DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ!
Çanakkale Zaferi Günün Anlam ve Önemi
Sayın müdürüm, kıymetli öğretmen
arkadaşlarım, sevgili öğrenciler;
Bugün hüznü gururla yaşadığımız bir gün.
Bugün,18 Mart Çanakkale Deniz Zaferini Kutlama ve Şehitleri Anma Günü
İnsan çalışarak birçok ünvan ve makam elde edebilir.
Bu makamların başında şehitlik gelmektedir. Çünkü şehitlik makamı, hayat
karşılığında elde edilmekte ve inanç sayesinde kazanılmaktadır.
Mensubu olmaktan gurur duyduğumuz yüce Türk
milleti, tarihi boyunca bu kutlu makama ulaşma sevdasıyla yanıp tutuşmuştur.
Malazgirt Meydanı, Miryakefalon vadisi, Kosova ovası, İstanbul surları,
Çanakkale boğazı, Sakarya nehri, Kıbrıs semaları ve Anadolumuzun her karış
toprağı bugün halen daha bu sevdaya şahitlik etmektedir.
Hele Çanakkale Savaşı ki belki de tarihimiz
boyunca şehitlik duygusunun en çok özdeşleştiği savaştır. Bundan 93 yıl önce
vatan topraklarımıza göz diken düşmanlar bütün imkânlarıyla boğazımızı sıkmaya
gelmişlerdi Çanakkale’ye. Anneler, babalar kınalı kuzularını;“Haydi oğul, ben
seni bugün için doğurdum. Damarındaki kanı helal sütle yoğurdum. Haydi oğul,
haydi git! Ya gazi ol, ya şehit!” diyerek cepheye gönderdi. Nusret Mayın Gemisi
26 kutlu mayınla, Seyit onbaşı 275 kiloluk top mermisiyle, Yahya Çavuş 57.
Alayla ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk nice adsız sansız vatan evladıyla
kahramanlaştı. Bizlere asırlarca
hafızalarımızdan silinmeyecek bir destan ve Çanakkale ruhu emanet ettiler. Gazi
Mustafa Kemal bu ruhu şöyle ifade ediyor; “Siperler arasıdaki mesafe sekiz metre,
yani ölüm muhakkak...Birinci siperdekiler hiçbiri kurtulmamacasına kamilen
düşüyor.İkinciler onların yerine geçiyor...Fakat, ne kadar gıpta edilecek bir
itidal ve tevekkülle biliyor musunuz?...Öleni görüyor, üç dakikaya kadar
öleceğini biliyor, hiç ufak bir korku ve endişe göstermiyor, sarsılmak
yok... Okumak bilenlerin elinde Kur’an-ı Kerim cennete gitmeye hazırlanıyorlar.
Bilmeyenler kelime-i şehadet getirerek yürüyorlar. Emin olunuz ki, Çanakkale
Savaşlarını kazanan bu yüksek ruhtur.”
Bugün yapmamız gereken Çanakkale
ruhunu yaşatmak ve genç nesillere aktarmaktır. Bu da ancak milli ve manevi
değerlerimizi yaşayarak, çocuklarımıza öğreterek her alanda mücadele vererek
olur. Unutulmamalıdır ki savaş sadece cephede yapılmıyor. Bilimde, teknikte,
eğitimde, kültürde kısaca her alanda yapılıyor. Dün Çanakkale’de,
Dumlupınar’da, Sakarya’da karşımıza çıkanların, bu gün ufacık bir karaya kaç
donanmayla sarıldıkları dikkatlerden
kaçmamalıdır.
Bizim, şehit oğlunun cenazesinde “on oğlum
olsa onunu da askere gönderirim, yeterki vatan sağ olsun” diyen analarımız,
şehit oğlunun ardından “oğlumun yarım kalan askerliğini tamamlamak istiyorum”
diye dilekçe yazan babalarımız, “ben de büyüyünce babam gibi asker olup şehit
olacağım” diyen çocuklarımız olduğu sürece kaç donamayla gelirlerse gelsinler Çanakkale
ruhunu yaşayacak ve yaşatacağız.
Bizlere bu kutsal emaneti bırakan aziz
şehitlerimizi minnetle anıyor sözlerimi bir şehidimizin vasiyetiyle
bitiriyorum;
“ Öyle evlatlar yetiştirin ki adları Mehmet,
soyadları şehit olsun.
Miraç
ERGÜN
Çubuk Barbaros İlköğretim Okulu
Sosyal Bilgiler Öğretmeni
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder