Titanik batmadan 20 yıl önce kitabını yazdı - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Mayıs 24, 2013

Titanik batmadan 20 yıl önce kitabını yazdı

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 

Titanik batmadan 20 yıl önce kitabını yazdı


Tüm zamanların en ünlü gemisi Titanik, bir denizfaciası nedeniyle tanınır oysa dev yolcu gemisinin ardında inanılmazbir gizem saklı.
'Ölen dayım karşımdaydı'
Bir başka bedende tekrar dünyaya gelenler
Gizemli Tesadüfler !

Titanikin akıl almaz öyküsünü sunarken uyarıyoruz. Bir düşünün, Titaniki batıran gerçekten bir buz dağı mıydı?

Hiç kimse onun dünyanın en büyük kehanetlerinden birisini yaptığınıbilmiyordu. Hatta kendisinin dahi haberi yoktu. Adı; Morgan Robertson´du, Amerikalıydı, 1861´de doğdu, gençken denizcilik yaptı,sonra ise bir elmas eksperi oldu ve New York´da kuyumculuk yaptı. SonraKipling´in bir öyküsünü okudu ve yazar olmaya karar verdi. İlk öyküsü25 $´a satıldı, daha sonra yazdığı 10 öyküden ise 1000 $ kazandı.Yazmak ona artık kolay ve kazançlı geliyordu. 1897 yılının bir kışgecesinde 24.Caddedeki dairesinde yeni bir deniz öyküsü yazmayıplanladı. Bu bir uzun öykü olacaktı.

Hayali Titan Kazası

Hayalinde dev bir yolcu gemisi vardı, asla batmayan bir gemi. Bir aşkteması üzerine kurulu olan öykünün kahramanları bu dev gemiye binip,İngiltere´den ABD´ye gidiyorlardı ve aşk hikayesi dünyanın en lüksgemisinde sürecekti. Ama öykünün hayali kahramanları beklenmedik birsürprizle karşılaşacaklar ve bir deniz kazası batmaz denen gemiyiokyanusun dibine yollanacaktı. Robertson´un teması buydu, oturupyazmaya başladı ve öyküye iki isim verdi; "Futility"yani "Nafile" ve"Titan Kazası"... Evet, yanlış okumadınız; Titan... Şimdi beraberceRobertson´un romanından bİr bölümü; "Titan"ın batış sahnesini okuyalım.

"Gözcü haykırdı; ´buzdağı! Birinci subay, kaptana haber verdi ve derhalmakine dairesine tornistan yani geri git emri verildi. Fakat dev gemidurmuyordu, hızını kesmesi için zaman lazımdı ve sisler arasındagörünen buzdağı yaklaşıyordu. Aşağıdan ise orkestranın ve eğleneninsanların sesleri duyuluyordu. Sonra buzdağı gemiye ulaştı, bu aradagemi ters çalışan pervanelerin gayretiyle yan dönmüştü ama yetersizdive kaptanla yardımcılarının çaresiz bakışları arasında buzdağı Titan´ınsancak tarafına çarptı. Darbe hafifti hatta pek hissedilmedi, kaptan oanda ucuz atlattık diye düşünüyordu. Ama birkaç dakika sonra gemibirden yan yattı, buzdağı asıl yarayı su kesiminin altında açmıştı,yara öldürücüydü çünkü uğursuz buzdağı Titan´ın bordasını jilet gibikeserek, parçalamıştı."

Daha sonra Robertson öyküye; gemi hızla su aldığını. Alarm verildiğini,filikaların indirilerek, önce kadınlar ve çocuklar bindirildiğini,yardım çağrıları yapılırken, Avrupa´nın en ünlü ve zengin ailelerininmensuplarnın birbirlerine ebediyen veda ederken, dev yolcu gemisiTitan ın buzlu kutup sularına hızla gömüldüğünü anlatarak devamediyordu.

İnanılmaz kehanet gerçekleşiyor...

Ve Robertson 1898 yılında öyküsünü küçük bir kitap olarak yayınladı.Kitap onu çok daha sonra ölümsüz yapacaktı, dünyanın en çarpıcı ve endehşet verici kehanetini yazmıştı ama sonuç yayınladığı dönem içinaynen kitabın adı gibiydi yani "Boşyere" Aradan 14 yıl geçti ve başkabir zamanda, başka bir gemi, asla batmaz denen dünyanın en lüks ve enbüyük yolcu gemisi Titanik, İngiltere nin Southampton limanından yenidünyaya doğru denize açıldı. Sonra, 1912 yılında 14 Nisan´ı, 15 Nisan´abağlayan gecede sisler arasından birden ortaya çıkan bir buzdağı batmazdenen Titanik in katili olacaktı. Yukarda okuduğunuz Robertson´unromanındaki batış sahnesi aynen gerçekleşti. Sadece o kadar mı? BakınMorgan Robertson Titanik´den 14 yıl önce yazdığı romanında daha neleribilmişti;

Robertson´un romanındaki Titan adlı gemi Southampton limanından yolaçıkıyordu ve 14 yıl sonra Titanik de aynı limandan yola çıktı.

Romandaki gemi ile, Titanik arasında sadece 4 metre fark vardı. Titan 248 metre, Titanik 252 metreydi.

İki geminin ağırlıkları da çok yakındı. Robertson romanında Titan´ı70.000 ton ağırlığında yazmıştı; Gerçek Titanik ise 66.000 tondu.

Her iki geminin de üç pervanesi vardı ve her ikisi de 3000 er yolcutaşıyorlardı. Gerek romandaki hayali Titan´a gerekse de gerçekTitanik´e Avrupa´ nın sayılı zenginleri ve ünlü aileleri binmişlerdi.

Daha da ötesi var;

Robertson´un romanındaki dev Titan, New Foundland yakınında; KuzeyAtlantik´ de bir buzdağına çarparak battı ve işte inanılmaz ama gerçek;Talihsiz Titanik de 14 yıl sonra aynı koordinatta, aynen romandakibenzeri gibi bir buzdağına çarparak okyanusa gömüldü.

Ve her iki gemide de; yeterince cankurtan filikası yoktu; Robertsonromanındaki gemide 24 filika bulunduğunu yazıyordu; Titanik´de ise 22filika vardı ve bu yüzden can kaybı büyük oldu.

Sonra...Gerçek kazanın sonucunda 1513 yolcu boğularak öldü ve kayboldu.Aynen 14 yıl önceki romanda yazıldığı gibi... Robertson´un romanındakiTitan´da ise 1500 kişi ölüyordu. Her iki gemi de 3000 kişilikti veTitanik´e 2224 kişi binmişti.

Aynı asla batmaz denen gemi,

Aynı yerden aynı yere yolculuk,

Aynı tarihte, aynı yerde kaza,

Aynı buzdağı ve aynı tür batış,

Aynı yolcu ve ölü sayısı,

Hatta iki gemi de batarken orkestranın ilahi çalmasına kadar...

Bir kez daha okuyun ve düşünün...

Büyük kehanet farkedilmiyor...

Morgan Robertson başarılı olamadı, kitabı satmadı, daha sonrayazdıkları da ilgi görmedi. Bunalıma girerek, bir hastanede psikolojiktedavi gördü. Sonra yeni biröykü yazdı, bir Fransız dergisindeyayınlanan bu öyküde de, denizaltılardan söz ediyor ve periskopu tarifediyordu. Ama yine ilgi görmedi. Başarısız bir yazar olarak, Mart1915´de bir otel odasında ayakta geçirdiği bir kalp kriziyle yaşamaveda etti. Asıl inanılmaz olay burada çünkü Robertson mart 1915´deöldü. Yani gerçek Titanik´ in batışından üç yıl sonra...Ve hiç kimseRobertson´la ilgilenmedi, yine kimse farketmedi ve hiç kimse onun 14yıl önce Titanik´i aynen nasıl anlatabildiğini merak etmedi.

Kimse onu anımsamadı, ta ki 1980´lerde inanılmaz olaylarla ilgiliaraştırmalar yapılıncaya kadar... Morgan Robertson;Titanik batmadan 14yıl önce, gemiyle ve kazayla ilgili herşeyi tıpatıp aynen nasılyazmıştı ? Raslantımıydı? O, başarısız bir yazar olarak tarihinkaranlıkları arasında kayboldu, şimdi ise ruhu hatırlanmanın sevinciiçinde olmalı... Kehanet sıradan bir iş değil, ve asıl gizem kendiyapısında, ne zaman ve nerede ortaya çıkacağı hiç belli olmuyor; oysagelecekte nelerin olacağı konusunda çevremiz sayısız ipucu dolu; yeterki görmek için çaba gösterelim. Titanik´ in gizemi burada da bitmiyor.Biri daha var;

"Denizde tehlikede olanlar için dua ediyoruz..."

Kanada, Winnipeg´de Rosedale Metodist Kilisesi´ndeyiz, Rahip CharlesMorgan bir pazar sabahı erkenden kalkmış, o günkü ayin için hazırlıkyapıyordu. Okunacak ilahinin numarasını karatahtaya yazdı. Tümhazırlıklarını bitirdikten sonra, ayine kadar biraz uyumak amacıylaodasına çekildi ve derin bir uykuya daldı. Birden kendini çok canlı veetkin bir rüyanın içinde buldu. Karanlıkların içinde, dev bir kütlevardı, dalgaların sesleri duyuluyordu, çanlar çalıyor ve RahipMorgan´ın çok uzun yıllardır işitmediği bir ilahi duyuluyordu. Rüya okadar etkili ve rahatsız ediciydi ki, Morgan uyandı, ilahi ve çansesleri kulağından gitmiyordu. Saatine baktığında, fazla zaman geçmemişolduğunu gördü, rüyanın kötü etkisinden kurtulmaya çalışarak yenidenuyumaya çalıştı ve yeniden uykuya daldı. Rüya tekrar başladı, ilahi,çan sesleri, karanlık, dalga sesleri ve devrilen dev kara kütle. Morganbu kez, panikle uyandı ve kendini boş kiliseye attı, karatahtayagiderek o bir türlü kulaklarından gitmeyen ilahinin numarasını yazdı.Ayin saati gelmişti, cemaat toplanıyordu, Rahip Morgan ilahiyibaşlattı, notalar kilisede çınlarken, aynı anda binlerce mil ötedeokyanusun ortasında aynı ilahi buzlu denizi çınlatmaktaydı; "Duy,Kutsal Baba, Sana denizde tehlikede olanlar için dua ediyoruz." İlahibiterken, Rahip Morgan´ın gözlerinden yaşlar akıyordu. Aynı gününsonraki saatlerinde, Rahip ilahiyi okudukları sırada Atlas Okyanusu´nunderinliklerinde büyük dramın yaşandığını öğrendi. O gün, 14 Nisan1912´idi ve Atlantik´in kuzeyindeki buzlu sularda Titanik sularıniçinde yokolmuştu.

Titanik de bir gariplik var...

Titanik battığında, ünlü İngiliz gazeteci William T. Stead gemidebulunuyordu.1892 yılında Stead hikayeler yazarak yaşamını kazanıyordu.Gazeteciliğinin yanısıra Stead, ölüm ötesi ve Spiritüaliizm ile yaniRuhçuluk la da ilgileniyor, araştırmalar da bulunuyordu. O yıl yazdığıkısa hikayelerden birinin adı neydi biliyormusunuz? "Titanik" ve yineTitanik´den 20 yıl önce...YineTitanik´de olduğu gibi, Stead´ınhikayesindeki Titanik´de bir buzdağına çarparak batıyordu. Ve Stead´ınyazdığı hikayede, Stead kendisini kazadan kurtulan biri olarakanlatıyordu. Ve; 20 yıl sonra gerçek Titanik batarken, o buzlu ve soğukdenize gömülenlerden birisi Stead´ ın gerçekten kendisiydi. Ama; sonuromandaki gibi olmadı çünkü kurtulamayacaktı. Zira bu roman gerçekti vebaşka bir romancı tarafından yazılmıştı. O anda Stead ne düşünmüştü? 20yıl önce yazdığı hikayeyi düşünüp, kurtulacağına inanıyormuydu? Bunuasla bilemiyeceğiz...

Biri daha var. Ama çok daha sonra; 1935´ de... William Reeves adlı birdenizci bu; İngiltere´den Kanada´ya giden "Titanian" adlı kömür yüklübuharlı gemi; soğuk bir Nisan gecesinde Kuzey Atlantik´de seyrediyordu.Bütün denizcilerin ezbere bildikleri o uğursuz yere; Titanik´in battığınoktaya varmışlardı. Reeves, güverteden denize bakarak yıllaröncesindeki olayları düşlüyordu. Ve o gün Reeves ´in doğum günüydü,olabilir ama Reeves´ in doğduğu tarih çok önemliydi, çünkü Reeves 14Nisan 1912´ de doğmuştu. Yani Titanik´in battığı günde. İşte tam ogünde; Titanik´in battığı günde Reeves doğum gününü; Titanik´ inbattığı yerde kutluyordu. Ve birşey oldu... Reeves birden, sularınkaynaştığını ve dev bir buzdağının geminin yolu üzerinde belirdiğinigördü. Tam o anda da, köprüden alarm verildi. Uzaklık yeterliydi.Mürettebat gemiyi zamanında durdurdu, buzdağının yanından geçeceklerdiama olmadı... Çünkü bir saat içinde çevreleri; yüzlerce buz kütlesitarafından sarıldı. Artık hareket etmelerine imkan yoktu. Reeves vearkadaşlarının içinde bulundukları Titania adlı gemiyi, ancak 9 günsonra yetişen buz kırma gemileri kurtardılar. Neden? Buzdağları okorkunç gecenin yıldönümünde, bir grup denizcinin orada bulunmasını mıistemişlerdi ?

Evet... İnanılmaz ama gerçek zira Titanik´ in gizemi şaşırtıcı. Titanikşimdi okyanusun derinliklerinde uyuyor sadece bir kez ziyaret edildi. 1Eylül 1985´de Amerikalı ve Fransız uzmanlardan kurulu bir sualtı ekibionu buldu ve görüntüledi. Morgan Robertson; Titanik batmadan 14 yılönce, gemiyle ve kazayla ilgili herşeyi tıpatıp aynen nasıl yazmıştı,raslantımıydı? William T. Stead 20 yıl sonra içinde öleceği gemininadını ve kendisinin de içinde bulunduğu öyküsünü, hangi raslantısonucunda yazmıştı? Titania adlı gemiyle, Titanik´in battığı gündedoğan ve doğum gününde Titanik´in battığı yerde bulunan Reeves´ inbuzdağları tarafından 9 gün hapsedilmesi de raslantımıydı? DüşünürVoltaİre diyor ki; "Belki de raslantı dediğimiz şey; belirli bir şeyinbilinmeyen nedenidir..." Robertson, Stead ve Reeves bizim gibi birerinsandılar. Bizler gibi normal ama bilinmeyen yönleri olan insanlar.Her insan gibi... Ve siz de; bilinmeyen raslantılarla her an karşılaşabilirsiniz...

Titanik´den sesler;

Kazadan kurtulanların anıları;

"Kazadan bir gece önceydi, karım başıma Titanik´in sahibi olan WhiteStar Şirketi´nin ambleminin bulunduğu kepi giydirdi, güvertedeydik vetam o anda gökde bir yıldız parçalara ayrılarak dağıldı. Karım bundanhiç hoşlanmadığını söyledi. "

Kamarot Arthur Lewis

"Babam heyecanlı, annem moralsizdi ve hayatımda ilk kez onun ağladığınıgördüm. Umutsuzdu ve birşeylerin yolunda gitmediğini söylüyordu. Yediyaşındaydım ve daha önce hiç hiç gemi görmemiştim. Çok büyüktü, herkesçok heyevanlıydı, kamaraya indik, babam anneme yatmasını vesakinleşmesini söyledi ama annem bütün gece oturdu, ta ki kazaya kadarve sadece ben kurtuldum. "

Eva Hart

"Woolston´da yaşıyorduk, okul öğleyin tatil edildi ve Titanik´inlimandan ayrılışını görmeye **yasak kelime-Forum KurallarınıOkuyun**ürüldük. Öğretmenimiz başımızdaydı, sonra Titanik yavaş yavaşiskeleden ayrılmaya başladı; bu onu son görüşümüzdü, Southamptonsularında gittikçe uzaklaşıyordu. Yanımda yaşlı bir adam vardı, eliyleiyi şans işaretleri yaptıktan sonra başını salladı, sonra yüksek seslehiç umut olmadığını söyledi."

Lois Brown Jacobs

Nasıl battı?

Titanik nasıl battı? O kadar çok kuram var ki; bunların enyenilerinden bir tanesi kasıtlı batırıldığı yolunda; tabii ki sigortaparası için. Ama buzdağının nasıl gemiye çarptırıldığının cevabı yok,yanlız ilginç iddialar ortaya atılıyor. Titanik´in Kuzey Atlantik´inderinliklerinde yattığını hepimiz biliyoruz. Buzdağı, gemiye sancaktarafından çarpmış ve çelik levhaları yarmıştı. Ünlü tiyatrocu ThomasAndrews gemi batarken ön tarafta bulunan beş su geçirmez kamaranınbirisindeydi. Çarpmanın hemen ardından kamaralara buzlu deniz suyudolmaya başladı. Aslında kamaraların sadece birisi delinmişti ama sukolayca diğerlerine de geçti, Andrews olayın tanığıydı yani su geçirmezdenilen kamaralar su geçiriyordu. Aynı şey su geçirmez denilen altbölümlerde de oldu ve Titanik bu yüzden kolayca battı. Jack Thayer,Titanik´in batmadan evvel su yüzeyindeyken iki bölündüğüne inanıyor veanlatıyondu ama çok kişiye göre kaza böyle olmamıştı fakat 1985´de



Dr. Robert D. Ballard, Titanik´i okyanusun dibinde iki parça olarakbuldu. Ballard ve ekibi Titanik´in pruvasından kırıldığını belirlediçünkü yara alınca gerilime dayanamamış ve denizden evvel içeri dolansert havanın basıncıyla ikiye bölünmüştü. Bugün iki parçabirbirlerinden yarım kilometre uzaklıkta ayrı yönlerde duruyor.

Titanik´in batış nedeni söylenceleri az değildir;

* Titanik, kardeşi Olympic´le beraber sigortalanıp, ikisi de kasıtlı mı batırıldı?

* Mürettebat ve Kaptan Smith sarhoş muydular?

* Gemi subayı Murdoch, neden kendini öldürdü?

* Kaptan Smith´in de intihar ettiği, telsizle gerçekten bildirilmiş miydi?

* Niçin görevliler dürbünle çevreyi gözlemediler? Oysa bu yapılsaydı, buzdağı çok önceden görülebilirdi.

* Titanik buzdağını son anda görüp dönmeye çalışırken, önce kıçından sonra da önünden iki defa mı yara aldı.

* Su geçirmez bölmeler neden açıktı?

* Söylendiği gibi Californian adlı gemi veya bilinmeyen bir diğer gemi,Titanik´i batarken görmesine rağmen yardıma gelmedi mi? Kurtulanlardanbirçok kişi, bir geminin ışıklarını gördüklerine dair yeminlerediyorlardı.

Bunları biliyor musunuz?

* Biliyor muydunuz... Bazı yolcuların köpekleri güvertede bulunan köpekkulübelerindeydi. Bunlardan birisinin değeri 750 £´du ve 1912 yılındabu miktar çok büyük bir paraydı. Bugünkü değeri 300.000 £ olarakhesaplanıyor.

* Biliyor muydunuz... İkinci Dünya Savaşı sırasında, adı "Titanic" olanbir propaganda filmi yapıldı. Gemide gizli olarak bulunan bir Almansubayının hikayesiydi.

* Biliyor muydunuz... Yolcuların bazıları, gemi batmadan biraz evvel, jimnastikhanede bisiklete biniyorlardı.

* Biliyor muydunuz... Titanik´in birinci sınıf kamaralarının vedinlenme salonunun bazı pencereleri ve kepenkleri, İngiltere Alnwick´debulunan White Swan Oteli´nden alınmıştı.

* Biliyor muydunuz... Titanik´den kurtulan gemi subaylarının vemürettebatın hiçbirisi yaşamlarının kalanında mesleklerinisürdürmelerine rağmen asla kaptan olamadılar.

* Biliyor muydunuz... Titanik, Southampton´dan ayrıldıktan hemen sonra kömür depolarında yangın çıkmış ve söndürülmüştü.

* Biliyor muydunuz... Kurtulanlardan birisi olan gemi subayı Murdoch,gemi batmadan evvel intihar etti, aslında elindeki tabancaylakalabalığın filikalara hücüm etmelerini engellemekle görevliydi.

* Biliyor muydunuz... Gemi batmaya başladıktan sonra uzaklaşan ilkcankurtaran filikasında sadece 28 kişi vardı, oysa filika 64 kişilikti.

* Biliyor muydunuz... Titanik limandan ayrılmadan evvel demirlerinialırken, çıpaların birisi yakınındaki bir geminin iplerine takıldı veneredeyse onu batırıyordu ve geminin adı Titanik´in asla göremeyeceğilimanın adıydı; "New York"

* Biliyor muydunuz... Faciadan hemen sonra, New York´da bir söylentiyayıldı; Titanik´in batış nedeni bulunmuştu çünkü kargonun konulduğuyerin gizli bir bölmesinde demir kafesli bir sandığın içinde bir lahitvardı. Lahit ve içindeki Mısır kralının mumyası, ABD´de gizlicesatılmak üzere eski eser kaçakçıları tarafından gemiye yüklenmişti.Mısır inançlarına göre bu hırsızlık, tanrılara karşı bir hakaretti veAnubis´in kudreti buna izin vermezdi. Tanrılar Titanik´i batırdı vemumya denizin dibini boyladı. Belki... İki yıl sonra, söylenti yinebaşladı ama bu kez farklıydı; mumya batmadan evvel kaçırılmıştı yanigemide bulunan kaçakçılar veya kaçakçı gemicilere rüşvet vererek,mumyayı ambardan çıkarttırmış ve bir filikaya yükletmişti. Ve şirketinsubaylarından birisi bu öyküyü onaylıyordu. Sonra kaçakçı rüşvetvermeye devam ederek, mumyayı Carpathia gemisine yüklemeyi debaşararak, New York´a getirdi. Ama şansı orada sona erdi, satışyapılamadı, kimse mumyayı almıyordu. Kaçakçılar mumyayı geri **yasakkelime-Forum Kurallarını Okuyun**ürmeye karar vererek, bu kez EmpressOf Ireland adlı gemiye yüklediler ve Empress Of Ireland´da battı amamumya yine kurtarıldı ve Ameriya´ya geri döndü. Sonuncu kez yine birgemiye yüklenerek, yola çıkarıldı ama kader kararından dönmüyordu.Üçüncü gemi de torpillenerek batırıldı. Geminin adı Lusitania´idi.Kimliği bilinmeyen gizemli firavun sonunda huzura kavuşmuştu.

* Biliyor muydunuz... Titanik mitleri neredeyse sonsuzdur. ÖrneğinKaptan Smith´in bir bebeği kurtararak, bir filikaya kadar yüzerek**yasak kelime-Forum Kurallarını Okuyun**ürdüğü ve sonra yine yüzerekgeriye döndüğü ve gemiyle beraber battığı anlatılır. Weekly World Newsgazetesine göre olay gerçektir. Titanik´de bulunan altınların vemücevherlerin miktarı bilinmiyor zaten kargo kesin olarakbelgelenmemişti; ama gemide kesin olarak bulunan Ömer Hayyam´ın elyazması mücevher işli "Rubaiyat"ı büyük kayıptı. Kargo listesinde, birde yeni Renault otomobil vardı,

Katilini yaklalatmak için hayata döndü !
Ünlü köşe yazarı ölmüş annesiyle konuştu
Dünyanın En İlginç İntiharı !

Kim uğursuzdu?

İki gazeteci olan John Eaton ve Charles Haas´a göre, mumyanın kaderinipaylaşan gerçek birisinden söz ediyorlar; adı Frank "Lucky-şanslı"Tower. Tower, belki de gezegenin en uğursuz denizcisiydi. İlk önceTitanik´de ateşçiydi, kazadan yüzerek kurtulmuş ve ölümü atlatmıştısonra o da Empress of Ireland´ın mürettebatına katıldı ve o da battı,Tower bu kez çok zor kurtulmuştu. En son işini bulduğunda mutluydu amabu uzun sürmedi, Lusitania´da iş bulmuştu, gemi ayaklarının altındasulara gömülürken Tower haykırıyordu; "Şimdi zamanı geldi mi?" Bu öyküiki gazeteci tarafından anlatılmasına ve Ripley´in ünlü "İster inan,ister inanma" külliyatında yer almasına rağmen, tarihçiler tarafındanonaylanmadı; tarihçiler üç geminin mürettebat listesinde bu isimdebirisinin bulunmadığını söylüyorlardı. Ripley ise, gemicinin adınınfarklı olduğunu söylerek, işin içinden sıyrıldı; peki üç gemide de aynıisimli biri var mıydı? Evet, bir değil, birkaç kişi vardı ama bunlarınaynı kişiler olup olmadığı asla anlaşılamadı. Fakat bunlardan birisininöyküsü kesin gerçekti; Aslında Titanik´in kamarotlardan Violet Jessup,White Star Gemi Şirketi´nin gerçekten de lanetli kişisidir. Genç kadın,önce şirketin Olympic gemisindeydi, geminin Hawke şilebiyle çarpışıpbatmasından kurtuldu, sonra Titanik´de de hemşire asistanı olarakgörevlendirildi ve yine kurtuldu. Violet, Şirketin üçüncü gemisi olanBritannic´de görevini yaparken son yolculuğuna çıkmıştı. Violet´inkaderi White Star Şirketi´nin gemileriyle aynıydı


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder