Surgun Kitap Ozeti - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Haziran 14, 2013

Surgun Kitap Ozeti

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
695 SÜRGÜN KİTAP ÖZETİ


Kitap adı :SÜRGÜN
Kitabın yazarı :REFİK HALİD KARAY 
Yayın evi :SÜMBÜL BASIM EVİ
Basım yılı :1975

Kitabın konusu :Eserde sürgün hayatı çekmek zorunda kalan ve bütün yaşadığı acı ve ızdıraplar yüzünden hayatı son bulan Hilmi Efendi anlatılmaktadır.

Kitabın özeti :Hilmi Efendi büyük bir acı içinde Beyrut’a gider. Daha doğrusu sürülür.Ailesi her zaman aklının bir köşesindedir. Onlardan ayrı kalmanın acısını çeker. Beyrut’ta tanıdık bir yüz ararken bir gün gazozcu Çopur Apti ile tanışır. Birlikte belediye tarafından tahsis edilen eski medreseye giderler. Orada Şair Kenan , Ali Kemal ve Nuri Hoca’ yla tanışır.Onlarla birlikte kalmaya başlar. Aynı zamanda gazozculuk yapar. Bir gün muhabbet esnasında diğerleri askerlere laf atarlar. Kendiside eski bir asker olduğu için sinirlenir ve Şair Kenan’la tartışır. Şair Kenan ölür. Defnederler. Şair Kenan’ın ölümünde Hilmi Efendi’yi suçlarlar. Oradan ayrılır. Bir inşaatta çalışmaya başlar. Aynı zamanda orada yatıp kalkar.Aradan birkaç hafta geçer. Eski silah arkadaşı Şakir Bey’le karşılaşır. Arkadaşı onu köydeki evine davet eder. Köye gider ama birtürlü başından geçenleri arkadaşına anlatamaz. Şehre geri döner. Bir mektup gelir. İçinde para vardır ama kimden geldiğini bilmez. Daha sonra bir paketle kıyafet gelir. Hilmi Efendi üzntülere dayanamaz ve hastalanır. İyleştikten sonra bir yerde otururken Şehzade Keramettin Efendi ile tanışır. Şehzadenin evinde kalmaya başlar. Artık herşey değişmeye başlar , şehride sevmeye başlar. Evdeki hizmetçi besleme Suzudil’den hoşlanır. Günler geçer Şehzade‘nin parası biter. Her yere borçlanır. Şehzade gizlice Mısır ‘a gitmeye karar verir. Hilmi Efendi şehre döner. Herşey kötüleşir. Suzudil ve onun yaptığı iyilikler aklından hiç çıkmaz. Onu sevdiğini anlar.

Aradan iki yıl geçmiştir. Bir yıldır ailesinde haber alamadığı için Şamda açılan konsolosluktan haber almaya gider. Bir kahvede Boşnak İhsan lakaplı Mehmet İhsanla tanışır.İhsan bir teşkilat başıdır. Bir süre sonra haber gelir. Ailes başka bir yere taşınmış ve kızı Seher’in de dost hayatı yaşadığını öğrenir. Sürgün hayatında yaşadığı ızdıraptan kızının ölmüş olmasını bile düşünür. Kızına duyduğu sevgi kine döner. Anadolu’ya teşkilat sayesinde gizlice girip önce kızını sonradakendini öldürebileceğini düşünür. Bir süre sonra Vecihi Paşazade İrfan Beyle tanışır. Ona kanı ısınır.İrfan babadan kalma çiftliği almak için gelmişyir. Aralarında ayrı gayrı kalmaz. İrfan çiftlik için Halep’e gider. Düşüncesi çiftliği alıp başına Hilmi Efendiyi geçirmektir. Aradan bir sene geçer. İrfanda bir mektup gelir. Hilmi efendi çok sevinir.

İrfan bu zaman sarfında Halip’ in bahçe barlarına alışır. Onlardan birinde Nevber adlı bir kadınla tanışır. Çok samimi olurlar. Sık sık dertleşirler. Nevber asıl isminin Seher olduğunu söyler.İrfan onun Hilmi Efendinin sürekli anlattığı nalatırkae kin kustuğu kızı olduğunu anlar. Seher’e babasınıyakında çiftliğin başına geçmek için Halep ’ gelecegini söyler. Seher İrfan’dan utanmaya başlar ve Halep’ten ayrılmak için yardım ister. Sonraları Seher birden dğişir. İffan yaptıklarına pişman olur. Çeker gider ama Seher’ede aşık olmuştur.

Bunlar oluken Hilmi Efendi Halep’e gezi düzenleyecek olan devlet reisinin kafilesine eski bir arkadaşı sayesinde dhil olur.

İrfan şehirden kopamaz, tekrar nevber’I izlemeye bara gider. Orada birlikte olduğu katip arkadaşından duyduklarına çok üzülür. Seher başka biriyle yatmaktadır. Seher İrfan’la son birkez görüşmek ister. Zorda olsa İrfan tekrar görüşmeyi kabul eder. Sabaha kadar bekler am Seher gelmez. Seher o gece yine dostunun yanında kalmıştır. İrfan Seher’I tekrar yakalar.Birlikte içki içerler. İrfan sarhoşken Seher oma esrar içirir. Birlikte İskenderuna giderler. İrfan yapacağı herşeyi unutur. Seher onu tekrar uyurken yanlız bırakır ve barda tanıştıgı biriyle Halep’e geri döner.Sahneye çıkar.Barın sahibi devlet reisinin geleceğini söyler bir sonraki gün.İrfan halp’e döner ve İstanbul’a gideceğini söyler.Seher umursamaz. Halep garından trene binerken Seher gelir ve af diler. Ama fayda etmez.

Heyet gelir. Hilmi Efendi otelde İrfan’ın boşalttığı oday yerleşir. O gece heyetle birlikte bahçede eğlenceye gider. Nevber’in ününü oda öğrenir ve merak eder. Ayrıca İrfan’ın İstanbul’a dönme sebebinin Nevber olduğunuda öğrenir. Nevber sahneye çıkınca birden Hilmi Efendi şok olur ve oracıkta yığılır kalır. Hilmi Efendi ölmüştür. Seher kimin öldüğünü anlamaz ve eğlenceden sonra devlet reisinin odasına gider. Hilmi Efendi’yi morga götürürler. Morg bekçisi Beyrut’taki ilk arkadaşı Çopur Apti’dir.Çopur Apti arkadaşının o biçare halini görünce şok olur. Son yolculuğuna arkadaşını yasin okuyarak gönderir.

Kitabın anfikri : Vatanından ayrı kalan biri için geride bıraktıklarının zor durumlara düşmesi , o kişi için vatan hasretinin yanında en büyük ızdıraptır.

Kitaptaki şahısların değerrilmesilendi : 

Hilmi Efendi: İçi vatan millet sevgisiyle dolu, ailesine çok önem veren biridir. Fakat yaşadığı kötü olaylaronu mahvetmiştir.

Seher: Sokakta oynak evde miskindir. Kitap ve tiyatro merakı onu yoldan çıkarmıştır. Fiziki açıdan çok güzel biridir.
İrfan: Genç,cesur ve diri biridir. Fakat Seher’e karşı yaşadığı aşk onu gerçek yolundan saptırmıştır.
Çopur Apti: Hilmi Efendinin ilk arkadaşıdır. Aynı zamanda son yolculuğa hazırlayan vafakar dostudur.
Kitap hakkında şahsi görüşler : Eserde üslub harikadır. Tasvirler çok yüksek seviyededir. Yalnızlığa düşmüş biri bize çok iyi aksedilmiştir. Geçinme kaygısı,yalnızlık azabı, gurbet acısı ve ümitsizlik içinde mahvoluş mükemmel bir üslupla anlatılmıştır.

Kitabın yazarı hakkında bilgi : Öykü ve roman yazarıdır. 1908’de devrin hükümetine karşı yazılar yazdığı için İstanbul dışına sürüldü.Çıkardığı Aydede adlı gülmece ve gazetesinde Kurtuluş Savaşına karşı yazdığı yazılar için yutrdışına sürüldü.’Kalem’ dergisinde’Kirpi’ takma adıyla yazdığı eleştirel yazılarıyla tanındı.İlk öykü kitabı, Memleket Hikayeleri’mde toplumsal sorunlara eğilerek gerçekçi bir gözle Anadolu kasabalarındaki yaşamı anlattı.Eserleri: İstanbul’un İçYüzü , Yezidin Kızı , Çete , Sürgün , Anahtar , Bu Bizim Hayatımız(roman); Memleket Hikayeleri , Gurbet Hikayeleri(öykü) ; Deli(oyun)…

Halit Ziya Uşaklıgil hikayeciliğimizin kurucularından sayılabilir.
Hikayelerinde , romanlarından daha gerçektidir.Esasen Fransız Realistlerinden Maupassant
biçimine uygun hikayeler yazmıştır.Bu biçimin belirgin özelliği ‘konusu belli ve plânlı küçük romanı andıran hikayelerdir’.
Halit Ziya Uşaklıgil ,hikayelerinin çoğunda ezilmiş , ıstırap çekmiş , elinden imkanları alınmış insanların hayatlarını anlatmayı hedeflemiştir.Ya da kaderine boyun eğen insanların hayatlarını ele almıştır.Küçük insanlar dediğimiz bu tiplerin meselelerini başarıyla gözler önüne sermiştir. Onların dertlerinin , yaşama biçimlerini , imkansızlıklarını gerçekçi bir gözle ele almayı denemiştir.
Halit Ziya , özellikle küçük hikayede verimli ve başarılı olmuştur.Kuvvetli bir hikaye etme tekniği ile her yönden kevvetli hikayeler yazmıştır.Hikayelerinin bir özelliği ise ; yazarla , şairle, toplumla , tabiatla, insanla ve bütün canlı ile birlikte yürümesidir.Yoksa bu hikayeler , okuyunun gözünün önünden bir olay geçiren , ilgi veren , yormadan seyrettiren , memnun eden cinsten değildir.

Halit Ziya . millî hikayelerinde gerçekci çizgiden hemen hemen hiç ayrılmaz. Birkaç çizgiyle renkli tablolar çizmede başarılıdır


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder