Feodalizm nedir? - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Mart 27, 2017

Feodalizm nedir?

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
Feodalizm nedir?
Feodalizm, Orta Çağ’da özellikle Batı Avrupa’da egemen olan toplum düzendir. Feodalizm ya da derebeyliğin özellikleri nelerdir? Feodalizm ya da derebeylik, başta Orta Çağ Avrupası olmak üzere tarihin birçok evresinde rastlanan toplumsal, siyasal ve ekonomik örgütleniş biçimidir. Bu düzenin en önemli özelliği, devlet iktidarının parçalanmış olması ve halkın devlete değil, toprakların sahibi olan senyörlere/derebeylere bağımlı olmasıydı.

Feodalizm, Latince “feodum (tımar)” ile taşınabilir değerli mal anlamına gelen Latince kökenli bir kelimeden türemiştir. Feodal toplumda hiyerarşik bir örgütleniş söz konusudur. Siyasi örgütleniş koruyan-korunan ilişkisine dayanır. Merkezi otorite zayıftır. Özellikle Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasının ardından güçlü monarşilerin ortaya çıkmasına kadar geçen sürede, feodalizm etkin olmuştur. Roma döneminin ardından birçok irili ufaklı feodal beylik, bir başka deyişle derebeylik ortaya çıkmıştır.

Ticaretin ulusal güçlü monarşiler yaratması ile feodalizm zayıflamış, Sanayi Devrimi ile de tamamen ömrünü tüketmiştir. Feodalizmin ortaya çıkışını sağlayan başlıca iç etken, var olan köleci üretim tarzının gelişen üretim tekniğine ayak uyduramamasıdır. Feodalizmde topraklar, “fief sözleşmesi” ile hiyerarşik bir düzene bağlanmıştır. Fief sözleşmesi, iki yanlıdır. Taraflardan biri senyördür (süzeren).

Senyör, vassal olarak adlandırılan bir ikinci kişi lehine, belirli bir toprak parçası üzerinde adalet dağıtma işlevini sürekli bir hak olarak verirdi. Bunun karşılığında vassal da senyörün kendisinden beklediği görevleri yerine getirmek zorundaydı. Bu arada vassal, senyörden aldığı toprağın bir kısmını başkasına vererek kendisi de senyör olabilirdi. Fakat bu hiyerarşi içinde sonuncu vassalın ilk senyörle hiçbir ilişkisi yoktur.

Feodal düzende kilisenin de çok önemli bir yeri vardır. Kilise ve manastırlara ait birçok malikane ve toprak vardır. Krala karşı vassal durumunda olan senyörlerin çeşitli yükümlülükleri bulunur.

Bu yükümlülükler yardım (auxilium) ve danışma (concilium) biçimindedir.

Yardım ilkesi, daha çok askerî alandaki yardımı kapsarken, danışma ilkesine göreyse vassal senyöre danışmanlık yapmakla yükümlüydü.

Feodalizmde halk arasında eşitlik yoktu. Feodal düzeni oluşturan sosyal sınıflar soylular (senyörler, derebeyler), rahipler, burjuvalar (kentliler) ve köylülerdir (hür köylüler ve köleler-serfler)

Bu sosyal sınıflar farklı hukukî statülere bağlıydılar. Birbirinden kesin çizgilerle ayrılan bu sınıflar arasında geçişim, belli bir merasimi ve birtakım hukukî işlemleri gerektiriyordu.

Senyör ayrıca, sahibi ve hakimi olduğu, köylülere işletme için bıraktığı toprak parçaları için de vergi alır veya kendisi için ayırdığı arazide angarya işler için köylüleri kullanırdı. Köylüleri, çoğunlukla kendi serfleri olarak görürdü.

Her ne kadar tam anlamıyla köle sayılmasalar da serfler, bağlılıklarının simgesi olan belli bir miktar parayı senyöre vermek zorundaydılar. Ayrıca, işledikleri toprakları elden çıkarmaları, istedikleri gibi kullanmaları mümkün değildi; bu, kölelerin ölümüyle birlikte sahip oldukları mal ve mülkün yeniden senyöre geçmesi anlamına geliyordu.

Bütün değerleri yaratan serfler ve köylüler ise üretim araçlarına sahip olmadıkları gibi, hukukî açıdan da aşağı konumdaydılar.

Ayrıca senyörlük dışında evlenmelerini, başka yere taşınmalarını ve orada oturmalarını yasaklayan bir kural da vardı.


Feodalizm neden yıkıldı?
-Haçlı Seferleri sırasında senyörlerin/derebeylerin ölmesi veya ordularını kaybetmesi,
-Barutun ateşli silahlarda kullanılmaya başlanması,
-Avrupa’da sürekli ve düzenli orduların kurulması,
-Yeni Çağ başlarında Coğrafi Keşiflerin yapılmasından sonra ticaretin gelişmesi ve tarımsal faaliyetlerin gerilemesi,
-Papa ile krallar arasındaki mücadelenin krallar lehine sonuçlanması etkili olmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder