Korkunç Yıllar CENGİZ DAĞCI Kitap Özeti
KİTABIN ADI
|
KORKUNÇ YILLAR
|
KİTABIN YAZARI
|
CENGİZ DAĞCI
|
YAYIN EVİ VE ADRESİ
|
REMZİ KİTAP EVİ
|
BASIM YILI
|
1986
|
1. KİTABIN KONUSU:
2. KİTABIN ÖZETİ:
3. KİTABIN ANA FİKRİ:
4. KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN
DEĞERLENDİRİLMESİ:
5. KİTAP HAKKINDA ŞAHSÎ GÖRÜŞLER:
6. KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
1. KİTABIN KONUSU:
İkinci Dünya Savaşı esnasında Sovyetler Birliğinde yaşayan Türklerin
Çektiği sıkıntılar, haksızlıklar, kullanılmaları ve vatan sevgisi.
2. KİTABIN ÖZETİ:
DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ!
CENGİZ
DAĞCI
Olaylar İtalya’da Sadık ve Cengiz’in bir akşam sohbeti
esnasında doğuyor.Sadık 1930-1940’lı yıllarda Rusya’da yaşamış bir Kazak
Türkü.Hayatını hatıralar adı altında bir defterde topluyor.
Sadık çocukluk yıllarında köyde yaşıyor daha sonra
babasının milisler tarafından tutuklanmasıyla şehre taşınıyorlar;babasının bir
kaç ay sonra serbest bırakılmasıyla da Akmescit’e taşınıyorlar.Sadık durumları
çok kötü olmasına rağmen babasının ısrarları üzerine okula yazılır.(1937)
Ruslar 150 yıldır Türkleri yok
etmek için her türlü yolu deniyorlardı.Önce camiiler de ezan okunmasını
yasakladılar,ardından da onları yıkmaya başladılar.
Sadık’ın okuldaki en iyi dostu Süleyman’dı.Sadık
doktor olmayı istiyordu fakat Süleyman subay olmanın daha önemli olduğunu
savunuyordu.Bir gün Rus Ordusu mensuplarından Şişkof onları subay olarak Rus
Ordusu’nda görmek istediğini belirtir.Sadık istemese de en mantıklı seçimin bu
olduğuna karar verir.Şişkof onları subay hazırlama okulunda her zaman kontrol
altında tutar ve her fırsatta Rusça konuşmaları için teşvik eder.
1940 yılında tankçı teğmen olarak
mezun olur.
Kıt’aya gittiğinde zorluk çeker ama
ailesinden aldığı mektuplar ve kardeşinin gönderdiği gazeteler onun
rahatlatır.Bir gün kardeşinin yolladığı gazetelerin Rusça yazıldığını
görür.Gazete adları ve harfleri değişmiştir,bu Sadık’ı kahreder.Ruslar
Tatarların artık dillerine bile karışmaktadır.Süleyman’ın bu olaya fazla önem
vermemesi ise onu büsbütün
sinirlendirir.”Bir milletin varlığı; dili ve yurdu ile belli olur.”dese
de Süleyman’ın dikkatini çekemez.Dilin ne kadar önemli bir olgu olduğunu
Süleyman’a ispatlamak için o gece nöbetçi olan bir Tatar askerini yanına
parolayı bilmeden yaklaşır.Nöbetçi Sadık’ın Türkçe konuştuğunu duyunca hemen
silahını indirir ve parolayı söyler.
Rus-Alman Harbi başlar.Sadık savaş
esnasında Almanlara esir düşer.Bir süre esir kamplarında yaşar.Orada çeşitli
zorluklar çeker.Kimi haftalar bilinçsiz bir şekilde aç susuz yaşamaya
çalışır.Bir gün Alman Astsubayı’nın emrinde çalışmaya başlar ve burada
Almanların kendi menfaatleri için yaptıkları haksızlıkları gördükçe içi
sızlar.Türkler iki ülke arasındaki savaşta eriyip gitmektedir.
Astsubayın ve karargahtaki
subayların tavsiyesi doğrultusunda Almanlar kendisine casusluk teklif ederler
fakat Sadık bunu kabul etmez.Bunun üzerine tekrar esir kampına gönderilir.
Kampta Türklerle aynı barakada
kalmaktadır,bu onu çok mutlu eder ve bir süre sonra kararını değiştirir;
Türkistan Lejyonu’na katılır ve bu sefer de Alman üniformasıyla
Ruslara karşı savaşır.
3. KİTABIN ANA FİKRİ:
Büyük küçük bütün devletlerin Türklerin varlığından
rahatsızlık duymaları ;onları sindirip birbirlerinden ayırmak için dillerini
yasaklamarı, kendi amaçları doğrultusunda Türkleri ateşe atmaktan
çekinmedikleri anlatılmıştır.Bunun için birbirimize ve dilimize sımsıkı
bağlanmalıyız, o zaman bizi bu topraklardan kimse atamaz.
4. KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN
DEĞERLENDİRİLMESİ:
Sadık:Hatıratların yazarıdır;
vatanını ve dilini çok seven birisidir.
Cengiz:Hatıraları bulan kişidir
Süleyman:Sadık’ın okuldan
arkadaşıdır.Üniforma sevdasıyla yanıp tutuşan bir gençtir
Şişkof:Rus Ordusu Siyasi
Komiseri’dir.Sadık ile Süleyman’ı Rus Ordusu’na alır.
Vasilef:Sadık’ı çok seven bir
askerdir.Sadık’ın hayatını kurtarmak için ölür.
5. KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Kitap olay örgüsü ve akıcılık
bakımından güzel.Konu akıcı bir dille işlenmiş, her bölümden sonra bir dahaki
bölümde ne olacak diye düşünüyorsunuz ve biran önce bitirmek
istiyorsunuz.Türkiye dışındaki yerlerde yaşayan Türklerin sorunlarını çok iyi
bir şekilde anlatmış.Türklerin bütün olduğu ve diğer devletlerin bu denizi
bölmek için yaptıkları gerçekçi örneklerle anlatılmış.
6. KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
CENGİZ
DAĞCI
Dünyaca ünlü roman yazarı olan Kırım Türkü Cengiz Dağcı, 9 Mart
1920’de, Yalta’da bağlı Kızıltaş köyünde doğdu.Babası , Kırım’dan sürgün edilen
Emir Hüseyin Dağcı, annesi ise Fatma hanımdır.
İlkokulu Kızıktaş’da,ortaokulu Akmescit’te okuyan Cengiz Dağcı,
öğrencilik yıllarından itibaren şiir yazdı.İlk şiiri,1936’da Kırım Gençlik Dergisi’nde
yayımlandı.Bazı şiirleri de, Kırım Yazarlar Birliği’nin çıkardığı Edebiyat Mecmuası’nda yer aldı.1939’da
Kırım Pedagoji Enstitüsü’ne girdi
İkinci Dünya Savaşı başlayınca, öğrenimini tamamlayamadan askere alınan
Cengiz Dağcı,Odessa’daki subay okuluna gönderildi.1941 Haziranında Ukrayna
Cephesi’nde tank teğmeni olarak savaşırken,Almanlara esir düştü.Bir süre sonra
Almanlar tarafından, Sovyetler Birliği’ne karşı savaşmak üzere kurulan ‘Türkistan Lejyonu’na katılarak, Ruslara
karşı savaştı.Daha sonra Polonya!ya geçti.
1945-1946 yıllarında, binlerce Türkistanlı ile birlikte Türkiye’ye
gelmek için müracaatta bulundu.Fakat dönemin yöneticileri bu isteği kabul
etmediği için,Türkiye’ye gelemedi.Daha sonra Kızılhaç’ın yardımıyla
İngiltere’ye giderek, Londra’ya yerleşti ve ticaretle meşgul oldu.
İkinci Dünya Savaşı, Cengiz Dağı’nın ruh hali üzerinde derin etkiler
yaptı.Bu yüzden, savaş öncesi ve savaş yıllarına ışık tutacak tarzda, hatıra
romanları yazdı.Eserlerinde, Kırım Türklerinin sıkıntı ve mücadelelerini
anlattı.Bazı şiirleri1950’li yılların ikinci yarısında, Kırım Dergisi’nde
yayımlandı.
Türkiye’de bir yayıncıya gönderdiği hayat hikayesinde,”Elhamdülillah türküm,Müslümancım ve
notlarımda yazdıklarımın hepsinin de hakikat olduğuna yemin ederim.”ifadesini
kullanan Dağcı,Türk Dünyasının bir bütün olduğunu da;”Bize Tatar diyorlar.Çerkez, Türkmen,
Kazak,Azeri,Karakalpak,Çeçen,Uygur,Kabudi,Başkırt,Kırgız diyorlar.Bunlar hep
yalan.Deniz parçalanamaz.Biz Türk Tatarız.Bunu senin kalbin bildiği gibi her
Başkırt,her Kırgız,her Kazak bilir.Kalbinin hisleriyle hareket et.Dünyanın boş
hırslarına kapılma.”sözleriyle dile getirdi.
Bugüne kadar 20 civarında roman yazan ve eserleri,Türkiye’de 1956’dan
beri yayımlanan Cengiz Dağcı, Türkiye’ye hiç gelmemesine rağmen, eserlerini
Türkiye Türkçesi ile yazdı.Önde gelen eserleri;Korkunç Yıllar,Yurdunu
Kaybeden Adam, Onlar da İnsandı, Ölüm ve Korku Günleri, O Topraklar Bizimdi, Dönüş,Genç Temüçin,
Badem Dalına Asılı Bebekler, Üşüyen Sokak, Anneme Mektupler, Benim Gibi Biri ve
Yansılar.
İlesam ve Türkiye Yazarlar Birliği tarafından da ’Yılın Yazarı’
ödüllerine layık görülen Cengiz Dağcı, halen İngiltere’nin Wimbledon kentinde
yaşıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder