Şogunluk Nedir? Hakkında Bilgi - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Mayıs 23, 2018

Şogunluk Nedir? Hakkında Bilgi

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 

Şogunluk Nedir? Hakkında Bilgi 

Şogunluk nedir, şogun kime denir? Şogunluğun özellikleri, tarihçesi, tüccarlık çağı ve savaşlar çağı. Şogunluk hakkında bilgi.


Şogunluk
Şogunluk; 1192’den 1867’ye kadar Japonya’nın resmi rejimi olan askeri yönetimdir. Şogunluk sistemi, özellikle Tokugava klanının şogunları döneminde (1603-1867) bütün ülkede kendini kabul ettirmiştir.

Şogunluk Nedir? Hakkında Bilgi
Şogunluk Nedir? Hakkında Bilgi 

SAVAŞÇILAR ÇAĞI

Japon destan edebiyatının gözde konusu olan uzun bir savaş sonucunda, Minamoto klanı 1185’te Taira klanını yendi: Eski Japonya yerini Japonya’ya bırakıyordu. İmparator ailesinin ülkenin yönetimini ele almadaki yeteneksizliğinin bilincinde olan Minamoto no Yoritomo 1192’de şogun (“barbarların uzlaştırıcı generali”) unvanını kabul etti. Yoritomo, Kyoto’da varlığını koruyan imparator hükümetini ortadan kaldırmadan, Kamakura’da (günümüzdeki Tokyo kentinin güneyinde), gerçek iktidarı kullanacak olan basitleştirilmiş bir askeri hükümet kurdu: Bu bakufu ‘ydu. Şogunluk sisteminin ekseni olan bakufu özellikle bağımlıyla efendinin kişisel ilişkilerine dayanıyordu.

1199’da şogun Minamoto no Yoritomo’nun ölümü üstüne, gerçek iktidar Hojo ailesine geçti; bu arada sistem bozulmadı (ve hatta şogun unvanı Minamotolarda kaldı). İktidarın zayıflaması, durmak bilmeyen ve çoğu kez kanlı çıkar kavgasına sahne olan feodal Japonya anlayışına zarar verdi.Bir naibin arkasına (Fucivara ailesi) saklanan imparatorun kendisinden başka şogunlar ve “şogun naipleri” ortaya çıkmışlardı. Ayrıca, görevden uzaklaştıktan sonra yönetimde kendilerinden sonra gelenleri etkileyen “köşesine çekilmiş” imparator ve şogunlar da vardı. Minamoto ve Hojo klanları iktidarı korumayı bilemediler: 1274-1281 Moğol istilaları sırasında, savaşçıları ödülden yoksun bırakıp ödülü papazlara vermeye varacak kadar, bağımlılarının hoşnutsuzluğuna neden olan yanlışlar yaptılar. İmparator Daigo II, imparatorluğun eski gücünü yeniden oluşturmaya çalıştıysa da başaramadı ve general Aşikaga 1338’de bakufu’yu kendi hesabına ele geçirdi. XV. yy’dan başlayarak derebeylerin (daimyo’lar) gerçek askeri güçleri örgütlediği eyaletlerde düzensizlik doruk noktasına ulaştı,, ama Aşikaga klanı şogunları, gene de 1573’e kadar iktidarda kaldılar. Mücadele üç büyük general olan Oda Nobunaga, Tyotomi Hideyoşi(Kore’yi iki kez istila etti) ile Tokugava İyeyasu arasındaki rekabetle doruğa çıktı. İyeyasu, son derece kurnaz olması nedeniyle başarı kazanarak başkenti 1600’de geleceğin Tokyo’su Edo’ya taşıdı.

Karışıklıklarla dolu bir dönem olan savaşçılar çağında aynı zamanda Japon kültürünün geliştiği görüldü: Zen Buddhacılığı; çay sanatı; bahçeler; kısa şiirler (hayku).

TÜCCARLAR ÇAĞI

Şogunluk artık sağlam temeller üstüne oturmuştu. Kendinden öncekiler gibi Tokugava İyeyasu da kendim bütün daimyoların efendisi olarak kabul ettirdi, ama onlara güvenmedi, eski müttefiklerini kendisine sonradan kaplanlardan ayırdı, hepsine her yıl Edo ya da Yedo’ya (Tokyo’nun o dönemdeki adı) gelme yükümlülüğü getirdi: Burada zamanlarının önemli bir bölümünü geçireceklerdi ve masraflarını yüklenerek törenler düzenleyeceklerdi. Etkili bir gizli polis, şoguna, daimyoları sürekli izleme olanağı kazandırıyordu. Bir derebeyin yıkıcı faaliyetlerinden yalnızca kuşkulanılması durumunda bile, şogunun bir elçisi beraberinde bir kılıçla gelerek derebeyi-nin bu kılıçla yaşamına son vermesini sağlayacaktı; derebeyinin şatosu yıkılacak ve samuray’lan kovulacaktı. Kendinden sonra geleceklerin gücünün zayıflayacağını önceden kestiren İyeyasu sistemin sürekliliğini sağlayacak olan bir Eskiler Meclisi kurdu. Hâlâ Kyoto’da oturan imparatorun iktidarı her zamankinden çok daha azaltıldı.

ŞOGUNLUĞUN MİRASÇISI JAPONYA

Yüzyıllar süren iç savaşlarla parçalanmış bir ülkede güçlü ve merkezi bir devlet kurmak için, deyim yerindeyse, yeni Japonlar üretmek gerekti. Her şey bu durumun gerçekleşmesine katkıda bulundu. Toplum her zamankinden daha çok aşamalara bölünmüştü (daimyo, samuray’ lar, tüccarlar ve sanatçılar,köylüler).Toplumsal yükselme neredeyse söz konusu değildi. Çin’ den gelen Konfuçiusçuluğun Şogunluk japonyası’nda bir devlet öğretisi düzeyine çıkması rastlantı değildi: Derebeyiyle bağımlısı, baba ile oğul arasındaki ilişkilere saygı duyulmasının gerekliliği üstünde durulmalıydı. Böylece düşünceler katı bir denetime bağlı kılındı (güneyde yayılmaya başlayan Hıristiyanlığın bastırılması; yabancıların kovulması); toplumsal davranışlar sıkı bir yasayla düzenlendi. Ulusal düşünce, içine kapanma sonucu güçlendi: Yabancı ülkelere gezi, ölüm cezası öngörülerek, yasaklanmaya kadar gidildi. Bununla birlikte, XVIII. yy’da sınırlı bir yumuşama yabancıların ürünlerini, Nagazaki açıklarındaki Avrupa ürünlerinin Japonya’ya girdiği tek nokta olan küçük Dejima adasına sokmalarını sağladı.Yabancıların silah, saat, ölçü aletleri, bilimsel kitaplardan oluşan ürünleri soylularda merak uyandırdı ve gerçek anlamda bir bilgi olma anlayışının, 0rangaku ‘nun (Hollanda eşyalarının incelenmesi) doğmasına neden oldu: Bu yüzden Meyci samurayları,yeni düşüncelerle dolan yeni insanların oluşturduğu Satsuma klanı gibi bazı klanlar imparatorluğu yeniden eski gücüne kavuşturmak ve Japonya’nın dışarıdan gelen gelişmeye açılmasını sağlamak (Meyci dönemi; 1867) için şogunun düşüşünü hızlandırdılar. İç istikrar, tekniklerin gelişiminde ve kültür yaşamında kendini gösterdi. Çağdaş büyük Japon tröstlerinin çoğunluğu Tokugava döneminde doğdu. Mitsukoşi mağazaları XVII. yy’da kuruldu. Estamplar Osaka ve Edo’nun iki merkez oluşturduğu (burada tüccarlar kraldı) etkin bir dünyanın yansımasıydılar. Ticaretten başka, sanayi ve zanaat hızla gelişiyordu. Yeni yöneticisi sınıf için Çikamatsu Monzaemon gibi edebiyat adamları yeni türde tiyatro yapıtları yazıyorlardı: Kabuki, bunraku (toplumsal engellerin katılığının ölüme ittiği iki âşığın “çifte intihar”ı gibi çoğu kez trajik konulu olan kukla tiyatrosu). Siyasete karışmayan için Edo Şogunluğu tatlı yaşam çağı oldu (çay evleri, geyşalar). Bu aynı zamanda yapıcı bir çağdı: Meyci’ nin yaptığı, imparatorun çevresini şogunun çevresinin yerine geçirmek oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder