Cahit Kulebi Butun Siirleri Kitap Ozeti - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Haziran 12, 2013

Cahit Kulebi Butun Siirleri Kitap Ozeti

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
492 CAHİT KÜLEBİ BÜTÜN ŞİİRLERİ KİTAP ÖZETİ


KİTABIN ADI 
Cahit KÜLEBİ Bütün Şiirleri
YAZARI                      
Cahit KÜLEBİ
YAYIN EVİ                 
Adam Yayınları,Beyoğlu/İSTANBUL
BASIM YILI             
1996(8inci basım)

1.KİTABIN KONUSU :
Cahit KÜLEBİ’nin 1936-1983 yılları arasındaki Anadolu insanının sıkıntılarını, umutlarını,özlemlerini anlatan şiirleri.

2.KİTABIN ÖZETİ :
Cahit KÜLEBİ bütün şiirlerinde Anadoluyu anlatır.Yaşadığı yerlerden,gözlemlerinden sıkça bahseder.Kitabında da bu öğeleri görmek mümkündür.Kitap çeşitli bölümlerden oluşmuştur.Birinci bölümde çeşitli kişiler tasvir edilir,akıcı bir uslup kullanılır.İkinci bölümde şiirin ustalarına ithafen yazdığı şiirlere rastlanır. Üçüncü bölümde tabiat,doğa ve mevsimlerle ilgili ilginç teşbihlere ve sıradışı sonlara rastlanır.Dördüncü bölümde Atatürk ve Kurtuluş Savaşı ile ilgili zafer duygularını yansıtan şiirlere rastlamak mümkündür.Ayrıca memleketin içinde bulunduğu zor koşullarla ,Türk Milletinin fedakar ve cefakar davranışları da şiirlerinde göze çarpan özelliklerdendir.Diğer bölümlerde de Türkiye coğrafyasının türküsünü yazmaya çalışmış,kadınlarla ilgili yazdığı şiirlerinde onların da göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulamaya çalışmıştır.Genel olarak bir umut teması işlenmiş,ama umutsuzluğun ve özlemin olduğu şiirleri de mevcuttur. 

3.KİTABIN ANA FİKRİ : 
İnsanın yalnızlık,özlem,hasret gibi duygularla doluyken neler üretebileceği.

4.KİTAPTAKİ OLAY VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Olaylar genelde Anadoluda geçer.Şahıslar kimi zaman bir anadolu insanı, kimi zaman Kurtuluş Savaşındaki bir asker ve kimi zamansa bir şairdir.

5.KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Şair ,dönemine göre oldukça sade bir dille yazmıştır.Genellikle Halk Edebiyatının klasik kalıplarını kullanmış ve süslülükten kaçınmıştır. Benzetmelerindeki ifade kuvveti teşbih hudutlarını zorlayacak niteliktedir.Kitabın her bölümünde farklı bi tad ,farklı bir ton bulmak mümkündür.İşte bu yüzdendir ki çağımızın dikkate değer şairleri arasındadır.

6.KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
1917 yılında Sivas’ın Zile ilçesinde dünyaya geldi.1936 yılında Sivas Lisesini,1940 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini bitirdi.1940-1943 yılları arasında Bulgaristan sınırında askerlik,1943’te Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği;1956-1972’de Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişliği,başmüfettişliği, kültür ateşeliği,müsteşer yardımcılığı; 1951-1983 yıllarında Türk Dil Kurumu üyeliği,’’Türk Dili’’ dergisi kuruculuğu yaptı.Yazdığı şiir kitapları sekiz tanedir ve ‘‘Bütün Şiirleri’’ nde toplanmıştır.
Adnan Bey :Saf iyi kalpli bir insandır.Karısyla aralarında yaş farkı olmasına rağmen iyi geçinir ama iyi niyeti aldatılmayla son bulur.
Firdevs Hanım:Bihterle Peyker’in annesidir.Kocasının vefatı üzerine kızlarıyla yalnız kalmış ve herşeyini onlara adamıştır.
Bihter :Adnan Beyle evlidir ama aklı fikri hep aşkta meşktedir.
Behlül :Oldukça çapkın birisidir kadınları baştan çıkarır ve onlarla birlikte olur. 
Nihal :Adnan Beyin kızıdır çok hassas ve narin bir yapısı vardır.

5.KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Kitap Osmanlının son döneminde Fransız akımının etkisiyle yazılmıştır.Bahsedilen eğlence kültürü Fransızlarınkine benzemektedir.Kitabın dili ağır sayılabir. 

6.KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ: 
İstanbul'da doğdu, 22 Mart 1945'te aynı kentte öldü. Mahalle mektebinden sonra Fatih Rüştiyesi'ne gitti.Sonra da Fransızca öğrenmesi için rahipler okuluna gönderildi. Fransızca'dan ilk çevirilerini bu yıllarda yaptı. Tevfik Nevzat ile 1884'te Nevruz dergisini, 1886'da da Hizmet gazetesini çıkarttı. İlk romanlarını bu gazetede yayımladı. Okulu bitirdikten sonra bir yandan İzmir Rüştiyesi'nde Fransızca öğretmenliği yaparken, bir yandan da Osmanlı Bankası'nda memur olarak çalıştı. 1896'da Edebiyat-ı Cedide topluluğuna katılarak Servet-i Fünun dergisinde kendine geniş ün sağlayan romanlarını yayımladı. 

Uşaklıgil Edebiyat-ı Cedide'nin sanat anlayışı doğrultusunda yeni bir dil yaratmaya çaba göstermiştir. Osmanlıca'da bile kullanılmayan Farsça ve Arapça sözcükler bularak, Türkçe'de olmayan kurallarla tamlamalar yaparak konuşulan dilden çok ayrı, süslü ve yapay bir sanat dili oluşturmuştur. 

Yaşantı alanının darlığına karşın, Uşaklıgil Türk romanının öncüsü sayılmıştır. Çünkü ondan önce, romanı bir sanat yapıtı kabul ederek onun kadar ciddiye alan, bir sanatçı titizliğiyle romanın yapısına ve tekniğine gereken önemi veren başka bir Türk yazarı olmamıştır. 

YAPITLAR (başlıca): Roman: Nemide, 1889; Bir Ölünün Defteri, 1889; Ferdi ve Şürekâsı, 1894; Mai ve Siyah, 1897; Aşk-ı Memnu, 1900; Kırık Hayatlar, 1923. Öykü: Bir Muhtıranın Son Yaprakları, 1888; Bir İzdivacın Tarih-i Muaşakası, 1888; Heyhat, 1894; Solgun Demet, 1901; Sepette Bulunmuş, 1920; Bir Hikâye-i Sevda, 1922; Hepsinden Acı, 1934; Onu Beklerken, 1935; Aşka Dair, 1936; İhtiyar Dost. 1939; Kadın Pençesinde, 1939; İzmir Hikâyeleri, (ö.s.), 1950. Oyun: Kabus, 1918. Anı: Kırk Yıl, 1936; Sara ve Ötesi, 1942; Bir Acı Hikâye, 1942. Şiir: Mensur Şiirler, 1889. Deneme: Sanata Dair, 3 cilt, 1938-1955 

4-KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARI DEĞERLENDİRİLMESİ :
Çiçikov zengin olmak için herşeyi yapabilecek ve göze alabilecek bir kişiliğe sahip.Tientietnikov ise çifte standartı sevmeyen dürüst bir insandır.

5-KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER
Kitapta çokça olay yaşandığından sürükleyici ve zevkli bir kitap.İnsanı sıkan uzun tasvirler ve uzun açıklamalara fazla yer verilmemiş.O yüzden okunması insana güzel gelebilecek bir kitap.

6-KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ
Kısa süren yaşamı süresince 19.yüzyıl Rus edebiyatı üzerinde derin izler bırakan Gogol, 1809 yılında Ukrayna’da küçük bir toprak sahibi ailenin çocuğu olarak doğdu. Küçük yaşta babasını yitirdi ve annesi tarafından büyütüldü. Liseyi bitirdikten sonra Saint Petesburg’a gitti, bir süre devlet memurluğu yaptı, Ukrayna folkloru üzerine çalışmaları ile dikkat çekip Petesburg üniversitesinde tarih dersleri vermek için davet edilse de, yarım kaldı bu uğraşı. Gogol’ün hezeyan düzeyindeki dinsel inançları ve çözemediği cinsel sorunları ile hayatla barışık olmayan bir kişiliği vardı. 

Roman ve hikayeleri ile bir anda dikkatleri üzerinde topladı. Özellikle “Müfettiş”(1836) oyunu ve “Palto”(1842) hikayesi, Rusya’nın siyasi ve toplumsal meselelerine yönelik eleştirileri -Rus sosyal demokrat eleştirmen Bielinski ve arkadaşlarından- övgü topladı. İlginçtir ki Çar da beğenmişti “Müfettiş”i..! Oyununun sahnelenmesinden kısa bir süre sonra Rusya’dan ayrılan Gogol Roma’ya yerleşti. Buradan yazdığı yazılarında giderek muhafazakar bir tavır takınması Rusya’daki arkadaşları ile arasının açılmasına yol açtı ve zaten hassas bir dengede duran iç dünyasını iyice alt üst etti. 1852 yılında geçirdiği bir sinir krizi ile en büyük eseri “Ölü Canlar”ı yaktı, odasına kapandı ve bir kaç gün içerisinde öldü. Neyse ki, metnin ilk bölümü uşağı tarafından kurtarılmıştı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder