iklim bilgisi atmosfer ve ozellikleri ders notlari - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Temmuz 12, 2013

iklim bilgisi atmosfer ve ozellikleri ders notlari

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
İKLİM BİLGİSİ, ATMOSFER VE ÖZELLİKLERİ

Dar bir alanda, kısa süre içerisinde değişen atmosfer olaylarına hava durumu denir.Bir sahada havanın yağmurlu, bulutlu, rüzgârlı  ya da güneşli olması  oradaki hava durumunu etkiler. Hava olaylarını meteoroloji bilimi incelemektedir.
Geniş bir alanda uzun yıllar boyunca görülen hava olaylarının ortalamasına iklimdenir.
İklimi inceleyen bilim dalı klimatolojidir.
İklim ve hava durumunun karşılaştırılması;
–İklim geniş  sahalarda (ör. Akdeniz havzası), uzun yıllar boyunca (30-40 yıl) aynı  kalan ortalama hava hali iken; hava durumu dar bir alanda (ör. İstanbul-Kadıköy), kısa sürede (biriki saat) değişen atmosfer olaylarıdır.
 –İklimde bir  kararlılık söz konusu iken, hava durumu gün ve saat  içerisinde değişme gösterir. 
Meteoroloji  bilimi, atmosferin fiziksel özelliklerini, atmosferde meydana gelen olayların dayandığı  fizik kanunlarını  ortaya koymaya çalışır. İklim elemanlarının günlük değerlerini çeşitli aletlerle ölçülür ya da aletsiz  olarak gözlenerek kayıtlara geçirilir. Yapılan bu işe Rasat (Gözlem) denir. 
Meteoroloji biliminin yaptığı bu rasatları alarak bunların ortalamasını çıkarıp, bu hava olaylarının insan yaşamı üzerine olan etkilerini araştıran bilime ise Klimatoloji denir.Bir yerin iklim özelliklerini tam  ve doğru olarak belirtebilmek  için yeter sıklıkta ve gerekli yerlerde istasyon ağının olması gerekir. İklim, canlı yaşamı etkileyen en önemli unsurdur. Ayrıca yeryüzünün şekillenmesinde de önemli bir rol oynar.
İklimin etkilerini üç ana başlık altında toplayabiliriz: 
A- İklimin İnsan Üzerindeki Etkileri
–        Nüfusun dağılışını,
–        Ekonomik faaliyetlerini,
–        Yiyecek ve giyeceklerini,
–        Fizyolojik gelişimlerini,
–        Karakterlerini,
–        Kültür faaliyetlerini etkiler,
B-İklimin Ekonomik Hayat Üzerindeki Etkileri:
–        Sanayinin dağılışını, 
–        Ulaşım faaliyetlerini,
–        Konut tipi ve kullanılan malzemeyi,
–        Turizm faaliyetlerini,
–        Tarım faaliyetlerini ve ürünleri çeşitliliğini,
–        Bunlara bağlı olarak ticaret şekilleri de iklimin kontrolü altındadır.
C-İklimin Doğal Çevre Üzerindeki Etkileri:
–        Dış kuvvetlerin etki alanlarını, 
–        Yer şekillerinin oluşumunu, 
–        Taşların çözülme biçimini, 
–        Toprak oluşumu, tipleri ve verimliliğini, 
–        Bitki örtüsünü ve dağılışını, 
–        Göllerin dağılışı ve sularının kimyasal öz., 
–        Yerüstü ve yer altı su durumu, 
–        Akarsu debilerini ve rejimlerini, 
–        Okyanus akıntılarının yönleri ve hızlarını, 
–        Hayvan türleri ve dağılışını, 
–        Erozyonu ve heyelan oluşumunu, 
–        Kalıcı kar sınırı, 
–        Ormanın ve tarımın üst sınırını,
–        Denizlerin tuzluluk oranını etkiler.
 ATMOSFER
Dünya’da uzaydaki diğer gezegenlerden farklı  olarak  yaşam bulunmasının sebebi etrafını saran atmosferdir. İklim ve hava olaylarının görülmesi  ile yeryüzünde yaşamın bulunmasını sağlayan faktör atmosferin varlığıdır.
Atmosfer; yerçekiminin etkisi ile yeryüzünü çepeçevre saran gaz kütlesidir. Eski Yunancada atmos:  nefes,
sphere: küre demektir. Atmosfer ise nefes küre ya da hava küre anlamına gelir. 
Atmosferi oluşturan gazların % 75’iiçerisinde canlıların  yaşadığı Troposfer de bulunur. Atmosfer; Azot (% 78), Oksijen (% 21) ile CO2, su buharı, argon, neon, metan, kripton ve hidrojen gibi diğer gazlardan (% 1) oluşur. Azot ve oksijen yaşam için büyük  önem taşırlar ve bu gazların  atmosferde ki oranı sabittir. Ancak CO2 ve su buharının miktarı bulundukları yere, zamana ve iklim şartlarına göre değişir. 
Azot, yaşamın temel kaynaklarından biridir. Bitkilerin ihtiyacı  olan besin maddesi olarak önemlidir. Oksijen, ise canlıların solunum yapması için ve yanma için gerekli bir gazdır. 
Karbondioksit, havada çok az  miktarda (% 0  -  0,03) bulunmasına karşın, iklim olayları üzerinde önemli etkide bulunur. Karbondioksit atmosferin güneş ışınlarını emme ve saklama kabiliyetini arttırır.  Miktarının artması sıcaklığın artmasına,azalması sıcaklıkların düşmesine neden olur. Jeolojik devirler içerisinde CO2 miktarın değişmesi iklim değişimlerini etkilemiştir
Su buharı, miktarı sıcaklığa, yer ve zamana bağlı olarak en fazla değişen gazdır. Bu miktar yerden yükseldikçe, kıyıdan uzaklaştıkça  ve Ekvatordan kutuplara doğru gittikçe azalır. 
Atmosferin Etkileri
–        İçerisinde yaşam için gerekli olan gazlar bulunur.
–        Güneş’ten gelen enerjinin hızla uzaya yansımasını engeller.
–        Güneş ışınlarının dağılmasını sağlayarak, Güneş’i doğrudan görmeyen
–        yerlerin de aydınlık olmasını sağlar.
–        İçindeki hava akımları sayesinde gündüz olan kesimlerin aşırı sıcak, gece olan
–        kesimlerin de aşırı soğumasını engeller.
–        Güneşten gelen zararlı ışınları tutar.
–        Sesi iletir. 
–        İklim olayları meydana gelir. 
–        Uzaydan gelen göktaşlarının parçalanmasını sağlayarak yere ulaşmasına engel olur.
Ortalama kalınlığı  10.000 km olan atmosfer, bileşimi, sıcaklığı  bakımından farklı katmanlardan oluşur.
ATMOSFERİN KATMANLARI

1. Troposfer: 
Atmosferin en alt katıdır. Kalınlığı Ekvator’dan kutuplara doğru gittikçe azalır. Ekvator üzerinde 16 km, 45° enleminde 12 km, kutuplarda ise 6 km  ortalama 12 km’dir.  Kalınlığının değişmesinin nedeni ise Ekvator’da ısınan havanın  yükselmesi; kutuplarda ise soğuyan havanın alçalması  ile Dünya’nın ekseni etrafındaki dönüşüyle, Ekvator’da savrulma kuvvetinin fazla olmasıdır.
Su buharının tamamı Troposfer içerisinde bulunduğu için iklim olayları ancak bu katta görülür.  Yükseldikçe Troposfer’de gaz yoğunluğu azalır. Çünkü yerçekiminin etkisi ile gazlar yere yakın yerlerde daha çok yoğunlaşır.
Troposfer’de yükseldikçe sıcaklık her 200 m’de 1°C azalır. Çünkü Troposfer daha çok yerden ışıyan ışınlarlarla ısınır. Ayrıca sıcaklığı  tutan gazların yere  yakın  yoğunlaşması ve atmosferin üstten soğuması da bu durumun oluşmasında etkilidir.
2. Stratosfer:
Troposferin üst sınırından itibaren 25-30 km yüksekliğe kadar çıkar. Bu katmanda su buharı  olmadığı için iklim olayları görülmez. Yatay hava hareketleri görüldüğü için dikey yönde sıcaklık değişimi yok denecek kadar azdır. Ekvator üzerinde sıcaklık - 80°C civarında iken, kutuplarda -50°C civarındadır.
Ekvator ile kutuplar arasındaki sıcaklık farkından dolayı, Ekvatordan kutuplara doğru kuvvetli hava akımları oluşur. Jet rüzgârları adı verilen bu hava akımlarının saatteki hızları 500 km’ye kadar ulaşır. Stratosferin üst kısmında ozon yoğunluğu artmaktadır.
3. Mezosfer:
Stratosfer’in üst sınırından itibaren 80-90 km yüksekliğe kadar çıkar.Gaz molekülleri seyrektir. İklim üzerinde etkisi azdır. Ozon tabakasının büyük bölümü bu katmanda yer alır. Ayrıca atmosfere giren
göktaşları bu katmanda sürtünmenin etkisi  ile yanmaktadır.
Ozonosfer,


Yerden 19-45 km arasında yer alır. Ozon (O3) gazının en  çok yoğunlaştığı kesim olduğu için bu adı almıştır. Güneş’ten gelen ultraviyole (morötesi) ışınları, ozon gazı ile reaksiyona girerek  parçalar. Bu şekilde  zararlı ışınların Dünya’ya gelmesi engellenmiş olur.
4. İyonosfer:
Mezosferin üst sınırından itibaren, 300-325 km yüksekliklerine kadar çıkar. Gaz molekülleri oldukça seyrektir. Gazlar ultraviyole ışınlarının etkisi ile iyonlarına  ayrılmıştır. Sıcaklık, 250°C civarındadır. İyon halindeki bu gazlarda elektron alışverişi çok hızlı olduğu için radyo dalgaları bu tabakadan yansıtılır. 
5. Ekzosfer:
İyonosfer’in üst sınırından itibaren başlar. Bu katmanın  üst sınırında yerçekimi oldukça az olduğundan gaz molekülleri uzaya  kaçar. Bundan dolayı  dış sınırı  kesin  değildir. Teorik olarak 10.000 km’ye kadar çıktığı kabul edilir.  

SICAKLIK,SICAKLIK DAĞILIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER,İKLİM ELEMANLAR
İKLİM ELEMANLARI
A. SICAKLIK
Yeryüzündeki sıcaklığın kaynağı Güneş’tir. Yeryüzünün Güneş’ten aldığı ısı miktarına sıcaklık denir. Termometre ile ölçülür. Sıcaklığın birimi santigrat derece (°C) dir.
Güneş ışınları vasıtasıyla gelen ısı enerjisi, atmosferi geçerek yeryüzüne ulaşır ve yeryüzünü ısıtır. 
Ancak, Güneş’ten gelen enerjinin miktarı, atmosferin dış sınırında 1  cm2’lik yüzeye,  1 dakikada, 2 kaloridir. Buna solar konstant (Güneş sabitesi) denir. Ancak Güneş’ten atmosfere gelen bu enerjinin tamamı yeryüzüne ulaşmaz ve atmosferi ısıtmaz.
Atmosfere gelen enerji % 100 kabul edilirse;
–Enerjinin % 25'i bulutların ve atmosferin etkisi ile uzaya doğru yansır.
–% 25'i atmosferde dağılarak gölge yerlerin aydınlatılmasını ve gök yüzünün mavi görünmesini sağlar.
–% 15'i atmosfer tarafından emilerek atmosferin ısınmasını sağlar.
–% 35'i yeryüzüne ulaşır. Bu enerjinin % 27'si yeri ısıtır. % 8'i ise yeryüzüne çarptıktan sonra tekrar uzaya yansır.

Görüldüğü gibi Güneş’ten gelen enerjinin %  25’i atmosferin üst yüzeyi ve bulutlara çarparak, % 8’i de yerden yansıyarak, atmosferde herhangi bir etkide bulunmadan, doğrudan uzaya geri döner. Yansıyan bu ışınlara albedo adı verilir

SICAKLIK DAĞILIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER (SICAKLIK ETMENLERİ)
1. Güneş ışınlarının yeryüzüne düşme açısı
Yeryüzünde sıcaklık dağılışını etkileyen en önemli faktördür. Güneş ışınları bir yere ne kadar dik düşerse, orası o kadar fazla ısınır. Düşme açısı küçüldükçe ısınma azalır.
Düşme açısını belirleyen etkenler şunlardır:
a. Dünya’nın şekli ve enlem: Dünya’nın şekline bağlı olarak, Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe güneş ışınlarının yere düşme açıları küçülür. Bunun sonucunda da Ekvator’dan kutuplara gidildikçe sıcaklık azalır.


b. Yaşanan Mevsim: Dünya’nın eksen eğikliği ve yıllık hareketine bağlı olarak güneş ışınlarının düşme açısı yıl boyunca değişir.
Buna göre, Kuzey Yarım Küre, yaz mevsiminde güneş ışınlarını daha dik, kışın daha eğik alır.

c. Günün Saati: Dünya’nın günlük hareketine bağlı olarak, güneş ışınlarının bir noktaya geliş açısı gün boyunca değişme gösterir. Güneş ışınları sabah ve akşam eğik açıyla, öğle vakti ise gelebileceği en dik açı ile gelir.
d. Bakı ve eğim: Güneş ışınlarının düşme açısı, yerşekillerinin Güneş’e bakma durumuna göre (Bakıya göre) ve yerşekillerinin eğimine göre değişir.

      
2. Güneş ışınlarının atmosferde katettiği yol
Güneş ışınlarının atmosferde aldığı yol uzadıkça enerji kaybı o oranda artar. Dik açı ile gelen ışınlar daha kısa bir yoldan yeryüzüne ulaşır ve daha az kayba uğrar. (Ekvator çevresi gibi)
Dar açı ile gelen ışınlar ise, daha uzun bir yoldan yeryüzüne ulaşır ve daha fazla kayba uğrar. (Kutup çevreleri gibi)
3. Güneşlenme Süresi
Güneşlenme süresi arttıkça sıcaklık artar. Yaz aylarında güneşlenme süresi fazla olduğundan sıcaklık değerleri yüksektir. Yine gün içinde en yüksek sıcaklıkların tam öğle vakti değil, öğleden birkaç saat sonra olması güneşlenme süresi ile ilgilidir. Geceleri ise, Güneş’ten enerji alınmadığı için soğuma görülür. Bu nedenle günün en soğuk anı, sabah Güneş doğmadan önceki andır.
4. Yükselti
Troposfer katında, yerden yükseldikçe sıcaklık değerleri her 100 m. de 0,5 °C azalırken, alçaldıkça her 100 m. de 0,5°C artar.
5. Kara ve Denizlerin Dağılışı
Aynı miktarda güneş enerjisi alan karalar ve denizler aynı derecede ısınmazlar. Karalar denizlere oranla daha fazla ve çabuk ısınırken, denizler daha az ve geç ısınırlar. Yine karalar denizlere oranla daha fazla ve çabuk soğurken, denizler daha az ve geç soğurlar.                 
Denizler karalara oranla geç ısınıp geç soğuduğu için, karasal iklimlerde en sıcak ay Temmuz, en soğuk ay Ocak iken, denizel iklimlerde en sıcak ay Ağustos, en soğuk ay Şubattır.
6. Nem Miktarı
Nem, bir yerin fazla ısınması ve soğumasını önler. Sıcaklık farkını azaltır. Güneş ışınlarının dik ve dike yakın geldiği Ekvator çevresi Dünya’nın en sıcak yerleri olması gerekirken, nemin fazlalığından dolayı olmamıştır. Dünya’nın en sıcak yerleri ise Dönenceler civarı (Tropikal çöller) olmuştur.Kış mevsiminde, havanın bulutlu olduğu günlerde, ısı kaybı azaldığından sıcaklık değerleri yüksektir. Havanın bulutsuz olduğu günlerde ise, ısı kaybı daha fazla olduğundan sıcaklık değerleri düşüktür. Kuru ve ayaz bir hava yaşanır.Nemin fazla olduğu deniz yüzeylerinde, vadilerde ve alçak ovalarda nemin fazlalığından dolayı sıcaklık kaybı az iken, dağ zirvelerinde nemin azlığından dolayı sıcaklık kaybı fazladır.
7. Okyanus Akıntıları  
Okyanus akıntıları, hem denizler hem de karalar üzerinde havanın sıcaklığını etkilerler. Bu akıntılar sıcaklığın Ekvator’dan kutuplara doğru düzenli olarak azalmasını engeller.
Ekvator yönünden gelen Gulf - Stream, Brezilya, Kuroşivo ve Alaska gibi akıntılar sıcaklığı yükseltir. Buna karşılık, kutup yönünden gelen Labrador, Kanarya, Oyaşivo, Benguela ve Kaliforniya gibi akıntılar sıcaklığı düşürür.
8. Rüzgârlar
Kuzey Yarım Küre’de güneyden, Güney Yarım Küre’de de kuzeyden esen rüzgârlar, Ekvator yönünden geldikleri için sıcaklığı artırır. Kutup yönünden gelen rüzgârlar ise, sıcaklığı düşürürler. Bu durum enlem - sıcaklık ilişkisine örnektir.Denizden karaya doğru esen rüzgârlar kışın ılıtıcı, yazın ise serinletici etki yapar.
Karadan denize doğru esen rüzgârlar ise, kışın sıcaklığı düşürücü, yazın ise sıcaklığı yükseltici etki yapar.
9. Bitki Örtüsü
Bitki örtüsü, güneş ışınlarının bir kısmını emerek gündüz yerin fazla ısınmasını önler. Gece ise, yerden ışıyan sıcaklığın bir bölümünü tutarak fazla soğumayı engeller. Bunun sonucunda, bitki örtüsünün gür olduğu alanlar ile seyrek olduğu alanlar arasında, sıcaklığın dağılışı açısından önemli farklar ortaya çıkar.

SICAKLIĞIN YERYÜZÜNDEKİ DAĞILIŞI
İzoterm Haritaları
Sıcaklık  yeryüzünün her yerinde aynı  değildir. Yeryüzünde sıcaklığın dağılışını gösteren haritalara       izoterm haritaları denir. Aynı sıcaklık değerlerine sahip noktaların birleştirilmesiyle elde edilen eğrilere izoterm  (eş  sıcaklık)  eğrileri  denir.
İzoterm haritaları ikiye ayrılır;
1.Gerçek İzoterm Haritaları:  Yeryüzünde ölçülen gerçek sıcaklık değerlerine göre çizilir.
2.İndirgenmiş İzoterm Haritaları:  Bütün yükseltiler deniz seviyesine indirgenerek, her yerin 0  m’de olduğu varsayılarak hazırlanan sıcaklık  haritalardır. Enlem farkı daha belirgin olarak ön plana çıkar.Yerden yükseldikçe  her 200 m’de sıcaklık 1°C azalır. İndirgenmiş izoterm haritaları hazırlanırken, gerçek  sıcaklığına, yükseltisinden dolayı  kaybettiği sıcaklık miktarı eklenerek gösterilir. 
Örneğin deniz seviyesinden 800 m yükseklikte bulunan bir merkezde ölçülen sıcaklık ortalaması  7°C’dir. Gerçek izoterm haritalarında bu değer gösterilir. İndirgenmiş izoterm haritalarında ise bu merkezin 800 m’de kaybettiği sıcaklık hesaplanır:
800:200=4°C  Bu değer gerçek sıcaklığına eklenir:7+4=11°C  İndirgenmiş izoterm haritalarında bu değer gösterilir.
Yükselti arttıkça gerçek sıcaklıkla indirgenmiş sıcaklık arasındaki fark artar. Bir başka ifadeyle bir yerin gerçek sıcaklıkla indirgenmiş sıcaklığı  arasındaki fark ne kadar büyükse, deniz seviyesinden yüksekliği o oranda fazladır.
Sıcaklığın Coğrafi Dağılışı
Yeryüzünde sıcaklığın coğrafi dağılışı,  daha çok  enlemin, kara ve denizlerin dağılışı ve yükseltinin etkisi altında belirir. Diğer etmenlerin etkisi de yer yer belirgin olmakla birlikte daha çok bu üç ana etmenle şekillenir. Sıcaklığın yeryüzündeki genel dağılışı incelenirken yıllık ortalama, en soğuk ve en sıcak ay ortalama sıcaklık dağılış haritaları incelenecektir.
1. Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı: Yıllık sıcaklık ortalaması bir yerin yıllık sıcaklık bilançosunu verir. Ancak sıcaklığın yıl içindeki değişimini göstermez.
Yıllık ortalama sıcaklık haritası incelendiğinde aşağıdaki sonuçlar ortaya çıkar:  –Dünya’nın şeklinden dolayı ekvatordan kutuplara doğru sıcaklık azalmaktadır.
–En yüksek sıcaklıklar Kuzey Yarımküre’de dönenceler çevresinde, karaların iç kısımlarındadır. Nem açığının fazla olması bu durumun oluşmasında etkilidir.
–Alçak enlemlerde karalar, yüksek enlemlerde denizler daha sıcaktır. Çünkü karalar alçak enlemlerde daha fazla sıcaklık almakta, yüksek enlemlerde ise  daha fazla sıcaklık kaybetmektedir.
–Genel olarak, Kuzey Yarımküre’nin sıcaklık ortalamaları Güney Yarımküre’den fazladır. Çünkü Kuzey Yarımküre’deki karaların oranı Güney Yarımküre’den daha fazladır. Bu nedenle termik ekvator daha çok Kuzey Yarımküre’den geçmektedir. 
–Termik ekvator, meridyenlerin en sıcak noktalarının birleştirilmesiyle elde edilir ve Dünya’nın en sıcak yerlerinden uzandığı varsayılır. Termik ekvator ortalama olarak 8° Ekvator’un kuzeyinden geçer. 
–Güney Yarımküre’de izoterm eğrileri daha düzgün uzanırken, Kuzey Yarımküre’de daha fazla sapma gerçekleşir. Bu durum Güney Yarımküre’de denizlerin çok daha fazla alan kaplamasından ileri gelir.
2. Ocak Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı: Ocak ayı, Kuzey Yarımküre’de kış, Güney Yarımküre’de yaz şartları  hâkim olduğundan, en yük-sek sıcaklıklar Güney Yarımküre’de Oğlak Dönencesi çevresinde görülür. 
–Kuzey Yarımküre’de 25°C’den daha yüksek sıcaklık değerleri görülmez. Sibirya, Grönland Adası ve Kanada’nın kuzeyi Dünya’nın en soğuk yerleridir.
–Kuzey Yarımküre’de 0° ve 10°  eğrileri Atlas okyanusu ve Büyük Okyanus üzerinde kuzeye, Asya ve Kuzey Amerika üzerinde ise güneye doğru  çıkıntı yapmaktadır.
–Güney Amerika, Güney Afrika ve Avustralya’nın iç kesimleri en yüksek sıcaklık değerlerine sahiptir.
–Güney Yarımküre’de deniz ve okyanuslar daha geniş alan kapladığı için 0° ve  10° eğrileri Kuzey Yarımküre’ye göre daha düzgün uzanmaktadır.
–Ocak Ayında Güney Yarımküre’nin en soğuk yeri Antartika’dır.
3. Temmuz Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı:  Bu ayda, Kuzey  Yarımküre’de yaz, Güney Yarımküre’de kış şartları  hâkim olduğundan, en yüksek  sıcaklıklar  Kuzey  Yarımküre’de Yengeç Dönencesi çevresinde görülür. 

     
–Bu ayda Dünya’nın en sıcak yerleri; Büyük Sahra, Arabistan Yarımadası,Asya’nın iç kısımları ile Meksika ve Kuzey Amerika’nın iç kısımlarıdır.
–Kuzey Yarımküre’de 20° ve 25° eğrileri Atlas Okyanusu ve Büyük Okyanus üzerinde soğuk su akıntılarının etkisiyle güneye doğru sokulurken Asya ve Amerika üzerinde yüksek enlemlere doğru sokulmaktadırlar. 
–Bu ayda Güney Yarımküre’de en soğuk yerleri -10° ile Antarktika  çevresi oluşturmaktadır.
–Bu ayda da Güney  Yarımküre’de deniz  ve okyanusların  etkisiyle izoterm eğrileri Kuzey Yarımküre’ye göre daha düzgün uzanmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder