DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ!
KİTABIN ADI
|
Değişen Stratejilerin
Odağında Türkiye
|
KİTABIN YAZARI
|
Em.Org.Necip TORUNTAY
|
YAYINEVİ VE ADRESİ
|
Milliyet yayınları
|
BASIM TARİHİ
|
Eylül 1996
|
KİTABIN YAYIM MAKSADI
|
Çevremizdeki ülkelere ait
siyasal ve askeri gelişmeleri genel hatları ile ve Türkiye’yi etkileyebilecek
sorunları ile tanıtmak ve hatırlatmak.
|
KİTABIN ÖZETİ :
1. Soğuk Savaş Sonrası Nato
ve Türkiye
2. 1990-91 Körfez Krizi ve
Savaşı ve Yeni Stratejiler
3. Akdeniz’in Güvenliği
4. Balkanlar
5. Bağımsız Devletler
Topluluğu (BDT)
6. Doğu ve Güneydoğu
Anadolu ve Terörizm
7. Sonuç
1. Soğuk Savaş Sonrası Nato
ve Türkiye :
Varşova
Paktı ve Berlin Duvarının yıkılmasından sonra NATO’nun geleceği ve askeri
stratejisi ne olacağı düşünülürken NATO’yu çevreleyen komşuları ve onların
civarındaki ülkelerin o günlerde içerisinde bulundukları siyasi
dalgalanmaların, büyüyen ekonomik sorunların ve sosyal hareketlerin, kızışan
etnik ihtilafların, dikkati çeken aşırı silahlanmaların, silahlı iç olaylarla,
için için kaynayan huzursuzlukların ve tehlikeli gelişmeleri perdeleyen
ihtimaller zinciri olduğu açık tarifi idi.
Soğuk savaş döneminde
Varşova Paktı’nın büyük kuvvetler ile Orta Avrupa’da yoğunlaşmış bulunan asıl
tehdidi, şimdi değişik kimliklerde, boyutlarda ve farklı biçimlerde
güneye,Türkiye’yi çevreleyen coğrafi bölgeye kaymıştır. Bütün bu gelişmelerin
ortasında bulunan Türkiye, bir tarafta kendi ekonomisini geliştirmeye,
demokrasisini kökleştirmeye ve güvenliğini pekiştirmeye çalışırken diğer
taraftan da bölgedeki istikrarın düğüm noktası olarak, komşu ülkelerle
karşılıklı iyi ilişkiler kurmak suretiyle ülkesinde ve dünyada barışın
korunmasına katkıda bulunma çabasındadır.
Böylece Türkiye dünyanın bu
kritik bölgesinde istikrar, barış ve demokrasinin tesisi ve korunması
politikasında ve bu politikaya dayanacak stratejilerin uygulanmasında bir
dayanak noktası ve temel taşı oluşturmaktadır.
2. 1990-91 Körfez Savaşı ve
Yeni Stratejiler :
1990 Ağustosunda patlak
veren körfez krizi ve onu takip eden savaş ,teknolojik gelişmeleri yakından
izleyen birçok ülkenin silahlı kuvvetlerinin savaş tekniğini ve stratejisini de
etkilemiştir.
ABD ve NATO ülkeleri
silahlı kuvvetlerinde (Türkiye de dahil) yapılan taktik değişikliklerinden
dikkati çeken yenilikler şunlardır; muhtemelen çok süratle değişecek olan savaş
ortamında çok kere komuta makamlarının esnek ve seri kararlarının uygulanmasını
kolaylaştıracak ve geniş ölçüde bilgisayarların kullanılacağı kesiksiz komuta
ve kontrol sistemleri ve yöntemleri ile ast kademe komutanlarının kendi
inisiyatiflerini geliştirecek şekilde yetiştirilmeleri ve Hava Kara Muharebe
Doktrini ve yöntemi,
Körfez savaşının çöl
fırtınası aşamasını teşkil eden taarruzi harekatın ilk otuz yedi günü genel
hava harekatı ve son dört günüde (100 saat ) kara harekatı oluşturmuştur.
Koalisyon kuvvetlerinin bu
savaş süresince muharebe zayiat, toplam 137 insandır.
Savaşın koalisyon
kuvvetlerinin galibiyet ile bitmiş olması başka ülkelerin topraklarını zorla
ele geçiren bir mütecavize karşı hür ve bağımsız ülkelerin gösterdiği tepki
yönünden, gelecek için ümit veren bir örnek oluşturur.
Savaş sonunda orta doğunun
ekonomik, siyasi ve sosyal geleceklerini uzun yıllar etkileyecek gelişmeler
olmaya başlamıştır.
3. Akdeniz’in Güvenliği :
Akdeniz, dünya deniz
ticareti trafiğinin önemli kapasitesini üzerinde taşıyan ve böylelikle NATO’nun
güney kanat ülkeleri ile ve başta Rusya Federasyonu olmak üzere Karadeniz'de
sahili olan ülkelerin hayat yollarının geçtiği bir denizdir.
Doğu Akdeniz'in Ege coğrafi
alanı ise, sırtında taşıdığı müzmin sorunlarla bölgede zaman zaman tırmanan
gerginlikler nedeni ile, bu denizdeki trafiğin akışını tehdit edebilecek siyasi
krizlere sahne olmaktadır. Dolayısıyla bu denizin stratejik özelliği,
uluslararası stratejik bir soruna dönüşmektedir.
Bu koşullarda Türkiye'nin
göstereceği anlayış ve iyi niyet jestlerini ne derecede etkili ve yararlı
olacağı tartışılabilir.
Türkiye ,Yunanistan ile
ilişkilerinde gerek Kıbrıs gerekse Ege sorunlarında kapılarını açık tutmaya
devam ederken Yunanistan tarafından kendisine yönelecek her türlü tertip ve
oyunlara karşı uyanık ve gevşetilmeyen bir hazırlık içinde olmalıdır.
4. Balkanlar :
Yüzyıllar boyunca sürekli
göç ve istilalar sonucu Balkanlarda demografik yapısı ile dini inanışları ve
kültürü çok farklı toplumlar olmuş ve otoriter yönetimlerin hakim olduğu
dönemler dışında süre gelen istikrarsızlıklar da bölgenin ortak bir özelliği
haline gelmiştir.
Yugoslavya’nın
parçalanmasından sonra bu istikrarsızlıklar ve gerginlikler yeni ve bağımsız
devletler üzerine kaymakta ve ağırlık Bosna olayları üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Sırpların Bosna Hersek’te
yapmış oldukları katliama NATO geçte olsa dur diyebilmiş ve nihayet Ağustos
1995’te NATO’ya meydan okuyan Sırpların mevzilenmiş ağır silahlarına NATO hava
gücünün yaptığı yoğun taarruzlarla önemli kayıplar veren Sırplar uzun süreli
ateş kese mecbur edilmiş ve Kasım 1995'te Dayton, Ohio’da yapılan görüşmelerden
sonra bölgede adil ve kalıcı bir barışı hedefleyen anlaşma taraflarca
imzalanmıştır.
Türkiye’ye yönelebilecek
bir tehdit mihveri niteliğini taşıyan Balkanlar , artık Avrupa ile Türkiye ve
dolayısı ile Asya arasıdaki ekonomik, sosyal, kültürel ve güvenlik
ilişkilerinin geliştirilmesinde stratejik değeri yüksek olan bir ulaşım
mihverinin kritik bir bağlantısıdır.
Balkanların geleceği
bugünün başta gelen canlı konusu olan ve kısaca “ Bosna Olayları” denilebilecek
sıcak sorunun büyük ölçüde geleceğine ve diğer ülkelerin bu konudaki tutum ve
davranışlarına bağlıdır.
5. Bağımsız Devletler
Topluluğu (BDT) :
BDT, Sovyet Sosyalist
Cumhuriyetler birliğinin dağılması üzerine eski Sovyet Cumhuriyetlerinin 1991
yılı sonunda oluşturduğu siyasal bir birliktir.
BDT, bulundukları coğrafi
alanlara göre üç ayrı kategoride ele alınır.
(a) Rusya Federasyonu
,Beyaz Rusya, Ukranya ve Moldova
(b) Kafkaslarda bulunan 3
Ülke : Gürcistan,Ermenistan ve Azerbaycan
(c) Orta Asya'da bulunan 5
ülke :Tacikistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan'dır.
BDT bölgesinde halen
sıcaklığını koruyan bir bölge sorunu, aynı zamanda NATO’ya ve Orta Doğuyu da
yakından ilgilendiren Karabağ sorunudur. ve dünya çapında aktif bir girişimi
beklemektedir.
6. Doğu; Güneydoğu Anadolu
ve Terörizm :
Tarihimizde asayiş,
ayaklanma ve isyanlar gibi iç güvenlik olayları yüzyıllar öncesine dayanır.
Bütün bu gelişmelere paralel olarak Birinci Dünya Savaşı sonunda yenilgiye
uğramış olan Osmanlı imparatorluğunun imzalamış olduğu Sevr Muahedesiyle de
sözde Ermenistan ve Kürdistan emelleri ile ülkemiz parçalanıp bölünmek
istenmiştir.
Bağımsız Kürdistan hayali
ile,Kürt kökenli Türk halkını da kendi saflarına almaya çalışarak ülkeyi bölmek
isteyen PKK terör örgütü 1984 yılında sahneye çıkarak kanlı eylemlerine
başlamıştır.
PKK benimsemiş olduğu
ideoloji doğrultusunda ve başta Suriye olmak üzere diğer yabancı ülkelerden
aldığı destek ve yardımlarla önceleri yeraltı faaliyetleri ile belirli bir
düzeye getirdikten sonra 1984 yılında TSK’nın Şemdinli’deki garnizon
lojmanlarına silahını yöneltmiş ve sesini duyurmak ve kanıtlamak istemiştir.
Sonraları bölge halkını da
tehdit,ikna ve para gibi çeşitli senaryolar ile kandırarak destek aramıştır.
Siyasi ve askeri net kararlar sayesinde tedbirler alınarak, milli sınırlarımız
içinde (Sınır ötesi de) silaha silahla karşılık vererek PKK’nın beli
kırılmıştır.
7. Sonuç :
Bugün Türkiye'nin bulunduğu
vatan sathı ,büyük tarihi olaylarında gösterdiği gibi,değişen stratejilerin
düğümlendiği coğrafi bir bölgedir.
Türkiye şüphesiz, her
şeyden önce kendi bekasını ve refah düzeyini korumakla,aynı zamanda bölge ve
dünya çapında barışa da hizmet etmiş olmaktadır. Atatürk'ün hedef olarak
göstermiş olduğu çağdaş uygarlık düzeyine ulaşacaktır.
A. KİTABIN ANA FİKRİ :
Genelkurmay Eski Başkanı
Necip Torumtay’ın yakın bildiği,gözlemlediği stratejik sorunlarla ilgili
değerlendirmelerini ve birikimini yansıtmaktadır.
C. KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ
FİKİRLER:
Ülkemizin, bütünlüğü ve
ulusal varlığını koruma çabasını her zamankinden daha fazla göstermek zorunda
olduğunu anlatmaktadır.bütün harbiyelilerin okuması gereken bir eser…
D.YAZARIN HAYATI:
1926 yılında Trabzon’un
Vakıfemir ilçesinde doğdu.1944 y’ılında Topçu Atğm rütbesiyle Harp Okulundan mezun oldu.1954 yılında Kurmay
oldu.Tokyo Kara Ateşe Muavinliği ve TMR Kara Plan Subaylığı görevinde bulundu.1974
yılında Tümgeneral,1978 yılında Korgeneral,Orgeneral rütbesiyle 1.Ordu
komutanlığı yaptı.2 Temmuz 1987 yılında Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na,24
Temmuz 1987 yılında Genelkurmay Başkanlığına atandı.3 Aralık 1990 yılında kendi isteğiyle emekli
oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder