Degerler Egitimi Seminer Calismasi indir - Ders Kitabı Cevapları

Yeni Yayınlar

Haziran 17, 2013

Degerler Egitimi Seminer Calismasi indir

Edit
 DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ! 
Değerler Eğitimi Seminer Çalışması indir



Değerler eğitimi, eğitim- öğretimin her aşamasına verimli bir şekilde girmelidir.
Değerler eğitimi, bütün eğitim alanlarına yayılarak verilirse destekli ve verimli olur. Birinin verdiğini diğeri alıp götürmez. Manevi değerler de denilen değerlerden bazıları şunlardır:
Din, Allah, Peygamber, Kitap sevgisi, insana sevgi, kendine saygı, sorumluluk, sabır, paylaşma, yardımlaşma, şefkat,. merhamet, büyüklere saygı, ilme ve sanata sevgi, aileye saygı, aile bütünlüğünü koruma, insan ilişkileri, gibi değerlerdir. Bunlar insani, tutarlı, anlaşılır, makul ölçüler içinde olmalıdır. En önemli toplumsal değerlerin başında saygı, sevgi, sorumluluk gelir. Namusluluk (iffet) güven (kendine, başkasına ve hayata), cömertlik, kendini aşma, manevilik, yaşama sevinci, adalet, cesaret, disiplin, zihni tutarlılık gibi değerler önde gelen ferdi değerlerdir. Bu değerleri çoğaltabiliriz. Yalnız bunların her birinin altında az veya çok Allah’a ve dine olan inançlar yatar.

Şimdi biraz da bu değerlerin çocuklara nasıl kazandırılacağı meselesi üzerinde duralım:

Çocuğun içinde doğduğu toplumun kültürünü kazanmasında ailenin rolü ve kontrolü çok önemlidir. Bu unutulmamalıdır.

Burada ailelerin özellikleri önemli rol oynar. Bunları şöyle belirtmek mümkündür:

1) Aşırı, katı, sert, aile tipleri: (ezilmiş, içine kapalı, şiddet taraftan, okula ve topluma uyum sağlayamayan, kendine ve topluma güvenini kaybetmiş aileler.)
2) Katı fakat otoriter aileler (içinde uyumsuz, isyancı, saldırgan kendini yalnız hisseden, kimliksiz, başarısız olduğuna inanan aileler.)
3) Rehber olmayı ön plana almış aile tipleri (kendi içinde uyumlu, otonomiye, yaratıcılığa sahip, sorumluluğun zaaflarını bilen, mükemmele yönelmiş aileler.)
4) Yumuşak ve iyi huylu aile tipleri: (talihine küskün, sorumluluğunu bilen, teşebbüs gücü zayıf, güçlüklere direnemeyen, gecikmiş bir otonomiye doğru ilerlemede olan aileler,)
5) Umursamaz aile tipleri; uyumsuz, güvenemeyen, güven vermeyen, intiharcı, uyuşturucu bağımlılığı olan, başarısızlık duygusu taşıyan. fuhşa yönelmiş (prostitution maddi, sıkıntıda olan aileler.

Bunların her birisinin elinde yetişen çocuklar farklı farklı olacaktır. Bunların ortak noktalarda birleştirilmeleri ortak değerler vasıtasıyla olacaktır ki, bunu da basın yayın kuruluşları, gönüllü kuruluşlar ve bazı devlet kuruluşları müştereken yapabilirler.

Sosyal yönden değerler ‘Bir toplumun üyeleri tarafından izlenen ve benimsenen genel amaçlar’ olarak tarif edilmektedir. Bu açıdan değerler, iktisadi, estetik, sosyal, siyasi, ahlaki, dini değerler şeklinde de bölümlenmektedir. Fakat bunların hepsinin temelinde inançlar etkili rol oynar. Çünkü hakim değer, kişinin şahsiyetine şekil verir. İnsanlar bir bütünlük içinde hakim değer veya değerler sayesinde dünya görüşlerini oluştururlar. Dolayısıyla kişinin hayat felsefesi, dünya görüşü, onun yaşadığı değer sistemi demektir,

Değerleri yaparken, bir nesneye, bir davranışa, bir olaya değer biçerken açık ve anlaşılır olan, müphem ve karmaşık olana tercih edilir. Burada sosyal yönden kabul görme, itibarlı olma da rol oynar. Ayrıca daha önce de işaret ettiğimiz gibi, zihni tutarlılık da önemli rol oynar.

Değerleri çocuklara kazandırmanın bazı ilkelerini de burada ifade edebiliriz:

1) Değerlerin çocuklara aktarılması, eğitimin en büyük amacı, kazancı olmalıdır. İyi, güzel, doğru olan, hayata bir anlam veren her şey, manevi (morale) ve ahlaki olarak kabul edilir. Aileler bunları, her durum ve şartta veya fırsatta, bıktırmadan kazandırmalıdır.

2) Bu kazandırma duyguları derinden etkileyecek tarzda tatlı ve samimi bir ilişki kurarak yapılmalıdır. Onların kapalı dünyalarına ancak böyle girilebilir.

3) Değerler, günlük hayatın sevimli, hoş olayları, sürprizleri fırsat bilinerek kazandırılmalıdır. Yahut aile bizzat kendisi böyle fırsatları yaratabilir. Bayramda, seyranda, ziyarette, doğum gününde, okula başlamada, başarılı sonuç münasebetiyle küçük bir jest, değerlerin anlamlarını kavramalarını sağlayabilir.

4) Çocukları günlük faaliyetlerimize ortak kılmakla olabilir.

5) İyi bir iletişim kurmanın bir gaye değil, bir vasıta olduğunu hatırdan çıkarmamalıdır.

6) Çocukları daima teşvik etmek, ödüllendirmek ve cesaretlendirip ümitlerini kırmamak, karamsarlık değil, iyimserlik; korkaklık, pısırıklık, miskinlik değil, cesaret, hamlecilik ruhu verilmelidir.

7) Çocuklara adaletli davranıp her birinin özel ihtiyaçlarına cevap vermek suretiyle adalet sağlanabilir.

8. Çocukları daima gözlem altında tutmak, onlarla sıkı ilişkiyi gevşetmemek, iyi neticeyi kolaylaştırır.

9) Ailede kavga, gürültü, bencillik, güç gösterisi gibi yanlış davranışlara meydan vermemeye dikkat edilmelidir.

Çünkü değerleri çocuklara aile de kazandırmanın en büyük engeli, en büyük düşmanı huzursuz, kavgalı, gürültülü ve sarsıntılı bir hayat ve düzen bozukluluğudur. Bunu okul ve toplum huzursuzlukları için de söylemek mümkündür. Aileyi, toplumu ve kişiyi manevi bir iklime sevketmek lazımdır.Bu ilkelere dikkat edilerek, çocuklara kazandırılacak an’anevi değerler, onların davranışlarını belirleyecek, davranışlarına ölçü, sınır ve ciddiyet kazandıracak, hayata bakışlarını, dünyaya mana kazandırmalarını sağlayacaktır.Manevi değerlerin kazandırıldığı ciddi bir din eğitimi; ferdi ve toplumsal hayata bir çok güzellikler yansıtabilir. Bizim ülkemizde ciddi din eğitimi alan çocukların, ileriki hayatlarında bunun nasıl müsbet etkileri olduğuna dair, önemli araştırmalar mevcut değildir. Yalnız burada Ziya Gökalp’in iki sözünü hatırlatmak yerinde olacaktır: Gökalp, küçüklüğünde dini terbiye alan kimselerin ileride seciyeli ve şahsiyetli, almayanların ise, seciyesiz ve şahsiyetsiz olduğunu söyler. Ona göre fertlere şahsiyet veren velilerdir, cemiyetlere şahsiyet kazandıranlar ise peygamberlerdir.Burada daha önce sözü geçen ABD Yüksek Mahkeme Başkanı Yardımcısının konuşmasından bazı rakamlar nakletmek istiyorum.

‘Yasalara saygılı olan gençlerin daha ziyade kiliseye giden ailelerden geldiği saptanmıştır. Aile disiplini uyuşturucu kullanmayı % 50 azaltmaktadır.’‘Dini bağlılığı olmayan gençlerin, dini duyguları olan gençlere göre iki misli daha fazla suç işlediği görülmüştür. Geleneksel değerlere bağlılık ile başarı arasında da ilişki bulunmuştur. Başarılı 24 bin lise öğrencisi üzerinde yapılan bir araştırmada bunların sigara içmeyen % 88, içki içmeyen % 50, uyuşturucu kullanmayan % 94, cinsi ilişkide bulunmayan % 76, geleneksel kurallara göre evliliği yeğleyen % 87 ve kiliseye bağlı olan % 80 ve bilfiil giden % 72, haftada 10 saatten az televizyon izleyen % 52 oranında tesbit edilmiştir.’ (Kültürel Değerlerin Çöküşü ve Toplumda Suçların Artışı, Kamu Hizmeti Dergisi Sayı: 24, Ocak 1990Aynı zat, suçların azaltılması ve önlenmesi hususunda 19 bin tane ‘Mahalle gözetleme programı’ uygulandığını, bunların vatandaşın çaresizliğini önlediğini, okullarda uyuşturucu liderlerini gözetleme programlarının da oldukça etkili olduğunu, okullarda ahlakın öğretilmesi, aile ve toplulukları güçlendirmek, kaliteli iletişim ile gençlere yol gösteren program uygulamak gerektiği gibi bir takım tedbirler saymaktadır.

Benzeri hükümler ve tedbirler bizim ülkemiz için de geçerli olabilir.
Temelde insana ve yaratıcısına saygıya dayanan bir değerler eğitimi çok güzel meyveler verecektir. Bunlara yukarıda yer yer işaret edilmiştir. Takviyeli değerler eğitimi, bir iman ve ahlak eğitimi olduğu kadar, bir zihin, bir zihniyet ve düşünce eğitimidir de.

Yukarıda söylediğimiz bir hükmü tekrarlayarak sözlerimizi bağlayalım: insanın ve insanlığın ıztırabı, Allah’tan uzaklaşması, değerlerden uzaklaşması ve değersiz bir hayat peşinden koşturup durmasıdır. Değerlerin imar, inşa edildiği ve eğitiminin verilerek yeni nesillere benimsetildiği toplumlar, huzura, sükuna kavuşmaya namzettirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder