Bilim Felsefesi Nedir? Temel Yaklaşımlar ve Konusu - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Mayıs 01, 2018

Bilim Felsefesi Nedir? Temel Yaklaşımlar ve Konusu

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 

Bilim Felsefesi Nedir? Temel Yaklaşımlar ve Konusu 

Bilim felsefesi nedir? Bilim felsefesinin temel yaklaşımları, konusu, başlıca soruları nelerdir? Bilim felsefesi hakkında bilgi.


Bilim Felsefesi
Bilim Felsefesinin Konusu: Bilim felsefesi, bilimlerin ortaya koyduğu kavram, kuram (teori) ve yasalarla bunların ait olduğu olayları inceler. Felsefe, bilim felsefesi aracılığı ile bilim üzerinde düşünme, bilimin mantığını oluşturma gereğini duymuştur.

Bilim felsefesinin yanıt aradığı başlıca sorular şunlardır:

• Bilimsel bilgi birikerek ilerleyen bilgi midir?
• Bilimsel yasalar kesin midir?
• Bilimsel önermeler doğrulanarak mı, yoksa yanlışlanarak mı kabul edilmelidir?
• Bilimler hangi yöntemleri izlemelidir?
• Bilimin Tarihsel Gelişimi: Zamanla konularını ve yöntemlerini belirleyen alanlar felsefeden ayrılıp bağımsız bilimler haline geldiler. İlk olarak Euclides (Öklid), geometriyi felsefeden ayırarak bağımsız bir bilim haline dönüştürdü.

Rönesansla birlikte Kopernik, Kepler, Galilei gibi düşünürler ve Newton’un çalışmaları fizik biliminin kurulmasını sağladı.

Rönesansla tümevarım yönteminin yaygınlaşması doğa bilimlerinin gelişmesinin önünü açan temel etkenlerden biridir.

19. yüzyılda Labochevsky, Bolyai ve Rieman, Euclides disi geometri anlayışının temellerini attılar. Euclides dışı geometrilerin yarattigi yeni fizik anlayışı bilimin kendi içindeki alternatiflerini çoğalttı.

De Morgan, Boole, Frege, Peano’nun çalismalariyla, önermeleri ve çikarimlari matematiksel dille ifade eden modern (sembolik) mantik doğdu.

Doga bilimlerinde ve geometride doğan alternatif anlayislar, felsefedeki yaygin nedensellik açiklamalarina karsi olasiliga dayali nedensellik anlayislarini doğurdu.

• Bilime Farklı Yaklaşımlar : Düşünce tarihi sürecinde bilime farklı bakış açıları hep görülmüştür. Bu farklı bakış açılarının ikisi bilimi ürün olarak ve etkinlik olarak gören görüşlerdir.

• Ürün Olarak Bilim : Yeni pozitivizmde (Mantikçi Empirizm) ifadesini bulan bu görüşe göre, bilimsel sonuçlar birer orandır ve felsefe bu ürünleri tarihsel gelişim sürecinde anlamaya çalışır. Bilimsel ürünler önermelerle ifade edilir. Felsefe, bu önermelerin doğrulamasını mantıksal analizlerle yapar.

Pozitivizmin başlıca sayitlilari (ön kabul) şunlardır:

• Bilim olgular hakkinda arastirma yapma tekniğidir.

• Gerçek tektir; bilimlerin yöntemi de tektir.

• Bilim, birikerek ilerler.

• Bilim olgularıin bir arada görülme sıklığını araştırmalıdır.

Yeni pozitivizme göre felsefenin görevi bilimin içine karışan metafizik unsurları mantık aracılığıyla ayıklamaktır. Yeni pozitivizmin temsilcilerinden Carnap’a göre, bilimsel önermeler duyu verileri ve gözlemlerle pekistiriliyorsa, ondan çıkan önermeler de pekiştirilmiş olur. Duyu verilerine ve gözlemlere dayanmayan önermeler, metafizik önermelerdir ve bunların bilimde yeri olmamalıdır.

Reichenbach’a göre olgusal dünya ile örtüşmeyen önermeler metafizik önermelerdir ve bilgi değildir. Olasılığın yüksek derecede belirlenmesi bilgiyi geçerli kılar. Hempel ise, metafizik ve mantığın fiziksel dünyanın özünü ortaya koyamayacağını savunur. Wittgenstein’e göre, her cümleye karşılık bir olgu vardır ve böylece dilin yapısına bakarak evrenin yapısını ortaya koyabiliriz.

• Etkinlik Olarak Bilim (Yaygın Bilim Anlayışına Getirilen Eleştiriler): Bilime ürün olarak bakan pozitivizme karşı bilime etkinlik olarak bakanlar su eleştirilerden yola çıkarlar:

• Bilim adamlari, bilime objektif bakamazlar.

• Farkli bilimleri, matematiksel fiziğin yöntemine bağlamak dünyayi anlamakta yetersiz kalir.

• Bilimler birikerek ilerleyen bir süreçte değil, her çagin değerler sisteminden (paradigmalarindan) kopuşlarla, yani sıçramalı devrimlerle gelişir.

Thomas Kuhn, bilimin birikerek ilerleyen bir süreçte geliştiğini reddeder. Bunu da paradigma kavramı ile açıklar. Bilim adamları, kendilerinden önceki dönemlerin bilim yapma anlayışını (paradigmasını) reddederek yeni paradigmalar ortaya koyarlar. Bu da sıçramalı bir devrimle yeni bir bilim anlayışına geçiştir. Her çağın kendi paradigmalarına göre doğrular vardır. İlkçağın paradigmalarına göre Aristoteles fiziği Newton fiziği, günümüz paradigmalarına göre de kuantum fiziği doğrudur.



Toulmin, Darwin’in evrim teorisinden esinlenerek bilim anlayışının da evrimleştiğini söyler. Darwin’e göre nasıl ki çevreye uyum sağlayamayan canlılar yok oluyorsa bilimde de gereksinimleri karşılamayan anlayışlar yok olur. Yeni gereksinimler yeni bilim teorileri oluşturur.

• Bilimin Değeri : Bilim insanların doğayı ve toplumu daha iyi tanıyarak doğayı denetlemesini ve toplumsal yaşamı düzenlemesini sağlar. 19. yüzyılda bilimsel gelişmelerden etkilenen felsefe, bilimleri dünyadaki her türlü sorunu çözebilecek bir araç olarak görmüştür. Bilimlerin amacı insani, toplumu ve evreni tanımak, gerçeği aramaktır. Teknoloji insan yaşamını kolaylaştıran bir işleve sahip olabileceği gibi toplumlara zarar veren bir işleve de sahip olabilmektedir.

Bilimsel çalışmaların sonuçlarının kullanımı sorunlu olabilmektedir. İnsanlar, bu sonuçların olumlu kullanılmasının yollarını araştırmak zorundadırlar. Bilimi tümüyle reddetmek de, insanin varoluşunu yok saymaktır.

Bilimin olumlu sonuçları, olumsuz sonuçlarından çok daha fazladır. Bilim, sayılamayacak kadar çok yararı ile insanların daha rahat yaşamasının ortamını hazırlamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder