sonra toplumun zihniyeti üzerinde batılı yaşam tarzı etkili olmaya başlamıştır.
Bundan üç veya dört asır önce, tasavvuf toplumun zihniyetinde oldukça etkili belirleyici bir faktör olduğu halde, günümüzde böyle bir durumdan hiç kimse söz edemez.
Bir toplumdaki insanlar, o toplumun kültürüyle, değer yargılarıyla yetişir, toplumun sosyal ve ekonomik şartlarına göre hayatını düzenler. Hiçbir yazar, yaşadığı toplumdan kendini tamamen soyutlayamaz. O da ister istemez, beğense de beğenmese de toplumun zihniyetinden, anlayışından etkilenir.bu etkilenme, onun yazdığı metinlere de yansır. Bir yazar, eserindeki kişileri yakından tanıdığı içinden geldiği toplumdan seçer. Toplumun içinden seçtiği kişi ve kişileri toplumun zihniyeti ile anlatır. Bir yazar, eserinde savaş yıllarını anlatıyorsa o dönemin siyasi ve sosyal şartlarının izleri eserindeki kişilere de yansıyacaktır. Eserindeki kahramanlar bir şekilde dönemin şartlarından etkilenir. Her edebi metin, yazıldığı dönemin ortamını, şartlarını, etkilerini- dönemin zihniyetini yansıtır.
Toplumun, milletin hayatındaki büyük ve önemli değişiklikler elbette dönemin eserlerine de yansıyacaktır. Bu durumun örnekleri türk edebiyatında çok açık görülebilir. Türklerin İslamiyeti kabulü, yerleşik hayata geçmeleri, devlet kurmaları, Lale Devri, matbaanın gelişi, Tanzimat fermanı, milliyetçilik hareketleri, Kurtuluş Savaşı Cumhuriyet’in ilanı milletin hayatındaki çok önemli olaylardır. Bütün bu olayların izleri kendi dönemlerindeki edebi eserlerde vardır.
Bir toplumun kültürel özellikleri diline yansır. Dil kültür taşıyıcısıdır. Dil ürünü olan edebi metinler, toplumun kültürüne ait özellikler taşıyan her şeyden etkilenir. Dönemin siyasi, ekonomik şartları, toplumun gelenekleri, inançları diline yansır. Deyimler, atasözleri, dönemin şarkıları, türküleri toplumun zihniyetini yansıtır. Bu dil ürünlerinde ortaya konan görüş ve anlayış, hem o toplum tarafından üretilmiştir hem de toplumdaki bireyleri etkileyip yönlendirir.
Edebi eser ait olduğu dönemin beğenisinden zevklerinden, geleneklerinden izler taşır. Bunlar da dönemin sanat anlayışı konusunda fikir verebilir. Bir dönemin sanat anlayışı o dönemde yaşayan kişilerin hareket tarzlarına konuşmalarına, giyim kuşamına yansır. Günlük hayattaki bir konuşmasında ‘melali anlamayan nesle aşina değiliz.’ Diyen bir kahraman az da olsa dönemin sanat anlayışı, konusunda ipucu verebilir.
Bazen yazar bazen de eserdeki kahramanlar dönemin sanat anlayışını yansıtan ifadelere, sözlere yer verebilir. Bir eserdeki kahramanlardan biri karşısındakine en beğendiği şiir dergisini soruyorsa bu, o dönemde şiire ilgi duyulduğunun kanıtıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder