Türkiyede Hayvancılık - Türkiyede Hayvancılığın Coğrafi Dagılışı - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Mayıs 13, 2013

Türkiyede Hayvancılık - Türkiyede Hayvancılığın Coğrafi Dagılışı

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 

Türkiyede Hayvancılık - Türkiyede Hayvancılığın Coğrafi Dagılışı
Türkiyede Hayvancılık - Türkiyede Hayvancılığın Coğrafi Dagılışı

Türkiyede Hayvancılık - Türkiyede En Çok Hangi Hayvan Türleri Var - Türkiyede Hayvancılıgın Coğrafi Dagılışı

Tarımın bir kolu olan hayvancılık ; ekonomik değeri olan hayvanların yetiştirilmesi, çeşitli şekillerde yararlanılması ve pazarlanması olayıdır Kırsal kesimlerde hayvancılık tarımın sigortası durumundadır İklimdeki karasızlıkların tarımı olumsuz yönde etkilemesinden dolayı Tarım hayvancılık birbirini destekler Örnek : Şeker fabrikaları çevresinde besi hayvancılığının gelişmesi Doğu Anadolu Bölgesinde iklim ve yer şekillerinin tarımsal faaliyetleri olumsuz etkilemesinden dolayı bölgede birinci ekonomik faaliyet hayvancılıktır Türkiye hayvan varlığı fazla olan bir ülkedir Ancak hayvanlarımızın et, süt, yumurta, yapağı verimleri düşüktür

HAYVANCILIĞIMIZI GELİŞTİRMEK İÇİN

Hayvan Soyları İyileştirilmeli (Islah edilmeli)
Yerli ırklar et-süt verimi yüksek olan ırklarla melezleştirilmeli veya iyi cins hayvan ithal ederek sayısını artırmalıyız İyi cins hayvan yetiştirmek amacıyla Cumhuriyetin ilk yıllarında çalışmalar başlatılmıştır İyi cins hayvan yetiştiren
çiftliklere hara denir Örnek : Bursa-Karacabey,Eskişehir-Çifteler

Mera Hayvancılığı Yerine Ahır Hayvancılığı Geliştirilmeli
Mera hayvancılığı otlaklarda yapılan hayvancılık şeklidirMasrafsızdır Ancak verim düşüktür Bundan dolayı yem kullanımı fazla olan , fakat verimi yüksek olan ahır hayvancılığına önem verilmelidir

Otlaklar Korunmalı
Otlaklarımız tarımda makinalaşma ile sürekli olarak daralmaktadır Ayrıca otlaklarda aşırı otlatma sonucu otlaklar
bozulmaktadır Bu olumsuzluklar sonucunda hayvanlarımız yeterince beslenememektedir Hayvancılığı eliştirmek için bu olumsuz durumlar önlenmeli
Yem üretimi artırılmalı Erken kesim önlenmeli (süt kuzu-süt dana) Salgın hastalıklarla mücadele edilmeli Çiftçi eğitilmeli ve kredi desteği sağlanmalı

Türkiye'de genelde mera hayvancılığı gelişmiştir Bundan dolayı hayvancılımızın coğrafi dağılışında daha çok iklim etkilidir Ayrıca et ve süt üretimi de iklimin etkisialtındadır

HAYVANCILIĞIMIZIN COĞRAFİ DAĞILIŞI

BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIK

İNEK
Büyük baş hayvanlar içinde en fazla sığır(inek, öküz ,dana, manda) yetiştiriciliği vardır Sığırlar içinde de en fazla inek yetiştirilmektedir Bütün bölgelerimizde inek yetiştiriciliği vardır Ama en fazla Karadeniz Bölgesinin kıyı kesimi ile Doğu Anadolu Bölgesinde Erzurum-Kars Bölümünde gelişmiştir Karadeniz Bölgesinde gelişmesi yağışların fazla olmasından dolayı çayırların fazla olmasıdır Erzurum-Kars bölümünde gelişmesi yaz yağışlarıyla oluşan gür ot ve çayırlıklardır İnek yetiştiriciliği ayrıca şeker fabrikaları çevresinde de gelişmiştir Şeker pancarı küspesinin hayvan yemi olarak kullanılmasından dolayı

MANDA
Bol sulu bataklık ve göl kenarlarında beslenir Yurdumuzda başta Karadeniz Bölgesi kıyı kesimi olmak üzere G Marmara bölümünde yetiştiriciliği yaygındır Et kalitesi düşük olduğundan yetiştiriciliği fazla gelişmemiştir
Büyükbaş hayvancılık Doğu Bölgelerimizde mera hayvancılığı şeklinde iken Batı Bölgelerimizde ahır hayvancılığı şeklindedir

KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK

KOYUN

Bozkırların hayvanıdır Hafif dalgalı düzlüklerde iyi yetişir Türkiye'nin iklim şartları genelde koyun yetiştiriciliğine
elverişlidir Düşük sıcaklık sebebiyle Doğu Anadolu Bölgesinin doğusunda yetiştiriciliği gelişmemiştir Ayrıca Doğu Karadeniz bölümünün kıyı kesiminde yüksek nem ve gür çayırlardan dolayı koyun yetiştirilmez En fazla koyun yetiştiren bölgemiz İç Anadolu'dur Bozkırların geniş alan kaplamasından dolayı Doğu Anadolu Bölgesi (batısı) ve GDoğu Anadolu Bölgeleri de koyun yetiştiriciliği gelişmiştir

Koyun kısa boylu otların geniş alanlarda yetiştiği bozkırlara uymuş bir hayvandır Türkiye'nin birçok bölgelerinde ve özellikle yarı kurak olan step sahalarında başlıca yetişme yerini bulmuştur Koyun, yürüyüşü ağır bir hayvan olduğundan, dik yamaçlı yerleri değil, düzce veya hafif dalgalı araziyi ister Koyun Anadolu'da eskiden beri yetiştirilmiş bir hayvandır Yeşil otlakların bir süsü olmuş bulunan koyun, eti ve sütü, yünü ve derisi ile yaşantımızda önemli yer tutmuştur Memleketimizdeki başlıca soyları kıvırcık, dağlıç, karaman (akkaraman, morkaraman), sakız ve merinostur Kıvırcık koyunu Trakya ile Güney Marmara bölgesinde yetişir Et kalitesi çok iyidir Bu soy, bir yüksek yayla hayvanı olmayıp, iyi otlaklar ister ve soğuğa fazla dayanamaz Bu nedenle yüksek yaylalar bu cins koyunun yayılma sınırını çizmiştir Dağlıçlar ise, bütün batı Anadolu'da ve bu arada Ege bölgesinin çok dağlık olmayan bölgelerinde yetişir Ege bölgesinin bir başka koyun cinsi de sakızdır ki, ince ve az geniş kuyrukludur Türkiye'nin öteki bütün bölgelerinde iri kuyruklu koyunlar yetişir İç ve Doğu Anadolu'nun yaygın koyun soyu Karamandır' ki, bölgesine göre çeşitleri vardır Bütün bu yerli koyunlarımızın yünleri çoğunca kalın ve kısadır Bu nedenle, 50 yıl kadar önce yumuşak ve ince kumaş dokumaya daha elverişli olan merinos koyunu yetiştirilmesi yoluna gidilmiştir Bu arada yün dokuma fabrikalarımız için merinos yünü ithal edilmiştir En fazla İspanya'da tutunmuş olan bu cins koyun, memleketimizde de Karacabey' deki ve Bandırma yakınlarındaki merinos istasyonlarında yetiştirilmiş, eski koyunlarımızla melez şekilleri de elde edilmiştir Merinosların yünü ince ve uzun olup, et kalitesi yüksek değildir Bu nedenle türlü ülkelerde kasaplık koyunlarla birleştirilerek melez soylar üretilmiştir Merinos soylarının en yaygın olduğu ülkeler Avusturalya, Güney Afrika ve Arjantin'dir

Et ve yün vasıfları farklı olan bütün bu koyunlarımızın sayısı 40 yıl kadar önce 13 milyon tahmin olunmuş, bu miktar günümüze kadar çoğalmış, 1970 de 36500000'i, 1982 de 50000000'0 bulmuştur Buna göre, memleketimizde bugün nüfus başına bir koyun düşmektedir: Yün (yapağı) üretimi 57000 tonu biraz geçmiştir Yerli koyunlarımızın yün verimi az olup, ortalama olarak koyun başına 1,5 kilo kadardır Merinos koyunlarının verimi ise 4 kiloyu bulmaktadır Türkiye, dünyanın çok koyun yetiştiren ülkelerindendir

Koyun Türleri:
Kıvırcık: Soğuğa dayanıklı değildir Et verimi yüksektir
Marmara ve Ege Bölgelerinde yetiştirilir
Dağlıç: Ege ve İç Batı Anadolu'da yetiştirilir
Karaman: Ege, İç, Doğu ve GDoğu Anadolu Bölgelerinde yetiştirilir

Sakız ve Merinos: GMarmara Bölümünde yetiştirilir Merinos yünü için yetiştirilmektedir

KIL KEÇİSİ

Dağlık bölgelerin hayvanıdır Ağaçların filizlerini yemek suretiyle beslenir Ormanlara zarar verdiği için sayılarının azaltılması yoluna gidilmektedir En fazla Akdeniz Bölgesi ile Doğu Anadolu Bölgelerinde yetiştirilir
Kılkeçisi, koyuna göre daha dayanıklı, daha kolay beslenebilir bir hayvan olup, dik yamaçlı dağlık yerlerimizde yetiştirilir Anadolu'nun birçok yerlerinde köy evlerinin çoğunda 1-2 keçi bulunur ve özellikle sütü için beslenirse de dağlık yerlerde sürüler halinde de beslenir ve üretilir Memleketimizde 15 milyon kılkeçisi (I 982) vardır Ormanlık ve fundalık yerlerde uzun süre beslenmiş bulunan kılkeçisinin, filizleri ve sürgünleri yemesi yüzünden ormanlarımız zarar görmüştür Ormanlarım korumak isteyen Avrupa ülkeleri kılkeçisi sayısını azaltmışlardır (Yugoslavya, İspanya gibi), Memleketimizde de orman korunması nedeniyle biraz azalma olmuş, hiç olmazsa artma olmamıştır (1956 da 19 milyon kılkeçisi vardı)

TİFTİK KEÇİSİ

Tiftiği için yetiştirilmektedir Yurdumuzda Ankara-Konya çevresi ile GDoğu Anadolu Bölgesinde Siirt çevresinde yetiştirilmektedir Sağılan ve kesilen hayvan sayısı az; üretilen süt ve et miktarı fazla ise orada Büyük baş hayvancılık (inek yetiştiriciliği) gelişmiştir Sağılan ve kesilen hayvan sayısı fazla iken; üretilen et ve süt miktarı az ise Küçük baş hayvancılık gelişmiştir( Koyun yetişitiriciliği)
Tiftik keçisinin bir adı da "Ankara keçisi" dir Bu cins keçinin tüyleri ince, uzun ve ipek gibi parlaktır Bu özelliği ile bazı hallerde iyi yünlerden de üstün tutulur Bu keçinin başlıca yaşama alanları İç Anadolu'nun kuzey ve batı kenarları ile doğu kenarları ve aşağı Kızılırmak kesiminin batı yakasıdır İç Anadolu'nun başka yerlerinde de seyrek olarak ve kılkeçisi ile birlikte bulunur Uzun süre Anadolu'ya mahsus bir keçi soyu olmuş bulunan ve Batı ülkelerinde "Ankara keçisi" adı ile tanınan bu ekonomik değer, bundan 90 - 100 sene kadar önce (19 yüzyılın sonlarında), bu doğal şartların benzerinin bulunduğu Güney Afrika'ya ve Kuzey Amerika'nın batı bölgelerine götürülerek orada üretilmiş, zamanla o ülkelere uyan soylar oluşturulmuştur Bugün memleketimizde 3,5 milyon tiftik keçisi vardır (1982) Bu miktar, 1959 da 6 milyondan çok idi Günümüze kadar tiftik ürünümüz bir dış ticaret malı olmuş, memleket içinde bunun tüketimi fazla olmamıştır

SIĞIRLAR

Sığırların sütünden, etinden ve gücünden memleketimizde çok yararlanılmıştır Anadolu'nun birçok köylerinde, birçok evlerde ailenin geçimine girmiş bir iki sığır bulunur Evlerden çobanlar vasıtasıyla toplanan inekler, sürü halinde çevrede otlar, akşamlan yine yerli yerine dönerler Kimi halde de sığırlar bir elden beslenir, yetiştirilir ve üretilir Bunlar büyük sürüler halinde yaylalarda çayırlarda beslenir ve mandıralarda da yetiştirilirler Bugün sığır özellikle sütü ve eti bakımından ülkemizin başta gelen ekonomik kaynaklan arasındadır Sayı bakımından da koyun ve keçiden sonra en fazla sayı sığırlarda olup 15 milyona yaklaşmaktadır (1982

Türkiye'nin her bölgesinde sığır vardır Uzun süre sığır, memleketimizde birinci derecede çift hayvanı olmuş ve sütünden faydalanılmış, etinden ise faydalanma yönü bunlara göre geride kalmıştır çoğunca bakımsızlık yüzünden ineklerimizin yerli cinsleri bozulmuş, gövdeleri küçük kalmıştır Ancak Kars - Erzurum yaylalarının boylu ve taze otları ile beslenen sığırlar gelişmiş, böyle şartların bulunduğu başka yörelerimizde de iyi cins inekler yetişebilmiştir Ayrıca, haralarda ve mandıralarla çiftliklerde iyi beslenen ve iyi soylar olarak üretilen inekler verimli olmuşlardır Şimdi, Batı ülkelerinde olduğu gibi memleketimizde de sığır eti son yıllarda daha çok aranır olmuş böylece sığır yetiştirilmesi daha büyük önem kazanmıştır

Bugün yurdumuzda çeşitli soydan sığır yetiştirilmektedir ki, başlıcaları boz-sığır, kara-sığır, kırmızı-sığır ve çeşitli melez soylardır Boz-inek adı ile de söylenen birincileri Trakya ve Batı Anadolu'da çoktur Yerli kara-sığırlar ise İç Anadolu ile kuzey çevresinde beslenir Bu soyun inekleri yılda 500 - 600 litre süt verir İyi beslenmeyenlerinde ise bunu bile almak zorlaşır Etleri makbuldür Doğu kırmızı-inekleri Kuzeydoğu ve Kuzey Anadolu'da beslenir Parlak kahverenkli olduklarından bu ad ile anılırlar Bunlar bol süt verirler Kasaplık olarak da kullanılırlar Güney kırmızı-inekleri ise Akdeniz bölgesi ile Güneydoğu Anadolu'da beslenir Koyu kahverenklidirler Bütün bu sığırlar çoğunca gövdeli olup, inekleri az süt verirler (Kars tarafları hariç) Bunun için başka ülkelerden (Avusturalya, İsviçre gibi) damızlıklar getirtilerek haralarımızda bol süt veren inekler yetiştirilmiştir

Bunlardan başka Türkiye'nin nisbeten bol sulu ve bataklık yerlerinde manda (bir milyon) vardır Bunların sütleri, öteki sütlerden daha yağlı, eti daha az makbuldür çoğunca koşum hayvanı olarak yararlanılmıştır

Ayrıca, at (1971 de 1 milyon, 1982 de 800 bin), köylümüzün çok işine yarayan eşek (2 milyon) dağınık ve sarp yerlerin önemli bir yük hayvanı olan katır (1978 de 300 bin) vardır

KÜMES HAYVANCILIĞI

Kümes hayvanları içinde en fazla yetiştirilen tavuktur Kümes hayvancılığı bütün bölgelerimizde yapılabilmektedir Ama en fazla Marmara ve Ege Bölgelerinde gelişmiştir İstanbul, İzmir, Manisa, Balıkesir, Ankara gibi büyük kentler çevresinde gelişmiştir

Etinden ve yumurtasından yararlanmak için üretilen ve beslenen tavuk, hindi, kaz, ördek gibi kanatlı hayvanlar "kümes hayvanları" adı altında toplanmıştır Memleketimiz için önemi gittikçe artan kümes hayvanlarının bakımı, üretilmesi, verimli olmaları "tavukçuluk" adı verilen ilmin uygulanmasıyla mümkün olur Memleketimizde "Tavukçuluk Enstitüleri" ve üretimi yerleri kurulmuştur Türkiye'de kümes hayvanlarının ekonomik değeri en fazla olanı tavuktur Memleketimizde 57 milyondan çok tavuk ve horoz bulunmakta (1982), hindi sayısı ise 3 (1982) milyona yaklaşmaktadır Yılda üretilen tavuk yumurtası sayısı 5 (1982) milyara yaklaşmaktadır Bir tavuk ortalama olarak, 2 kilo kadar gelir Besili tavuklar arasında ise 3 - 4 kilo gelenleri az değildir Bütün kuşlar gibi, tavuklar da yumurtaları ile ürerler

İyi bir tavuk yılda 200 - 250 yumurta verir Tavuk üremesi normal kuluçkalarla olduğu gibi, kuluçka makinaları ile de üretilmektedir Türkiye'deki tavuk cinsleri arasında denizli, hacıkadın, santepeli, cebeci, gerze cinsleri tanınmıştır Bunların dışında sonra gelmiş başka tavuk cinsleri de vardır: İspenç, beç, legorn, brahma, koşin, plimut gibi

Memleketimiz ekonomisi bakımından tavukçuluğun önemi gittikçe atmıştır Tavuk eti, sindirimi kolay olan iyi bir besin maddesidir Yumurtanın da besinde önemli yeri vardır Türkiye, tavuk yetiştiren ülkeler arasında ise de, modem tavukçuluk henüz gelişme yolundadır

Memleketimizde eskiden beri ve bugün tavuğu olmayan bir köye rastlamak hemen hemen mümkün değildir Köylerde hemen her evin tavukları vardır ki, bunlar açıkta dolaşır, kendi kendine beslenir, yumurtlar Köylü, yumurtalarını ve tavuğunu çoğunca en yakın pazara götürerek bunları paraya çevirir Tavukçuluk esaslarına dayalı tavuk üretimi, özellikle büyük şehirlerimiz çevresinde artmıştır

ARICILIK

Bal, bal mumu, polen ,arı sütü elde etmek için arıcılık bütün bölgelerimizde yapılabilmektedir En fazla Ege ve Doğu Anadolu Bölgelerinde gelişmiştir Muğla, Manisa, İzmir, Balıkesir, Çanakkale, Ağrı, Erzurum, Hakkari, Rize (Anzer yöresinin balları çok ünlüdür), Artvin, Ordu önemli bal üretim merkezlerimizdir Türkiye değişik iklim bölgeleri ve coğrafyasından dolayı çok zengin ve çeşitli arı florasına sahiptir Bu özelliği nedeni ile Çin, ABD ve Meksika'dan sonra koloni varlığı açısından 35 milyon adet koloni ile dünyada 4 sırada yer almaktadır
Türkiye'nin toplam bal üretimi 65000 tondur Bunun 4000-8000 tonu dış satıma gitmektedir Halen 38000 aile arıcılık yaparak, bal ve diğer arı ürünlerini üretmektedir Bu ailelerin 10000 adedi geçimini sadece arıcılıktan sağlamakta, diğer 28000 aile ise yan gelir olarak arı ürünleri üretmektedir Ancak ülkede koloni başına ortalama bal verimi 15-17 kg civarında olup, arıcılıkta gelişmiş ülkelerdeki verimin 1/3'ü kadardır

İPEK BÖCEKÇİLİĞİ
İpek böceği yetiştirme ve kozasından ipek elde etme faaliyetidirDut yaprağı yemek suretiyle beslenir En fazla G
Marmara'da gelişmiştir Bursa, Balıkesir, Bilecik çevresinde çok gelişmiştir İpekli dokumada ise Bursa-Gemlik-İstanbul gelişmiştir

BALIKÇILIK
Yurdumuzun etrafı denizlerle çevrili, birçok akarsu ve tatlı su gölümüz olmasına rağmen balıkçılık gelişmemiştir

Balıkçılığın Gelişmemesinin Sebepleri
Denizlerimizin balık bakımından zengin olmaması Açık deniz (Okyanus) balıkçılığının yapılmayışı
Taşıma ve depolama imkanlarının yetersizliği Zararlı avlanma yöntemlerinin uygulanması (dinamit patlatma, trol
avcılığı gibi) Denizlerimizdeki kirlenmenin önlenememesi


Türkiye’de Hayvancılığı Etkileyen Etmenler


Hayvancılık tarımsal etkinliklerin bir koludur Tarımla uğraşan nüfus bir yandan toprağı işleyip çeşitli ürünler elde ederken, diğer yandan da hayvan besler Bunların etinden, sütünden, gelirlerinden yararlanılır Engebeliklerin fazla olduğu bölgelerde önemli bir ekonomik etkinlik olarak gelişmiştir Türkiye hayvan sayısı bakımından Dünya’da önemli bir yere sahip olmasına karşın hayvansal ürünlerin üretimi oldukça düşüktür Verim düşüklüğünün nedenleri şunlardır :

Hayvan Soylarının Durumu : Türkiye’de yerli ırkın et ve süt verimleri düşük olduğundan başka ülkelerden getirilen damızlık hayvanlarla melez ırklar üretilmektedir Bu nedenle haralar kurulmuştur Bursa’daki Karacabey ve Eskişehir’deki çifteler haraları en önemlileridir

Otlakların Durumu : Büyük ve küçükbaş hayvancılığın yapıldığı yerlerde hayvanların otlatıldığı alanlara otlak denir Otlaklar bozkır ve dağ otlakları diye ikiye ayrılır Bozkır otlakları, yazları sıcak ve kurak geçen yerlerde bulunur Bu tür otlaklarda en çok küçükbaş hayvan beslenir Dağ otlakları, yazları serin geçen bölgelerde bulunur Otlar uzun boylu ve gürdür Bu alanlarda çoğunlukla büyükbaş hayvan beslenmektedir Türkiye’deki otlakların yetersiz olması hayvancılıktaki verimi düşürmektedir

Mera Hayvancılığı
Türkiye’de hayvancılık daha çok mera hayvancılığı şeklinde yapılır Kış aylarında ağıl ve ahırlarda arpa, saman ya da kuru otlarla beslenen hayvanlar yazın meralarda (otlaklarda) otlatılır Bu nedenle mera hayvancılığında doğal koşullara bağlı olan et ve süt verimi düşüktür

Besi ve Ahır Hayvancılığı
Hayvansal ürün verimini artırmak için ahır hayvancılığı (mandıracılık) yaygınlaşmaya başlamıştır Özellikle büyükbaş hayvanlar temiz ve bakımlı ahırlarda modern yöntemlerle beslenir Şekerpancarının küspesi hayvan yemi olarak değerlendirilir Bu nedenle şeker fabrikaları çevresinde ahır hayvancılığı gelişmiştir Marmara Bölgesi’nde besicilik ve mandıracılık daha yaygındır

Hayvancılığın Türkiye Ekonomisindeki Yeri
Türkiye’de hayvancılık, artan nüfusun beslenmesinde ve endüstri hammaddesi olması açısından önemli bir yer tutar Tarımsal üretimin % 40’ı, ulusal gelirimizin yaklaşık % 20’si hayvancılıktan sağlanmaktadır Dış ticaretimizde hayvancılık % 15’lik bir paya sahiptir


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder