Atatürkün önderliğinde Hangi Hak Ve özgürlüğe Kavuştuk - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Mayıs 09, 2013

Atatürkün önderliğinde Hangi Hak Ve özgürlüğe Kavuştuk

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 

Atatürkün önderliğinde Hangi Hak Ve özgürlüğe Kavuştuk

ATATÜRK'ÜN BİZE KAZANDIRDIĞI HAK VE ÖZGÜRLÜKLER

Cumhuriyet
Cumhuriyet Nedir?

Cumhuriyet, başta devlet başkanı olmak üzere, devletin başlıca temel organlarının belli aralıklarla yinelenen seçimlerle göreve getirildiği bir yönetim biçimidir.
Cumhuriyet adı verilen yönetim biçimlerinde halk, yönetimini beğenmediği yöneticileri, belli aralıklarla yinelenen seçimlerde değiştirebilmek olanağına sahiptir.Bu nedenle yöneticiler, toplumu k eyfi biçimde yönetemezler; halkın isteklerini ve beğenilerini gözönünde tutmak zorunda kalırlar. Bir başka deyişle, yöneticilerin iradesi mutlak değil, halk iradesi ile sınırlıdır.

Aslında cumhuriyet bir yönetim biçimidir.Türk insanı için cumhuriyet, bir rejim ama Atatürkçü düşünce sistemine dayanan bir rejimi ifade etmektedir.Bugün her Türk''''ün sorumluluğu, Türkiye Cumhuriyetinin niteliklerini iyi bilerek onu korumak ve geliştirmek olmalıdır.Eskiden ülkeleri tek kişi yönetirdi. Ülkelerini diledikleri gibi yöneten bu kişilere padişah, şah, kral, hakan, sultan denirdi. Yönetim çoğu zaman babadan oğula geçerdi.Cumhuriyet yönetiminde söz ulusundur. Cumhuriyet; yurttaşların seçme ve seçilme hakkının olduğu bir yönetimdir. Ulus temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ülkenin yönetilmesidir.Atatürk kurulan Türkiye Cumhuriyeti''''nin ilk Cumhurbaşkanı oldu.Cumhuriyet''''i korumak, kollamak, yaşatmak her yurttaşın ödevidir.

Türkiye''''de Cumhuriyet Nasıl İlân Edildi?
Türkiye''''de Cumhuriyet yönetimine, 29 Ekim 1923 tarihinde geçilmiştir; ancak 23 Nisan 1920 tarihinin, Cumhuriyet yönetiminin de fiilî başlangıcı olduğunu söylemek gerekir.23 Nisan 1920''''de �egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olduğu� ilân edilmiş; ulusun seçtiği TBMM''''nin denetimindeki hükümet, ulusun kaderini belirlemek üzere çalışmaya başlamıştır.Bu gelişmelere karşın, Padişahlık ve Saltanatın hukuken kaldırılması için 1922 yılına kadar beklemek gerekmiştir.TBMM, 1 Kasım 1922 gecesi verilen bir kararla, �Halifelik�le �Saltanatı� birbirinden ayırmış; Saltanatı kaldırmıştır.

B)KAZANDIRDIĞI HAKLAR

Yapmış Olduğu İnkilaplar'ı Örnek Verebiliriz.

I-Siyasi alanda yapılan inkılaplar:

1- Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)

2- Cumhuriyet�in ilanı (29 Ekim 1923)

3- Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)

II-Toplumsal yaşayışın düzenlenmesi:

1- Şapka İktisası (giyilmesi) Hakkında Kanun (25 Kasım 1925)

2- Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine (kapatılmasına) ve Türbedarlıklar ile Birtakım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun (30 Kasım 1925)

3- Beynelmilel Saat ve Takvim Hakkındaki Kanunların Kabulü (26 Aralık 1925). Kabul edilen bu kanunlarla Hicri ve Rumi Takvim uygulaması kaldırılarak yerine Miladi Takvim, alaturka saat yerine de milletlerarası saat sistemi uygulaması benimsenmiştir.

4- Ölçüler Kanunu (1 Nisan 1931). Bu kanunla ölçü birimi olarak medeni milletlerin kullandıkları metre, kilogram ve litre kabul edilmiştir.

5- Lakap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun (26 Kasım 1934)

6- Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun (3 Aralık 1934). Bu kanunla din adamlarının, hangi dine mensup olurlarsa olsunlar, mabet ve ayinler dışında ruhani kisve (giysi) taşımaları yasaklanmıştır.

7- Soyadı Kanunu (21 Haziran 1934)

8- Kemal Öz Adlı Cumhurreisimize Atatürk Soyadı Verilmesi Hakkında Kanun (24 Kasım 1934)

9- Kadınların medeni ve siyasi haklara kavuşması:

a- Medeni Kanun�la sağlanan haklar

b- Belediye seçimlerinde kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan kanunun kabulü (3 Nisan 1930)

c- Anayasa�da yapılan değişiklerle kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanınması (5 Aralık 1934)

III- Hukuk alanında yapılan inkılaplar:

1- Şeriye Mahkemelerinin kaldırılması ve Yeni Mahkemeler Teşkilatının Kurulması Kanunu (8 Nisan 1934)

2- Türk Medeni Kanunu (17 Şubat 1926)Dini hukuk sisteminden ayrılarak laik çağdaş hukuk sisteminin uygulanmasına başlanmıştır.

Saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922)
Kurtuluş Savaşı''''nın ilk yıllarında kurulan (23 Nisan 1920) Türkiye Büyük Millet Meclisi, halktan kopuk Osmanlı yönetiminin yanında, halkın içinden seçilen temsilcileriyle "halk iradesi"nin gerçek temsilcisi olmuş, iyice eskimiş ve yıpranmış kişisel saltanatsa, TBMM''''yi, yani ulusun egemenliğini tanımamasının yanı sıra, Sevr Antlaşması''''nı imzalamış, düşmanla işbirliği yapıp, çıkarttığı ayaklanmalarla Ulusal Kurtuluş Savaşı''''nı engellemeye çalışmıştı. 23 Nisan 1920''''den başlayarak ulusal egemenliğe dayalı devletin kurulmasıyla kişisel saltanata kalkmış gözüyle bakan Mustafa Kemal, İtilaf Devletleri''''nin Lozan Barış Konferansı''''na Ankara Hükümetinin yanı sıra Osmanlı Hükümeti temsilcilerini de çağırmaları üstüne, 1 Kasım 1922''''de TBMM''''de yaptığı konuşmada ulusa, akla aykırı olduğunu belirterek, saltanatın kaldırılmasını istedi. Milletvekillerinin ateşli konuşmalarla Atatürk''''ü desteklemelerinden sonra, saltanatın İstanbul''''un işgal tarihinden (16 Mart 1920) başlayarak kalkmış olduğu oybirliğiyle kabul edildi. Saltanatın kaldırılmasıyla Padişahlık Sıfatı kalkan Mehmet VI Vahdettin de, 17 Kasım günü İngiliz Komutanlığına başvurarak, bir İngiliz zırhlısıyla İstanbul''''dan ayrıldı.

Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923)
Saltanatın kaldırılmasının ve Lozan Barış Anlaşması''''nın ardından TBMM''''de en çok tartışılan konulardan biri, yeni devletin niteliği sorunuydu. Kendisi bir hükümet olan TBMM''''nin ayrı bir hükümeti ve bu hükümeti yönetecek bir başbakanı bulunmaması, meclis içinden bakanların seçiminde adayların gerekli oyu sağlamakta güçlük çekmeleri, sürekli sorunlara yol açmaktaydı. 27 Ekim 1923''''te Ali Fethi (Okyar) Bey başkanlığındaki hükümetin istifası ve Cumhuriyet Halk Partisi grubunun yeni hükümet listesi üstünde anlaşmaya varmaması üstüne, Atatürk 28 Ekim gecesi arkadaşlarını toplayarak sorunun gerçek çözümüyle ilgili düşüncesini açıkladı ve İsmet İnönü''''yle o gece, devletin niteliğinin cumhuriyet olduğunu saptayan bir yasa tasarısı hazırladı. Ertesi gün TBMM, yapılan işin "çoktan doğmuş olan çocuğun adını koymak" olduğunun milletvekillerine açıklanmasından sonra, saat 20.30''''da Anayasa değişikliğini kabul ederek cumhuriyeti ilan etti ve oybirliğiyle alınan bu karardan sonra cumhurbaşkanı seçimine geçerek, gene oybirliğiyle Gazi Mustafa Kemal Paşa''''yı Türkiye Cumhuriyeti''''nin ilk cumhurbaşkanı seçti.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder