Uzun Beyaz Bulut Gelibolu Kitap Ozeti - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Haziran 12, 2013

Uzun Beyaz Bulut Gelibolu Kitap Ozeti

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
484 UZUN-BEYAZ-BULUT GELİBOLU KİTAP ÖZETİ


KİTABIN ADI Uzun-Beyaz-Bulut GELİBOLU 
KİTABIN YAZARI Buket UZUNER 
YAYIN EVİ VE ADRESİ Remzi Kitapevi AŞ. / Selvili Mescit Sok. No:3 Cağaloğlu/İSTANBUL 
BASIM YILI 
Ekim, 2001 

1.KİTABIN KONUSU : 
Çanakkale Savaşları’nda ölen büyük dedesinin kayıp mezarını aramak için Gelibolu’ya gelen Yeni Zelandalı genç bir kadın ve Çanakklale Milli Parkı’nda bastonuyla dolaşan ninenin seksen beş yıllık sırrı.

2.KİTABIN ÖZETİ : 
Turist rehberi Mehmet 2000 yılının Mart ayında, Yeni Zelandalı Victoria Taylor’ı –kısaca Viki- Çanakkale’nin Eceyaylası köyüne getirir. Viki köylülere Çanakkale Savaşları’nda bir Türk kahramanı olan Gazi Alican Çavuş’un kendi büyük dedesi Alistair John Taylor olduğunu söyler. Köylüler buna çok şaşırır ve inanmazlar. Sonra Viki’yi, Gazi Alican Çavuş’un Yeni Zelanda anlamına gelen Uzun, Beyaz, Bulut isimli çocuklarından tek kızı Beyaz Hala ile yüzleştirirler. Beyaz Hala Mehmet’i köylülerle dışarıda bırakarak sadece Viki’yi evine alır. Viki’nin elinde büyük dedesinin savaşta ölmediğine dair kanıt olarak gördüğü mektuplar vardır. Beyaz Hala da babasının en yakın silah arkadaşı Teğmen Ali Osman Bey’in mektuplarını çıkarır ve birbirlerine okurlar. Bu mektuplardan biri Yeni Zelanda’ya diğeri ise İstanbul’a yazılmış farklı mektuplardır; fakat her ikisinde de savaş hakkıdaki düşünceler aynıdır. Sonunda Beyaz Hala Teğmen Ali Osman Bey’in, psikolojik dengesini kaybeden Viki’nin büyük dedesini Anzak cephesinden Türk cephesine doğru koşarken ölümden kurtarıp, şehit düştüğünü ve artık ülkesine dönemeyecek durumda olan Alistair John Taylor’un üniformaları değiştirerek Eceyaylası köyünde Gazi Alican Çavuş lakabıyla yaşadığını söyler. Viki böylece büyük dedesinin Gazi Alican Çavuş; Beyaz Hala’nın öz büyük halası olduğunu öğrenir. Böyle bir olayı duyan televizyon kanalları köye gelirler. Bunun üzerine Beyaz Hala İstanbul’dan aslında M.İ.T. ajanı olan avukat kardeşi Bulut’u çağırır. Bulut, Viki’ye bu gerçeğin açıklanmaması gerektiğini yoksa tarihin bilinen yüzünün değişebileceğini söyler. Bir basın toplantısı yapılır ve Viki bu gerçeği açığa çıkarmamak için büyük dedesinin Gazi Alican Çavuş olamayacağını belirtir. Beyaz Hala bu duruma çok sevinir. Tatil süresi biten Viki daha sık gelmek üzere ülkesine geri döner.

3.KİTABIN ANAFİKRİ :
Tarih düz okunacak bir metin değildir. Yaşanan ve yaşanmayan bazı tarihi olaylar kitaplarda yer alırken çarpıtmalara uğrar.

4.KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ : 
MEHMET : İşini severek yapan, yalnız yaptığı işle ilgilenen başarılı bir turist rehberi.
VİKİ : Gençliğini büyük dedesinin kayıp mezarını bulmak için geçiren, bu yüzden kendi özel yaşamıyla ilgilenemeyen 30 yaşında Yeni Zelandalı bir psikiyatris.
BEYAZ HALA : Babasını çok seven, onun ölümünden sonra evine kapanan, köylülerin ermiş olarak düşündüğü yaşlı bir kadındır.

5.KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER : 
Savaşın anlamsızlığı, gizemi ve düşmanlığın ötesinde birleştirme mucizesi, sürükleyici bir dille yansıtılmış akıllara durgunluk veren bir kitap.

6.KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ : 
1955’te Ankara’da doğdu. Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden mezun oldu. Biyolog olarak gittiği Norveç Bergen Üniversitesi'nde mikrobiyel ekoloji ve sosyoloji, ABD Michigan Üniversitesi'nde toplum sağlığı konularında yüksek lisans çalışmaları yaptı. FinlandiyaTampere Teknik Üniversitesi Su Teknolojisi Bölümü'nde ve O.D.T.Ü Çevre Mühendisliği Bölümü'nde araştırmacı olarak çalıştı, ders anlattı.Gezgin ve araştırmacı olan Uzuner’in eserleri birçok ülkede yayımlandı. Yazarın 2001 yılında beş yıla yakın bir çalışma sonu yayımladığı UZUN BEYAZ BULUT-GELİBOLU adlı son romanı bir ayda 50.000 okura ulaşmıştır.

Yazı hayatına Fecriati topluluğunda romantik-realist hikaye ve mensur şiirle başlayan (1909); deneme, makale, oyun, monografi ve anı türlerinde eserler bırakmış olan Yakup Kadri, yaygın şöhretini romanlarıyla sağladı. Tarih ve toplum olaylarından her birini bir romanına konu edinerek, Tanzimat devriyle Atatürk Türkiyesi arasındaki dönem ve kuşakların geçirdikleri sosyal değişim ve bunalımlarını, yaşayış ve görüş farklarını işledi; düşünceye ve teze dayanan özlü eserler verdi.
Pek çoğu yabancı dillere de çevirilmiş ve tükendikçe yeni baskıları yapılagelen eserleri, türlerine ve ilk basım yıllarına göre şöyledir: Hikaye kitapları: Bir Serencam (1913), Milli Savaş Hikayeleri (1947), Hikayeler (il hikayeleri, 1985; Der.: Dr. N. Akı)
Romanları: Kiralık Konak (1922), Nur Baba (1922), Hüküm Gecesi (1927), Sodom ve Gomore (1928), Yaban (1932), Ankara (1934), Bir Sürgün (1937), Panorama (iki cilt, 1953/54), Hep O Şarkı (1956)
Nesirler ve Yazıları: Erenlerin Bağından (1922), Kadınlık ve Kadınlarımız (1923), Ergenekon (1929, iki cilt), Okun Ucundan (ilk ikisi ile birlikte, 1940), Alp Dağlarınan ve Miss Chalfrin’in Albümünden (1942). Monografiler: Ahmet Haşim (1934), Atatürk (1946)
Anıları: Anamın Kitabı (çocukluk anıları, 1957), Vatan Yolunda (Kurtuluş Savaşı anıları, 1958), Gençlik ve Edebiyat Hatıraları (1969), Zoraki Diplomat (elçilik anıları,1955), Politikada 45 Yıl (siyaset anıları, 1968).Oyunları: Tiyatro Eserleri (4 oyun, 1984)
En ünlü eseri Yaban romanı, C.H.P. 1942 Roman Mükafatı’nda ikincilik kazanmıştı.

Bir insanın hırsı uğruna neler yapacağı ve bunları yaparken yanlış yollara saparsak eninde sonunda foyamızın ortaya çıkacağı anlatılıyor.

4-KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARI DEĞERLENDİRİLMESİ :
Çiçikov zengin olmak için herşeyi yapabilecek ve göze alabilecek bir kişiliğe sahip.Tientietnikov ise çifte standartı sevmeyen dürüst bir insandır.

5-KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER
Kitapta çokça olay yaşandığından sürükleyici ve zevkli bir kitap.İnsanı sıkan uzun tasvirler ve uzun açıklamalara fazla yer verilmemiş.O yüzden okunması insana güzel gelebilecek bir kitap.

6-KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ
Kısa süren yaşamı süresince 19.yüzyıl Rus edebiyatı üzerinde derin izler bırakan Gogol, 1809 yılında Ukrayna’da küçük bir toprak sahibi ailenin çocuğu olarak doğdu. Küçük yaşta babasını yitirdi ve annesi tarafından büyütüldü. Liseyi bitirdikten sonra Saint Petesburg’a gitti, bir süre devlet memurluğu yaptı, Ukrayna folkloru üzerine çalışmaları ile dikkat çekip Petesburg üniversitesinde tarih dersleri vermek için davet edilse de, yarım kaldı bu uğraşı. Gogol’ün hezeyan düzeyindeki dinsel inançları ve çözemediği cinsel sorunları ile hayatla barışık olmayan bir kişiliği vardı. 

Roman ve hikayeleri ile bir anda dikkatleri üzerinde topladı. Özellikle “Müfettiş”(1836) oyunu ve “Palto”(1842) hikayesi, Rusya’nın siyasi ve toplumsal meselelerine yönelik eleştirileri -Rus sosyal demokrat eleştirmen Bielinski ve arkadaşlarından- övgü topladı. İlginçtir ki Çar da beğenmişti “Müfettiş”i..! Oyununun sahnelenmesinden kısa bir süre sonra Rusya’dan ayrılan Gogol Roma’ya yerleşti. Buradan yazdığı yazılarında giderek muhafazakar bir tavır takınması Rusya’daki arkadaşları ile arasının açılmasına yol açtı ve zaten hassas bir dengede duran iç dünyasını iyice alt üst etti. 1852 yılında geçirdiği bir sinir krizi ile en büyük eseri “Ölü Canlar”ı yaktı, odasına kapandı ve bir kaç gün içerisinde öldü. Neyse ki, metnin ilk bölümü uşağı tarafından kurtarılmıştı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder