DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ!
Eugenie Grandet Honoré de BALZAC Kitap Özeti
KİTABIN ADI :EUGENİE GRANDET
KİTABIN YAZARI :Honoré de
BALZAC
BASIM YILI :1992
KİTABIN KONUSU :Aşk
EUGENİE DE GRANDET
Kimi taşra
kentlerinde öyle evler vardır ki görünüşü insana en loş manastırların, en kurak
toprakların, en acıklı yıkıntıların verdiği üzüntüye benzer bir duygu verir.
Bunlar insanlarında da her şeyinde de Fransız geleneklerinin günden güne
yitirdiği şu yalınlık özelliğinin bulunduğu bir yüzyılın saygıdeğer
kalıntılarıdır.
Saumur’de
yılların izini taşıyan çok eski evler vardır. En ufak eğri büğrülüğü insanda
anılar uyandıran bu evlerden birisi de B.Grandet’e aittir.
B.Grandet
Saumur’de çok ünlü biridir.1789’ da okuma yazması olan, sayı saymasını bilen,
hali-vakti pek yerinde bir fıçıcı ustasıdır ve zengin bir kerestecinin kızıyla
daha yeni evlenmiştir.Fransız devrimi Saumur bölgesinde, kilise mallarını
satışa çıkardığında, kendi nakit servetiyle ve karısının çeyiz parasına
dayanarak sudan ucuz bir çiftlik ve manastır alır.
Saumur halkı pek
az devrimci olduğu için, Grandet gözüpek bir adam,cumhuriyetçi bir yurtsever,
yeni düşünceleri benimseyen biri sayılır.Oysaki onun gözü sadece bağlardadır.O
yıllarda Grandet Saumur bölgesi yönetim kurulu üyesi olur ve daha sonrada
belediye başkanı ilan edilir.Ama bir süre sonra bu işi bırakmak zorunda kalır.O
yıl içinde arka arkaya üç mirasa konar.Akıllı ve tutumlu bir çalışmayla
fıçıcılığı geliştirir ve çok para kazanır.Hiçbir fırsatı kaçırmaz.Fıçının
toplanacak üründen daha pahalı olduğu zaman elinde satacak fıçı bulundurur, kendi şarabını mahzenlere koyar,
küçük fıçıcılar beş altına verirlerse o iki yüz franga satabileceği günü
bekler.Yıllarca böyle yaparak çok zengin olur.
Saumur’da
B.Grandet’den laf açılınca ondan
“Grandet Baba” diye söz ederler.Artık B.Grandet çok zengindir.Böylesine büyük
bir servet bu adamın her yaptığına altın bir kılıf giydirmiştir.En ufak
davranışlarında bile ona tam yetki tanınır.Sözleri, giyinişi, davranışları,
gözlerini kırpışı orada yasa demektir; herkes bir doğabilimcinin hayvanlardaki
içgüdüyü incelemesi gibi onu inceledikten sonra en hafif davranışlarında bile
derin, sessiz bir akıllılık bulur.
Evlendikten bir
sonra bir kızı dünyaya gelir.Yıllar sonra
kızı büyüyüp evlenecek yaşa geldiğinde, kızına talip olanlar
olur.Bunlardan birisi de komşularının oğlu Adolphe’dur.
1819’da kasım
ayının ortasında bir akşamüstü Koca Nanon (B.Grandet’in hizmetçisi) ilk kez
ocağı yakar.Güz çok güzel gelmiştir.O gün Eugenie’nin doğum
günüdür.Cruchot’larla, Des Grassins’ler kızın doğum gününü kutlamak için
hazırlık yaparlar.Akşam olduğunda herkes gelir ve hediyeler verilir.Adolphe’nun
ve Başkan Cruchot’un hediyeleri Eugenie’yi çok sevindirir.Fakat Eugenie
Adolphe’nun hediyesini daha çok beğenir.Adolphe’da, Başkan Cruchot’da Eugenie
ile evlenmek ister.Gerçekte, onların Eugenie’ye karşı besledikleri bu aşk, B.Grandet’nin servetini ele geçirme
isteğinden kaynaklanmaktadır. Bu yüzden her iki taraf arasında bir rekabet vardır.Grandet
bu durumun farkında olduğu için kızını, bu iki servet düşkününe vermek istemez.Hediyeler verildikten sonra
misafirler otururlar ve tombala oynamaya başlarlar.O sırada B.Grandet’in
Paris’teki kardeşinin oğlu gelir ve oda onlara katılır.B.Grandet Charles’in bu
ani gelişine biraz şaşırır.
Ertesi gün
B.Grandet bir mektup alır.Bu mektup dün akşamki merakını giderir.Çünkü bu
mektup Paris’teki kardeşinden gelmektedir.Kardeşi, Grandet’ye iflasın eşiğinde
olduğunu belirterek oğluna iyi bakmasını tembihler.Kardeşi, bu mektubu okurken
kendisinin hayatta olmayacağını ve oğlunu Hindistan’a göndermesini
söyler.Oğlunun orada tekrar bir servet kazanarak borçlarını ödemesi gerektiğini
belirtir.
O günden sonra
Eugenie artık eski Eugenie değildir.Genç kız çok değişir ve amca oğlu Charles’a
aşık olmaya başlar.Amca oğlu Charles’a yaklaşmanın yollarını arar.Fakat
babasının korkusundan pek fazla bir şey yapamaz.Grandet’nin, Charles’a
babasının ölümünü açıklaması Charles’i çok üzer ve Eugenie’ye daha çok
yakınlaşmasını sağlar.Eugenie bu fırsattan yararlanarak Charles’a daha çok
yakınlaşır.Charles’ın acısını paylaşarak, dertlerini unutmasında yardımcı
olur.Asıl amacı ise kendisini ön plana çıkarmak ve Charles’ın kendisine aşık
olmasını sağlamaktır.
B.Grandet kardeşinin borçlarını ödeme havası
içinde büyük işler çevirir ve çok kurnazca davranarak binlerce frank sahibi
olmayı amaçlar.
Bir
sabah, yaşlı bağcı Montes’te pek büyük ölçüde silah yapımına girişilmesinden
dolayı, altın fiyatlarının iki katına çıktığını ve birtakım açgözlülerin şimdi
altın almaya Angers’a geldiklerini duyar. Altınlarını yüksek fiyata satarak
parasını arttırdıktan sonra, hazine fiyatı üzerinden hisse senetleri almaya
karar verir.
Yaşlı bağcı,
ertesi sabah evden habersiz bir şekilde ayrılarak Angers’a gider.Eugenie
babasının gittiğini görünce Charles’ın odasına gider.Charles’ın mektup yazarken
uyuduğunu görür ve onun yazdığı mektupları okumaya karar verir.Mektupları
okuyunca biraz üzülmüş, biraz da sevinmiştir.Charles’ın Annett’i bırakması onu
çok sevindirir ve Charles’a olan aşkı bir kat daha artar.Charles’a, Hindistan’a
gidebilmesi için yardim etmek ister ve bugüne kadar biriktirdiği paraları ona
vermeyi düşünür.Charles bu parayı kabul eder ve Eugenie’ye annesinin ve
babasının portresini saklamasını söyler.Ayrıca Charles annesinin kendisine
verdiği altından yapılmış bir hediye kutusunu da ona verir.
Yıl 1980,
yılbaşı sabahı her zaman olduğu gibi Eugenie babasının yılbaşını kutlar.
Grandet kızına altınlarını getirmesini söyler.Böylece her yıl olduğu gibi
kızının altınlarına bir göz atmış olur.Eugenie buna karşılık babasına
altınlarını iyi bir işe yatırdığını ve onların şu an yerinde olmadığını
söyler.Babası nereye yatırım yaptığını sorunca söylemek istemez.Bunun üzerine
yaşlı bağcı kızının paraları Charles’a verdiğini anlar ve onu odasına hapseder.Kızının
odasına hapsedilmesini hazmedemeyen Bn.Grandet hastalanarak yatağa
düşer.Kocasına ne kadar kızını affetmesini söylese de Grandet affetmez.Bir iki
ay sonra Saumur’de bu konu yayılır ve herkes konuşur olmuştur.Bunu duyan
Cruchot Bn.Grandet’i ziyarete gelir.Bn.Grandet’de durumu Cruchot’a açıklar ve
kocasını bu konuda ikna etmesini ister.Cruchot Bn.Grandet’in bu isteğini kabul
ederek B.Grandet’i kızının affı konusunda ikna eder.B.Grandet kızına, onu
affettiğini söylemek için eve geldiğinde kızını annesinin odasında Charles’ın
verdiği emanete bakarken bulur.Kızının elindeki altın kutuyu görünce, aklına
Eugenie’nin Charles’a verdiği altınlar gelir.Yine cimriliği tutar ve
Eugenie’den altın kutuyu almak ister.Bu durumu gören Bn.Grandet yine fenalaşır.
Eşinin fenalaşmasından dolayı B.Grandet de kızından altın kutuyu almaktan
vazgeçer. Bn.Grandet artık çok hastalanmış ve ömrünün sonuna
yaklaşmıştır.Eugenie annesini 1822, babasını da bundan 5-6 sonra kaybeder.Artık
yapayalnızdır.
Charles
Hindistan’da her türlü işi yaparak zengin olur.(Hatta insan bile
satmıştır).Eugenie‘yi unutur ve bir başkasını bulur.Eugenie’ye bir mektup
yazarak evleneceğini belirtir.Mektupta, yıllar önce verdiği sözün artık geçerli olmadığını söyler.Eugenie’de bu
habere çok üzülür ve kendisiyle yıllardır evlenmek isteyen Başkan De Bonfons
ile evlenmeye karar verir.Hiçbir ilişkileri olmaksızın evlilikleri birkaç yıl
sürer.Başkan De Bonfons milletvekili olduğu yıllarda ölür.Bunun üzerine dul
kalan Eugenie hayatini tek başına devam ettirmeye karar verir.Geriye kalan
yaşantısı boyunca bol bol bağış yapar ve babası gibi cimri olmadığını gösterir.
KİTABIN ANAFİKRİ :Para her şey
demek değildir.Hayatta paradan daha önemli şeyler de vardır.(Aşk gibi).Bir
insan gönül verdiği değerler uğruna her türlü çılgınlığı yapabilir. Bu kitap
insana değer verdiği şahıs veya yargılardan vazgeçmemesini
öğütlemektedir."NOKTA KADAR MENFAAT İÇİN VİRGÜL KADAR EĞİLME" sözü
ile bu kitabın bize vermek istediği yargıları çok rahat anlayabiliriz.
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE
ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
B.Grandet; yapısı bakımından, Grandet 1.62 boyunda,
tıknaz, dört köşe bir adamdır;çevresi bir karış gelen baldırları, çıkıntılı diz
kapakları,.Çenesi geniş omuzları vardır.Yüzü yuvarlak, güneş yanığı, çiçek
bozuğudur biçimli, dudakları dümdüz, dişleri apaktır. Davranışları pek basit
olan bir adamdır.Az konuşan, çoğunlukla, düşüncelerini birtakım özlü sözler
savurur gibi kısa tümcelerle belirten, tatlı bir sesle söyleyen bir adamdır.Çok
cimridir.Evindeki kullandığı malzemeleri çok tutarlı bir şekilde kullanır.Bunun
yanında çok da zekidir.Çok kurnaz davranışlar içerisine girer ve almak istediği
her şeyi hemen elde eder.Kazandığı para onu toplum içinde sevdirmeye yetmiş de
artmıştır.Parasının çok oluşu onu yüksek
mevkilere taşımış ve Saumur’de ünlü bir
kişi yapmıştır.
Saumur’de
Belediye başkanlığı bile yapmıştır.
Koca Nanon; 1.80 boyundadır.Vücut yapısı tam bir
devi andırır.Çok çirkin bir suratı vardır.Yüzünde birçok siğiller vardır.Tuğla
gibi ten rengi, damarlı kolları, tırtık pırtık giysileriyle tam bir zavallıyı
andırır.Dev gibi bir yapısı olmasına karşın hiç kimseyi incitmez ve efendisine
çok sadık birisidir.Ev işlerini yapmaktan hiçbir şeye vakit bulamamıştır ve
böylece sosyal bir çevre edinememiştir.
Bn.Grandet; kuru, zayıf, ayva gibi sapsarı, sakar,
ağır bir kadındı.Kemikleri iri, burnu iri, alnı iri, gözleri iriydi.Dişleri
kapkara, seyrek, ağzı buruşuktu, çenesi de pabuç çene denilen
biçimdeydi.Bn.Grandet hep yeşilimtrak ipekliden bir entari giyerdi.Çok iyi bir
kadındı.Bir melek tatlılığı, çocukların elinde eziyet çeken bir böceğin boyun
büküşü, az bulunur bir dindarlık, şaşmaz bir ruh yüceliği, iyi bir yürek ona
karşı herkeste hem bir acıma, hem bir saygı uyandırırdı.Kendisi için hiçbir şey
istemeyen bir kadındı.Ne kadar zengin olsa da kocası kadar sosyal bir çevresi
yoktur.Kendi halinde birisidir.Çevresiyle pek ilgilenmez.
Eugenie; çok güzel bir kızdır.İnce beli, bembeyaz
yüzüyle tıpkı annesidir.Kıvırcık saçlı, uzun boylu genç bir kızdır.Davranışları
tıpkı annesininki gibiydi.Çok saf, hayatında bir kez bile aşık olmamış bir
kızdır.Charles’a aşık olduktan sonra dünyası değişti.İçine kapanıklığı bırakıp
hırçın bir kız oldu.Annesi gibi kendi halinde birisidir.Evden dışarı pek çıkmaz
ve arkadaş çevresi de yoktur.
Başkan De Bonfons; açgözlü bir
adamdır.B.Grandet’in mirasına konmak için Eugénie ile evlenmek ister.Bu yüzden
sürekli B.Grandet’in peşinde dolaşır durur.Sosyal çevresi geniş birisidir.Amacı
milletvekili olmak ve Eugénie ile
evlenmektir.Bunu başarmıştır da.
KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ
GÖRÜŞLER
Eserin adı ile
muhtevası arasında doğru bir orantı vardır.Bütün olaylar Eugenie üzerine
kurulmuştur.Eugenie Charles'a aşık olmuş ilk başta sevgisinin karşılığını
almasına rağmen daha sonra alamamıştır.Eugenie büyük bir ihanete uğramış ve bu
durum Eugenie'nin hayatını mahvetmiştir.Eugenie bir daha hiç kimseye aşık
olmamış ve hayatını hep öyle devam ettirmiştir. Yazar; tenkit
yöneltici,özeleştirici bir yaklaşım sergilemektedir. Olay 3.tekil şahıs
tarafından anlatılmaktadır. Yazar;olayı,şahıs ve mekan unsurları zengin
diyaloglarla anlatmıştır. Olaylar düz bir çizgi halinde gerçekleşmektedir.
Yazarın üslubu çok anlaşılır ve sadedir.Kitabı okuyan her insan rahatlıkla
anlayabilir.
KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA
BİLGİ
Gerçekten roman
okurları için Balzac, vazgeçilmez bir Balzac, “Napoléon’un kılıcıyla yaptığını
ben kalemimle yapmak istiyorum!” demişti.Amacı yaşadığı dönem Fransa’sının
insanlarıyla, gelenekleriyle, çeşitli çevrelerin özellikleriyle, yaşayışı,
düşünüşü ile tam bir tablosunu çizmekti.
Amacını
gerçekleştirmek için de, yüzü aşkın romandan oluşacak bir “İnsanlık Komedisi”
tasarlamıştı, ölümüne kadar bunun ancak 100’e yakınını yazabildi.
Honoré de
Balzac, 20 Mayıs 1799’da Tours’da doğdu.Dört yaşında okula başlamıştı, başarılı
bir çocuktu.Yatılı okuldaki günlerini sonradan anlatan müdür ve okulun eski
kapıcısı, onun sınıftan çok kulübede kaldığını, çünkü yaramazlıklarından ötürü
hep cezalandırıldığını söylediler.
1819
yılında hukuk fakültesini bitirdi, ailesi, evin geçimine onun da katkısını
bekliyordu.Oysa Balzac’ın niyeti dava dosyalarını okumak değil, yazar olmaktı.
İyi bir
romancıydı, yaşama sevinci fışkırırdı adeta ondan.George Sant, onu şöyle
tanımlıyor:
“Öyle coşkun bir yaradılışı vardı ki, su içerken
sarhoş olurdu...Bön yanı da vardı, cin yanı da.En olmayacak şeye inanır, en
kesin şeyden kuşku duyardı.Çelişkilerle, bilinmezliklerle dolu bir adamdı o.”
Balzac, umutsuz
aşklar yaşadı. Çağının adamları gibi, bu acı çekmek biçiminde gerçekleşmezdi.
Balzac, 21
Ağustos 1850’de toprağa verilişinin ardından Fransız edebiyatının başka büyük
adı Victor Hugo’da “Avrupa büyük adamlarından birini kaybetti” dedi.Törende onu
öven bir konuşma yaptı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder