DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ!
Yamacı aşan hava kütlesi dulda yamaçta alçalırken(Sürtünme Etkisiyle) kuru adyabatik nedeniyle her 100 m’de ortalama 1°C ısınır. Böylece ulaştığı yerde ısıtıcı etki yapar.

Soğuk ve Sıcak Yerel Rüzgarlar Haritası
TÜRKİYE'DE ETKİLİ OLAN YEREL RÜZGARLAR:

Kuzeyden esenler soğuk güneyden esenler sıcak karakterli
RÜZGARLAR VE ÖZELLİKLERİ
RÜZGÂRLAR
Yüksek basınç alanından alçak basınç doğru hareket eden, yatay yönlü havahareketlerine rüzgâr denir.

YB den AB ye doğru en kısaolan mavi yolu takip etmez sapmaya uğrar bu sapmanın sebebi dünyanın günlük hareketidir.
Bir yüksek basınç alanında (Antisiklon) alçalan hava kütleleri, çevreye doğru yayılır. Alçak basınç alanında da (Siklon), yükselici hava hareketlerinden dolayı, oluşan hava açığını doldurmak için çevreden alçak basınç merkezine doğru hava kütleleri gelir.
YB den AB ye doğru en kısaolan mavi yolu takip etmez sapmaya uğrar bu sapmanın sebebi dünyanın günlük hareketidir.
Bir yüksek basınç alanında (Antisiklon) alçalan hava kütleleri, çevreye doğru yayılır. Alçak basınç alanında da (Siklon), yükselici hava hareketlerinden dolayı, oluşan hava açığını doldurmak için çevreden alçak basınç merkezine doğru hava kütleleri gelir.
Böylece yüksek basınç alanlarında alçalan hava kütleleri çevreye doğru yayılarak, alçak basınç alanına doğru hareket eder. Yüksek basınç alanından, alçak basınç alanlarına doğru hareket eden yatay yönlü hava akımı da rüzgârın oluşmasına neden olur.
Rüzgâr oluşumunun temel nedeni, iki nokta arasındaki basınç farkıdır. Rüzgârın esmesi, iki nokta arasındaki basınç farkı ortadan kalkıncaya kadar devam eder.
Rüzgâr oluşumunun temel nedeni, iki nokta arasındaki basınç farkıdır. Rüzgârın esmesi, iki nokta arasındaki basınç farkı ortadan kalkıncaya kadar devam eder.
RÜZGÂRIN YÖNÜ:
Rüzgârın yönü daima yüksek basınç alanından, alçak basınç alanına doğrudur.Yüksek basınç alanından, alçak basınç alanına doğru hareket eden hava kütleleri, en kısa yolu takip edemezler çünkü Dünya’nın ekseni etrafında dönmesi sonucunda oluşan corriolis (merkezkaç) kuvvetinden dolayı, rüzgârların yönlerinde de sapmalar meydana gelir.
Rüzgârın yönü, geldiği coğrafî yöne göre adlandırılır. Örneğin batıdan esen rüzgârlara, batı rüzgârları; güneyden esen rüzgârlara da güney rüzgârları denir.
Bir yerde rüzgârın en çok estiği yöne hâkim rüzgâr yönü denir.
Şekilde hakim rüzgar yönü KD dur.Bu tür şekillerden faydalanarak arazi yapısı hakkında yorum yapabiliriz.Bu şekilde KD -GB doğrultusunda bir vadi söz konusudur.Diğer noktalar dağlarla çevrilidir.Her yönden yoğun rüzgar esişi var ise bu arazinin etrafı açık bir ova olduğunu gösterebilir.
Şekilde hakim rüzgar yönü KD dur.Bu tür şekillerden faydalanarak arazi yapısı hakkında yorum yapabiliriz.Bu şekilde KD -GB doğrultusunda bir vadi söz konusudur.Diğer noktalar dağlarla çevrilidir.Her yönden yoğun rüzgar esişi var ise bu arazinin etrafı açık bir ova olduğunu gösterebilir.
RÜZGÂRIN YÖNÜNÜ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
1.Basınç Merkezlerinin Konumu:Basınç merkezlerinin birbirlerine göre konumu rüzgarın yönünü belirler.
Basınç merkezleri yer değiştirdikçe rüzgarın yönü de değişir.
2.Yer Şekilleri: Yerşekilleri de rüzgarın esiş yönünü etkiler. Hava kütleleri yer şekillerinin uzanış yönünde hareket ederler. Örneğin;güneybatı-kuzeydoğu yönlü bir vadide hakim rüzgar yönü de yine aynı yönde olacaktır. Böylelikle bir yerin hakim rüzgar yönüne bakarak yer şekillerinin uzanış doğrultusu tahmin edilebilir.
2.Yer Şekilleri: Yerşekilleri de rüzgarın esiş yönünü etkiler. Hava kütleleri yer şekillerinin uzanış yönünde hareket ederler. Örneğin;güneybatı-kuzeydoğu yönlü bir vadide hakim rüzgar yönü de yine aynı yönde olacaktır. Böylelikle bir yerin hakim rüzgar yönüne bakarak yer şekillerinin uzanış doğrultusu tahmin edilebilir.
3.Dünya’nın Dönüşü:Rüzgarlar, basınç merkezleri arasındaki en kısa yolu izlemezler. Dünya’nın kendi ekseni etrafında dönmesi sonucunda rüzgarların yönlerinde sapma meydana gelir.
Kuzey Yarım Küre’de hareket yönünün sağına; Güney Yarım Küre’de hareket yönünün soluna doğru bir sapma meydana gelir.
Kuzey Yarım Kürede Sağa sapar Güney Yarım Kürede Sola sapar
RÜZGÂRIN HIZI:
Rüzgâr hızını ölçen alete anemometre denir. Rüzgârın hızı saniyede metre (m/s) veya saatte kilometre (km/h) olarak ifade edilir. Rüzgârın hem hızını hem de yönünü yazan alete anemograf denir.
Rüzgârlar, hızlarına göre; hafif, orta şiddetli ve şiddetli olarak gruplandırılır. Rüzgârın hızını belirtmek için bofor ölçeği kullanılır. Bu çizelge rüzgârın yeryüzündeki cisimler üzerinde yapmış olduğu etkiye göre rüzgarın hızını tahmin etmeye yarar.
RÜZGÂRIN HIZINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
1-Basınç Farkı: Rüzgârın hızı, iki basınç merkezi arasındaki basınç farkına bağlıdır.İki basınç merkezi arasındaki basınç farkı arttıkça rüzgârın hızı da artar; basınç farkı azaldıkça rüzgârın hızı da azalır.
Bu durumda rüzgârın hızı da fazladır. İzobar eğrilerinin seyrek geçtiği yerlerde ise basınç farkı az olduğundan, rüzgârın hızı da azdır.
2- Basınç Merkezleri Arasındaki Uzaklık: Aynı basınç farklarına sahip birbirinden farklı uzaklıktaki noktalar arasında, rüzgârların hızları farklıdır.
2- Basınç Merkezleri Arasındaki Uzaklık: Aynı basınç farklarına sahip birbirinden farklı uzaklıktaki noktalar arasında, rüzgârların hızları farklıdır.
Basınç merkezleri arasındaki mesafe arttıkça rüzgârın hızı azalır; mesafe azaldıkça hız artar.
3-Dünya’nın Dönüşü:Rüzgârların yönünde, Dünya’nın dönüşüne bağlı olarak, sapmalar meydana gelir. Bu da hareket ettikleri mesafenin uzamasına neden olur. Mesafenin artması hızında da yavaşlamaya neden olur.
4-Sürtünme: Fazla engebe, ağaçlar v.s rüzgârın hızını keserler. Bundan dolayı düz ve çıplak arazilerde rüzgâr daha hızlı eserken; engebeli ve bitki örtüsünün yoğun olduğu yerlerde, rüzgârlar sürtünmeden dolayı hızı kesileceğinden, hızları azdır. Gene, sürtünmeye bağlı olarak rüzgârın hızı, yerden yukarılara doğru çıkıldıkça artar.
Atmosferdeki Genel Hava Dolaşımı ve Basınç Kuşakları
Kutupların aşırı soğuması ve Ekvator çevresinin her zaman sıcak olması, buralardafarklı basınç değerlerinin oluşmasına neden olmuştur. İki bölge arasındaki basınç farkını dengelemek için atmosferde genel hava dolaşımı doğmuştur. Atmosferdeki genel hava dolaşımı klasik ve modern olmak üzere iki görüş vardır.
1-Klasik Görüş:Güneş ışınlarının yıl içerisinde kutuplar ve çevresine daima yatayaçılarla gelmesi, bu bölgede hava sıcaklıklarının düşük olmasına neden olur. Hava sıcaklıklarının daima düşük olması alçalıcı hava hareketlerine, bu da kutuplarda Termik Yüksek Basınç (TYB) Kuşağı oluşmasına neden olur.
Ekvator ve çevresine ise güneş ışınlarının daima dik ve dike yakın açılarla gelmesi, bu bölgelerde sıcaklıkların yıl içerisinde daima yüksek olmasına ve dolayısı ile yükselici hava hareketlerine neden olur. Bundan dolayı Ekvator ve çevresinde Termik Alçak Basınç (TAB) Kuşağı oluşmuştur.
Bu görüşe göre atmosferdeki genel hava dolaşımı temelde termik nedenlerden dolayı, yani kutupların aşırı soğuması, Ekvator ve çevresinin aşırı ısınmasından dolayı doğmuştur. Eğer dünya dönmeseydi ve yeryüzü tamamen denizlerle kaplı olsaydı, Kutup (TYB) alanında soğuyup alçalan hava alttan Ekvator’a doğru; Ekvator(TAB) kuşağında da ısınan hava yükselerek, üstten kutuplara doğru, meridyenler doğrultusunda hareket ederdi. Böylece iki farklı basınç merkezi arasındaki hava akımıyla basit bir denge kurulurdu.
Ancak, Dünya’nın ekseni etrafında dönmesinden dolayı bu hava kütlelerinin yönlerinde sapmalar meydana gelir.Ekvator’daki TAB kuşağından üstten kutuplara doğru hareket eden hava kütlelerinin yönlerinde, Dünya’nın dönmesinden dolayı, sapmalar meydana gelir.
Yönünde sapmalar meydana gelen bu hava kütleleri 30° enlemleri üzerinde yığılırlar. Burada yoğunluğun artmasıyla ağırlaşarak, yere doğru, alçalıcı, harekete geçerler. 30° enlemleri civarında, alçalıcı hava hareketlerinden dolayı, Dinamik Yüksek Basınç (DYB) Kuşağı oluşur.
Bu kuşaktaki alçalıcı hava hareketlerinden dolayı yağış oluşmamakta ve 30°enlemleri civarında tropikal çöllerin oluşmasına neden olmaktadır.
30° enlemleri civarında alçalan hava kütleleri alttan çevreye doğru yayılır. Bunlardan bir kısmı Ekvator’a geri dönerken (Alize Rüzgârları), bir kısmı da kutuplara doğru (Batı Rüzgârları) hareket ederler.
30° DYB kuşağından kutuplara doğru batı sektöründen esen hava kütleleri (Batı Rüzgârları), Kutuplardaki TYB alanından Ekvator’a doğru hareket eden Kutup Rüzgârları ile 60° enlemleri civarında karşılaşırlar. Burada çarpışan iki hava kütlesi yükselerek basıncın düşmesine neden olurlar. Böylece 60° enlemleri civarında Dinamik Alçak Basınç (DAB) Kuşağı oluşur.
Dinamik basınç kuşaklarının oluşmasının temel nedeni Dünya’nın kendi ekseni etrafında dönüşüdür. Bu klasik görüş atmosfer olaylarının tümünü açıklayamamaktadır.
2-Modern Görüş:Modern Görüşe göre de atmosferdeki genel hava dolaşımının temel nedeni, Ekvator kuşağının aşırı ısınması ve kutupların aşırı soğumasıdır.
Ancak klasik görüşte belirtilen, 30° enlemleri (dönenceler) ile 60° enlemleri arasında hareket eden batı yönlü rüzgâr kuşakları (Batı Rüzgârları) yoktur.
Bu teoriye göre Ekvator çevresinin sıcak havası gezici siklonlarla kutuplara doğru parçalar halinde taşınır. Kutupların soğuk havası da gezici antisiklonlarla Ekvator’a doğru parçalar halinde taşınır. Buna göre iki bölge arasında hava kütlelerinin hareketi mevsimlere göre partiler halinde taşınır. Bu teoriye yatay değişim teorisi denir.
Rüzgârlar; sürekli, mevsimlik ve yerel rüzgârlar olmak üzere üç grup olarak incelenebilir.
I.SÜREKLİ RÜZGÂRLAR: Atmosferdeki genel hava dolaşımına göre oluşmuş rüzgârlardır. Bunlar yeryüzündeki alçak ve yüksek basınç kuşakları arasında, yılboyunca eserler. Sürekli rüzgârlar üçe ayrılır.
1) Alizeler:30° enlemleri civarındaki dinamik yüksek basınç (Subtropikal yüksek basınç) alanlarından, Ekvator çevresindeki termik alçak basınç alanına doğru esen rüzgârlardır.
Dünya’nın dönmesinden dolayı, Kuzey Yarımküre’de kuzeydoğudan; Güney Yarımküre’de güneydoğudan eserler. Hızları saatte 15-40 km/h civarındadır.
Başlangıçta sıcak ve kurudurlar. Ancak denizlerin üzerinden geçtikleri takdirde bünyelerine nem alarak, kıtaların doğu kıyıların yağış bırakırlar. Bu nedenle Doğu Rüzgârları olarak da isimlendirilirler.
Alizeler, esme yönlerinin değişmemesi ve sürekli esmelerinden dolayı, eskiden Avrupa’dan Amerika’ya ticaret yapmak için giden yelkenli gemiler bu rüzgârlardan faydalandıkları için Ticaret Rüzgârları da denir.
Ekvator’dan 30° enlemlerine doğru Alize Rüzgârları’na ters, üstten esen rüzgârlara da Ters (Üst) Alizeler denir. Ters alizeler 30° enlemleri civarında alçalarak tropikal çöllerin oluşmasına neden olur.
2) Batı Rüzgârları:30° enlemleri civarındaki dinamik yüksek basınç (Subtropikal yüksek basınç) alanlarından, 60° enlemlerindeki dinamik alçak basınç alanlarına doğru esen rüzgârlardır. Kuzey Yarımküre’de güneybatıdan, Güney Yarımküre’de kuzeybatıdan eserler.
Alizeler gibi başlangıçta sıcak ve kurudurlar. Denizlerin üzerinden geçtiklerinde bünyelerine aldıkları nemden dolayı, orta kuşak karalarının batı kıyılarına bol yağış bırakırlar.Avrupa’nın batısı Kanada’nın batısı
60° enlemleri civarında Kutup Rüzgârlarıyla karşılaşma bölgelerinde cephesel yağışlara neden olurlar.
3)Kutup Rüzgârları:Kutuplardaki termik yüksek basınç alanlarından, 60° enlemlerindeki dinamik alçak basınç alanlarına doğru eserler. Yönleri Dünya’nın dönmesinden dolayı saparak, Kuzey Yarımküre’de kuzeydoğudan,Güney Yarımküre’de güneydoğudan eserler.
Soğuk ve kurudurlar. Etkili oldukları alanlarda sıcaklığın düşmesine ve kar yağışlarına neden olurlar. 60° enlemleri civarında Batı Rüzgârlarıyla karşılaşma bölgelerinde cephesel yağışlara neden olurlar.
II.DEVİRLİ (MEVSİMLİK) RÜZGÂRLAR:
Mevsimlere göre yön değiştiren rüzgârlardır. Bu rüzgârlar kışın soğuk olan karalardan denizlere doğru, soğuk ve kuru olarak eserler. Yazın ise ılık ve karalara göre daha sıcak olan denizlerden, soğuk olan karalara doğru, ılık ve nemli olarak eserler. Devirli rüzgarların en çok bilineni Asya kıtası ile Hint ve Pasifik okyanusları arasında esen Muson Rüzgarları’dır.
Muson Rüzgârları, Yaz ve Kış Musonları olmak üzere ikiye ayrılırlar.
Muson Rüzgârları, Yaz ve Kış Musonları olmak üzere ikiye ayrılırlar.
1)Kış Musonu:Bilindiği gibi karalar çabuk ısınıp çabuk soğur; denizler ise geç ısınıp geç soğurlar. İşte bu ısınma farklılığından dolayı, kış mevsiminde karalar çevresindeki denizlere göre daha soğuk olur ve buralarda yüksek basınç alanı oluşur. Denizler ise karalara göre daha sıcak olduğu için alçak basınç alanı durumundadır. Aradaki basınç farkından dolayı karadan denize doğru rüzgârlar eserler. Bu rüzgârlara Kış Musonları adı verilir.
Kış Musonları kara kaynaklı olduğu için soğuk ve kurudurlar. Karaların üzerinden estikçe yağış getirmezler. Ancak denizler üzerinden geçtikten sonra, bir kara üzerine varırsa yamaç yağışlarına neden olurlar.
NOT:Kış Musonları, Avustralya’nın kuzeyinde, Endonezya’nın kuzey ve batısında, Japonya’nın batısında, Afrika’nın doğusunda ve Hindistan’ın güneydoğusundaki Doğu Gat Dağlarında eserler. Buralara denizleri aşarak geldikleri için yağış bırakırlar.
2)Yaz Musonu:Yaz mevsiminde karalar denizlere göre daha fazla ısınırlar. Bu durumda karalar üzerinde alçak basın alanı, denizler üzerinde yüksek basınç alanı oluşur. Deniz ve okyanuslar üzerindeki yüksek basınç alanından, karalar üzerindeki alçak basınç alanına esen rüzgârlara Yaz Musonu denir.
Deniz ve okyanuslardan kaynaklandıkları için bol nem taşırlar ve geçtikleri yerlere de bol yağış bırakırlar. Yaz musonları Ön ve Güney Asya ile Hint Okyanusu ve Doğu Asya ile Büyük Okyanus’a bağlı denizler arasıdır.
Bunlar dışında Yaz Musonları, Kuzey Amerika ile Meksika Körfezi arasında, Batı Afrika ile Gine Körfezi arasında ve Doğu Afrika ile Hint Okyanusu arasında da görülür.
III. YEREL RÜZGÂRLAR: Etki alanları dar ve yılın belli zamanlarında veya günün belli saatlerinde esen rüzgârlardır. Yerel basınç farklarından dolayı oluşurlar. Bunların bir kısmı da atmosferdeki genel hava dolaşımının etkisi ile oluşurlar.
a.Meltemler:Atmosferdeki genel hava dolaşımının etkisinin zayıf olduğu durgun kuşaklarda veya bu sisteme ait rüzgarların esmediği durgun mevsim ve zamanlarda; günlük ısınma ve soğumalara bağlı olarak oluşan rüzgarlardır.Meltem rüzgârlarının oluşmasının temel nedeni, Dünya’nın günlük hareketidir.
Gün içinde gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkından dolayı oluşan yerel basınç farkları, meltem rüzgârların oluşmasına neden olur. Dar alanlı, kısa süreli ve günün belli saatlerinde yön değiştirerek ters yönde eserler. Basınç farkı az olduğundan, şiddeti çok hafif ve ağaç dallarını kıpırdatacak kadardır. Günlük rüzgârlar dağ ve vadi meltemleri ile kara ve deniz meltemleridir.
1.Vadi Meltemi:Vadi tabanları dağ yamaçlarına oranla daha fazla neme sahiptir.Bundan dolayı gündüzleri vadiler, dağ yamaçlarına göre daha geç ısınır ve yerel alçak basınç alanı durumuna gelirler.
Dağ yamaçları, nem miktarının az olması ve bakının da etkisi ile daha çabuk ısınırlar ve yerel alçak basınç alanı durumuna gelir. Gündüz yüksek basınç alanı olan vadilerden, alçak basınç alanı olan dağlara doğru esen rüzgârlara vadi meltemi denir.
2.Dağ Meltemi: Geceleri nem oranı düşük olan dağ yamaçlarında,sıcaklık kaybı; nem oranı daha fazla olan vadilere göre daha fazladır.
Yani geceleri dağ yamaçları vadilere göre daha çabuk soğurlar. Böylece dağ yamaçları yüksek basınç alanı, vadi tabanları da alçak basınç alanı durumundadır. Geceleri dağ yamaçlarından vadilere doğru esen rüzgârlara dağ meltemi denir. Dağ meltemleri sıcak yaz gecelerinde serinletici etkide bulunur.
3.Deniz Meltemi:Denizler karalara oranla daha geç ısınıp, geç soğur. Gündüzleri geç ısınan deniz, yüksek basınç alanı durumuna gelir. Daha çabuk ısınan kara ise yerel alçak basınç alanı durumundadır.
Gündüzleri yüksek basınç alanı durumundaki denizlerden,alçak basınç alanı durumunda olan karaya doğru esen rüzgârlara deniz meltemi denir. Deniz meltemi, nemli ve ılıtıcı bir etkiye sahiptir.
Gündüzleri yüksek basınç alanı durumundaki denizlerden,alçak basınç alanı durumunda olan karaya doğru esen rüzgârlara deniz meltemi denir. Deniz meltemi, nemli ve ılıtıcı bir etkiye sahiptir.
4.Kara Meltemi:Geceleri karalar denizlere göre daha çabuk soğurlar.Böylece kara üzerinde denize oranla yüksek basınç alanı; deniz ise alçak basınç alanı durumuna gelir.
Geceleri karadan denize doğru esen rüzgâra kara meltemidenir. Kara meltemi nispeten kuru ve serindir.
b.Genel Atmosfer Sirkülasyonuna Bağlı Olarak Oluşan Yerel Rüzgarlar:
Atmosferdeki genel hava dolaşımına bağlı hakim rüzgarların etkisinin görülmediği veya zayıfladığı dönemlerde ortaya çıkan rüzgarlar da vardır. Bu dönemlerde, yerel etkilerle doğmuş basınç koşulları, genel hava akımlarında bazı değişiklikler yaparak, yerel özelliklere sahip rüzgârların esmesine neden olurlar. Bunlar, sahip oldukları özelliklere göre sıcak yerel rüzgârlar ve soğuk yerel rüzgârlar olmak üzere iki ana gruba ayrılırlar.
1-Sıcak Yerel Rüzgârlar: Kuzey Yarım Küre’de güney sektörlü rüzgârlar; Güney Yarım Küre’de kuzey sektörlü rüzgârlar sıcak karakterli rüzgârlardır (Enlem etkisi).
Aşağıda belli başlı sıcak yerel rüzgârlar verilmiştir:
Fön Rüzgârları:Yatay yönde hareket eden hava kütleleri, önlerine çıkan dağ yamaçları boyunca yükselir.Yükselen hava kütlesinin sıcaklığı, her 200 m’de ortalama 1°C azalır. Belirli bir yükseltiden sonra, içindeki nem, yoğunlaşma sonucunda yağış olarak yere düşer.
Yamacı aşan hava kütlesi dulda yamaçta alçalırken(Sürtünme Etkisiyle) kuru adyabatik nedeniyle her 100 m’de ortalama 1°C ısınır. Böylece ulaştığı yerde ısıtıcı etki yapar.
Sirokko:Kuzey Afrika’da, Büyük Sahra’dan Batı Akdeniz’e doğru eserler. Çölden kaynağını aldığı için sıcak ve kuru ve toz yüklü rüzgârlardır. Geçtiği yerlerde bunaltıcı ve kurutucu etki yapar ve bağ, bahçe ve diğer bitkileri yakar kavurur.
Akdeniz’i aştıkları takdirde, buradan nem alarak, İspanya, Fransa ve İtalya’nın güney yamaçlarına yağış bırakırlar. Toz yüklü oldukları takdirde buralarda renkli (çamur) yağışlara da neden olabilir.
Batı Akdeniz’de Sirokko’ya benzer rüzgârlar, İspanya’da Leveche, Tunus’ta Chili, Korsika’da Libeccio olarak adlandırılır.
Hamsin: Her özelliği ile Sirokko’ya benzeyen Hamsin (50 gün rüzgârları) Doğu Akdeniz’de Libya Çölü’nde Mısır’dan Akdeniz kıyılarına doğru esen rüzgârlardır. Aynı özellikteki rüzgârlar Irak’ta Samum, İran’daSimoon olarak adlandırılır.
Soğuk ve Sıcak Yerel Rüzgarlar Haritası
2- Soğuk Yerel Rüzgârlar: Kuzey Yarım Küre’de kuzey sektörlü rüzgârlar; Güney Yarım Küre’de de güney sektörlü rüzgârlar soğuk karakterli rüzgârlardır.
Belli başlı soğuk yerel rüzgârlar şunlardır:
Belli başlı soğuk yerel rüzgârlar şunlardır:
Mistral:Kış ve ilkbahar mevsimlerinde, Fransa’nın soğuk ve karlı Massif Central dağlık alanında soğumuş olan havanın, güneydeki sıcak olan Akdeniz’e doğru hızla inmesi ile oluşur. Soğuk ve bazı durumlar hariç, genel olarak kuraktır.
İspanya ve Fransa’da görülen bu rüzgâr, özellikle Ron (Rhon) vadisine kanalize olduğunda şiddeti daha da artar. Hareket halindeki bir trenin vagonlarını devirdiğine de şahit olunmuştur.
Bora:Dinar Alplerinden, Dalmaçya-İstirya kıyılarına doğru esen, soğuk ve kuru rüzgârlardır. Vadi içlerine kanalize olduklarında çok daha hızlı (50-60 m/s ve daha hızlı) eserler.
Krivetz: Aşağı Tuna ovasında, kuzeydoğudan esen, kuru ve soğuk rüzgârlara krivetz denir. Krivetz estiği dönemde Romanya’nın başkenti olan Bükreş’te sıcaklık 10-150C birden düşer.
c.Tropikal Rüzgarlar (Siklonlar): Tropikal bölgelerde kararlı-durgun karakter taşıyan hava kütlelerindeki dengenin bozulmasıyla, havanın ani olarak dikey (konveksiyonel) yükselmesi ile ortaya çıkar. Buradaki dengenin bozulmasında havadaki sıcaklık ve nem miktarı artışının önemli bir etkisi vardır. Dikey olarak yükselen hava kütlesini, çevreden merkeze doğru gelen hava kütleleri besler. Hava kütlelerinin hareketi, merkezkaç (corriolis) kuvvetinin etkisi ile merkeze (Alçak basınç alanı merkezine) doğru sarmal bir harekettir. Bu hareket çok hızlı fırtınalar halinde beliren rüzgârlar şeklinde olur.
Çok önceden beri Hindistan’da kullanılan “siklon” terimi, Dünya’nın her yerinde aynı şekilde beliren bütün hava hareketleri için de kullanılmıştır.
Tropikal siklonlar Hint Okyanusu’nda siklon, Büyük Okyanus’ta tayfun (typhoon, Çince ‘büyük rüzgar’), Meksika Körfezi’nde harikeyn (Hurricane), Güney Amerika’da tornado, Filipinlerde baguio, Avustralya’da willy willy adı verilir. Saatteki hızı 160 km’den daha fazla olan bu rüzgârlar, geçtikleri yerlerde çok büyük yıkımlara, can ve mal kaybına, tarım alanlarının yok olmasına neden olur. Yıkımları, güçlü yağmurlarla daha da artar, alçak arazileri su basar. Kıyılarda, kuvvetli rüzgar ve dalgaların etkisi ile deniz yüzeyi 2-3 m kabarır. Böyle bir fırtınaya yakalanan bir Amerikan ağır kruvazörü ikiye bölünmüştür.
Hortumlar:Bu tür fırtınalar, sıcak-nemli bir hava kütlesinin üzerine, soğuk-kuru bir hava kütlesinin gelmesi ile oluşur.Tornado veya hortumlar, sarmal bir biçimde, çok güçlü konveksiyonel Hareketle yükselen bir hava kütlesinin merkezinde oluşturduğu girdap şeklinde belirir.Bunlar tropikal siklonlara göre çok daha küçük ve dar alanlı olmakla birlikte Dünya’da bilinen en güçlü ve en yıkıcı fırtınalardır.
Genellikle hortumun yakınlarında rüzgarın hızı, saatte 500-700 km’yi, dikey akımların ise saatte 350 km’yi bulduğu tahmin edilmektedir.Bu güçlü yatay hava akımları ağaçları kökünden söker, evleri yıkar; sonra dikey hava hareketi de yıkılanları havaya uçurur. Bu olay genellikle 1-2 saat kadar sürer.
TÜRKİYE'DE ETKİLİ OLAN YEREL RÜZGARLAR:
Kuzeyden esenler soğuk güneyden esenler sıcak karakterli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder